Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/966 E. 2020/1040 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/966 Esas
KARAR NO: 2020/1040 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/529 Esas 2020/140 Karar
TARİH: 11/02/2020
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının şirket tarafından verilen “iş avansı ödemesi” nden 85.600 TL bakiye borcu bulunduğunu, söz konusu iş avansı ödemesinin şirkete bazı makinelerin satın alınması amacıyla davalıya verildiğini, ancak şirketin tasfiye sürecine girmesi sebebiyle söz konusu makinelerin satın alınması işleminin gerçekleştirilemediğini, verilen iş avansı ödemelerinin davalının uhdesinde kaldığını ve davalının almış olduğu bakiye avans ödemesini şirket tarafından çekilen ihtarnamelere rağmen müvekkili şirkete iade edilmediğini, davalının borcunu ödemediğinden hakkında yapmış oldukları icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle görev ve yetki yönünden itirazlarının olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete ortak olduğunu, alacağın ticari olmadığını, dolayasıyla Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, görev ve yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini, esasa ilişkin ise davacı şirket tarafından müvekkiline avans açıklaması ile havale gönderildiğini, müvekkilinin de bu avansı iade ettiğini, müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını, davalı müvekkilinin davacı şirket yetkilisi …ın yönlendirmesi ile almış olduğu avansları onun istediği kişilere verdiğini, davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/02/2020 tarih ve 2019/529 Esas – 2020/140 Karar sayılı kararında; “Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle İİK 67 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olup, HMK 14/2 Maddesinde “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” denildiği, davacı Tasfiye Halinde … A.Ş nin adresinin … Mah. … Cad. … Sitesi No…. Çankaya Ankara olduğu, mahkememizin yargı alanı içinde bulunmadığı, davaya bakmakla yetkili Mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacı tarafın yetkisiz olan Mahkememizde iş bu davayı açtığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının HMK 114/2 maddesi gereğince usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemenin davanın usulen reddine yönelik karar vermesi doğru ise de, mahkemenin görevsizlik kararı vermemesi ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu yönündeki kararının yerinde olmadığını, Müvekkili her ne kadar tasfiye halindeki şirkette ortak ise de; davaya konu olan iş, ticari bir iş olmadığını, Ayrıca müvekkilinin her eylem ve işleminin de ticari iş ve tacirlik faaliyeti kapsamında olabilmesi de mümkün olmadığını, kısacası davaya konu olan iş ve alacak ticari iş ve alacak olmadığı gibi; müvekkilinin de bu kapsamda tacir olarak kabul edilebilecek bir faaliyette bulunmadığını, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla iddia edilen iş avansı alacağı ticari değil adi bir alacak olduğunu, bu nedenle Asliye Ticaret mahkemesi bu davaya bakmakla görevli olmadığını, Mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini, davaya bakmakla müvekkilinin adresinin yer aldığı İstanbul Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğunu, bu nedenle davanın, görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi yerinde olmadığını, Yukarıda da belirtildiği üzere, davanın müvekkilinin adresinin bulunduğu yerdeki yetkili Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmadığı, Mahkemece verilecek yetkisizlik kararı sonucunda; dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine değil, Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekeceğini, bu nedenle mahkemenin kararı yerinde olmadığını, Ayrıca mahkemece yetkisizlik kararı verilmesine ve dolayısıyla usulen davanın reddine karar verilmesine rağmen, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı şirket ortağına iş avansı olarak verilen ve iade edilmediği iddia edilen alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının HMK 114/2 maddesi gereğince usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, HMK 20.madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Dava, davalı şirket ortağına iş avansı olarak verilen ve iade edilmediği iddia edilen alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olup dava dilekçesinde, davacı şirketin davalı ortağına açtığı alacak davası şeklinde talepte bulunulduğu, davanın TTK’nun ikinci kitabında düzenlenen şirketler hukukundan kaynaklandığı, 6102 sayılı TTK m.4 kapsamında mutlak ticari davalardandır. Aynı Yasa’nın 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğundan davalı vekilinin mahkemenin görevsiz olduğu yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin mahkemenin kabulüne (yetkiye) yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Davacı şirket ile ortağı arasındaki iç ilişkiye yönelik bu davanın HMK 14/2. maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin olduğu, resen nazara alınacağı, somut olayda HMK’ nın 14/2 maddesi gereğince davacı şirketin tescilli faaliyet merkezinin bulunduğu yer olan Ankara Ticaret Mahkemeleri kesin yetkili olup buna göre davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-c. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.