Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/952 E. 2020/1027 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/952 Esas
KARAR NO : 2020/1027 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1381 Esas – 2019/827 Karar
TARİH : 19/09/2019
DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …. Ticaret A.Ş., lojistik ve taşımacılık alanında ticari faaliyet gösteren lojistik şirketlerinden olduğunu, müvekkili şirketin anılan ticari faaliyeti ile ilgili 2008-2015 yılları arasında davalı sigorta şirketinden, diğer davalı acente …Ticaret Ltd. Şti. aracılığı ile, sigortacılık hizmeti aldığını, davalı sigorta şirketinin, yasa ve poliçe gereği rizikonun gerçekleşmesi halinde ödemekle yükümlü olduğu hasar alacaklarını ödemeyerek, tahsil taleplerini sürümcemede bıraktığını ve müvekkili şirketi mağdur ettiğini, bu hususta defalarca sözlü yazılı bildirime rağmen tazminat alacaklarını haksız ve mesnetsiz yere ödemekten kaçındıklarını, müvekkili şirketten milyonlarca lira prim tahsilatı yapan davalı sigorta şirketinin cüzi rakamları bile ödemekten kaçındığını, anılan sigorta tazminatı alacaklarını defeaten sözlü ve yazılı olarak talepte bulunulmuşsa da davalı sigorta şirketi ödemeden kaçınarak sözleşme taahhütlerine aykırı olarak hasarlarını karşılamadığını, müvekkili şirket adına İstanbul Anadolu…. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas Sayılı dosyası ile davalı sigorta şirketi ve dava dışı sigorta acentesi aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, iş bu icra takibi dosyası üzerinden davalı şirkete ve dava dışı acenteye ödeme emri gönderildiğini, bunun üzerine davalı sigorta şirketi ve davalı acente tarafından alacaklı müvekkili şirkete hiçbir borcu olmadığı bahsiyle yetkiye, takibe, borca ve diğer tüm ferilere itiraz ettiklerini, her ne kadar davalı sigorta şirketi ve davalı acente aleyhine 599.221,57-TL asıl alacak ve 593.655,92-TL işlemiş faiz olmak üzere 1.192.877,49-TL toplam üzerinden icra takibi açılmışsa da, gerek davalı sigorta şirketince takip sonrası bir hasar dosyasının ödenmesi gerekse de toplam hasar tazminat alacağının esasen tam olarak belirlenememesi dolayısıyla tutarın bilirkişi marifetiyle tespiti gerektiğinden belirsiz alacak davasını açmak zorunda kaldıklarını, davalı sigorta şirketi tamamen kötü niyetle, hasar tazminatı borçlarını ödemekten kaçındığını, davalı sigorta şirketinden alacaklı oldukları 48 adet hasar tazminatı alacaklarının tespiti ile tazminatın hasarın ihbar edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı …. Anonim şirketi verdiği cevap dilekçesinde özetle: davacının alacak taleplerinin kabulü anlamına gelmemek kayıt ve şartıyla bir an için taleplerinde haklı olduğu varsayılsa dahi, bu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı şirket tarafından 2010 – 2015 yılları arası tazminat isteminde bulunulduğunu, davacının taleplerinin kabulü anlamına gelmemekle birlikte, taleplerinin kabul edilebileceği düşünüldüğünde bile TTK’nın açık hükmü uyarınca davacının zamanaşımına uğrayan taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın eda davası olduğu dikkate alındığında 48 adet hasar dosyasından kaynaklandığı iddia edilen hasar tazminatının miktarı, davacı yanca ifade edildiği ve icra takibine konulduğu üzere sabit olup davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaati bulunmadığını, zira davacı tarafından dava ikame edilirken, 1.192.877,49 TL hasar tazminatının taraflarına ödenmesinin talep edildiği ihtarlara ve yine aynı miktar üzerinden başlatılan İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında dayanıldığını, kanunda yer alan madde hükmüne göre, alacaklının alacağını belirsiz bir alacak olarak talep edebilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı veya bu durum objektif olarak imkânsız olması gerektiğini, açılacak davanın miktarı biliniyor veya tespit edilebiliyorsa, miktar açıkça belirtilerek talepte bulunulması gerektiğini, talep ettiği hasar tazminatının miktarı, davacının ticari kayıtlarıyla sabit olduğunu, miktarın belirlenebilir olduğunu, bu sebeple belirli bir alacak miktarı söz konusu olmasına rağmen belirsiz alacak davası açılmasının yerinde olmadığını bu sebeple belirsiz alacak davası olarak açılan huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı taleplerinin ilgili poliçelerin teminatı kapsamında kaldığının, prim borçlarının müvekkil sigorta şirketine intikal ettirilmemesi üzerine TTK 1431. madde hükmü gereği prim borçları hasar tazminatlarından mahsup edilerek hasar dosyalarının kapatıldığını, davacı ile diğer davalı … Sigorta Acenteliğinin sahiplerinin aynı kişiler olduğunu, iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu, davacı şirket adına tanzim edilen sigorta poliçelerinden doğan primlerin müvekkili sigorta şirketine intikal ettirilmediğinden taraflar arasında devam eden ceza ve hukuk davalarının bulunduğunu, davacı şirket ile diğer davalı şirket arasında açık bir organik bağ bulunduğunu, iki tarafın birlikte ve ortak saikle hareket ettiklerini, müvekkil sigorta şirketini zarara uğratma çabası içerisine girdiklerini dava haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Tic Ltd Ştinin davaya cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 19/09/2019 tarih 2016/1381 Esas – 2019/827 Karar sayılı kararında;”Dosyanın incelenmesinde; dava dilekçesinde 48 adet hasar dosyasından alacak talep edildiği, aşamalarda 36 adet hasar dosyasından alacak talebine düşürüldüğü, dava değerinin 10.000-TL olarak gösterildiği ve 36 adet dosyanın liste halinde hasar tarihi ve hasar bedeli belirtmek suretiyle gösterilmiş ise de; dava değerine nazaran hangi hasar dosyası yönünden hangi tutarda talebin bulunduğunun açıklanmadığı, 10.000-TL ‘nin kalem kalem olacak şekilde hasar dosyalarına paylaştırılmadığı görülmüştür. Taleple bağlılık ilkesi uyarınca, dava konusunu davacı belirler. Mahkeme ancak davacı tarafından belirlenen konuda karar verebilir. Davacının talep etmediği bir şey hakkında karar verilemez. Mahkemece talepten daha azına karar verilebilir ise de dava sonucunda kurulacak hükmün sınırını, tarafların karara bağlanmasını istediği talep sonucu belirler. Bu nedenle talep sonucu yeterince açık değilse hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK. m. 31) kapsamında açık olmayan talep sonucunu açıklatması gerekir.Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen davacının talep sonucunu uğramış olduğu zarar talebi yönünden açıklamadığı…”gerekçesi ile, HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirkete ödenmeyen 48 adet hasar dosyası tazminatının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak sonradan arttırılmak üzere 10.000-TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, 36 adet hasar dosyası, tek tek, hasar tarihleri, hasar dosya numaraları, ilgili poliçe numaraları ve karşılarında kalem kalem hasar tutarları da belirtilerek, dilekçenin sonuç kısmında, 36 adet hasar dosyası için toplam 601.100,82-TL hasar tazminatı talebinin mevcut olduğu şeklinde süpheye mahal vermeyecek şekilde talep sonucunun açıklandığını, Ne var ki ilk derece mahkemesinin dilekçeyi hiçe sayarak “davanın açılmamış sayılmasına” karar verdiğini, İlk derece Mahkemesi karar gerekçesinde, “dosyanın incelenmesinde 36 adet dosyanın liste halinde hasar tarihi ve hasar bedeli belirtmek suretiyle gösterilmiş ise de dava değerine nazaran hangi hasar dosyası yönünden hangi tutarda talebinin bulunduğuınun açıklanmadığı, 10.000-TL kalem kalem olacak şekilde hasar dosyalarına paylaştırılamadığı görülmüştür demiş ve devamında davacının talep sonucunu uğramış olduğu zarar talebi yönünden açıklamadığı anlaşılmakla…. ” şeklinde hukuka ve usule açıkça aykırı bir gerekçe ile hüküm oluşturduğunu, Mahkeme’nin de malumu olduğu ve öğretide de genel kabul gördüğü üzere HMK.md.119/2 talep sonucunun mevcut olmadığı hallerde uygulanması gerektiğini,Öğretide Yargıtay kararında da görüldüğü üzere bu konudaki yaygın görüş; Talep sonucunun mevcut, fakat bunun açık/anlaşılır olmadığı hallerde m. 119/2’ye gidilmesine gerek olmayacağı çünkü böyle bir ihtimalde talep sonucunun açıklattırılmasının hâkimin davayı aydınlatma ödevi (m. 31) çerçevesinde istenecektir. Talep sonucundaki hata veya eksikliğin, maddi hata kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olduğu ihtimallerde ise m.183/1 doğrultusunda hareket edilmesi mümkün olacağını. (ULUKAPI, s. 235; MERİÇ, s. 392. “) (Yargıtay 3. HD,4.10.2011, 13202/14736 (H);) (Hukuk Genel Kurlu Kararı 10.4.2013, 8-1505/494 (L). İlk derece mahkemesi kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğu yönündeki iddiaların teyit eder nitelikteki yargıtay kararlarını sunduklarını;YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ E. 2016/16565 K. 2016/17469 T. 13.6.2016 YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2012/9908 K. 2012/21367 T. 11.10.2012 YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/23-350 K. 2016/24 T. 20.1.2016İleri sürerek İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1381 E. 2019/827 K. Sayılı 19/09/2020 tarihli kararın kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sigorta sözleşmesi kapsamında poliçe teminatı içinde olmasına rağmen ödenmeyen hasar bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesi ile, acenta olan davalı …. Ltd. Şti. Aracılığı ile davalı sigorta şirketi ile sigorta sözleşmeleri düzenlendiğini, 48 adet hasar dosyası bedelinin tüm taleplerine rağmen sigorta şirketince ödenmediğini belirterek (belirsiz alacak davası olarak) 48 adet hasar tazminatı alacaklarının tespiti ile hasar dosya bedellerinden fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava dilekçesinin içeriği başlıklı HMK’nın 119. Maddesinin (ğ) bendinde “açık bir şekilde talep sonucu”nun dava dilekçesinde bulunması gerektiği belirtilmiştir. Bunun eksik olması halinde aynı maddenin 2. Fıkrasına göre eksikliğin giderilmesi için bir haftalık kesin süre verileceği, süre içinde eksiklik giderilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.”6100 sayılı HMK’nın 119/1-ğ maddesine göre, davacının mahkemeden hangi türde bir hukuki koruma istediğini “talep sonucu” kısmında açıkça ve hiçbir şekilde tereddüde yer vermeyecek şekilde ayrıntılı olarak yazması gerekmektedir. Mahkemece davanın kabulü hâlinde talep sonucunu aynen hüküm fıkrası olarak kararına alabilmesi bakımından talep sonucunun çok açık bir şekilde yazılması gereklidir. 6100 sayılı HMK’nın “Hâkimin davayı aydınlatma ödevi” başlıklı 31. maddesi;“Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının dava dilekçesinde yer alan talep sonucunun açık olmaması durumunda, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. ” (Yargıtay HGK 2017/15-253 E., 2020/288 K.)Somut olayda dava dilekçesinin başlığında davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilmiş, dava esas değeri olarak 10.000 TL belirtilmiş, netice ve talep kısmında “Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Hakimliğinizce resen buyurulacak sebeplerle fazlaya ilişkin dava, hak ve alacak haklarımız saklı kalmak kaydı ile;Davalı sigorta şirketinden alacaklı bulunduğumız 48 adet hasar tazminatı alacağımızın tespiti ile tazminat alacağımızın hasarın ihbar edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline” karar verilmesi talep edilmiştir.Ön inceleme HMK’nın Yazılı yargılama usulü başlıklı 3. Kısmının dördüncü bölümünde 137. Vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 140 maddesinde hakimin ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tespit edeceği, bundan sonra tarafları sulhe teşvik edeceği sonuç alınamadığı takdirde bu hususların tutanak ile tespit edileceği ve tahkikatın bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütüleceği düzenlenmiştir.Somut olayda, mahkemece 15/03/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın “Davacı tarafından davalılar aleyhine yapılan icra takip dosyasına konu hasar dosyaları ile ilgili olarak davacının davalılardan hasar dosyalarından doğan tazminat alacağının tahsilinin mümkün olup olmadığı, varsa bunların miktarının tespitinden ibaret olduğu” tespit edilmiş, tutanak taraflarca imza edilmiştir.Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında tespit edilmiş olup, uyuşmazlığın davacının hasar dosyalarından dolayı tazminat alacağının olup olmadığı ile bunların miktarına ilişkin olduğu belirlenmiştir.Mahkemece ön inceleme tutanağı esas alınarak tahkikatın yürütülmesi gerekir.Davada talep hasar dosyalarından hak edilen tazminata ilişkin olup, alacak miktarı hasar dosyalarında yapılacak inceleme sonucunda belirlenebilecektir. Buna göre davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkündür. Mahkemede ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusunu bu şekilde belirlemiş, 4. Nolu ara kararı ile bu husustaki (belirsiz alacak davası ile ilgili) davalı beyanının esas ile birlikte değerlendirilmesine karar verilmiştir.HMK’nın 31. Maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.Mahkemece 04/04/2018 tarihli duruşmada “Davacı vekiline dava dilekçesinin talep sonucunu uğramış olduğu zarar talebi yönünden HMK 119/1ğ gereği dava dilekçesine eklediği ve toplanmasını istediği deliller ile ilişkilendirerek ve her bir hasar dosyası yönünden kalem kalem açıklamak ve talep sonucunu somutlaştırmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasını karar verileceğinin ihtaratına (İHTAR EDİLDİ)” şeklinde ara karar oluşturulmuş, bunun üzerine davacı vekili, 10/04/2018 havale tarihli dilekçe ile ara karar gereği açıklamalarını ve hasar dosyaları ile her bir hasar dosyasından talep ettkileri miktarı belirtir liste sunmuş, bu listede 36 adet hasar dosyası için toplam alacaklarının 601.100,82 TL olduğunu belirtmiştir.Mahkemenin bu işlemi hasar dosyalarının somutlaştırılması için HMK’nın 31. Maddesi kapsamında hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında açıklama yaptırılmasıdır. Davacı vekili de hasar dosyalarını belirterek gerekli somutlaştırmayı yerine getirmiştir.Mahkemenin, 19/12/2016 tarihli tensip kararının 1. maddesinde; “Dava dilekçesinin HMK’nun 119.uncu maddesinde düzenlenen unsurları taşıdığı anlaşılmakla; mahkemece dava ile ilgili yapılması gerekli işlemlerin yürütülmesine”, karar verilmiş olduğu da gözetilmek suretiyle; mahkemece taraf delileri toplanarak gerekli inceleme yapılarak hasar dosyalarından davacının tazminat talep edip edemeyeceği, davalının bu hasar dosyalarından sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olup olmadığı, var ise alacak miktarı tespit edilerek oluşacak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan HMK’nın 119/2 maddesine göre karar verilmesi hatalı olmuştur.Bu nedenle davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 19/09/2019 tarihli 2016/1381 Esas – 2019/827 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.