Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/942 E. 2022/1235 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/942 Esas
KARAR NO: 2022/1235 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili banka ile dava dışı kredi borçlusu Müflis … Tic. A.Ş.arasında 14 adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı kefillerinde iş bu sözleşmede müşeterek borçlu ve müteselsil kefalet imzasının bulunduğunu, işbu sözleşmeye istinaden muhtelif teminat mektupları verildiğini, anılan mektupların devre komisyonlarının ödenmedi gibi mektupların iadelerinin de yapılmadığını, akebinde biriken komisyon alacağının tahsili ve mektupların beelinin depo edilmesi için Beşiktaş … Noterliğinin 03/08/2011 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile 04/06/1998 tarih ve 8.234,45 TL teminat mektubunun komisyon alacağı ve meri mektup bedellerinin depo edilmesi talep edildiğini, bunun üzerine bu kez … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların borca ve tüm fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğu, davalı kefillerin itirazlarının gerçeğe aykırı olduğnu, müvekkili bankanın meri mektuplardan dolayı komisyon tahakkuk ettirme ve bunları davalılardan talep etme hakları bulunduğunu, …’ın 500,00 TL (sorumlu olduğu miktar 749,56 TL’dir) ve …’in 221.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmelesinde kefalet imzalarının bulunduğnu, diğer davalıların ise tüm kredi sözleşmelerinde kefalet imzalarının bulunduğunu, itirazın takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu ileri sürerek itirazın ipatiline, takiben devamına ve %40’dan az olamamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Müvekkilinin dava konusu Genel Kredi Sözleşmelerini imzalamadığını, dolayısıyla imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Cevap Dilekçesinde Özetle; Dava dışı kredi borçlusu şirkette daha önce yönetici olduğunu, 11/08/1994 tarihinde ortaklaktan ve yöneticilikten ayrıldığını, şirketin 10/07/2001 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, Genel Kredi Sözleşmesinde şahsi kefaleti ve imzasının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılara usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/05/2019 tarih 2015/1268 Esas 2019/456 Karar sayılı kararında; ” Somut olayda, dava dışı (Müflis) … Tic. A.Ş.ile davacı ile devren birleşen … bank A.Ş.arasında 11/07/1990 – 11/12/1998 tarih aralığında 14 adet Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı …’ın yalnız 11/07/1990 tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatının bulunduğu, anılan davalının sonraki tarihli diğer Genel Kredi Sözleşmelerinde kefil sıfatının bulunmadığı, dava dışı … A.Ş.lehine 04/06/1998 tarihli teminat mektubu düzenlendiği, teminat mektubunun veriliş tarihinin diğer davalılar … ve …’in müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu 28/05/1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden sonraki tarihe denk geldiği, dolayısıyla anılan teminat mektubunun 28/05/1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında düzenlendiğinin kabulü gerektiği, davalı …’in itirazı üzerine yaptırılan imza incelemesi neticesinde kefalet imzasının …’e ait olduğu hususunun 14/06/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı kefillerin 28/05/1998 tarihli 221.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında teminat mektubu komisyonlarından sorumlu olduğu, davalı …’ın kefaletinin yer aldığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç kapatıldıktan sonra yeni kefile ihtiyaç duyularak yeniden düzenlenen genel kredi sözleşmeleri bakımından sorumlu tutulamayacağı, takibe dayanak teminat mektubunun dava tarihinden sonra 20/12/2016 tarihinde iade edildiği ve depo talebinin konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, dava dışı asıl borçlu tarafından teminat mektup komisyonlarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği ve Beşiktaş … Noterliğinin 03/08/2011 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamenin davalı … ve …’e 12/08/2011 tarihinde tebliğ edildiği, verilen mehil gözetildiğinde davalıların 14/08/2011 tarihi itibariyle temerrüte düştükleri, davacının takip tarihi itibariyle davalı kefillerden 5.490,33 TL’si asıl alacak olmak üzere 6.038,08 TL talep edebileceği ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 24/2.maddesi kapsamında asıl alacağa %44 oranında temerrüt faizi yürütebileceği anlaşılmakla 24/10/2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davalı … ve … yönünden nakdi alacağa itirazların kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, diğer davalı …’ın kefalet tarihinden sonra 13 adet yeni Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenmesi ve düzenlenen yeni Genel Kredi Sözleşmelerinde yeni kefillere ihtiyaç duyularak kredi kullandırılması karşısında davalının 04/06/1998 tarihli teminat mektubu komisyonu ve deposundan sorumlu olmayacağı kanaatine varılarak bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, dava tarihinden sonra teminat mektubunun iade edildiği dikkate alınarak gayri nakdi alacak yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, “1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile; Mükerrer tahsil oluşturmamak kaydıyla davalılar …, … ve …’in İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 5.490,33 TL asıl alacak, 521,67 TL işlemiş faiz, 26,08 TL BSMV olmak üzere 6.038,08 TL yönünden iptaline ve takibin asıl alacağa %44 temerrüt faizi ve faizin %5’i gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %40’ı oranında 2.415,23 TL inkar tazminatının davalılar …, … ve …’den tahsili ile davacıya verilmesine, 3-8.234,45 TL’lik teminat mektubu dava tarihinden sonra iade edilmekle depo talebi konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 4-Davalı …’a yönelik davanın REDDİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olarak reddedilen kısmının kaldırılması gerektiğini, Davalılar Müflis … Tic. A.Ş ile 14 adet Genel Kredi Sözleşmesini (davalılardan … ve … 1 tanesini) müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalılarının borcunun genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, Davalılardan …’ın 500,00-TL bedelli Genel kredi sözleşmesini, … 221.000,00-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesini diğer davalıların ise tüm Genel Kredi Sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, Davalılardan … yalnızca 500,00-TL lik sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından takip tarihi itibariyle borcun 749,00-TL’sinden sorumlu olduğunu, Davalı …’ın; asıl borçlu şirketin ortaklığından 18/11/1994 tarihinde ayrıldığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, herhangi bir kredi sözleşmesinde kefaletinin olmadığını iddia ettiğini ve yerel mahkeme tarafından … yönünden davanın reddine karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı …’ın borcunun asıl borçlu Müflis … Tic. A.Ş firmasının ortağı olmasından değil, bu firmanın asıl borçlu olarak imzaladığı 500,00-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamasından kaynaklandığını, davalının borcunun kefalet borcu olup kefalet limiti ile borçtan sorumlu olduğunu, asıl borçlu firmanın terkin olmasının, iflas etmesinin davalı yanın borcunu sona erdirmediğini, Bilirkişi raporunun hatalı ve hükme elverişsiz olduğunu, yerel mahkeme kararına esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda aleyhe olan kısımlarının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Yerel mahkemenin kredi sözleşmelerindeki imzaların …’e ait olmadığı konusundaki iddia ve itirazlarını yeterince incelemediğini, Müvekkilinin icra takibine haksız yere itiraz etmediğini, kredi sözleşmelerindeki imzalara itiraz üzerine belirtilen kurumlardan eski imza örneklerinin getirildiğini, ancak müvekkilinden ıslak imza ve yazı örnekleri alınmadan raporun düzenlendiğini, bilirkişi raporunun yetersiz verilere dayandığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve bilirkişi raporuna itirazın kabulü ile …’ in yazı ve imza örneğinin alınmasını ve imza incelemesinin, …, Adli Tıp, bir üniversitenin güzel sanatlar akademisi yada Jandarma Kriminal Bölümü’ne, üçlü bir kurul tarafından yaptırılmasını ve buradan gelecek bilirkişi incelemesinden sonra, davanın müvekkili açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava genel kredi ve kefalet sözleşmelerine dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı … vekilleri tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … tarafından; dava ve takip dayanağı sözleşmelerden, 28/05/1998 tarihli 221.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi’ne kefil olunduğuna dair kefalet sözleşmesi altındaki imzanın kendisi eli ürünü olmadığı ileri sürülmüştür. Mahkemece, davalıya sözleşmenin yapıldığı tarihe yakın, tatbiki medar ıslak imzalı belge asıllarının bulunduğu kurumların bildirilmesi için süre verilmiş, bildirilen kurumlardan, davalının ıslak imzalarını içeren bir kısım belge asılları getirtilmiş, 28/05/1998 tarihli genel kredi sözleşmesi ile aynı tarihli kefalet sözleşmesi aslı dosya arasına alınmış, davalı …’in mahkeme huzurunda yazı ve imza örnekleri alınmaksızın dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir. Grafolog bilirkişi tarafından tanzim edilen ve hükme esas alınan, 14/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda, ihtilaf konusu sözleşme altındaki imzanın davalı eli ürünü olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Davalı … vekili tarafından, imza incelemesine yönelik rapora yazılı olarak itiraz edilmiş, ayrıca 05/12/2018 tarihli celsede müvekkilinin yazı ve imza örnekleri alınarak yeniden imza incelemesi yapılması talep edilmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun yazı ve imza inkarı halinde inceleme usul ve sırasını düzenleyen 211 maddesi; ” Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir: a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir. b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesini içermektedir. İlk derece mahkemesi tarafından davalı … isticvap edilerek, yazı ve imza örnekleri alınmaksızın, yalnızca tatbiki medar ıslak imzalı belge asılları esas alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması 6100 Sayılı HMK’nun 211 maddesinde öngörülen usule aykırı olduğundan(bkz. Postacıoğlu,İlhan,E./Altay, Sümer; Medeni Usul Hukuku Dersleri, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2015, s. 665-668; Yılmaz,Ejder; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Bası, Yetkin Yayınları, Ankara 2013, s. 1130-1135) davalı …’in buna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davalı …’in istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kabul edilen istinaf sebebi yönünden kaldırılmasına, kaldırma sebebinin mahiyetine göre davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …’in istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2019 tarih 2015/1268 Esas – 2019/456 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Davacının sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 5-Davacı banka harçtan muaf olduğundan bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,6-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 7-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.