Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/939 E. 2022/1361 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/939 Esas
KARAR NO: 2022/1361 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2017/158 Esas 2019/864 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma)
BİRLEŞEN İSTANBUL 3. ATM 2017/573 E. 2018/1203 K.
SAYILI DAVADA
BİREŞEN DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ile davalı şirketin ortağı olan dava dışı … arasında yapılmış 18/01/2017 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi gereği müvekkilinin davalı şirketin %50 hissesine ortak olduğunu ve şirket yetkilisi olarak atandığını, şirketin menfaatleri için müvekkili tarafından sunulan fikirlerin dava dışı ortak tarafından geri çevrildiğini, dava dışı ortağın tavırları sonrası taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin şiddetli geçimsizlik nedeniyle çekilmez hale geldiğini, müvekkili tarafından dava dışı ortağa restoranın bakım, onarım, tadilat ve kira ödemesinde kullanılmak üzere ödeme yapıldığını ancak, yapılan ödemenin amacı dışında kullanıldığını, ayrıca sezon dışı olması bahane gösterilerek restoranın çalıştırılmadığını ve şirketin zarar uğratıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle TTK 638/2.maddesi gereği davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı, davalı vekili duruşmadaki beyanlarında, davacının hisse karşılığı ortak olması amacıyla ödeme yaptığını, işbu dava ile ortaklıktan ayrılamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkili gerçek kişi ile davalı arasında yapılmış 18/01/2017 tarihli protokol gereği, davacı şirketin %50 oranında hissesinin davalıya devredildiğini, müvekkilinin protokol gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak, şirkete verilmesi kararlaştırılan 145.000 TL’nin davalı tarafça ödenmediğini, davalının şirket karlılığı için hiçbir çaba sarf etmediğini, buna rağmen davalının hisseler için ödemiş olduğu ücretin iadesi talebiyle haksız olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkilleri aleyhine takip başlattığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin ortağı olduğu davacı şirket hesabına 23/12/2016 tarihinde kira bedeli olarak 9.000 TL, ayrıca 13/12/2016 tarihinde ayrı ayrı 15.000 TL ve 35.000 TL olmak üzere toplam 59.000 TL ödeme yapıldığını, bu miktarın 1.000 TL’si davacı tarafça müvekkiline geri ödendiğini ancak kalan bakiyenin ödenmemesi üzerine menfi tespite konu takibin açıldığını, davacıların müvekkiline borçlu olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacıların icra inkar tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/11/2019 tarih ve 2017/158 Esas – 2019/864 Karar sayılı kararında;”…Birleşen davada tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere taraflar arasında yapılmış hisse devir sözleşmesi ile aynı tarihli protokol gereği, davalı tarafça, ortağı olduğu davacı şirket hesabına borç olarak takip ve davaya dayanak 50.000 TL ve davacı şirket işyeri üç aylık kira bedeli olarak 9.000 TL ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemelere ilişkin icra dosyasındaki talep ve takip konusu borçtan davalı şirketin sorumlu olduğu anlaşıldığından; davacı şirket yönünden ileri sürülen borçlu olunmadığı yönündeki istemin reddine; bu davacı tarafça açılan davada, takip durdurulmadığından ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davalı taraf tazminat isteminin de reddine karar verilmiştir.Diğer davacı gerçek kişi yönünden yapılan inceleme sonrasında; yukarıda açıklandığı üzere benimsenen bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen alacaktan, şirket ortağı davacı gerçek kişinin TTK 573/2 maddesi gereği sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmış, dolayısıyla bu davacının takip konusu ödemelere ilişkin borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; takipte davalı tarafın kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından ve bu nedenle bu davacı taraf lehine kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından tazminat isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. …”gerekçesi ile, 1-ASIL DAVANIN KABULÜ ile,a-Davacının İstanbul Ticaret Sicil Müd.nün … sicil numarasında kayıtlı …’ndeki ortaklıktan TTK.nın 638/2.maddesi gereğince çıkmasına, talep olmadığından davacıya ayrılma akçesi ödenmesine yer olmadığına, 2-Birleşen İstanbul 3.ATM.nin 2017/573 Esas Sayılı Davası Yönünden; a)DAVACI … TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile Adı geçen davacının İst. …İcra Müd.nün … Esas Sayılı dosyasında takibe konulan alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitine, b)Koşulları oluşmadığından davacı …’in tazminat isteminin reddine, c)DAVACI ŞİRKET TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN REDDİNE, d)Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı asıl davada davacı / birleşen davada davalı vekili tarafından birleşen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl davada davacı / birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Birleşen dava kapsamında yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın HMK madde 353/1-a6 yönünden açıkça hukuka aykırı olup, ibraz ettikleri delillerin hiç incelenmeksizin hükme elverişli olmayan bilirkişi raporu ile karar verildiğini, Birleşen menfi tespit davası yönünden davalı …’in haksız dava dilekçesine dayanak olarak gösterdiği dekontlara ilişkin yaptığı itirazlar ile borcu olmadığı yönündeki tespit talebi son derece asılsız ve hukuka aykırı olduğunu, Söz konusu şirket, 02.06.2011 tarihinde 10.000-TL sermaye ile kurulmuş olup, İstanbul Ticaret Siciline “…” sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, müvekkili müvekkili …’ın, şirket ortağı … ile 18.01.2017 tarihinde Noter huzurunda “Hisse Devri Sözleşmesi” imzaladığı ve söz konusu hisse devri TTK hükümleri uyarınca 24.01.2017 tarihinde tescil edildiğini, şirketin sermayesinin %50’sine tekabül eden 5.000-TL hisse bedeli hisse devir tarihinde müvekkili … tarafından, …’e ödenmiştir. 24.01.2017 tarihi itibariyle müvekkili … “…” nin %50 hissesine ortak olduğu ve şirket yetkilisi olarak atandığını, söz konusu şirket, 2011 yılında kurulmuş olmasına rağmen bu 6 senelik süre zarfında hiçbir şekilde kar elde etmeyen ve her seneyi zararla kapatan bir şirket olduğunu, davalı …’in sözkonusu bu şirkete ortak arayışı da maddi sıkıntı içerisinde olmasından kaynaklandığını, Davalı … ile müvekkili arasında, tescil işlemleri sonrasında, bir takım anlaşmazlıklar ortaya çıktığı ve müvekkili bu anlaşmazlıkların giderilmesi için her ne kadar … ile iletişime geçmeye çalışsa da çabaları sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin, işbu şirkete, şirketin Bodrum, Yalıkavak ilçesinde bulunan “…” ünvanlı Resturant & Cafe’yi işletmek amacıyla ortak olduğunu, yapılan bu ortaklık anlaşmasına dayalı olarak müvekkili, söz konusu restoranı iyileştirmek ve geliştirmek ve şirketin menfaatleri doğrultusunda kazanç elde eden bir işletme haline getirmek amacıyla tüm çevresini ve bilgi birikimini kullandığı ve davalı …’e çeşitli fikirler sunduğunu, ancak … kişisel menfaatleri uğruna ve kendi isteklerini gerçekleştirmek adına tüm bu teklifleri geri çevirdiğini, Bununla birlikte müvekkilinin davalının talebi üzerine, ortak olacakları düşüncesiyle davalı … adına Davalı’nın da %50 hissesine sahip olduğu şirket hesabına 23.12.2016 tarihinde ortak olacakları yer ile ilgili 3 aylık kira bedeli olarak 9.000,00-TL, 13.12.2016 tarihinde 15.000,00-TL ve yine 13.12.2016 tarihinde 35.000,00-TL ödeme yaptığını, yapılan ödemelere ilişkin dekontların dosyada bulunduğunu, müvekkili tarafından toplamda 59.000,00-TL ödeme yapılmış olup, 1.000,00-TL si Davacı … tarafından müvekkiline geri ödendiğinden, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibi ile müvekkilinin 58.000,00-TL alacağı için davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını ve icra takibine karşı davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmadığını, Müvekkilince yapılan ödemelere ilişkin sunulan banka dekontlarında yapılan ödemelerin …’in şahsına yapıldığına dair Davalı …’in kendi el yazısı ve imzası bulunmakta olduğunu, bu konuya ilişkin olarak menfi tespit davasının görüldüğü İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince herhangi bir imza ve yazı incelemesi yapılmadığı ve dosyasının esasına girilmeden menfi tespit dosyası, açmış oldukları İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin “Ortaklıktan Çıkma ” dava dosyası ile birleştirildiğini, birleştirme sonucu dosya bilirkişiye tevdi edildiği ancak bilirkişiler tarafından Mahkeme dosyasına sunulan dekontlar incelemeden mahkemeye hükme elverişli olmayan bir rapor sunulduğunu, bu çerçevede alınan bilirkişi raporu eksik incelemeye dayalı olarak hazırlanmış bir rapor olduğunu, kaldı ki taraflar arasında yapılan protokol çerçevesinde de menfi tespit davasına konu tutarın …’in şahsına verildiği taraflarca imza altına alınmış olup bu nedenle müvekkiline karşı açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının birleşen menfi tespit davası ile ilgili olarak verilen kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve birleşen davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava; TTK 638/2.madde gereğince davacının ortağı olduğu davalı şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Birleşen dava; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından kaynaklı İİK’nın 72/3.maddesi uyarınca açılan borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Mahkemece, 1-) Asıl davanın kabulüne, 2-) Birleşen İstanbul 3.ATM.nin 2017/573 Esas Sayılı Davası Yönünden; a)Davacı … tarafından açılan davanın kabulüne, b)Davacı şirket tarafından açılan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı asıl davada davacı / birleşen davada davalı vekili tarafından birleşen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada davacı / birleşen davada davalı vekili tarafından birleşen davada mahkemece … yönünden verilen karar istinaf edilmiş olup istinaf sebepleri incelendiğinde, Birleşen davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklı … tarafından borçlular …, … aleyhine 17/02/2017 tarihinde …’a ait 13/12/2016 tarihli … ve … nolu dekontlar ile …’a ait 23/12/2016 tarihli … nolu muhasebe fişiyle yapılan ödemelerden kaynaklı 58.000,00 TL. Alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı ve borçlular tarafından takipten kaynaklı birleşen dava dosyasına konu menfi tesbit davasının açıldığı anlaşılmıştır. Asıl davada davalı, birleşen davada davacılardan olan …’nin 02.06.2011 tarihinde 10.000-TL sermaye ile kurulmuş olup İstanbul Ticaret Siciline “…” sicil numarası ile kayıtlı olduğu, asıl davada davacı … ile birleşen dosya davacılarından … arasında imzalanan Beyoğlu … Noterliğinin 18/01/2017 tarih ve … yevmiye nolu Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile, şirketin 400 paya tekabül eden 10.000,00 TL. Lik hissesinin 5000 TL.ye tekabül eden 200 adet hissenin hisse bedeli nakten ve tamamen ödenmiş olarak … tarafından …’a devredildiği, hisse devrinin 18/01/2017 tarih ve 2017/1 karar sayılı ortaklar kurulu kararı ile onaylanıp 30/01/2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır. Birleşen davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası içerisinde bulunan takip dayanağı banka dekontları incelendiğinde, …’a ait 13/12/2016 tarihli … nolu dekont üzerinde bu parayı … elden 15.000 TL. Şahsıma vermiştir ibaresinin yazıldığı ve … tarafından imzalandığı, paranın 13/13/2016 tarihinde elden verildiği ve şirket hesabına bu paranın 14/12/2016 tarihinde havale edildiği, … nolu dekont üzerinde bu parayı … elden 35.000 TL. Şahsıma vermiştir ibaresinin yazıldığı ve … tarafından imzalandığı, paranın 13/13/2016 tarihinde elden verildiği ve şirket hesabına bu paranın 14/12/2016 tarihinde havale edildiği, …’a ait 23/12/2016 tarihli … nolu muhasebe fişinde de Ocak-Şubat-Mart kira bedeli açıklaması ile … tarafından şirket hesabına 23/12/2016 tarihinde havale yapıldığı görülmüştür. Birleşen dosya davacılar vekili tarafından ibraz edilen alıcı olarak … ve Satıcı olarak … arasında yapılan 18/01/2017 tarihli protokol incelendiğinde; Maddesinde;” Satıcı şirkette sahip olduğu 400 adet hissenin 200 adedini …alıcıya devretmeyi kabul ve taahhüt etmektedir.” Maddesinde;” Alıcı şirketteki 10.000 TL. Sermayenin 5.000 TL. ‘sini devralmış ve şirketin ticari hayatını devam ettirebilmesi, yeni ekipman, demirbaş alıklarının yapılması ve yeni yapılacak olan girişimlere destek amacı ile şirkete 145.000 TL. Vermeyi taahhüt etmektedir. Alıcı tarafından ödenen toplamda 200.000 TL.’nin 50.000 TL.si 13/12/2016 tarihinde elden satıcıya teslim edilmiş olup şirket banka hesabına ( … hesap no… ) 15.000 TL. Ve 35.000 TL. Olarak yatırılmıştır. Banka dekontunun üzerine ödeme şerh edilmiştir. İlgili dekontlar bu potokolün ekinde yer almaktadır.” Maddesinde;”Toplamda verilen 200.000 TL. ‘den 5.000 TL.’si hisse devri için ödenecek olup 50.000 TL.’si satıcı … adına, geri kalan 145.000 TL.’si şirketin muhasebe kayıtlarında 331- Ortaklara borçlar hesabı altında takip edilecektir.Herhangi aksi bir durumda … şirkete koymuş olduğu 145.000 TL.’yi şirkette bu ödemeyi karşılayacak nakit olmaması durumunda şirketin merkezi ve şubesi bünyesinde bulunan emtia, demirbaş, ekipman ve makinalara el koyacak ve satabilecektir.” Maddesinde;”…’ın şirkete koymuş olduğu hisse bedeli olan 5.000 TL. Ve …amacı ile şirkete verilen 145.000 TL. Hariç 50.000 TL. İçin …’den senet alınacaktır.” Maddesinde;”Şirketin kara geçmesi ve alıcı …’ın şirket ortaklığından ayrılmak istemesi durumunda alıcı, …’ın şirket için yatırmış olduğu 200.000 TL. Satıcı tarafından Alıcıya geri ödenecektir….” hükümleri düzenlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasında yapılan 18/01/2017 tarihli noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesiyle davacının hisselerini davalıya devrettiği, yine aynı tarihli adi yazılı sözleşmeyle (protokol) hisse devir bedeli ve yükümlülükler kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Sözleşmede yapılan değişiklik tamamlayıcı koşullarda olsa dahi bu koşullar sözleşmeyle yükümlenilen borçları ağırlaştıracak doğrultuda ve nitelikte ise geçerliliği sözleşmenin bağlı olduğu biçimde yapılmasına bağlıdır. Taraflar arasında 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesindeki şartlara uygun olarak yapılan ve noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesinde öngörülmeyen yükümlülükler, bu biçime uygun olmayan adi yazılı belgeyle kararlaştırılmış olup bu nedenle geçersizdir. Protokol hükümleri ve banka dekontu üzerindeki kayıtlar gözetildiğinde 50.000 TL.’nin … tarafından …’in şahsına verildiği sabittir. Bu durumda, adi yazılı sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler geçersiz olduğu gözetilerek herkes verdiğini iade ile yükümlüdür. Bu tesbitler doğrultusunda birleşen dosya davacısı …’in birleşen davaya konu icra takibine dayanak borcun 50.000 TL. sinden borçlu olduğu anlaşılmakla, mahkemece bu miktar yönünden davanın … yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Asıl davada davacı / birleşen davada davalı vekili tarafından birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl davada davacı – birleşen davada davalının birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarih ve 2017/158 Esas – 2019/864 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 2-ASIL DAVANIN KABULÜ ile, a-Davacının İstanbul Ticaret Sicil Müd.nün … sicil numarasında kayıtlı …’ndeki ortaklıktan TTK.nın 638/2.maddesi gereğince çıkmasına, talep olmadığından davacıya ayrılma akçesi ödenmesine yer olmadığına, 3-Birleşen İstanbul 3.ATM.nin 2017/573 Esas Sayılı Davası Yönünden; a-Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasında takibe konu alacaktan 8.000,00.TL.’lik kısmı yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, b)Koşulları oluşmadığından davacı …’in tazminat isteminin reddine, c)Davacı şirket tarafından açılan Davanın REDDİNE, d)Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN: 4-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcından 31,40-TL peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 13-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına, 5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,6-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 1.500 TL bilirkişi ücreti ve 265,50 TL tebligat giderinden oluşan toplam: 1.832,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:8-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 546,48.TL harçtan, davacılar tarafından yatırılan 990,50.TL harcın mahsubu ile bakiye 444,02.TL’nin talep halinde davacılara iadesine,9-Davacı tarafından yatırılan 546,48.TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.000,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, 11-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.280,00.TL vekalet ücretinin davacılardan ( davacı …’in 9.200,00 TL’sinden sorumlu olmak üzere ) alınarak davalıya verilmesine, 12-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 13-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine, 14-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere; toplam 181,1.TL yargılama giderinin birleşen davada davacıdan alınarak birleşen davada davalıya verilmesine, 15-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda asıl dava istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden birleşen dava yönünden 06/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.