Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/938 E. 2020/783 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/938 Esas
KARAR NO: 2020/783 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 30/01/2020
TARİH: 2020/36 D.iş 2020/36 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında devam eden ticari ilişkide, 24/12/2019 tarihli 31.196,68 USD’nin karşılığı 184.968,24 TL ve 24/12/2019 tarihli 122.830,16 TL tutarlı faturaların, e-fatura olarak borçluya gönderildiğini, faturalara ilişkin itiraz olmadığını, taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, İcra ve İflas Kanunu’nun aradığı şartlara endeksli olarak, alacağın hiçbir teminata bağlı olmadığını, fatura bedelleri de ödeme süresi geçmesine rağmen bugüne kadar ödenmediğini, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlanması hâlinde ihtiyati haciz kararı verilebileceğinin İİK’nın 258. maddesinde düzenlendiğini, buna rağmen mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi için “borcun itirazsız kabulüne dair belge” aranmasının hangi kanuni ve hukuki esaslara dayandığı ve bu kavramın içeriği de açıklanmadan red kararına gerekçe yapılmasının da doğru olmadığını, borçlu hakkında takibe başlayacaklarını ve icra takibinden haberdar olduğu takdirde mallarını kaçırmasından endişe edildiğini buna mani olmak için mahkemeden borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/01/2020 tarih 2020/36 D.iş 2020/36 Karar sayılı kararında; “İİK’nun 257 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu bulunması halinde ihtiyati haciz istenebileceği, vadesi gelmemiş bir borçtan ise, ancak borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği hükme bağlanmıştır. Yine İİK ‘nun 258.maddesinde alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermek zorunda olduğu düzenlenmiştir. İİK.nun 257 maddesinin geçici hukuki korunmaya yönelik tedbir mahiyetinde olduğu ve uygulanabilmesi için yaklaşık ispat şartının gerçekleşmesinin ön koşul olduğu açıktır. İcra ve İflâs Kanunu’nun 258’inci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257/II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Daha açık bir anlatımla sadece alacağın varlığı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli veya tek şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.(Yüksek Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 12/06/2008 gün ve 2008/4717 esas,2008/6504 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi) Tüm dosya kapsamı, belgeler, davacının ihtiyati haciz isteminde haklı olduğuna dair mahkememizde olumlu kanat uyandıracak nitelikte bulunmamış olup, keza karşı tarafın mallarını kaçırdığı ve adres değiştirdiğine dair herhangi bir somut bilgi ve belge ibraz edilmemiştir. Sunulan belgelerin İİK.nun 258.maddesinde belirtildiği ölçüde ihtiyati haciz talebinin kabulüne yeterli bulunmadığı kanaatine varılmakla öte yandan ihtiyati haciz isteyen vekilince sunulan dilekçe ve eklerinin incelenmesi neticesinde, talebe dayanak taraflar arasındaki e-fatura kapsamında tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı iddiası yargılamaya muhtaç olup, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın da mal kaçırma çabası içinde bulunduğuna dair bir delil sunulmadığı …”gerekçesi ile, İhtiyati haciz isteyen vekilinin talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf dilekçesi ile, Taraflar arasında devam eden ticari ilişkide, 24/12/2019 tarihli 31.196,68 USD’nin karşılığı 184.968,24 TL ve 24/12/2019 tarihli 122.830,16 TL tutarlı faturaların e-fatura olarak borçluya gönderildiğini, faturalara ilişkin itiraz olmamasına rağmen, müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, Müvekkilinin TTK’ya göre delil niteliğinde tuttuğu ticari defter kayıtları, faturalar, cari hesap tablosunun ihtiyati haciz talebiyle birlikte mahkemeye sunulduğunu, mahkemenin 30/01/2020 tarihli kararında ihtiyati haciz isteminde haklı olduğuna dair mahkemece olumlu kanaat oluşturacak nitelikte bilgi bulunmadığından ve malların kaçırıldığına ilişkin somut bilgi ve belge ibraz edilmediğinden, ayrıca e-fatura kapsamında tarafların edimlerini yerine getirip getirmediğinin belli olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verdiğini, (Yargıtay 19. H.D. 2015/685 E. 2015/13030 K. sayılı ilamı, Yargıtay 11. H.D. 2016/2214 E. 2016/2481 K. sayılı ilamı) Alacağa konu faturalar ve mutabakata ilişkin mail çıktıları mahkemeye sunulan evraklarda bu husus açıkça görülmekte ise de mahkemece dikkate alınmadığını, (Yargıtay 19. H.D. 2015/4882 E. 2015/12767 K. sayılı ilamı) İlgili kararın hukuki dayanaktan yoksun, açıkça hukuka aykırı bir şekilde eksik inceleme sonucu verildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/36 D.iş 2020/36 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İhtiyati haciz talep eden, karşı taraftan faturalar nedeniyle alacaklı olduklarını, faturalara itiraz edilmediğini, bu doğrultuda karşı taraf ile BA/BS form mutabakatı yapıldığını, ödeme süresi geçmesine rağmen fatura bedellerinin ödenmediğini, İİK 257 ve 258. Maddeleri gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece alacağın varlığı ve muaccel olduğu konusunda yaklaşık ispata yeterli delil sunulmadığı, karşı tarafın mallarını kaçırdığı ve adres değiştirdiğine dair herhangi bir somut bilgi ve belge ibraz edilmediği, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili istinafa başvurmuştur. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterlidir. Somut olayda ihtiyati haciz talep edenin sunduğu belgeler alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, yargılamayı gerektirmektedir. İİK 257. Maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığından talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Bu nedenle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.