Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/93 E. 2020/256 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/93 Esas
KARAR NO : 2020/256 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 31/05/2019
DOSYA NUMARASI : 2019/613 Esas ( Derdest Dava Dosyası)
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; hizmet alınmamasına rağmen hizmet alınmış gibi gösterilen ve bu minvalde sahte/ gerçeğe aykırı faturalar düzenlenerek müvekkili şirket muhasebe sistemine kaydedilerek şirketi 127.192,20TL tutarında zarara uğratıldıklarını, her 3 davalının mevcut mal varlıklarını devretmek sureti ile borçlarını ödemekten kaçınmaları kuvvetle muhtemel olduğunu ileri sürerek, davalıların mal varlıklarının 3. Kişilere devrinin engellenmesi yönünden HMK 391. Maddesine göre teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, bu talep üzerine İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/275 Esas ve 19/07/2017 tarihli tensip tutanağı ile; ” Davacının %15 teminat vermesi şartıyla, davalıların araç ve gayrimenkulleri üzerine 127.192,20 TL’lik ihtiyati haciz konulmasına, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır. İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı … vekili tarafından verilen itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararı nedeniyle müvekkilinin taşınmazlarına haciz konulduğunu, müvekkilinin kredi kullanmak sureti ile ticari hayatını sürdürdüğünü, söz konusu ihtiyati haciz kararı nedeniyle ticari hayatının durma noktasına geldiğini, bu nedenle uygun görülecek tutarda teminat mektubu sunulduğunda ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 31/05/2019 tarih ve 2019/613 Esas sayılı ara kararında;”…Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davasında İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/2017 tarihli kararı ile davalıların araç ve gayrimenkulleri üzerine 127.192,20 TL.lik ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş ise de, Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda yargılamanın bulunduğu aşama dikkate alınarak İİK.257.maddesindeki şartların henüz gerçekleşmediği, talebin yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun henüz oluşmadığı anlaşılmakla talebin kabülü ile; İİK 266. Maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/2017 tarih 2017/275 E. Sayılı dosyasıyla verilen ihtiyati haciz kararın davalılardan … tarafından 127.192,20 TL tutarındaki banka teminat mektubunun mahkememize ibraz edildiğinde kaldırılmasına, teminat mektubunun ibraz edildiğinde mahkememiz yazı işleri müdürlüğü kasasına alınmasına karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile;Talebin kabülü ile; İİK 266. Maddesi uyarınca İst. And. 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/2017 tarih 2017/275 E. Sayılı dosyasıyla verilen ihtiyati haciz kararın davalılardan … tarafından 127.192,20 TL tutarındaki banka teminat mektubunun mahkememize ibraz edildiğinde kaldırılmasına, teminat mektubunun ibraz edildiğinde mahkememiz yazı işleri müdürlüğü kasasına alınmasına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen bu karar sonrasında sadece asıl alacağını tahsil edebilecek olup nerede ise bir o kadar hesaplanacak olan ferilerini tahsil etme kabiliyeti olamayacağını, davalı tarafın başkaca bir malvarlığının olmadığı hususu da tartışmasız olduğunu,Öncelikle davalı tarafın talebinin reddine şayet mahkeme aksi kanaatte olacak ise davanın kabulü halinde çıkacak muhtemel alacak miktarı tutarında teminat mektubu sunulmasına hükmedilmesinin gerektiğini,Davalılardan …’nın talebi kendi içerisinde çelişkiler ile dolu olduğunu, davalı taraf talep dilekçesinde gerekçe olarak taşınmazlarına karşılık kredi kullanarak ticari hayatını sürdürdüğünü beyan etmiş olup daha önce hangi taşınmazına karşılık kredi kullandığını ve faal olarak hangi ticari iş ile ilgilendiğini mahkemeye ispat edemediğini, böylelikte talebindeki samimiyeti gösteremediğini,Davalı taraf tamamen kötü niyetli olup teminat mektubu sunup taşınmazları üzerindeki ihtiyati haczi kaldırarak sonrasında hemen elden çıkartma gayesinde olduğunu, böylelikle davalı taraf huzurdaki iş bu davada çıkması muhtemel kötüniyet tazminatı, faiz, avukatlık ücreti ve yargılama giderleri ile asıl alacağın ferilerinden kurtulmak niyetinde olduğunun açık olduğunu, Ayrıca davalı ile müvekkili arasında İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/716 E. Sayılı dosyası üzerinden devam eden 632.481,77-TL. tutarlı bir başka dava da mevcut olup davalı tarafın açık niyeti söz konusu davadan da çıkması muhtemel davanın kabulü kararı nedeni ile taşınmazlarını kurtardığını,Böylelikle davalı tarafın talebinin reddine veya çıkması muhtemel bedel üzerinden teminat mektubu sunmasına hükmedilmesi gerekirken ana para üzerinden teminat mektubu sunulduğunda ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olması hem hakkaniyete hem de hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ilgili ara kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yapılacak istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Talep, 127.192,20 TL. asıl alacak üzerinden açılan itirazın iptali davasında alacağın garanti altına alınması için davalıların malvarlıkları üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebidir.
Mahkemece ( İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi), 2017/275 Esas ve 19/07/2017 tarihli tensip tutanağının 11/b maddesi uyarınca; ” Davacının %15 teminat vermesi şartıyla, davalıların araç ve gayrimenkulleri üzerine 127.192,20 TL’lik ihtiyati haciz konulmasına, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır. Davalılardan … vekili tarafından verilen talep ve itiraz dilekçesi üzerine, mahkemece 31/05/2019 tarih ve 2019/613 Esas sayılı ara ara kararı ile; Talebin kabülü ile; İİK 266. Maddesi uyarınca İst. And. 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/2017 tarih 2017/275 E. Sayılı dosyasıyla verilen ihtiyati haciz kararın davalılardan … tarafından 127.192,20 TL tutarındaki banka teminat mektubunun mahkememize ibraz edildiğinde kaldırılmasına, teminat mektubunun ibraz edildiğinde mahkememiz yazı işleri müdürlüğü kasasına alınmasına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 341/1 maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir, ” hükmü düzenlenmiştir.Buna göre geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/3. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/4. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.Teminat karşılığında İhtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması HMK’nın 395. maddesinde düzenlenmiş olup, 1. fıkrasında aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilenin veya ihtiyati tedbir kararı uygulananın, mahkemece kabul edilecek teminatı göstermesi halinde, mahkemenin duruma göre tedbiri değiştirebileceği ve kaldırabileceği düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 2. fıkrasında teminatın tutarının 87. maddeye göre tayin edileceği, 3. fıkrasında itiraza ilişkin 394. maddenin 3 ve 4. fıkralarının uygulanacağı düzenlenmiştir. Söz konusu yasal düzenlemeler gözetildiğinde, teminat karşılığında tedbir kararının değiştirilmesinin veya kaldırılmasının istenebileceği, mahkemece bu konuda verilecek kararlara karşı itiraz edilebileceği düzenlenmiş olup, teminat karşılığında tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilen kararlara karşı istinafa başvurulacağına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Aksine 395. maddenin 3. fıkrası ile itiraz hususunda 394. maddenin 3 ve 4. maddelerine yollama yapılmış olup, 394. maddede tedbire itiraz üzerine verilecek kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceğine dair 5. fıkraya yollama yapılmamıştır. Bundan da kanun koyucunun teminat karşılığında tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilecek kararlara karşı sadece itiraz yolunu öngördüğü, bu kararlara karşı istinafa başvurulmasına imkan vermediği anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. Nitekim, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf yoluna götürülemeyeceği aslında kanun koyucunun da açık ve bilinçli bir tercihidir. Zira durum ve koşulların değişmesi sebebiyle itiraz hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarının kıyasen uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu şekilde 394. maddenin üçüncü fıkrasına yapılan atıf ile üçüncü kişilerin de itiraz edebileceği, dördüncü fıkraya yapılan atıf ile de itirazın şekli ve incelenmesinin kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir. Dikkat edilirse kanun yoluna başvuru imkânını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır.İhtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır.Mahkemece dava sırasında HMK’nın 389. maddesi ile verilen ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz kararının HMK 396 maddesine göre durum ve koşulların değiştiğinden bahisle değiştirilmesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır. Bu nedenle Davalılardan … vekili tarafından verilen talep ve itiraz dilekçesi üzerine, mahkemece 31/05/2019 tarih ve 2019/613 Esas sayılı ara kararı ile verilen karar istinafa tabi değildir.Sonuç itibariyle, mahkemece verilen ara karar istinafa tabi kararlardan olmadığından davacının istinaf dilekçesinin HMK 346, 352/1 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/02/2020 tarihinde HMK’nun 352, 362/1-f maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.