Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/920 E. 2020/1018 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/920 Esas
KARAR NO : 2020/1018 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/843 Esas – 2020/146 Karar
TARİH: 17/02/2020
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilleri şirketin e-Defterlerinin bulunduğu servere yapılan siber saldırı neticesinde 2017 yılı tamamı ve 2019/4 ayı ticari e-Defterleri ile sistem dosyalarının şifrelenerek ilgili e-Defterlere ulaşılmasının engellendiğini, veri kurtarma alanında uzman … isimli firma tarafından yapılan tüm çalışmalara karşın e-Defterler açılamamakta ve kullanılamamakta olduğunu, siber saldırıyı gerçekleştirenin müvekkilleri şirket ile mail yolu ile iletişime geçip maddi menfaat karşılığında şifrenin çözüleceği yönünde mail gönderdiğini belirterek e-Defterlerine ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/02/2020 tarih 2019/843 Esas – 2020/146 Karar sayılı kararında; ” Dava, TTK’nun 82.maddesinin 7. maddesine dayalı zayi belgesi verilmesi istemidir. TTK’nın 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı ğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir” şeklinde olup, davanın ziyaın öğrenildiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Dava dilekçesi ve eklerinden, dava tarihinin 04/11/2019 olmasına rağmen söz konusu siber saldırı sonucunda ilgili e-defterlere ulaşılamadığının yani defterlerin zayi olduğunun öğrenilmesinden itibaren 15 günlük sürenin geçmesinden sonra açıldığı anlaşılmıştır. Bu konuda davacı vekilinin dava dilekçesinde de bunu kabul ettiği, 19/10/2019 tarih ve 30923 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 7.1 maddesi uyarınca e-defterler için zayi belgesi alma imkanı getirilmesi nedeni ile bu tarihten itibaren 15 günlük yasal sürede dava açtıklarını ileri sürdükleri anlaşılmaktadır. Söz konusu tebliğin ilgili maddesi e-Defter tutanlar, Vergi Usul Kanununda belirtilen “Mücbir Sebep” halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtlarının bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini istemelidir. Mahkemeden zayi belgesinin temin edilmesini müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığa yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin (talep edilecek bilgi ve belgeler e-Defter Uygulama Kılavuzunda açıklanır) ibraz edilmesi halinde, mükelleflerin zayi olan e-Defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-Defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenmesi için Başkanlık tarafından yazılı izin verilir.” şeklinde olup madde TTK’nun 82/7.maddesine yeni bir düzleme getirmemekte, TTK’nun 82/7.maddesine paralel hükümler içerdiği görülmektedir. Yani davacı şirketin zayi belgesi talep etme hakkının söz konusu tebliğ değişikliği öncesinde de zaten yasada mevcut hali ile var olduğu açıktır. Zira TTK’nun 82/7.maddesinde mücbir sebepten bahsedilmemekte, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebepleri sınırlı olarak sayılmakta olup, davacının ticari defterlerinin siber saldırı sonucunda ulaşılamaz hale gelmesi mahkememizce “hırsızlık” olarak değerlendirilmiş ve netice itibariyle davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı…”gerekçesi ile, Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Elektronik ortamda tutulan defterler ile düzenlenen ve alınan e-faturaların saklandığı donanımların tabi afetlerle yok olabileceğini, çalınabileceğini veya işbu davada da olduğu gibi siber saldırılara maruz kalarak ibraz edilemez duruma gelebileceğini, ancak elektronik ortamdaki kayıt ve belgelerin yok olmasının kağıt ortamındaki defter ve belgelerden farklı değerlendirmek gerekeceğini, bu tür elektronik uygulamalara başlamadan önce her türlü önlemin alınmasına çok daha önem verildiğini, yok olacak kayıt ve belgelerin nasıl tekrar geri getirileceğine ilişkin titizlikle çalışıldığını ancak önlenemez bir siber saldırı durumunda buna karşın ne yapılacağı açık olmayıp, uygun bir yöntemle tevsiki, rapora bağlanması ve zayi belgesi alınması gerekliğinin ortaya çıktığını, E- defterlerin zarar görmesi durumunda ne yapılacağının daha önceden belirlenmediği gerekçesiyle 3 sıra nolu tebliğinin düzenlenmesine ihtiyaç duyulduğunu, TTK m. 82/7 fiziki evrak olan ticari defterlerin mücbir sebep halleri için öngörülmüşse de söz konusu 3 sıra nolu tebliğ e-defterler için özellikle ve ayrıca düzenlendiğini, bu tebliğden önce e-defter uygulamasında mücbir sebep halinde ne tür yolların izleneceği konusunda boşluk olduğunu, Bu tebliğle en başından beri olması gereken usulün esasen 19.10.2019’da ancak devreye girdiğini, bu sebeple de huzurdaki davanın bu tarihten itibaren 15 günlük süre içerisinde, süresinde ikame edildiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin E : 2016/3160, K: 2017/5582) Müvekkili, hacker saldırısını 19.08.2019 tarihinde öğrenmiş ise de, hacklenen e-defterlerle ilgili olarak veri kurtarma şirketine başvurduğunu, verileri kurtarmak için büyük uğraşlar sarf ettiğini, teknik müdahalede bulunduğunu, 15 günlük hak düşürücü sürenin ziyaın öğrenildiği tarihte başlaması yerine gerekli kurtarma çabalarının sarf edilerek, sonuç alamayacağının öğrenmesi ile başlaması gerektiğini, Müvekkilinin hem 19/10/2019 tarihli tebliğ ile hem de veri kurtarma şirketine 09/09/2019 tarihinde başvuru yaptıktan sonraki devam eden görüşmeleri sonucunda defterlere erişilemeyeceğini ve defterler hakkında yasal prosedürü işletmesi gerektiğini kesin olarak anladığını, bu sebeple hak düşürücü sürenin veri kurtarma şirketine başvuru yaptıktan sonra ilerleyen süreçte müvekkilce de teknik müdahalenin sonuç doğuramayacağını öğrendiği tarihten itibaren başlaması gerektiğini, İleri sürerek, yerel mahkemenin “Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine” şeklindeki 17/02/2020 tarih ve 2019/843 E. 2020/146 K. Sayılı kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili şirketin e-Defter tuttuğunu, müvekkili şirketin e-Defterlerinin bulunduğu servere yapılan siber saldırı neticesinde 2017 yılı tamamı ve 2019/4 ayı ticari e-Defterleri ile sistem dosyalarının şifrelenerek ilgili e-Defterlere ulaşılmasının engellendiğini belirterek e-Defterlere ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmiş, mahkemece 15 günlük hak düşürücü sürede başvurulmadığından bahisle talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.TTK’nın 82/7. Maddesinde ” Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.19 Ekim 2019 tarih ve 30923 sayılı resmi gazetede yayınlanan ELEKTRONİK DEFTER GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SIRA NO: 3) 7.1. maddesinde “e-Defter tutanlar, Vergi Usul Kanununda belirtilen “Mücbir Sebep” halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtlarının bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini istemelidir.” düzenlemesi yapılmıştır. Vergi usul kanunu 13. Madde de Mücbir sebepler: 1. Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk; 2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; 3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısiyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması; gibi hallerdir. olarak belirtilmiştir.TTK 82/7 maddesinde tacirin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter ve belgelerinin iradesi dışında afet veya hırsızlık sebebiyle zayi olması durumunda ziyaı öğrendiği tarihten 15 gün içinde zayi belgesi verilmesini talep edebileceği düzenlenmiştir. Maddede afetler sınırlı olarak belirtilmemiştir. Elektronik defter genel tebliğinde değişiklik yapılmasına dair tebliğde de TTK 82/7 maddede öngörülen süreden farklı bir düzenleme yapılmamış, sadece vergi usul kanunda öngörülen mücbir sebepler nedeniyle e- defterlere ait kayıtların silinmesi, kaybı, bozulması, işlem görememesi, zarar görmesi hallerinde zayi belgesi talep edilebileceği belirtilmiştir.Somut olayda davacı TTK 82/7. Maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde zayi belgesi verilmesi talebinde bulunmamıştır. Bu nedenle istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.