Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/91 E. 2020/200 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/91
KARAR NO : 2020/200
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2019 (İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Ara Karar)
DOSYA NUMARASI : 2019/882 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
TALEP: İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili vermiş olduğu 14/11/2019 tarihli dilekçesinde özetle; müvekili … ile karşı tarafın, şifahen müvekkilin evinin yalıtım işlerinin ve restorasyon işlerinin yapılması için bir takım malzemelerin karşı taraftan satın alınması için anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca, sipariş edilen mallara ilişkin müvekkili … 02/07/2019 tanzim ve 15/09/2019 vade tarihli, 69.000 TL bedelli bonoyu keşide ederek verdiğini, diğer müvekkili …’un da kefil olduğunu, ancak karşı taraf bonoyu almasına rağmen teslim etmeyi taahhüt ettiği malları müvekkiline teslim etmediğini, söz konusu mallara ilişkin fatura düzenlenmediğini ve müvekkillerinin iyi niyetli çabalarına rağmen bonoyu da müvekkiline iade etmediğini, bu nedenle müvekkillerinin telafisi zor zararlara uğramaması için İİK madde 72/2 gereği bononun icra takibine konu edilmemesi, üçüncü şahıslara ciro edilmemesi veya iş bu davadan sonra bono bedelinin tahsili için olası bir icra takibine maruz kalındığında, icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/11/2019 tarih ve 2019/882 Esas sayılı ara kararı ile; ” İİK’ nın 72. maddesine göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. HMK’ nun 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK.nun 390.maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Dava dilekçesinin incelenmesinden menfi tespit davasının bononun bedelsizlik iddiasını içerdiği anlaşılmaktadır. Kambiyo senedi vasfını taşıyan bononun sebepten mücerret olması, bir ödeme vasıtası olması, soyut borç ikrarını içermesi, bononun tedavül kabiliyeti nedeni ile ilgileri nezdinde ticari hayatta güven oluşturması, senedin bedelsizliğine dair davacının, davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delillerini sunmadığı, dava konusu iddianın yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği anlaşıldığından HMK.nun 389 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” İhtiyati tedbir talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkillerden … ile davalı şirketin, şifahen müvekkilin evinin yalıtım işlerinin ve restorasyon işlerinin yapılması için bir takım malzemelerin davalı şirketten satın alınması için anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca, sipariş edilen mallara ilişkin müvekkil …..’ nun davalı şirkete 02.07.2019 düzenleme tarihli, 15.09.2019 vade tarihli, 69.000 TL bedelli bonoyu keşide ederek verdiğini diğer müvekkil …’ un da kefil olduğunu, Ancak, davalı şirketin bonoyu almasına rağmen teslim etmeyi taahhüt ettiği malları, müvekkile teslim etmediğini bonoyu da müvekkillere iade etmediğini, Davalı şirketçe, mallar müvekkile teslim edilmediği gibi, söz konusu mallara ilişkin faturanın da davalı tarafça düzenlenmediğini, Müvekkillerin bütün iyi niyetli çabalarına rağmen ve defaten şifahi taleplerine rağmen davalı şirketin bonoyu iade etmediğini, Davalı şirketin bonoyu iade etmemesi üzerine, müvekkillerin telafisi zor zararlara uğramaması için İİK m:72/2 gereği bononun icra takibine konu edilmemesi, üçüncü şahıslara ciro edilmemesi veya iş bu talebinden sonra bono bedelinin tahsili için olası bir icra takibine maruz kalındığında, icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi için 20.09.2019 tarihinde davacı tarafça İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1311 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu Ayrıca ticari uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurma şartı söz konusu olduğundan; arabuluculuk sürecine tabi konu hakkında doğrudan menfi tespit davası açılamayacağından, ihtiyati tedbir istenemeyeceği açık ve tartışmasız olduğundan, 6 haftalık arabuluculuk sürecinin özel ve acil durumlar için çokça uzun bir süre olması, bu süre zarfında verilmeyen ihtiyati tedbir kararları nedeni ile uygulamada çokça mağduriyet yaşandığından; menfi tespit davası açmadan evvel, ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, Taraflarınca uyuşmazlık konusu bono hakkında tebdir kararı alındıktan sonra, davalı tarafından iş bu davaya konu bononun tahsili için 23.09.2019 tarihinde Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, 27.09.2019 tarihli İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1311 D.İş Esas 2019/1335 Karar sayılı kararı ile, huzurdaki tedbir talepli davaya konu, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takibinin % 15 teminat karşılığında durdurulmasına karar verildiğini Söz konusu kararın ifa edildiğini, akabinde de menfi tespit davasının ikame edildiğini, Davalı vekili tarafından; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nce verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiğini, itiraz üzerine Mahkemece 13.11.2019 tarihinde itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini, Söz konusu İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13.11.2019 tarihli kararının HMK 397/4 uyarınca hukuka aykırı olmakla, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1311 d.iş sayılı dosyasının duruşma zaptı, menfi tespit davası dosyasına sunulduğunu, iş bu kere 14.11.2019 tarihli dilekçeleri ile yerel mahkemeden ihtiyati tedbir talep edildiğini, HMK 397/4 maddesinde “ ihtiyati tedbir dosyası, asıl dava dosyasının eki sayıldığından dava açıldıktan sonra, ihtiyati tedbir ile ilgili karar vermeye asıl dava dosyasına bakan Mahkeme yetkilidir “ denilmekte olup, bu sebeple de durumun, yerel mahkemeye tedbir talebi ile birlikte izah edildiğini, Eş deyişle, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü … es. sayılı icra takibi hakkında verilen tedbir kararı devam etmekte iken,kendileri tarafından menfi tespit davası ikame edilmiş olup, bu tedbir kararı değişik iş dosyasından hukuka aykırı olarak kaldırıldıktan sonra, yerel mahkemeden İİK 72/2 uyarınca tedbir talep edildiğini İş bu istinafa konu dosyada da İİK m. 72/2 uyarınca tedbir kararı verilmesine engel bir durum olmadığını, Ayrıca HMK 389 vd. maddeler bakımından durum değerlendirildiğinde; Söz konusu icra dosyası ve bono hakkında davalı tarafça yapılması muhtemel işlemlerin açıklandığını, takibe devam edilmesi halinde müvekkilin zarara uğrama tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını, durumun önemi ve aciliyetinin dilekçelerinde vurgulandığını, öte yandan karşı tarafça menfi tespit davası dosyasına ilgili ve yeterli açıklamalar yapılmadığını, işin ifa edildiğine dair herhangi bir delil ileri sürülmediğini, Bu sebeple yerel mahkemenin yaklaşık olarak davanın ispat edilemediği tespitinin hukuka uygun olmadığını, Mahkemece tam ispat aranırcasına tedbir taleplerinin değerlendirildiğini, delillerin arasında davalıya ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi gerektiği bildirilmiş olup, yaklaşık ispatın sınırının ne olduğu belirlenmeksizin genel geçer ifadeyle ilgili kanun maddesi metnine değinilerek ihtiyati tedbirin amacına aykırı olarak taleplerinin reddedildiğini, tedbir taleplerinin reddi sonucunda müvekkiller açısından telafisi imkansız zararlar ortaya çıkacak olup, Yargılama sonunda aksi bir sonuç çıkması ihtimalinde durumun eski hale getirilmesinin güç bir hal alacağını,( İstanbul BAM 15 HD E. 2019/1794 – K. 2019/1253 ) Sonuç itibariyle davanın esasında, davalının müvekkillere mal satımı ve/veya nakden para vermesinin söz konusu olmadığını, müvekkillere mal satımı söz konusu olsa, davalının sattığı mallar ile ilgili fatura keşide etmesi gerektiği ve tacir olduğunun ifade edildiğini, usul ve yasaya göre de durumun böyle olduğunu, halbuki davalı tarafından müvekkiller adına keşide edilmiş fatura bulunmadığını, davalının tacir olup fatura düzenlemeden mal satmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalının borç vermeye yetkili olduğuna dair ikrazatçı belgesi de olmadığını beyanla; İzah edilen sebeplerle; – İstinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini, -Yerel mahkemenin 25.11.2019 tarihli ara kararının ortadan kaldırılmasına ve yeniden talepleri doğrultusunda Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyası hakkında, İİK 72/2 ve/veya HMK 390 uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini, -Yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’ sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, kıymetli evraktan (bonodan) kaynaklı açılan menfi tespit davasında, davaya konu bono hakkında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığı belirtilerek takibin İİK. 72/2 Maddesi uyarınca tedbiren durdurulması talebidir. Mahkemece, İhtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27/09/2019 tarih ve 2019/1311 D. İş Esas, 2019/1335 D. İş karar sayılı kararın dosya arasında bulunan sureti incelendiğinde; İİK.72/2 Maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas Sayılı icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, karara itiraz üzerine İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince 13/11/2019 tarih ve 2019/1311 D. İş Esas, 2019/1335 D. İş karar sayılı ek kararı ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. İİK’ nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir,” hükmünü içermektedir. HMK’ nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nun 72/3. maddesinde; ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez, denilmiştir. Mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğunun Dairemizce tespit edildiği, ayrıca somut olayda, takibe konu bonodan kaynaklı davacıların takip alacaklısına borçlu olup olmadığı, talep konusu bononun bedelsiz olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği ve İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’ nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.