Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/906 E. 2020/909 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/906 Esas
KARAR NO: 2020/909 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 12/02/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/77 Esas
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
TALEP: İhtiyati tedbir kararına itiraz
KARAR TARİHİ: 21/09/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/533 D.İş Esas-Karar sayılı dosyası üzerinden verilen 23/07/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile; 1-Davalılar ile 3. Kişilerin uğrayabilecekleri zararı karşılamak üzere takdiren dava değeri olan 351.842,45 TL üzerinden %30 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulması halinde … Bankası A.Ş. bünyesinde bulunan … referans numaralı 62.272,50 USD meblağlı akreditif bedelinin ödenmesinin tedbiren önlenmesine, 2-Teminat olarak 105.552,06 TL teminat ödendiğinde kararın yerine getirilmesi için … Bankası’na müzekkere yazılmasına, karar verildiği anlaşılmıştır.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İtiraz eden davalı … vekili itiraz dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/533 D.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararı usul, yasa ve sözleşmeye aykırı olduğunu, hakkında ihtiyati tedbir kararı verilen akreditif işlemi dava konusu alım-satım işleminden bağımsız ve ayrı bir sözleşme hükmünde olduğunu, akreditif sözleşmelerinde “önce öde sonra dava et” ve “bankaların belgelerle bağlı olması” prensibi kabul edildiğini savunarak müvekkili bankanın tarafı olmadığı alım satım sözleşmesinden kaynaklanan ihtilaf sebebiyle akreditif işlemleri hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi haksız olup, hukuka ve uluslararası kurallara da aykırı olduğunu ihtiyati tedbir kararı ihtilafın ve davanın tarafı olmayan üçüncü şahıslar aleyhine verildiğini, Bu yönüyle de ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, akreditifin hukuki niteliği ile bağdaşmayan ve üçüncü şahısların hak kaybına neden olacak ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesin karar verilmesi talep etmiştir. İhtiyati tedbir kararına … BANKASI ve … tarafından itiraz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/533 D.İş Esas-Karar sayılı dosyası üzerinden verilen 27/09/2019 tarihli ek karar ile; ihtiyati tedbir kararına itirazın incelenmek üzere dosyanın esas hakkında davanın açıldığı İstanbul Anadolu 13 ATM. ‘nin 2019/77 Esas sayılı dosyasına gönderilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 12/02/2020 tarih ve 2019/77 Esas sayılı ara kararında; “..Sonuç olarak davanın akreditif ilişkisine esas olan CMR belgesinin sahte olduğuna ilişkin iddiaya dayalı olması, satış konusu malların fiilen teslim edilmediği ve taşınmadığının ileri sürülmesi, buna ilişkin dayanılan deliller, yakın ispat kuralları, dayanılan emsal kararlar, menfaat dengeleri, tarafların dayandıkları hukuki argumanların gözetilmesinde sahtelik iddiasının davacının hukuki yararının öncelenmesindeki etkisi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde tedbirin devamında davacı tarafın öncelikli hukuki yararının bulunduğu ve bunun karşılanması gerektiği değerlendirildiğinden bu sebeplerle yerinde görülmeyen itirazların reddi ile tedbirin devamına ilişkin olmak üzere aşağıdaki karar verilmiştir…, ” gerekçeleri ile; “1-İtirazın reddine, 2-Mahkememizin 2019/77 Esas sayılı bu dosyası üzerinden işlem gören dava dosyasının eki haline gelen İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/07/2019 tarih ve 2019/533 D.İş esas-karar sayılı tedbir kararının aynı şartlarla devamına,” karar verilmiş ve karara karşı İtiraz eden davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz eden davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; … aleyhine ihtiyati tedbir kararı uygulanabilmesi için, İsviçre mahkemelerinden yargı kararı alınmasının gerektiğini, ( Yargıtay 11. HD 2014/711 E. ve 2014/7120 K – Yargıtay 12 HD 200/16851 E VE 200/17397 K ve 14/11/2000 T.)) …, …’in … ve … ile olan borç ilişkilerine taraf olmadığını ve ihtiyati tedbir kararının … açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle kaldırılmasının gerektiğini, …, teyit bankası olarak vadeli ödeme akreditifi vadesinden önce iştira etme yetkisine sahip olduğunu ve ödeme işlemini hukuka uygun olarak gerçekleştirdiğini, Bahser konu teyitli, vadeli ve dönülmek akreditif küşat mektubunda en güncel UCP kurallarının uygulanacağının belirlendiğini, söz konusu kurallar akreditif tarafları arasında bağlayıcılık kazandığını, ( UCP 600 kuralları 2. madde) Teyit bankası … vesaikleri yalnızca dış görünümleri itibariyle incelemekle yükümlü olup, belgeler üzerinde sahtelik incelemesi yapma zorunluluğunun bulunmadığını, … her bir CMR ile birlikte diğer akreditif vesaiklerini dış görünümleri itibari ile incelendiğini, herhangi bir sahtelik tespit etmeyerek akreditif koşullarına uygun bulunduğunu ve vadesinden önce iştira ederek akreditif tutarının lehdar Inter’e ödendiğini, bu akreditifte …’in sorumluluğundan bahsetmenin imkansız olduğunu, … tarafından iştira işlemi gerçekleştirilmesi sorumluluğun devri sonucunu doğurmayacağını, (UCP 600 kuralları 12/b – Yargıtay 11 HD 1981/4184 E. Ve 1981/53166 K) İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/533 D.İş – 2019/533 K sayılı kararı ile alınan ve İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülen 2019/77 Esas sayılı dosya kapsamında devamına karar verilen ihtiyati tedbir kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasına, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, teyit edilmiş akreditif işleminde, akreditif bedelinin ödenmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, tedbir isteminin kabulüne karar verilmiştir. Tedbire itiraz eden … vekilinin itirazı üzerine, ilk derece mahkemesince usulüne uygun açılan duruşma sonucunda, itirazın reddine karar verilmiştir. HMK 389.maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir, hukuksal niteliğinden dolayı uyuşmazlığı esastan çözmeyen geçici hukuki koruma olup, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarar. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir. HMK’nın 390/3. maddesinde, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda, akreditif işleminde, lehtar satıcı … firmasının, alıcı …’ne satıma konu malların teslimini gerçekleştirmediği halde, akreditifte görülen belgeleri muhabir banka …’ye ibraz etmek suretiyle vadesinden önce ödeme aldığı, teslime ilişkin sunulan belgelerin sahte olduğu ve gerçeği yansıtmadığı iddia edilmiş olup, Muratbey Gümrük Müdürlüğü tarafından davacı vekilinin 26/06/2019 tarihli talebi üzerine düzenlenen cevabi belgede;”…. söz konusu talebinize istinaden yapılan sorgulamada … FİRMASINDAN herhangi bir ithalatın bulunmadığının tespit edildiğinin” belirtildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, her ne kadar akreditif ilişkisinde teyit bankasının akreditiften doğan yükümlülükleri alıcı ve satıcı arasındaki alım satım ilişkisinden tamamen bağımsız olduğu gibi lehdara karşı olan yükümlülüğü de asli soyut ve bağımsız bir yükümlülük ise de, somut olayda ileri sürülen lehdar tarafından gerçekte teslimatın yapılmadığına ilişkin iddiaları ciddi görülmekle mevcut durumda akreditif bankası tarafından itiraz edene ödeme yapılması durumundai ihtiyati tedbir isteyenin önemli zararına sebep olacağı ve itiraz eden bankanın akreditif bedelini vadesinden önce yaptığı ödemenin usulune uygun ibraz karşılığında yapılıp yapılmadığı yapılacak yargılama neticesinde belirleneceği hep birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince, tedbire vaki itirazın reddine karar verilmesinde usule ve yasaya aykırılık görülmediği gibi, ihtiyati tedbir kararının konusunun amir banka tarafından muhabir bankaya yapılacak ödemeye ilişkin olduğundan ihtiyati tedbir kararının İsviçre Mahkemelerince verilmesi gerektiğine ilişkin itiraz da yerinde değildir. İlk derece mahkemesinin, lehine tedbir kararı verilen tarafın telafisi imkansız zarara uğratacağı gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesine ilişkin ek kararda, uyuşmazlığın bulunduğu aşama itibariyle isabetsizlik görülmemiş, ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı …’nin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.