Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/883 E. 2020/760 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/883 Esas
KARAR NO : 2020/760 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 30/04/2020
DOSYA NUMARASI : 2020/238 D.İş Esas- 2020/237 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesi ile; müvekkili banka tarafından ….’ne satılanmüvekkil bankaca mülkiyetinde olan ve tapuda “düzce ili, … ilçesi, … köyü, … ada, … parsel” fakrika içerisindeki makine ve teçhizatın tahliyesi için koronavirüs tedbirlerinin mücbir sebep kabul edilerek taraflar arasında akdedilen mevcut sözleşme süresinin tedbiren otuz gün uzatılmasını, … sanayi ticaret ve a.ş. (“salkım”), 09.03.2020 tarihli satın alma teklifi ile fabrika için ihaleye katılmış ve en yüksek teklifi vererek 15.200.000 TL bedelle ihaleyi kazandığını, 23.03.2020 tarihli gayrimenkul satın alma şartnamesi taraflar arasında imzalandığını ve ardından fabrikanın mülkiyeti salkım şirketine devredildiğini, korona virüs salgını etkilerinin bazı sözleşmeler yönünden mücbir sebep derecesine ulaşmadığı düşünülüyorsa, imkansızlık nedeniyle borç sona ermeyeceğini, fakat tbk m. 138 uyarınca aşırı ifa güçlüğü nedeniyle mahkemeden sözleşmenin uyarlanmasının talep edilmesi mümkün olacağını, sözleşme süresi ivedi şekilde uyarlanmazsa salkım şirketi 2.6 milyon TL değerindeki dava konusu makineleri satacak veya makinelere zarar vereceğini, tedbir kararı verilmediği takdirde ileride açacağımız davanın bir anlamı kalmayacağını, taraflar arasındaki mevcut sözleşme süresinin 29.04.2020 tarihinden itibaren tedbiren 30 (otuz) gün süre ile uzatılmasına, salkım şirketinin de mağdur olmaması adına tahliyenin devam ettiği her gün için müvekkil banka tarafından salkım şirketine günlük 3.000 TL kira ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 30/04/2020 tarih ve 2020/238 D.İş Esas- 2020/237 Karar sayılı kararında;”…Dosya kapsamı, sunulan belgeler birlikte incelendiğinde; HMK 389 vd maddesindeki koşulların somut olayda gerçekleşmediği, Kovit 19 salgınının somut uyuşmazlık bakımından mücbir sebep oluşturup oluşturmayacağının ve sözleşmeye Mahkemenin müdahalesinin yargılamayı gerektirdiği ve nihayetinde istem sahibinin uyuşmazlığı çözecek mahiyetteki istemi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığı… ” gerekçesi ile; “İhtiyati Tedbir isteminin REDDİNE,” karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle;Deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetler mücbir sebep sayıldığını, Covid-19 salgınının küresel ölçekteki etkisi, üretim faaliyetlerinin son derece yavaşlaması veya durması, belirli bir sektör düzeyinde kalmayarak tüm piyasaları etkisi altına alması dikkate alındığında tamamen dışsal bir olay gün olduğunu, mutlak bir kaçınılmazlık arz ettiğini ve bu ölçekte bir salgının öngörülemediği borç ilişkilerinde ifa imkansızlığı yarattığını, bu nedenle Covid 19 salgını bir mücbir sebep olduğunu, Korona virüs salgını etkileri bazı sözleşmeler yönünden mücbir sebep derecesine ulaşmadığı düşünülüyorsa, imkansızlık nedeniyle borç sona ermeyeceğini, fakat TBK m138 uyarınca aşırı ifa güçlüğü nedeniyle mahkemeden sözleşmenin uyarlanmasının talep edilmesini mümkün kıldığını, Önemli olanın salgının ülkede görülüp görülmeyeceğinin önceden bilinmesinin olmadığını, sonuçlarının öngörülebilir olup olmadığı, Tedbir kararı verilmediğinde müvekkili bankanın giderilemeyecek büyük zararın doğacağını, Müvekkili banka tarafından sözleşmenin ayakta kalmasının istendiğini, Mart ayından bu yana şehirler arası giriş çıkışın yasaklanması, ardından düzenli şekilde sokağa çıkma yasağı kararlarının verilmesi nedeniyle tahliyenin geciktiğinin açık olduğunu, bu sürecin işbu sözleşme açısından mücbir sebep teşkil ettiğinin açık olduğunu, Müvekkili banka fabrikadaki makineleri tahliye ederek fabrikayı Salkım şirketinin kullanımına bırakmak istediğini, bu konuda gerekli iyiniyeti göstermeye de hazır olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tüm taleplerle birlikte ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, taraflar arasındaki mevut sözleşme süresinin Daireniz karar tarihinden itibaren tedbiren 30 gün süre ile uzatılmasına, bu süre içerisinde salkım şirketinin de mağdur olmaması adına tahliyenin devam ettiği her gün için müvekkili banka tarafından Salkım şirketine günlük 3000 TL kira ödenmesine veya teminat takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, talep eden banka ile karşı taraf arasında 23/03/2020 tarihinde imzalanan Gayrimenkul Satın Alma Şartnamesindeki satılan fabrika içerisinde bulunan makine ve techizatın tahliyesininin koronavirüs tedbirleri nedeniyle mümkün olmadığından sözleşmedeki tahliyeye ilişkin sürenin tedbiren 30 gün süre ile uzatılması ve bu süre içerisinde karşı tarafın mağdur olmaması adına tahliyenin devam ettiği her gün için talep eden banka tarafından karşı tarafa günlük 3.000 TL. Kira ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, ihtiyati Tedbir isteminin reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, talep eden banka ile karşı taraf arasında 23/03/2020 tarihinde imzalanan Gayrimenkul Satın Alma Şartnamesi uyarınca tapuda “Düzce İli, … İlçesi, … Köyü, … Ada, … Parsel” de kayıtlı fabrika nitelikli taşınmazın ihale yolu ile karşı tarafa satıldığı, sözleşme de; ” tapu takyidatında şerhler hanesinde listeli makinaların satışı 23/03/2020 tarihinde gerçekleşmiş olup , … TAŞ. Bu makina ve teçhizatları alan 3. Kişiye en fazla 30 (otuz) gün süre verecektir. İş bu süre 23/03/2020 tarihinden itibaren başlar. Bu süre sonunda teslim alınmayan her türlü eşya bila bedel … SAN. VE TİC. A.Ş.’YE BIRAKILACAKTIR. … SAN. VE TİC. A.Ş.’nin bu süre zarfında malların teslim alınmaması halinde hiç bir sorumluluğu yoktur,” hükmü düzenlenmiştir.Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı ve ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. HMK’ nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır.HMK’nın 389/1 maddesine göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Somut olayda talep, SÖZLEŞMEDEKİ tahliyeye ilişkin sürenin tedbiren 30 gün süre ile uzatılması ve bu süre içerisinde karşı tarafın mağdur olmaması adına tahliyenin devam ettiği her gün için talep eden banka tarafından karşı tarafa günlük 3.000 TL. Kira ödenmesine karar verilmesini isteminden ibarettir.6098 Sayılı TBK. 138 Maddesinde;” Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır,” hükmü düzenlenmiştir.HMK’nın 389/1 maddesine göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.Talep edenin sözleşmedeki sürenin tedbiren uzatılması talebi mücbir sebepten kaynaklı sözleşmenin tahliyeye ilişkin maddesinin TBK. 138 Maddesine göre uyarlanması talebi olup yargılamayı gerektirmektedir.Mahkemece de gerekçeli kararda bu hususa değinilmiş olup, mahkeme gerekçesi yerindedir.Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılark aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep edenin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL. istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL. istinaf karar harcı, ihtiyati tedbir talep eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.