Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/878 E. 2020/719 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/878 Esas
KARAR NO : 2020/719 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/1399 D.İş 2019/1403 Karar
TARİH: 05/12/2019 Tarihli Ek Karar
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, takdir edilen teminat mukabilinde iki senet bedeli olan 470.000,00.TL alacağı karşılığında, borçluların menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 17/10/2019 tarihli kararı ile, Talebin kabulü ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz talep edenin ileride ihtiyati haciz de haksız çıkması halinde borçlu/borçlular ile üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması kaydı ile ihtiyati haciz isteyen alacaklının şimdilik talebe konu alacağın %15 (yüzde onbeş) oranınına isabet eden (70.500,00) TL miktarındaki nakdi teminat tutarını veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu (şayet alacaklı bir banka ise kendisi dışındaki bir başka bankaya ait teminat mektubu olmak kaydı ile) mahkememize yatırdığında veya ibraz ettiğinde borçlunun/borçluların gerek elindeki gerekse üçüncü şahıslardaki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının yukarıda miktarı yazılı alacağa yetecek kadar kısımlarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile, ihtiyati haciz kararına ilişkin; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkileri aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin araçları yakalanmış ve telafisi mümkün olmayacak haksız işlemler yapıldığını, müvekkilinin vermiş olduğu senedin teminat senedi olduğunu, karşı taraf ile yapılan sözleşmeye istinaden verildiğini, müvekkilinin eski ortağı … ile yapılan ortaklık neticesinde verilmiş senet olduğunu ve icraya konu edilecek kambiyo vasfına haiz senet olmadığını, müvekkili ile … arasında …(Restaurant) işletmesinin yarı yarıya ortaklığı söz konusu olduğunu, söz konusu ortaklık içerisinde resmi olarak ortak olmayan lehtar … için resmi işlemler yapılıncaya kadar teminat olarak ihtiyati hacze konu senetlerin verildiğini, verilen senedin icraya konu edilebilecek senet olmadığını, teminat senedi olduğunu, ayrıca söz konusu senetler yönünden yetkili mahkeme ve icra dairelerinin İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 05/12/2019 tarih 2019/1399 D.İş 2019/1403 Karar sayılı kararında;”İİK 257 maddesinde “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yerinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” hükmü, İİK 265 maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” hükmü yer almakta olup, ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmıştır. Somut olayda süresinde borca ve yetkiye itiraz vardır. İtiraz edenin borca ilişkin itiraz sebepleri yargılamayı gerektirmektedir. Diğer yandan ihtiyati haciz kararı için yetkili mahkeme kural olarak HMK 5-19 maddelerine göre belirlenir. Bonoya dayanan alacaklarda borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemeden, tarafların tacir olması halinde bonoda öngörülen “yetkili mahkeme”den, bonoda gösterilen ödeme yerindeki mahkemeden, bonodaki ödeme yeri gösterilmemişse bononun “düzenlendiği yerdeki” mahkemeden ihtiyati haciz istenebilir. Somut olayda İhtiyati hacze konu bonolar taraflar arasında düzenlenmiş olup, ihtiyati haciz talebine dayanak bonolarda İstanbul (Çağlayan) mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. HMK 17 maddesi gereğince tacir veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Keşideci olan …-…’nın adına kayıtlı ticari işletme kaydı olduğu, bu nedenle tacir olduğu anlaşılmış olup, yetki itirazı kabul edilmemiştir…”gerekçesi ile, İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1399 D.İŞ 2019/1403 K. sayılı kararı ile haksız ve hukuka aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, Alınan karar neticesinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi açıldığını, müvekkilinin araçlarının yakalandığını ve telafisi mümkün olmayacak haksız işlemler yapıldığını, ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin şartları gerçekleşmemesine rağmen böyle bir kararın verilmesinin hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Öncelikle müvekkilleri şahıs firması olan … Ltd. Şti.’nin adreslerinin yukarıda belirtildiği gibi … Mah. … Cad. No…. Maltepe İstanbul olup müvekkilinin şahsi adresinin de … Mah. … Sok. … Apt. No: 8/6 Kartal İstanbul olduğunu, Dolayısıyla yetkisiz mahkemede ihtiyati haciz kararı alındığını, yetkiye itiraz ettiklerini, yetkili icra daireleri ve mahkemelerinin İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, ilk olarak bu sebeple yetkisiz mahkemede verilen ihtiyati haciz kararının, hacizlerin ve diğer işlemlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, Müvekkilinin vermiş olduğu senet teminat senedi olup, lehtar …. ile yapılmış sözleşmeye istinaden verildiğini, Sözleşme içeriğinde müvekkilinin eski ortağı ve lehtar olarak görünen … ile yapılan sözleşmeye istinaden lehtara teminat senedi verildiğini, İcraya konu edilen senetler teminat senedi olup, kambiyo vasfına haiz olmadığını, ekte sunulan sözleşme örneğinde müvekkili ile … arasında …. isimli işletmenin yarı yarıya ortaklığı söz konusu olduğunu, söz konusu ortaklık içerisinde resmi olarak ortak olmayan lehtar … için resmi işlemler yapılıncaya kadar teminat olarak kambiyo vasfına haiz olmayan icraya konu senetlerin verildiğini, Müvekkili tarafından verilen senetler 1.000.000,00 TL (Bir milyon Türk Lirası) değerinde olan … isimli işletmenin yarı ortaklığı için verilmiş teminat senetleri olup, kambiyo vasfına haiz senetler olmadığını, icraya konu edilemeyeceğini, Sözleşme içeriğinde zaten senetlerin taraflarının isimleri belirtilmekte, 500.000,00 TL olan yarı hissenin karşılığı olarak bu senetlerin verildiğinin apaçık ortada olduğunu, ihtiyati hacze konu edilen senetlerin miktarı 375.000,00 TL ve 95.000,00 TL olup toplam 470.000,00 TL olduğunu, kalan 30.000,00 TL’lik kısmı, sözleşmeye aykırı davranılırsa, nakit para olarak verileceği hususunda anlaşıldığını, söz konusu sözleşmede belirtilen şartlara müvekkilinin uyduğunu, ancak … isimli şahsın sözleşmeye uygun davranmadığını, sözleşmede hangi durumda icra takibi yapılacağı belirtilmesine rağmen, bu şart yerine gelmeden teminat senetlerinin icraya konu edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu takip, kambiyo vasfına haiz olmayan senede dayalı olarak açılmış olduğundan öncelikle hacizlerin durdurulması, sözleşme şartlarına aykırı davranmamış müvekkilin böyle bir borcunun olmaması, teminat senedinin icraya konulmuş olması sebebiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Karşı yan … ile eski ortak … senedi icraya konu edebilmek amacıyla danışıklı hareket etmekte ve haksız olarak müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı alıp haciz uygulamakta olduğunu, Müvekkilinin mal kaçırma niyeti olmadığını, müvekkilinin adına kayıtlı 3 adet araç, 1 adet taşınmaz bulunduğunu ve yıllardır turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, ayrıca söz konusu teminat senetlerinin oluşturulduğu sözleşmeye konu cafenin işletmesinin devam ettiğini, dolayısıyla mal kaçırma amacı olmamasına rağmen ihtiyati haciz kararı alınıp, kambiyo vasfına haiz olmayan senetlerin icraya konu edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Karara konu senetlerin sözleşme yapıldığı tarihteki orijinal halinde tarih bulunmadığını, bunun sebebinin senetlerin zaten teminat senedi olması ve icraya konu edilecek nitelikte kambiyo senedine haiz vasıflarının bulunmasının önüne geçilmesi olduğunu, Yukarıda açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak sebeplerle öncelikle kambiyo vasfına haiz olmayan, teminat senedi niteliğindeki senede dayalı olarak alınmış olan ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Lehtar ile müvekkili arasında imzalanmış olan sözleşmeye aykırı davranmayan müvekkilinin zaten böyle bir borcu olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1399 D.İş 2019/1403 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.İhtiyati haciz talep eden bonoya dayalı alacak için ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece İİK 257. Maddede öngörülen şartlar oluştuğundan bahisle talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmiş, karara karşı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenler itiraz etmiş mahkemece itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı itiraz edenler vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İhtiyati haciz koşulları İİK’ nın 257. maddesinde belirtilmiştir. Bunun için vadesi gelmiş bir para alacağı olmalı ve alacak rehinle temin edilmemiş olmalıdır. İİK 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak belirtilmiştir. Buna göre borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, yetkiye ve teminata karşı itiraz edebilecektir.İİK 258. maddesinde “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir.” 50. maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” denilmek suretiyle yetki konusunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerine yollama yapılmıştır.İİK’nun 50.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkemeden (HMK. 6.md.), borçluların birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yerindeki mahkemeden (HMK. 7. md), bonoda öngörülen ödeme yerindeki, ancak 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerindeki mahkemeden (HMK.10.md) ve bonada yetkili mahkeme gösterilmişse ve şartları mevcutsa bonoda yetkili olarak gösterilen mahkemeden (HMK 17.md) talep edilebilecektir.Somut olayda, ihtiyati hacze konu bonoların düzenleme yeri olarak İstanbul gösterilmiştir. Ayrıca bonoda avalist olarak imzası bulunan borçlulardan … Ltd. Şti.’nin yerleşim yeri Fatih/İstanbul olarak olarak belirtilmiştir. Buna göre ihtiyati hacze karar veren mahkeme yetkili olup ihtiyati hacze itiraz edenlerin yetkiye itirazları yerinde değildir. (Mahkemece her ne kadar bonoda yetkili mahkeme olarak İstanbul-Çağlayan mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlendiğinden yetki itirazının reddine karar verilmiş ise de HMK 17. Maddesine göre tacirler arasında yapılan yetki sözleşmesi geçerli olduğundan ve bonoda lehdar olarak gösterilen … tacir olduğuna ilişkin bir belge dosya içinde bulunmadığından mahkemenin bu gerekçesine katılınmamakla birlikte sonuç itibarıyla karar doğru olduğundan istinaf sebebi olarak görülmemiştir.)İhtiyati hacze dayanak bonoların metninde bononun teminat olarak düzenlendiğine ilişkin bir ibare bulunmamaktadır. Bonolar da TTK’nın 776. Maddesinde öngörülen unsurları taşıdığından geçerli bulunmaktadır. İtiraz edenlerin bononun teminat için düzenlendiğine ve kambiyo senedi niteliğinde olmadığına ilişkin itirazları yargılamayı gerektirmekte olup İİK 265. Maddede sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden değildir.İhtiyati hacze itiraz edenlerin diğer itiraz sebepleri de İİK 265. Maddede öngörülen itiraz sebeplerinden olmadığından istinaf sebepleri yerinde değildir.Buna göre, dosya içinde bulunan belge ve bilgilere göre, ihtiyati hacze itirazın reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin ihtiyati hacze itiraz edenlerden alınarak hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/07/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.