Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/861 E. 2022/917 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/861 Esas
KARAR NO: 2022/917 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2020
NUMARASI: 2017/460 Esas 2020/108 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankanın Yenibosna/İstanbul şubesinin müşterisi olduğunu, davalı bankadan krediler kullandığını ve bu kredilerde davalı banka tarafından tamamen haksız ve Tüketici Kanunu’na aykırı olarak çok yüksek miktarlı masraf ve komisyon adları altında ücretler tahsil edildiğini, müvekkilinden ilk olarak 30.09.2014 tarihinde kullandığı kredi nedeniyle 6,595,24 TL muhtelif komisyon, 904,76TL ve muhtelif masraf adı altında toplam 7.500,00 TL ve 12.01.2015 tarihinde kullandığı kredi için ise 21.838,00 TL muhtelif komisyon adı altında olmak üzere toplam 29.338,00 TL ücret tahsil edildiğini belirterek, davalı banka tarafından müvekkilinden komisyon ve muhtelif masraf adları altında kesilmiş olan toplam 29.338,00 TL’nin kesinti tarihleri olan 30.09.2014 ve 12.01.2015 tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın müvekkili bankaya kredi başvurusunda bulunduğunu, tarafların kredi sözleşmesi şartlarında anlaştığını ve davacı yana Genel Kredi Taahhütnamesine dayalı olarak ticari kredi kullandırıldığını, davacının sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler gereğince kredi için müvekkili banka tarafından yapılan masrafları ödemekle yükümlü olduğunu, bu doğrultuda Genel Kredi Taahhütnamesinin 5.sayfasında yer alan Erken Ödeme Komisyonu başlıklı 4/VI-b maddesi ile davacının “Erken kapama komisyonu ödemeyi ve komisyon oranını peşin olarak kabul ettiğini”, bu nedenle davacının kredi masraflarının iadesi yönündeki taleplerinin haksız olduğunu belirterek, davanın görev sebebiyle reddine, esasına geçilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/02/2020 tarih 2017/460 Esas 2020/108 Karar sayılı kararında; “…Davacıya kullandırılan 750.000,00 TL’lik taksitli krediden dolayı 7.500,00 TL kredi operasyon komisyonu ile yine aynı kredinin erken kapatılması nedeniyle toplam 21.838,00 TL erken kapama komisyonu olmak üzere toplam 29.338,00 TL tahsil edilmiştir. Davalı bankanın kredinin ilk kullandırımı sırasında tahsil etttiği kredi tahsis ve oprarasyon komisyonunun %1 olduğu görülmektedir. Davalı bankanın TCMB bildirdiği ücet ve komisyon %2 iken kredi kullandırırın sırasında fiilen tahsil edilen ücret ve komisyon oranı %1’dir. Dolayısıyla davalı banka TCMB bildirdiği ücret ve komisyon oranının altında bir komisyon tahsil etmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi tahsil edilen ücret ve komisyonların TCMB bildirilen ücret tarifesine uygun olması nedenliyle tahsil edilen ücret ve komisyonların haksız şart niteliğine haiz olmadıkları kanaati edinilmiştir. Diğer bankaların emsal uygulamaları da incelenip mukayese edildiğinde benzeri ücret ve komisyonların emsal bankalarca da aynen tahsil edilmiş olduğu görülmektedir. Dolayısıyla benzeri uygulamalar tüm banka ve finans kurumları yönünden teamül haline gelmiş olduğu rahatlıkla ifade edilebilir. Diğer 3 ayrı bankanın ortalama komisyon oranı %2,50 (2+ 0,5+5 =7,5/3=) olarak hesaplanmıştır. Davalı bankanın nispi olarak tahsil ettiği ücret ve komisyon oranı ise %1’dir. Dolayısıyla davalı bankanın tahsil ettiği komisyonun emsal banka uygulamaları karşısında makul ve yerinde olduğu değerlendirilmektedir. Ülkemizde faaliyet gösteren ticari bankaların özellikle 2001 ekonomik krizinden sonra kendilerini iç ve dışsal ani değişimlere/şoklara karşı korumak için Kredi Sözleşmelerine benzeri şartları koydukları bilinmektedir. Hatta 5582 sayılı yasayla değişik 4077 sayılı Tüketici Hakları Yasasının 10/B mad. göre, konut finansmanı kredilerinde % 2 oranında erken ödeme komisyonu alınacağının yasa ile hüküm altına alınmış olduğu da bilinmektedir. 750.000,00 TL’lik kredinin erken kapatma günü 12.01.2015 ‘deki kalan bakiyesi, bu bakiye üzerinden tahsil edilen “ erken kapama komisyonu “ ve tahsil edilen komisyonun kapatılan krediye oranı sunulmuştur. Davalı banka sözleşmede açıkça bir maktu ya da nispi erken kapama komisyonu tutarını göstermemiş olması, bu meyanda emsal banka erken kapama komisyonu ortalamasının %2 olması ve bu yöndeki emsal Yargıtay İçtihatları nazara alındığında hak ve nefaset kurallarına uygun komisyon oranının %2 civarında olması gerektiği kanısına varılmıştır. Davalı banka ise %3 oranında erken kapama komisyonu tahsil etmiş olduğu gözönüne alındığında %1 (3-2=) oranında davacıdan fazla erken kapama komisyonu tahsil edildiğini söylemek mümkündür. O halde tahsil edilen toplam erken kapama komisyonu 21.838,00 TL’nın 1/3’nün davacıya iade edilmesi gerektiği gündeme gelebilecektir. Bu durumda 7.279,33 TL (21.838 TL:1/3=) davacıya iade edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. (TBK’nun 525 m.) Davalı Bankanın Fazla Tahsil Ettiği Erken Kapama Komisyonunun İadesi Yönünden, davalı bankanın tahsil etmiş olduğu erken kapama komisyonu, başta emsal bankalar ortalaması ile bu yönde kökleşmiş Yargıtay Kararları dikkate alınarak hak ve nefaset bakımından davalı bankanın tahsil edebileceği azami komisyon oranının % 2 olarak kabul edilmesi halinde, davalı banka tahsil ettiği erken kapama komisyonunun 7.279,33 TL’lik kısmının tahsil edildiği 12.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek Ticari/Avans faiziyle birlikte davacıya iade etmesi gerektiği anlaşılmış olup, davanın kısmen kabulü ile 7.279,33 TL erken kapama komisyonunun 12/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, fazla talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. …”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulü ile 7.279,33 TL erken kapama komisyonunun 12/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, fazla talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi istinaf denetime de elverişli olmadığını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/8759 E. 2017/6377 K. T. 21.11.2017) Müvekkili banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonunun hukuka, kanuna, Yargıtay kararlarına ve sözleşmeye uygun olduğunu, Tacir olan müvekkili bankanın sözleşme gereği, erken ödeme komisyonu talep etme hakkı bulunduğunu, davacı kredili borçlusunun, imzalamış olduğu Genel Kredi Taahhütnamesi’nde yer alan “Erken Ödeme Komisyonu” başlıklı maddesi ile, erken kapama komisyonu ödemeyı ve komisyon oranını peşin olarak kabul ettiğini, yine, aynı sözleşmenin “Bankanız Kayıt ve Defterlerinin Kesin Delil Olacağı” başlıklı maddesinde ise, “Bankanız ile aramızda çıkabilecek her türlü anlaşmazlıklarda Bankanız defter, bilgisayar kayıtları ve belgelerindeki kayıtların kesin delil olacağı ve bunlara itiraz etmeyeceğimizi kabul ederiz.” hükmünün yer aldığını, Ayrıca, söz konusu taahhütnamenin devamı niteliğinde olan, davacı ile müvekkili banka şubesi arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Erken Ödeme” başlıklı maddesinde; “Banka, erken ödeme isteğini kabul ederse, bunun şartlarını bildirir ve maruz kalacağı kar mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri müşteri’den talep edebilir.” hükmünün yer aldığını, Davacıya kullandırılan kredinin, ticari nitelikte ve işletmesine ilişkin olduğunu, basiretli davranması gereken davacının kredi sözleşmesi şartlarını inceleyerek, masraf ve ücretleri bilerek kabul ettiğini ve kredi kullandığını, davacının krediyi kullanıp sonradan kredi masrafına itiraz etmesinin hakkın kötüye kullanımı olup, iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkili banka da tacir olup T.T.K. hükümleri gereğince vermiş olduğu hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu, tarafların tacir olduğunu ve sözleşme hükümlerinin yasaların emredici kurallarına aykırı olmamak kaydıyla her hal ve şartta tarafları bağladığını, davacının genel kredi sözleşmesini serbest iradesiyle imzaladığını, tarafların serbest iradesiyle tanzim ve imza edilmiş sözleşmeler uyarınca tahsil edilen faiz, masraf, erken kapama komisyonu ve diğer tüm tahsilatların sözleşme, usul ve yasaya uygun olacağını, davacı tarafın itiraz etmediği geçerli bir kredi sözleşmesine dayanılarak davacıdan talep edilen komisyon tutarının da yasa ve Anayasa’ya uygun olduğunu, Davacı taraftan alınan erken ödeme komisyonunun, diğer bankalar tarafından alınan erken ödeme komisyonları ile karşılaştırıldığında, hakkaniyet ilkesine uygun olup, müvekkili bankanın iyiniyetini de açıkça gösterdiğini, diğer bankalar tarafından alınan erken ödeme komisyon oranları oranları %10-%20’lere varmakta iken, müvekkili banka tarafından davacıdan hakkaniyet ilkesine uygun oranında erken ödeme komisyonu alındığını, müvekkili bankaya, taraflar arasında imzalanan genel kredi taahhütnamesinde, kendisine erken ödeme komisyonu bakımından serbestçe belirleme hakkı tanındığı halde, bunu davacı taraf lehine iyiniyetli olarak kullandığını, maruz kaldığı kar mahrumiyeti ve zararı dolayısıyla daha yüksek oranda komisyon talep edebilecek durumda iken makul bir oranı davacıya bildirdiğini, Davacının, ticari kârını düşünerek, müvekkili bankadan yüksek tutarda kredi alabilmek için sözleşmede yazılı tüm hususları hiçbir şarta bağlı olmaksızın kabul ettiğini ve böylece hiç kimseden borç alamayacağı kadar yüksek tutarda bir parayı bankadan alabildiğini, hal böyle iken, bankadan almış olduğu krediyi erken ödemek istediğinde, sözleşmede yazılı olan ve bankanın maruz kaldığı kâr mahrumiyeti ve zararı nedeniyle talep ettiği komisyonu haksız olarak nitelendirdiğini, yani bankanın kendine sunmuş olduğu imkanlarından yararlanırken külfetine katlanmak istemediğini, bankanın müşterilere sağlamış olduğu hizmet karşılığında, ticari hayatın olağan sonucu olarak bir bedel talep etmesinin olağan olduğunu, Ayrıca, komisyon alınması sadece davacıya uygulanmış bir düzenleme ve uygulama olmayıp, Bankacılık uygulmasında var olan yasal bir düzenleme olduğunu, erken kapamanın en doğal sonucunun, kredinin vadesinden önce vade ve taksit tarihleri beklenmeksizin belirlenen komisyon karşılığı peşin olarak ödenmek sureti ile kapatılması olduğunu, müvekkili bankanın bu durumda yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan haklarını talep etmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, davacı firmanın, imzalayarak kabul ettiği sözleşme hükümlerine göre tahsis edilen ve kullandırılan kredinin yine aynı sözleşme hükümlerine göre kapatılması karşısında davacının ödenen bedelin belirli bir kısmının iadesini talep etmesinin sözleşme hükümlerine, ticari teamüle ve tacir olmanın doğal sonuçlarına aykırı olduğunu, Müvekkili bankanın kredili firmaya sözleşmeyle belirlenen şartlarda kredi kullandırdığını, müşterisine kullandırdığı kredinin de kendisine bir maliyeti olduğunu, müvekkili bankanın, müşterilerine kullandırdığı kredileri, dış yollarla temin ettiğini, diğer taraftan müşteriye kullandırılan kredilerin faiz oranları, taksit geri ödeme tarihleri ve vadelerine göre müvekkili bankanın hesaplamalar yaptığını ve vade sonunda elde edeceği faiz gelirine göre planlama yaptığını, kredinin erken kapanmasının, bankanın vade sonunda elde edeceği bir kısım faiz gelirinin azalması demek olduğunu, kredinin erken kapanmasının müvekkili bankanın menfaatine olan bir durum olmadığını, zira kredi kullandırımı sırasında kararlaştırılan vade ve faiz oranının bankaların kredi maaliyetlerine göre kararlaştırıldığını ve vade sonuna göre belirli bir miktar kar elde etme saikiyle kredilerin kullandırıldığını, bankalar tacir olup kar elde etme amacıyla faaliyet gösterdiklerini, kredinin erken kapanmasını hiçbir bankanın kayıtsız ve şartsız olarak kabul etmediğini, bunun nedeninin de tacir olan bankanın kredi maliyetlerini karşılamak ve bu işten kar elde etmek düşüncesi olduğunu, kredinin erken kapanması durumunda sözleşme ile kararlaştırılan bir kısım faiz gelirinden yoksun kalacak olan bankanın bu zararını kısmen karşılamak için erken kapama komisyonu kararlaştırıldığını, Erken kapama maliyet tutarının hesabının, söz konusu kredinin kullandırım tarihi, kredinin vadesi, kredi tutarı, erken kapama tarihinden kredinin vade bitimine kadar kalan bakiye süresi, kredinin erken kapama tutarı, piyasa koşulları ve benzeri bir çok etkene göre yapıldığını, her kredinin kapatıldığı tarihteki piyasa koşullarına göre yaratacağı maliyet farklı olduğundan erken kapama halinde her kredi için ayrı olarak erken kapama oranı belirlendiğini, öte yandan, müvekkili banka davacıya kredi kullandırırken bu kredinin karşılığını ayırdığını, kredi limitini doldurduğunu, davacıya kredi kullandırdığı için başka firmaya kredi kullandıramadığını, bu hususların hepsinin müvekkili bankanın finansal kaybının hesaplamasında bir etken olduğunu, Kaldı ki, ödeme planlarından da anlaşılacağı üzere kredinin erken kapatılması sebebiyle müvekkili bankanın kâr mahrumiyeti bulunduğunu, müüvekkili bankanın kâr mahrumiyet tutarı gözönüne alındığında, kâr mahrumiyetinin ve zararının, davacı tarafın ödemiş olduğu erken ödeme komisyon tutarının çok çok üstünde olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca, kredilerin erken kapatılması durumunda, müvekkili bankaca belirlenen şartlar dahilinde maruz kalacağı kar mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri davacıdan talep etme hakkı bulunduğunu, BK.96.maddesi uyarınca, davacının müvekkili bankadan kullandığı krediyi erken ödemek istemesi durumunda indirim yapılmayacağı açık olduğundan, davacı taraftan tahsil edilen erken ödeme komisyonunun yasal olduğunu, taraflar arasında imzalanan ve hiçbir ihtirazi kayıt ve şart içermeyen kredi sözleşmesi gereğince, müvekkili bankanın erken kapama talebini kabul edip etmemek ve kabul ettiğinde şartlarını karşı tarafa bildirmek hakkına sahip olduğunu, davacı tarafın erken kapama talebinin müvekkili bankaya ulaşması akabinde, kapama şartlarının davacı tarafa bildirildiğini ve bu şartlar dahilinde davacı tarafın kredi borcunu kendi menfaatleri doğrultusunda ve kendi iradesi ile ödediğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu gereğince de müvekkil Banka’nın verdiği hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu, (TTK mad.20) Yargıtay Kararları gereğince de müvekkil Banka’nın davacıdan ücret isteme hakkı bulunduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28.04.2014 tarihli 2014/1111 E. – 2014/7887 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.05.2014 tarihli 2014/1257 E. – 2014/8458 K. sayılı kararı) Yine Yargıtay Kararları gereğince, müvekkil bankanın davacıdan erken ödeme komisyonu talep hakkı bulunduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.12.2011 tarihli 2010/6669 E. – 2011/16789 K. sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2015 tarihli 2014/15128 E. – 2015/726 K. sayılı kararı) Borçlar Kanunu’nun 96. maddesi gereğince de müvekkil Banka’nın erken ödeme komisyonu talep etme hakkı bulunduğunu, (Borçlar Kanunu’nun “Erken İfa” başlıklı 96.maddesi) Kanunun açık hükmü uyarınca, davacının müvekkili bankadan kullandığı krediyi erken ödemek istemesi durumunda, faiz ve indirim dahil bankadan herhangi bir talepte bulunamayacağını, yani indirim yapılmayacağını, davacıya kullandırılan spot kredinin ödeme planı incelendiğinde, müvekkili bankanın kar mahrumiyeti yaşayacağını, söz konusu tutar gözönünde bulundurulduğunda davacı taraftan tahsil edilen erken ödeme komisyon tutarının gayet makul ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğunu (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 11.10.2005 tarihli 2005/9220 E. – 2005/14972 K. sayılı kararı), Davacının kendi ihtiyarı ile ihtirazi kayıt koymaksızın ödeme yaptığını, davacının hem tacir olması nedeniyle hem de Borçlar Kanunu gereği ödemiş olduğu ve dava konusu ettiği tutarları iade isteyemeyeceğini, davacının hataen ödediği bir tutar söz konusu olmayıp, Borçlar Kanunu 78.madde şartları bulunmadığını, Bankacılık Kanunu ve ilgili Merkez Bankası tebliğ hükümleri gereğince de müvekkili bankanın ücret isteme hakkı bulunduğunu, T.C. Merkez Bankası’nın, Bakanlar Kurulu kararından aldığı yetkisini kullanarak, faiz dışı menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların bankalar tarafından serbestçe belirleneceği Mevduat ve Kredi Faiz Oranları, Katılma Hesapları, Kar ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ ile düzenlediğini, Genel Kredi sözleşmesinin davacı tarafından hükümleri okunarak ve hükümler Banka ile müzakere edilerek kabul edildiğini, sözleşmenin tüm sayfalarını hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığını, bu nedenle Borçlar Kanunu 20-25 maddeleri gereği davacı tarafından akdedilen genel kredi sözleşmesinin “Erken Ödeme” başlıklı 2.8.1 maddesinin genel işlem şartları gereğince batıl olduğu iddiasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı tarafça, davalı bankanın davacıya kullandırdığı 750.000,00 TL’lik ticari krediden dolayı, kredinin ilk kullandırımı sırasında alınan 7.500,00 TL masraf ile kredinin erken kapatılması nedeniyle alınan 21.838,00 TL komisyon bedeli toplamı olan 29.338,00 TL’nin haksız olarak tahsil edildiği belirtilerek, söz konusu bedellerin iadesine karar verilmesi talep ve dava edilmiş; davalı tarafça, davacının sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler gereğince kredi için banka tarafından yapılan masrafları ödemekle yükümlü olduğu, sözleşme ile erken kapama komisyonu ödemeyi peşin olarak kabul ettiği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, kredinin erken kapatılması nedeniyle davalı bankanın tahsil edebileceği azami komisyon oranının % 2 olduğu, bu hali ile 7.279,33 TL fazla tahsilat yapıldığı gerekçesi ile yukarıda yazılı şekilde karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı ile davalı bankanın Yenibosna Şubesi arasında 30/09/2014 tarihli 1.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve davacının bu sözleşme kapsamında 750.000,00 TL taksitli ticari kredi kullandığı, mahkemece alınan 09/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalı banka tarafından kredinin kapatılması sırasında %3 oranına tekabül eden miktarda (21.838,00 TL) erken kapatma komisyonu alındığı tespit edilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 96. maddesi uyarınca sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz. Taraflar arasında imzalanan ve erken ödeme halinde erken kapatma komisyonu tahsil edilebileceği düzenlemesini içeren sözleşmede oran belirtilmiş ise bu oran üzerinden hesaplama yapılmalıdır. Herhangi bir oran belirtilmemiş ise ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 sayılı Tebliğ’in 4. maddesine göre değiştirilen 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi uyarınca ilan ve yayım yapılmışsa bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, bu yönde ilan ve yayım yapılmamışsa emsal banka uygulamalarının uyuşmazlık konusu erken kapama komisyonu kesintilerde uyguladıkları oranlar da getirtilip diğer bankalarca uygulanan oranların araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. (Yargıtay11HD’nin 11/10/2018 tarihli 2016/12666 E-2018/6233K ve 25/09/2018 tarihli 2017/276 E-2018/5662 Karar sayılı emsal ilamları), Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında akdedilen 30/09/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin Erken Ödeme başlıklı 2.8.1 maddesinde erken kapama halinde erken kapama ücreti alınacağı düzenlenmiş ise de oranı veya tutarı açıkça belirlenmemiştir. Dosyada ticari kredilerin erken kapatılması halinde %10 oranında komisyon alınacağına dair belge bulunmakta ise de, davalı banka tarafından T.C. Merkez Bankasına yapılan tek taraflı bildirimin azami had olarak davalıyı bağlayacağı, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda emsal dönem ve kredi sözleşmelerinde diğer bankaların ortalama % 2 erken kapama komisyonu tahsil etmesine rağmen, davalı bankanın davacıdan % 3 oranında erken kapama ücreti tahsil ettiğinin tespit edildiği, her ne kadar taraflar arasında sözleşme serbestisi ilkesi geçerli ise de, sözleşmeyle belirlenmemiş ve makul seviyenin üzerindeki komisyon tahsilatlarının hukuka uygun olduğunun kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 497,25.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 124,32.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 372,93.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.