Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/860 E. 2022/1696 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/860 Esas
KARAR NO: 2022/1696 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2014/614 Esas 2019/1044 Karar
ASIL DAVADA:
DAVA: Peşin Satış Destek Priminin İadesi – Cezai Şart – Kar Kaybı
(Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(2014/1299 ESAS, 2015/160 KARAR)
DAVA: Prim Alacağı (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA: EREĞLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(2013/529 ESAS, 2013/473 KARAR –
KDZ. EREĞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2013/143 E. BİRLEŞEN )
DAVA: Muarazanın Giderilmesi
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin dava dışı … Sanayi AŞ, arasında Zonguldak İli, Ereğli İlçesi, … Pafta, … Ada, … Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt satış istasyonunun müvekkili şirket bayisi olarak işletilmesi hususunda 30/07/2010 tarihinde protokol akdedildiğini, davalı şirketin bu bayilik ilişkisini devralması üzerine müvekkili ile davalı şirket arasında 10/08/2011 tarihinde 5 yıl süreli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, ayrıca davalı şirket imzaladığı, devir taahhütnamesi ile dava dışı … Petrol ile müvekkili arasında akdedilmiş tüm sözleşmeleri ve doğmuş tüm borç, taahhüt ve ferilerini üstlendiğini taahhüt ettiğini, diğer davalı …’ın ise müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen veya akdedilecek her türlü sözleşme ve protokol kapsamında davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarına 15.000 USD ye kadar müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu beyan ve taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki ptotokolün Peşin Satış Destek Pirimi başlıklı 6. Maddesi ile müvekkili şirketin davalı şirketin 5 yıl süreyle … bayisi olarak ve … amblemi altında ticari faaliyette bulunmayı taahhüt etmesi karşılığında 40.000 USD + KDV dahil toplam 47.000.USD tutarındaki satış destek pirimi ödemeyi taahhüt ettiğini, 5 yıllık peşin satış destek pirimi karşılığında davalı şirketin müvekkiline toplamda 83.142,80 TL tutarında fatura kestiğini, müvekkili şirketin bu fatura tutarının tamamını davalı şirkete ödediğini, ancak davalı şirketin 10/08/2016 tarihine kadar sürmesi kararlaştırılan sözleşmeyi, müvekkili şirketin aylık pirimleri kendisine eksik ödendiği bahanesi ile iş bu sözleşmeyi 07/10/2013 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini, bayilik sözleşmesinin süresinden önce sonlandırılmış olması nedeniyle müvekkili tarafından 5 yıllık sözleşme süresinin tamamı için ödenen 47.000 USD nin kalan sözleşme süresine karşılık gelen kısmını iade etmesi gerektiğini, iade etmesi gereken tutarın 26.831,11.USD’ yi faiziyle birlikte iade etmesi gerektiğini, davalı şirketin söz konusu sözleşmeyi haksız ve keyfi olarak feshettiğini, müvekkilinin protokol kapsamında tüm edimlerini yerine getirdiğini, bayilik sözleşmesi kapsamında kati delil olarak kabul edilen defter ve belgeleri davalının müvekkili şirketten herhangi bir ciro, pirim alacağı kalmadığını, bunların davalıya eksiksiz olarak ödendiğini doğruladığını, davalının söz konusu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiği 07/10/2013 tarihinden 2 hafta öncesine kadar aylık pirimlerin kendisine eksik ödendiği, bunların ne şekilde hesapladıklarının denetime elverişli şekilde bildirilmediği yönünde hiçbir talep ve itirazda bulunmadığını, davalının ilk defa aylık pirimlerin esas detay hesaplama talep ettiği 24/09/2013 tarihli bildirimine müteakiben müvekili şirket yetkilisi taraından davalıya gönderilen 25/09/2013 tarihli elektronik posta iletileri ile pirim hesaplama detaylarını excel tobloları olarak hemen bildirdiğini, davalının fesihten 2 hafta öncesine kadar aylık primlerin kendisine eksik ödendiği ve denetime elverişli şekilde bildirilmediği yönünde hiçbir iddia ve itirazı olmadığını, bu tarihe kadar müvekkili şirketin sözleşmeye göre hesaplayarak kendisine bildirdiği aylık primleri aynen kabul ederek bunlar karşılığında müvekkiline faturalar düzenlediğini, söz konusu sözleşmenin süresinden önce davalı tarafça fesih etmesinin sözleşme bağından bir an önce kurtulmak için bahane ettiğini, davalının fesihten hemen sonra rakip bir dağıtım şirketinin bayisi olarak faaliyette bulunmaya başladığını, taraflar arasındaki protokolün 13. Maddesinde fesih sonuçları kısmında bayilik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshi halinde bayi adayının 85.000 USD cezai şartı ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin uğrayacağı kar mahrumiyeti dahil sair zarar ve ziyanın tazmini talep hakkı her zaman mahfuz olduğunu, bu nedenle 85.000 USD tutarındaki müvekkili şirketin cezai şart alacağına 07/10/2013 tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar hesaplanacak faizin de eklenmesi gerektiğini, davalının ayrıca müvekkili şirkete sözleşmenin uygulanmayan süresi için hesaplanacak yoksun kalınan karını da ödemesi gerektiğini, bu tutarın belirsiz olması nedeniyle bu tutarın mahkemece belirlenecek bilirkişi tarafından tespit edilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin bayilik sözleşmesinin uygulandığı dönemde elde edilen bürüt karının kalan sözleşme süresine oranlaması sonucu hesapladıkları şimdilik 429.286,77.TL. kar mahrumiyeti olarak müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini beyan ederek 26.831,11 USD tutarındaki Peşin Satış Destek Primi alacağının ödeme tarihi olan 25/10/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan (gerçek kişi) davalı yönünden taahhüt ettiği miktar ile sınırlı olarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini, 85.000,00.USD. tutarındaki cazi şart alacağının fesih tarihi olan 07/10/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan (gerçek kişi davalı yönünden taahhüt ettiği miktar ile sınırlı) olarak müştereken ve müteselsillen tahsili ile müvekkiline ödenmesini, sözleşmenin uygulanamayan süresi için müvekkili şirketin uğradığı ve mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu kesin tutarı şimdilik 429.286,77 TL nin dava tarihinden itibaren merkez bankasının değişen oranlarda avans faizi uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan (gerçek kişi davalı yönündan taahhüt ettiği miktar ile sınırlı olarak ) müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin dava konusu sözleşmenin satış pirimlerinin eksik ödendiği gerekçesiyle 07/10/2013 tarihinde sonlandırıldığını bu nedenle davacı aleyhine Kdz Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesininde akdin sonlandırılması nedeniyle eksik ödenen pirimlerin tahsilini talep ettiklerini, yine söz konusu sözleşmesinin haklı olarak sonlandırıldığı iddiası ile Kdz Ereğli 3.Asliye Hukuk mahkemesi nezdinde mürazaanın giderilmesi ve teminat mektuplarının serbest bırakılması talebiyle 23/12/2013 tarihinde davacı aleyhine dava açtıklarını, iş bu davaların birleştiğini, iş bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, esasa ilişkin cevaplarında ise müvekkilinin söz konusu sözleşmeyi davacının kusurundan kaynaklanan haklı sebeplerle sonlandırdığını, müvekkili şirket ile davacı arasındaki protokol gereğince satış prim ödemelerine ilişkin hesapta esas kabul edilecek olan davacının … Rafinerisinden satın aldığı akaryakıt fiyatını müvekkiline Noter kanalıyla keşide edekek davacıdan istediğini, davacının bu taleplerine karşılık olarak 25/09/2013 tarihli davacı şirket yetkilisinin e-posta ile gönderdiği cevabi yazısında bir takım formüller gönderdiğini ve bilahare bu formülleri 28/09/2013 tarihle e-posta ile tekrarladığını, ancak davacının cevabi yazısında kilit veri olan … satın alma fiyatı açık ve net bir şekilde belirtilmediği için müvekkilinin Beyoğlu …. Noterliğinin 01/10/2013 tarih ve … yevmiye nolu ikinci bildirim ile tekrar aynı bilgileri davacıdan talep ettiğini, davacının üç gün içinde bu bilgilerin gönderilmemesi halinde red edildiği sonuca varılacağını da özellikle belirttiklerini, ancak bu sefer davacıdan herhangi bir cevap alamadıklarını, bunun üzerine müvekkili şirketin 07/10/2013 tarihli bildirim ile sözleşmeyi sonlandırdığını, müvekkilinin davacıdan açıklamasını istediği … Rafinerisi akaryakıt satış fiyatını davacının 25/09/2013 tarihli yazısı ekinde formülle belirtiğini ve edimini yerine getirdiğini beyan etmiş ise de davacının bu beyanı gerçeği yansıtmadığını, davacının bildirim yazısında sözleşmenin 7. Maddesi 4. Paragrafında müvekkiline ödeyeceği pirim hesabında esas almayı kabul ve taahhüt ettiği … Rafinerisi Litre Satın Alma Net fiyatı yerine kendi bulduğu ve sözleşşmede yer almayan kar paylaşımlı rafineri fiyatını ve bunun karşılığı olarak yine kendisinin uyarladığı bir miktarı müvekkiline kabul ettirmek çabasını bir taamül haline getirdiğini,davacının dava dönemine ilişkin … Rafineri Satış Fiyatını gösterir faturaların ve bu faturaların kayıtlı bulunduğu ticari defterlerin sayfalarını sunması gerektiğini, müvekkilinin yaptığı işin karşılığı olarak aldığı ücretin protokole göre hesaplanmasında esas olan veriyi ve aldığı satış piriminin kendisine doğru ve eksiksiz ödenip ödenmediğini öğrenme hakkına davacının uymadığını, müvekkilinin maruz kaldığı kusurlu davranış karşısında daha önce aldığı pirimlere esas olan verilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını öğrenemediği gibi, sözleşmenin ifasının devam etmesi halinde ileriye dönük güven prensibini de kaybettiğini ve kendisinin edimlerini ifa etmesine ve edecek olmasına karşılık hakkı olan alacağının gerçek hesabını öğrenemediği ve öğrenemeyeceği vakıası üzerine sözleşmeyi haklı olarak sonlandırdığını, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davacının talep ettiği peşinat iadesi ve ceza-i şart talebinin de hatalı hesaplandığını, davacının talep edebileceğin peşinat iadesi talebinin en fazla 3.947,70.TL. olabileceğini, cezai şarta ilişkin talebin ise protokolün fesih sonuçları başlıklı 13. Maddesinde cezai şart olarak ödeme tarihindeki merkez bankasının döviz satış kuru üzerinden 85.000.USD.’ nin karşılığı türk lirası ödemeyi taahhüt ettiğini bu durumda davacının USD ödemesi talep edemeyeceğini, ayrıca davacının temerrüt tarihi ve dolayısıyla faiz başlangıç tarihi iş bu dava tarihinden önceki bir tarih olamayacağını, davacının uğradığı zarar ceza tutarını aşıyorsa davacının müvekkilinin bir kusuru olduğunu ispat etmesi halinde ancak zararın ceza-i aşan miktarını isteyebileceğini,davacının ceza-i şart talebinin tamamının esastan reddi gerektiğini, bir an için bu talebin kısmen de olsa kabul edileceği düşünülse dahi, davacının maruz kaldığı zarar tutarından bu ceza-i şart miktarının öncelikle tenzili gerektiğini, müvekkili …’ın kefalet akdinin geçersiz olduğunu, 17/06/2000 tarihinde evlenmiş olan müvekkili …’ın bu kefaleti imzaladığı tarihte eşinin yazılı ve şifahi muvakkatinin bulunması gerektiğini, kanunda ön görülen diğer şartların da kefaletname metninde bulunmadığını, kefalet sınırı olarak 15.000 USD belirli bir miktar ise de yanlara ilişkin feri borçlar için verildiği iddia edilen kefalet somut ve belirli olmadığını, ayrıca alacaklının kefile müracaat edebilmesi için asıl borçlunun ifade gecikmesi ve kendisine yapılan ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerektiğini, oysaki bu hallerden hiçbirinin iş bu dava için gerçekleşmediğini beyan ederek davanın her iki davalı yönünden rerdine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirket ile dava dışı … Petrol A.Ş arasında 30/03/2010 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesini 27/07/2010 tarihinde devraldığını, böylece 27/07/2010 tarihi itibariyle ” Protokol ” başlıklı Benzin istasyonu bayilik sözleşmesinin tarafı haline geldiğini, protokol’ün 10. Maddesi gereğince davalı şirkete … Bankası’nın garantör olduğu 135.000 TL ile 35.000.TL. olmak üzere iki adet banka teminat mektubu verdiğini, sözleşmenin ” satış şartları ve aylık prim ” başlıklı 7/4 maddesinde davalı şirket’in davacıya ödeyeceği aylık primin hesap şeklinin tanımlandığını, aylık primlerin davalı şirketçe müvekkiline geçikmeli olarak ödendiği, ancak aylık primlerin hesap şekli ve parasal tutarları ile ilgili tereddüde düşmesi üzerine bu hususta davalı şirket’ten açıklama talep ettiğini, davalı şirketin müvekkil şirkete 25/09/2013 tarihinde verdiği cevap ile aylık primlerin nasıl hesaplandığını gösteren formülü bildirdiğini, ancak bu formülün sözleşmenin 7. Maddesinin 4. Paragrafında belirtilen ” Derince Terminali Depo Satış Fiyatları” ile “… Rafinerisi Satış Fiyatlarını” içermediğini, davalı şirket’in … Rafinerisinden satın aldığı akaryakıt fiyatlarını müvekkil şirketten gizlediği, … dışında da yurt dışından akaryakıt ithalatı yaptığı ve ithal akaryakıt fiyatlarının … satış fiyatlarından daha düşük olduğu, davacının kendisine ödenen aylık satış primlerinin hangi verilere göre hesaplandığını öğrenmesinin önem kazandığını ve elzem hale geldiğini, ancak üst üste iki kez sorulmasına rağmen sonuç alınamadığın açıklayarak … Bankası …. Ereğli Şube Müdürlüğü’nün garantörü bulunduğu 27/08/2013 tarih ve … sayılı , 135.000,00 TL ‘ lik teminat mektubu ile 25/08/2011 tarih ve … sayılı , 35.000,00 TL ‘ lik iki adet mektubunun nakde çevrilerek irad kaydedilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesini, fazlaya dair talep hakkı ile faiz ve B.K madde 122 hükmü gereği aşkın zarar talep hakları da saklı kalmak üzere 1.000,00.TL.’ nin davalıdan vekalet ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile dava dışı … A.Ş arasında davaya konu istasyonun müvekkil şirket bayisi olarak işletilmesi amacıyla 30/07/2010 tarihli protokol akdedildiğini, davacı şirketin bayilik ilişkisini devraldığını, bunun sonucunda müvekkil şirket ile davacı arasında 10/08/2011 tarihinde 5 yıl süreli İstasyonlu Bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davacının imzalamış olduğu Devir Taahhütnamesi ile … Petrol ile müvekkil şirket arasında akdedilmiş tüm sözleşmeleri ve doğmuş tüm borç , taahhüt ve fer’ilerini üstlendiğini taahhüt ettiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere selefi … Petrol ile müvekkil şirket arasında akdedilen protokol’ün tarafı haline geldiğini, davacının bayilik sözleşmesini haksız ve hukuka aykırı biçimde feshettiğini, müvekkil şirketin bayilik sözleşmesi ve protokol’e tümüyle uyduğunu, davacıya sözleşmeye göre hak kazandığı primleri eksiksiz ve zamanında ödediğini, bu durum karşısında bayilik sözleşmesini haksız surette fesheden davacı ahde vefa ilkesine aykırı hareket ederek müvekkil şirket’ in zarara uğramasına sebep olduğunu ayrıntılı olarak açıklayarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/11/2019 tarih ve 2014/614 Esas – 2019/1044 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Asıl Davanın Davacısı Asıl davada özetle, Müvekkili şirket ile dava dışı … Sanayi A.Ş. arasında Zonguldak İli, Ereğli İlçesi, … Pafta, … Ada, … Parsel’de kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt satış istasyonunun müvekkili şirket bayisi olarak işletilmesi hususunda 30.07.2010 tarihinde bir Protokol akdedildiğini, davalı şirket bu bayilik ilişkisini devraldığını, bunun sonucunda müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 10.08.2011 tarihinde 5 yıl süreli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, aynca davalı şirket imzalamış olduğu Devir Taahhütnamesi ile dava dışı … Petrol İle müvekkili şirket arasında akdedilmiş tüm sözleşmeleri ve doğmuş tüm borç, taahhüt ve ferilerini üstlendiğini taahhüt ettiğini, davalı şirketin bu surette dava dışı … Petrol ile müvekkili şiıket arasında akdedilen Protokolün de tarafı haline geldiğini, diğer davalı …’ın Karadeniz Ereğli … Noterliği’nce 08.08.2011 tarih ye … yevmiye numarası ile onaylı Taahhütname ile müvekkili şirket’e, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen veya akdedilecek her türlü sözleşme ve protokol kapsamında davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarına 15.000.USD’ ye kadar müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu beyan ve taahhüt ettiğini, davalı tarafın bayilik sözleşmesini süresinden önce haksız olarak fesih ettiğini belirterek davalı tarafa peşinen ödenen satış destek priminden bakiye sözleşmesine tekabül eden bedelin, erken fesih nedeni ile cezai şartın ve kar kaybının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraflar ise, özetle davalı şirketin sözleşme süresinin hitanımdan önce sözleşmeyi sonlandırması haklı sebebe dayandığını, davacının iade, ceza ve tazminat tahsil talepleri esastan kabul edilemeyeceği gibi, bu kalemlerin hesabı ve talep usulü de hatalı olup, Kefalet akdinin de geçersiz bulunduğunu belirterek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Birleşen Davanın Davacısı Birleşen davada özetle; davalı şirket ile dava dışı … Petrol A.Ş. arasında 30/03/2010 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesini 27/07/2010 tarihinde devraldığını, böylece 27/07/2010 tarihi itibariyle “Protokol ” başlıklı Benzin istasyonu bayilik sözleşmesinin tarafı haline geldiğini, sözleşmenin ” satış şartları ve aylık prim ” başlıklı 7/4 maddesinde davalı şirket’in davacıya ödeyeceği aylık primin hesap şeklinin tanımlandığını, aylık primlerin davalı şirketçe müvekkiline eksik ve gecikmeli olarak ödendiğini belirterek fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak üzere 1.000,00.TL. ‘ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf özetle; davalı şirketin bayilik sözleşmesi ve protokol’e tümüyle uyduğunu, davacıya sözleşmeye göre hak kazandığı primleri eksiksiz ve zamanında ödediğini, bu durum karşısında bayilik sözleşmesini haksız surette fesheden davacı ahde vefa ilkesine aykırı hareket ederek müvekkil şirket’ in zarara uğramasına sebep olduğunu belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dosya kapsamında toplanan deliller ve düzenlenen Bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere … A.Ş. ile dava dışı … Petrol Ticaret ve Sanayi A.Ş. arasında Zonguldak İli, Ereğli İlçesi, … Pafta, … Ada, … Parsel’de kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt satış istasyonunun … Ofisi A.Ş. bayisi olarak işletilmesi hususunda 30.07.2010 tarihinde bir Protokol akdedildiği , Ereğli …A.Ş.’nin bu bayilik ilişkisini devraldığı, taraf şirketler arasında 10.08.2011 tarihinde 5 yıl süreli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi akdedildiği , aynca taraflar arasında Devir Taahhütnamesi ile dava dışı … ile … A.Ş. arasında akdedilmiş tüm sözleşmeleri ve doğmuş tüm borç, taahhüt ve ferilerinin üstlendiğinin taahhüt edildiği, …A.Ş. Tarafından sözleşme 07/10/2013 Tarihinde fesih edilmiştir. Sözleşmenin haksız olarak fesih edilip edilmediği, … A.Ş. nin peşinen ödenen satış destek priminden bakiye sözleşmesine tekabül eden bedel, erken fesih nedeni ile cezai şart ve kar kaybı talebinde bulunup bulunamayacağı, Ereğli …A.Ş.’ nin prim alacağı talebinde bulunup bulunamayacağı hususunun ihtilaf konusu olduğu görülmüştür. Bilirkişi incelemeleri ile tespit edildiği üzere; Ereğli …A.Ş.’ nin sözleşmeyi fesih iradesini ortaya koyan ihtarnamesi 07/10/2013 Tarihli ihtarnamedir. İhtarnameye göre …A.Ş. eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek değil, yazılı bilgi verilmediğini iddia ederek sözleşmeyi feshetmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespit ile sabit olduğu üzere … A.Ş. Yetkilisi … tarafından …’nin …@t)…com adresine Şubat-Mart-Nisan-Mayıs-Temmuz ve Ağustos ayı prim tutarları tek tek ve ayrıntılı açıklama ile oluşturulan(satış miktarı, satış tutan, prime baz miktar, Depo fiyatı, Rafine fiyatı kota oram ve tutan v.b) hesap tablosunu göndermiştir. …A.Ş. ‘ ye gönderilen bu bilgiler çerçevesinde davacının düzenlediği aylık prim faturalarının teyidinin mümkün olduğuna; …A.Ş.’ nin … A.Ş.’ den 2012 yılına ait 19,630,03. TL. tutarındaki prim alacağı için fatura düzenlediği ve tahsil ettiği, işbu faturanın hesaplaması konusunda herhangi bir itirazı bulunmadığı ve bedelini tahsil ettiği dikkate alındığında, bilgilerin 2013 yılına ait prim bilgi ve detaylarını gecikmeli de olsa bildirmiş olduğu ve davacının da bu bilgileri esas alarak fatura düzenlediğinin açık olduğuna yönelik Bilirkişi heyetinin tespiti mahkememizce yerinde görüldüğünden …A.Ş.’ nin eksik bilgi bildirimini ileri sürerek sözleşmeyi feshi mahkememizce haksız fesih olarak görülmüştür. Davalı taraf ; kefaletin geçerli olmadığı iddiasında bulunmuş ise de, Kefaletin … A.Ş. lehine Ereğli … Noterliğinin 08/08/2011 Tarihli taahhütname başlıklı evrakı ile düzenlendiği, düzenlenme tarihinde 818 Sayılı Borçlar kanunun yürürlükte bulunduğu , davalı …’ ın taahhüdünü üst sınırı belirterek yazılı olarak kaleme aldığı bu hali ile kefaletin 818 Sayılı Kanun kapsamında geçerli olduğu anlaşılmakla birlikte davalının …A.Ş.’ nin yetkilisi olduğu bu hali ile 6098 sayılı kanunun uygulanması halinde dahi eş muvafakatinin aranmayacağı anlaşılmakla davalı tarafın bu yönde ki savunması mahkememizce yerinde görülmemiştir.Sözleşmenin …A.Ş. Tarafından haksız olarak fesih edildiği mahkememizce sübut bulduğundan … A.Ş.’ nin taleplerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 10.08.2011 tarihli Protokolün “Peşin Satış Destek Primli” başlıklı 6.maddesine göre; … A.Ş. …A.Ş.’ye 10.08.2011 ile 08.10.2016 tarihlerini kapsayan sözleşme dönemi için toplamda 40.000 USD +KDV peşin satış destek primi ödemeyi taahhüt etmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından tespit edildiği üzere … A.Ş. 25.10.2011 tarihinde (70.460 + 12.682,80 KDV=) 83.142,80 TL ödeme yapmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından mahkememizin talebi doğrultusunda “Peşin satış destek bedeli” USD üzerinden hesaplanmış, Bilirkişi heyetinin hesaplamasına göre 5 yıllık sözleşme süresi 1.827 güne tekabül etmektedir. Sözleşmenin fesih edildiği 07/10/2013 Tarihine kadar yararlanılacak süre 790 gündür. Geçersiz kalan süre 1038 gün olacaktır. Bakiye süre için … A.Ş.’ nin talep edebileceği miktar KDV dahil 26.816,57.USD olduğu tespit edilmiş olmakla … A.Ş.’ nin peşinen ödenen satış destek priminden bakiye sözleşmesine tekabül eden bedel talebi 26.790,57.USD üzerinden kabul edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 10/08/2011 Tarihli Protokolün Cezai şart alacağı başlıklı 13.maddesine göre bayinin sözleşmeyi haksız feshi halinde … A.Ş.’ ye 85.000.-ABD doları ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Cezai şartın yasal dayanağını 6098 Sayılı Kanunun 179. ve devamı maddeleridir.6098 Sayılı Kanunun 182.md uyarınca Tarafların cezai şart miktarını serbestçe belirleyebilecekleri hususunun hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere Sözleşmeyi haksız olarak fesih eden …A.Ş. Tarafından cezai şart bedelinin ödenmesi gerekecektir. Cezai şart bedelinin tümüne hükmedilmesi halinde …A.Ş.’nin mahvına sebep olmayacağı hususu bilirkişi incelemesi ile sabit bulunmakla birlikte cezai şart miktarı yanında aynı zamanda kar kaybına ve destek primin iadesine hükmedildiği, bu hali ile şirketin bu bedelinin tümünü ödemesi halinde ileride şirketin mahvına sebep olabilecek sonuçlarla karşılanmasının kuvvetle muhtemel olduğu, kar kaybına hükmedilmekle alacaklının sözleşmeden beklediği yararı sağladığı, cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü bulunmasının gerektiği Alacaklının cezai şart miktarının tümünü talep etmesinin 4721 Sayılı Kanunun 2.md.si kapsamında Dürüstlük ilkesine aykırı olacağı yönünde kanaat hasıl olmakla tarafların menfaati ve hakkaniyet göz önünde bulundurularak cezai şart miktarından %20 oranında indirim yapılması yoluna gidilmiştir. Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmede sözleşmenin fesih edilmesi halinde hem kar payı hem cezai şartın istenebileceği belirtilmiş olmakla Bilirkişi heyeti vasıtası ile haksız feshin yapıldığı tarih ile sözleşmenin normal olarak normal sona erme tarihi dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda belirlenen kar kaybı miktarının hesaplama yöntemi mahkememizce olaya ve mevzuata uygun görüldüğünden davacı tarafın kar mahrumiyeti talebi 139.189.TL. Üzerinden kabul edilmiş aşağıda ki şekilde karar verilmiştir. Birleşen dava açısından Bilirkişi Ek raporu ile tespit edildiği Birleşen davanın davacısının toplam 75.155,83.TL.Prim alacağı hesaplandığı, …A.Ş.’nin toplam 71.289,02.TL.Prim alacağını tahsil ettiği, bakiye 3.866.TL.alacağının kaldığı anlaşılmakla birlikte davada ki talebinin 1.000.TL.olduğu göz önünde bulundurularak Birleşen davanın bu bedel üzerinden kabulüne karar verilmiştir. …”gerekçesi ile, Asıl Davada; Davacı tarafın davasının KISMEN KABULÜ ile; -Asıl Davada; Davacı tarafın Peşin Satış Destek Priminden kullanılmayan süre için talep ettiği alacağın Kısmen Kabulü ile; 26.816,39.USD’ nin( Davalı … açısından 15.000.USD ile sınırlı olmak üzere) 07/10/2013 Tarihinden itibaren Fiili ödeme gününe kadar Devlet Bankalarının USD ile açılmış bulunan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından faiz yüklenerek davalılardan müştereken ve müteselsilen taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine; -Asıl Davada; Davacı tarafın Cezai Şart Talebinin Kısmen Kabulü ile; 68.000.USD’ nin(( Davalı … açısından 15.000.USD ile sınırlı olmak üzere) 07/10/2013 Tarihinden itibaren Fiili ödeme gününe kadar Devlet Bankalarının USD ile açılmış bulunan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından faiz yüklenerek davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine;-Asıl Davada; Davacı tarafın Kar Kaybı Talebinin Kısmen Kabulü ile; 139.189.TL.nin( Davalı … açısından 15.000.USD ile sınırlı olmak üzere) 24/01/2014( Dava Tarihinden) itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine;Birleşen davada; Davacı tarafın Prim Alacağı talebinin Kabulü ile; 1.000.TL.nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı taraflarca asıl dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
DAVACI / BİRLEŞEN DAVADA DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Yerel mahkemece müvekkili şirketin peşin satış destek primini maddi hesaplama hatası sonucu eksik hesapladığını, keza cezai şart talebinde %20 oranında indirim uyguladığında ve kar kaybı talebini hesaplarken hatalı değerlendirmelere dayalı olarak karar verdiğini, Yerel mahkemece hükmedilen peşin destek primi alacağının hesaplamasında maddi hata yapıldığı ve peşin satış destek primine eksik hükmedildiğini, Yerel mahkemenin müvekkili şirketin cezai şart alacağında %20 oranında indirim uygulamasının yasal veya sözleşmesel dayanağı bulunmadığını, Yerel mahkemesinin müvekkili şirketin yararına hükmetmiş olduğu kar kaybı alacağı eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelere dayalı olup, müvekkili şirketin fiilen uğramış olduğu kar kaybını karşılamaktan uzak olduğunu, Açıklanan nedenlerle, bilirkişilerce hesaplamada izlenilen yöntem bilimsellikten tamamen uzak, her türlü muhasebe prensibine aykırı, tamamıyla somut olayda eldeki verilerle sübjektif olarak yapılmaya çalışılmış bir hesaplama olduğunu, bilirkişi raporunda izlenilen yöntemin tamamen sübjektif oluşu, objektif bir yöntem olmaması sebebiyle Yargıtay denetimine de elverişli olmadığını, bilirkişilere i)sözleşmenin devam etmesi gereken süre içerisindeki akaryakıt terminal çıkış fiyatlarının teslim edildiği, ii) yine bilirkişilere teslim edilen kayıtlara göre sözleşmenin kalan süresinde müvekkili şirketin akaryakıt satış fiyatları v karlılığının belli olduğu ve iii) ayrıca tarafların ticari kayıtları ile karşılıklı olarak teyit edilen şekilde davalı şirketin müvekkili şirketten sözleşmenin devamı süresince satın aldığı akaryakıt miktarının belli olduğunu, hal böyle olmasına rağmen bilirkişilerce müvekkili şirketin mahrum kaldığı kar miktarı somut verilere ve delillere dayalı olarak değil ve soyut ve varsayımsal olarak ve de gerçeğe aykırı biçimde hesaplandığını, bu hesaplamaya da daha evvel açıkça ve detaylı olarak itiraz etmelerine rağmen itirazlarının yerel mahkemece dinlenilmediğini, netice olarak mahkemece hatalı ve hukuka aykırı hesaplamaya dayalı olan kar mahrumiyeti miktarına hükmedildiğini, İstinaf dairesince verilen kararın kesin olması halinde istinaf incelemesi sonuna kadar, temyiz yolu açık olması halinde temyiz süresi sonuna kadar ilamın icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiklerini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, öncelikle icranın geri bırakılmasına, ilk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, asıl davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA DAVALI / BİRLEŞEN DAVADA DAVACI … TİC. A.Ş. VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Dava açıldıktan sonra davacının davalı şirketin banka banka teminatından yaptığı ve 15/03/2019 tarihli 2.ek bilirkişi raporunda da belirtilen 135.000.TL tahsilat tutarı hükmedilen miktardan mahsup edilmediğini, bu hususta gerekçeli kararda hiç bahis edilmediğini, Dava açıldıktan sonra … Ofisi A.Ş.’nin davalının banka teminatından resen tahsil ettiği bu 135.000.TL mahsup edilmeksizin daha önceki eski tarihli 02/07/2017 tarihli kök raporda bilirkişilerce hesaplanmış olan 138.000.TL kar mahrumiyetinin tamamının davalıdan tahsiline karar verildiğini, Bu durumda davalı şirketin aynı miktarı 2 kez davacıya ödemek zorunda kalacağını, Ödeneceği sözleşmenin 7.maddesi 4.paragrafı ile davacı tarafça taahhüt edilen satış priminin davacının eksik ödediği ve sözleşmeye rağmen denetim için hesap bilgisi de vermediği için davalı sözleşmeyi haklı nedenle fesih ettiğini, davacının satış priminin eksik ödediği davalının açtığı ve mahkemece kabul edilen birleşen davanın kararı ile de sabit olduğunu, … A.Ş.’nin e-posta ile sadece hesap formülünü harfler halinde bildirdiği, ancak bu formüle uygulanacak … satın alma fiyatını bildirmediğini, bu hususun dava dilekçesinin ekinde sunulan e-posta yazısında açık olarak görülmekte olduğunu, Primin eksik ödene geldiği ve sözleşmenin 7/4 maddesine rağmen … fiyatının da tüm ısrarlara rağmen bildirilmediği ve böylece denetime imkan verilmemesi karşısında davalı şirketin sözleşmeyi fesih ettiğini, Ancak bu e-posta bildirimi içinde protokolün 7/4 maddesinde belirtilen … Rafineri satın alma fiyatı olmadığı, eğer mahkemece bilirkişilere e-posta bildiriminde yer alan … satın alma fiyatının miktarının belirtilmesi şeklinde bir görev verilseydi böyle bir miktarın belirtilmemiş olduğu açıklığa kavuşacağını, ayrıca bildirilen bu e-postanın sadece şubat – ağustos arasındaki aylara ilişkin olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle dayanarak açılan 2014/1329 Esas sayılı birleşen davanın ilk duruşmasında mahkemece o davanın davalısı olan … A.Ş.’ye verilen 1 aylık kesin mehil sonucunda; … satın alma faturaları ve hesap cetvelleri ilk kez dava dosyasına sunulmuş olup, yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda eksik prim ödeye geldikleri anlaşılarak söz konusu birleşen davanın kabulüne karar verildiğini, Hal böyleyken, müvekkili davalı şirketin sözleşmeyi haksız fesih ettiği gerekçesi ile kar mahrumiyeti, cezai şart ve destek priminin iadesine asıl davada karar verilmesi kabul edilemez olduğunu, Cezai şartın en yakın tarih olan 2020 yılında ödenmesi söz konusu olabilmesine rağmen bayilik sözleşmesinin yapıldığı 2013 yılı davalı şirket bilançosuna göre ceza-i şart ödemesinin davalı şirket yönünden ekonomik mahva sebebiyet vermeyeceğini ileri süren bilirkişi raporunun kabulü de usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ayrıca herhangi bir kabul anlamına gelmemek üzere davacının USD tahsili talebinin aynen kabul edilmesi; dava ettiği USD alacağının dava tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilmeksizin alacağın ABD doları olarak tahsiline karar verilmesi ve ayrıca USD üzerinden tekrar faiz yürütülmesi de kabul edilemez olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, asıl davanın reddine, icranın tehirine karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA DAVALI … VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Davalı kefil olurken o tarihte evli olmasına rağmen eşinin rızası alınmadığını, zaten kefalet belgesi incelendiğinde eşinin rızası alınmamasının yanı sıra kefalet belgesinin içeriği ve şekli bakımından da geçersiz olduğu anlaşılmakta olduğunu, Davalı müştereken cezai şarttan da sorumlu tutulduğunu, ancak bu cezai şartın ödenmesinin davalı şirket yanı sıra mütevekkili davalı yönünden de çok fahiş olup olmadığının incelenmediğini, oysa bir ticaret erbabı olamayan davalının USD üzerinden böyle bir cezai şart ödemesi hem fahiş ve hem de mümkün olmadığını, Davacı … AŞ. nin dava açıldıktan sonra tahsil ettiği 135.000.-TL’nin 15.03.2018 tarihli bilirkişi 2. Ek raporu ile belirtilmiş olmasına rağmen bu rakam düşülmeden tazminat miktarına, cezai şartına ve prim iadesine karar verildiğini ve bu karar verilen miktardan kefil olarak davalı da sorumlu tutulduğunu, Davalının kefil olduğuda … Ltd. Şti. sözleşmeyi … A.Ş.’ nin eksik prim ödediği ve prim hesabında kullanılacak … satın alma fiyatını da gizlediği için haklı olarak fesih etmiştir. Haklı fesih olduğu için diğer davalı ve müvekkili davalının kefil olduğu … Ltd. Şti.’ nin ve dolayısıyla kefil sıfatıyla davalı kar mahrumiyeti, cezai şart ve prim iadesi ödemesi yapması kabul edilemez olduğunu, Davacı USD talep etmiş ve mahkemece bu talep doğrultusunda davalının USD ödemesine karar verildiğini ve ayrıca davalının ödemesine karar verilen bu USD’ye faiz yürütüldüğünü, oysa davanın reddi gerekmesi yanı sıra eğer bir ödeme yapılmasına karar verilecek ise bunun USD nin dava tarihindeki kur üzerinden TL ‘ye çevrilerek karar verilmesi gerektiğini, ancak TL’ nin ödenmesine dahi karar verilmeksizin davanın reddi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, asıl davanın reddine, icranın tehirine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava, bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan ceza-i şart, kar mahrumiyeti ve peşin satış destek primi olarak ödenen bedelin bakiye sözleşme süresine tekabül eden miktarın iadesi istemine ilişkindir.Birleşen İstanbul 4 ATM. ‘nin 2014/1299 Esas-2015/160 Esas sayılı dosyası incelendiğinde,Karadeniz Ereğli 3 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/529 Esas ve 2013/473 Karar sayılı dosyası Karadeniz Ereğli 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/143 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek dosya Karadeniz Ereğli 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/143 Esas sayılı dosyası içerisine gönderilmiştir.Karadeniz Ereğli 2 Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’nce yapılan değerlendirme sonucu 27/03/2014 tarih ve 2013/143 Esas, 2014/113 Karar sayılı kararı ile taraflar arasındaki sözleşmedeki yetki sözleşmesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermesi üzerine dosyanın İstanbul 4 ATM. (kapatılan İstanbul 41 ATM) ‘ ye tevzi edilerek mahkeme esasına kaydı yapılmıştır. İstanbul 4 ATM. Tarafından yapılan değerlendirme sonucu 17/03/2015 tarih ve 2014/1299 Esas-2015/160 Karar sayılı kararı ile dosyanın İstanbul 4 ATM. Nin 2014/614 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek dosyanın bu dosya arasına gönderildiği anlaşılmıştır.Karadeniz Ereğli 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/143 Esas sayılı dosyası ile birleştirilen Karadeniz Ereğli 3 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/529 Esas sayılı dava dosyası ile açılan dava; Muarazanın giderilmesi ile … Bankası Krd. Ereğli Şube Müdürlüğü’nün garantörü bulunduğu 27/08/2013 tarih ve … sayılı 135.000,00 TL. Lik teminat mektubu ile 25/08/2011 tarih ve … Sayılı 35.000,00 TL. Lik iki adet banka teminat mektubunun davalıca serbest bırakılması ve bankaya iadesi talep edilmiştir.Karadeniz Ereğli 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/143 Esas sayılı dava dosyası ile açılan dava ; Eksik ödenen primlerin tahsili talebine ilişkin alacak davasıdır.İlk Derece Mahkemesi 21/11/2019 tarih ve 2014/614 Esas – 2019/1044 Karar sayılı kararı ile; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.İlk derece mahkemesince Karadeniz Ereğli 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/143 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek Karadeniz Ereğli 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/143 Esas sayılı dosyası içerisine gönderilen Karadeniz Ereğli 3 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/529 Esas ve 2013/473 Karar sayılı dosyası hakkında karar verilmediği ve gerekçeli kararda da birleşen bu dava ile ilgili değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.Mahkeme kararlarının neleri kapsaması gerektiği HMK’nin 297. maddesinde düzenlenmiştir. Ayrıca Anayasa’nın 141. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır” hükmünü amirdir. Anılan HMK’nın 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da kanun yolu incelemesi bu gerekçe ve hüküm sonucuna göre yapılabilecektir.Bu anlamda İstinaf Kanun Yoluna tabi olan mahkeme kararı HMK’nin 297. maddesine uygun ve denetime elverişli gerekçeli biçimde oluşturulması gerekmekte olup anılan niteliklere uygun olmayan kararlar Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir. HMK 297/1-c ve 297/2. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında ne hüküm verildiği ve gerekçesinin açıklanması gerekmektedir. Somut davada, birleştirilen Karadeniz Ereğli 3 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/529 Esas ve 2013/473 Karar sayılı dosyası tefrik edilmediğine göre, bu davadaki taleplere ilişkin yürütülen tahkikat işlemleri bu işlemlerden ulaşılan sonuçların, gerekçeleriyle birlikte ayrıntılı olarak kararda belirtilmesi; bu taleplere ilişkin istinaf incelemesi yapılabilmesinin de hem anayasal hem de yasal düzeyde zorunluluğun bir gereğidir.HMK’nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde tarafların davanın esası ile gösterdikleri delillerin toplanmadan veya deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olmasını inceleme yapılmadan kararın kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi sebeplerinden saymıştır. Tarafların taleplerinin biri hakkında her hangi bir karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir.Bu itibarla, denetime elverişli usulün aradığı niteliklere haiz bir kararın bulunması istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olup bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilebilmesi mümkün olmayacağından, tarafların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usulen kabulü ile HMK’nın 355, 353/1-a4,6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının bu sebeplerle kaldırılarak, HMK’nın 294-297. maddelerine uygun hüküm kurulmasının temini için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2019 tarih ve 2014/614 Esas 2019/1044 Karar sayılı kararının HMK’nın 355, 353/1-a4,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara ayrı ayrı iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.