Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/851 E. 2022/916 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/851 Esas
KARAR NO: 2022/916 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2016/939 Esas 2019/980 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait özel hastaneye tedavisi için müracaatta bulunan … isimli hastada kullanılmak üzere müvekkilinden talep edilen 10 kalem tıbbi malzemenin 20.166,84 TL tutarlı irsaliyeli fatura ile davalıya teslim edildiğini, 8 günlük süre içinde itiraz edilmediğini ve adı geçen hastanın tedavisinde kullanıldığını, davalının dava konusu faturadaki malzemeleri kullanmasına rağmen fatura bedelini ödemediğini, keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl dava dilekçesine karşı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine yapılan icra takibine müvekkilinin davacı şirkete böyle bir borcu olmadığından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı tarafından ihtarname keşide edilerek icra takine konu tutarın talep edildiğini, müvekkili tarafından verilen cevabı ihtarnamede, talep edilen tutarın ödendiği, herhangi bir borcun olmadığı ve 16.133,47 TL alacaklı olduğunun belirtildiğini, dava konusu fatura bedelinin ödendiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, dava konusu fatura ile alınan tıbbi cihazların 19.577,12 TL’lik kısmının SGK tarafından müvekkili şirkete ödenmediğini, zira alınan cihazların bir kısmının ödemeden muaf tutulduğunu, bu durumda davacı ile müvekkilinin fiili uygulama ve anlaşması gereğince; ödenmeyen kısmın iade faturası ile davacı şirkete gönderilmesi ve bu iadenin davacı tarafından yapılması gerektiğini, müvekkilince, SGK kararına istinaden kesinti yansıtma bedeli olan 16.133,47 TL’lik faturanın davacıya gönderilmesine rağmen bu güne kadar ödeme alınamadığını belirterek, asıl davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına; karşı dava yönünden ise, 16.133,47 TL fatura alacağının ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili karşı davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; SGK ile davacı/davalı arasındaki ilişkinin müvekkili şirketi ilgilendirmidiğini, doğal olarak bu ilişkide müvekkilinin taraf veya müdahale imkanı olmadığını, davalının herhangi bir şekilde SGK’dan alacağını alamadığı için müvekkilinden bu rakamı talep edemeyeceğini ve SGK aleyhine dava açılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/12/2019 tarih 2016/939 Esas 2019/980 Karar sayılı kararında; “….1-Asıl Dava Yönünden Yapılan Değerlendirmede; Asıl davada; dosyamız mündericatında yer alan faturalar ve ödeme belgeleri üzerinden yapılan incelemede, taraflar arasında 2012 yılından beri süregelen ticari ilişkide davacı-karşı davalı tarafça, davalı-karşı davalı tarafa, 30/08/2012 tarih ve 3.153,60 TL bedelli (%20 iskontolu hali ile; 2.522,88 TL), 05/12/2012 tarih ve 442,50 TL bedelli (%20 iskontolu hali ile; 354,24 TL), 27/12/2012 tarih ve 3.277,80 TL bedelli (%20 iskontolu hali ile; 2.622,24TL), 17/01/2013 tarih ve 280,80 TL bedelli (%20 iskontolu hali ile; 224,64 TL), 29/01/2013 tarih ve 3.024,00 TL bedelli (%20 iskontolu hali ile; 2.419,20 TL) ve 14/02/2013 tarih ve 20.166,84 TL bedelli (%20 iskontolu hali ile; 16.133,47 TL) faturalar düzenlendiği, faturaların toplam miktarının, 30.345,54 TL olduğu, davalı-karşı davacı tarafça, davacı-karşı davalı tarafa, 28/02/2013 tarih ve 6.069,17 TL bedelli fiyat farkı bedeli (iskonto) faturası düzenlediği, davacı-karşı davalı tarafça da davalı-karşı davacı tarafa, 28/03/2013 tarih ve 1.517,29 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlendiği, davalı-karşı davalı tarafça da davacı-karşı davalı tarafa, 27/02/2013 tarihinde 8.143,00 TL (çek karşılığı-bedeli davacı-karşı davalı tarafça tahsil edilmiş), 15/04/2013 tarihinde 16.133,00 TL (çek karşılığı-bedeli davacı-karşı davalı tarafça tahsil edilmiş) ve 14/06//2013 tarihinde de 1.517,00 TL (çek karşılığı-bedeli davacı-karşı davalı tarafça tahsil edilmiş) ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin toplam miktarının da 25.793,00 TL olduğu, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davacı-karşı davalının, dava konusu dönemlere ilişkin kestiği faturalar toplamı 30.345,54 TL olup bu miktardan, iskonto faturası bedeli olan, 6.069,17 TL mahsup edildiğinde davacı-karşı davalının 24.285,37 TL alacaklı olduğu, bu miktara 1.517,29 TL lik fiyat farkı faturası eklendiğinde davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıdan 25.793,96 TL alacaklı olduğu, davalı-karşı davacı tarafça yapılan ödeme miktarı düşüldüğünde de (25.793,00 TL), davacı karşı davalının, davalı-karşı davacıdan alacağın kalmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, asıl davanın reddine karar verilmiştir. 2-Karşı Dava Yönünden Yapılan Değerlendirmede; Karşı davanın konusu, davalı-karşı davacının, dava dışı 3. Kişi …’nun tedavisi amacıyla davacı-karşı davalıdan aldığı ve bedelini ödediği 10 kalem tıbbi malzemenin, SGK tarafından karşılanmaması sonucu, sözkonusu malzemelerin bedeline ilişkin olarak düzenlenen 22/10/2013 tarih ve 16.133,47 TL’lik Yansıtma Faturasına dayanmaktadır. Bu haliyle yapılan değerlendirmede de, gerek bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan rapor ve gerek se dosya kapsamında yer alan belge ve kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde, davalı-karşı davacının Üniversite ve Eğitim Araştırma Hastanesi olmadığı için, kullanıldığı uzaysal eksternal fıksatörlerin SGK tarafından karışlanmadığı, ancak davalı-karşı davacı şirketin, sözleşmeli bulunduğu Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde alacağını takip edebileceğinin mümkün olduğu (Benzer konuda; Yargıtay 19. H.D. 28/02/2017 Tarih ve 2016/6653 Esas-2017/1570 Karar sayılı kararı) ve davacı-karşı davalıya herhangi bir yansıtma faturası düzenlenmesine de gerek bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, davalı-karşı davacının ispatlanamayan davasının reddine ve ayrıca kötü niyet tazminat koşulları da oluşmadığından, davalı-karşı davacının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş…”gerekçesi ile, 1-ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Davanın REDDİNE, b-)Davalı – karşı davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine, 2-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı / karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı / karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili … A.Ş.’nin önce … A.Ş. tarafından devir alındığını ve sonrasında unvanın değişerek … A.Ş. olduğunu, sehven müvekkilinin unvan değişikliği Uyap üzerinden yapılmadığından gerekçeli kararın eski unvan adına çıkarıldığını, davalı unvanının … A.Ş. olarak değiştirilmesini talep ettiklerini, Karşı davanın reddedilmesinin hakkaniyete ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından … isimli hastanın tedavisi amacıyla davacı/karşı davalıdan 10 kalem tıbbi malzeme satın alındığını ve bedelinin ödendiğini, hasta için kullanılan bu malzemelerin SGK’ya fatura edildiğini, ancak SGK’nın bir kısım kesinti yaptığını, müvekkili hastane tarafından bu kesintiye itiraz edildiği, itirazın Üst İtiraz Komisyonuna sevk edildiğini, ihtisas ve mevzuat komisyonunca değerlendirilen itiraza karşı red kararı alındığını, ret kararı üzerine de davacı/karşı davalıya, SGK’nın kesinti yansıtma bedelinin fatura edildiğini, ilgili fatura davacı/karşı davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen süresinde itiraz edilmediğini, söz konusu tutarın Bakırköy … Noterliği’nden keşide edilen 27 Haziran 2016 tarih ve 17823 yevmiye no’lu cevabi ihtarname ile de talep edildiğini ancak davacı/karşı davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, dolayısıyla davacı/karşı davalının, müvekkili şirkete borçlu olduğunu, Mahkemenin, esas olarak 04.09.2019 tarihli bilirkişi raporunu göz önüne aldığını, ilgili raporda; SGK ile davacı arasında sözleşmesel bir ilişki olmamasından ötürü SGK nezdinde alacağı talep yetkisinin müvekkili hastanede olduğu, iade faturasına davacı/karşı davalı tarafından itiraz edilmemiş olmasının davacıyı tek başına borçlu kılmayacağı, müvekkilinin SGK’ya yapacağı şikayetin dava hakkını da kapsadığı aksinin dürüstlük kuralına aykırı olacağı, müvekkilinin Üniversite Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmadığından kullanılan uzaysal eksternal fiksatör bedelinin SGK’ya fatura etmemesi gerektiğini bilerek fatura ettiğini bu nedenle SGK kesintisinin davacıya fatura edilemeyeceğinin belirtildiğini, raporun hukuka ve kanunlara açıkça aykırı olduğunu, Taraflar arasında yapılan Satış Sözleşmesi’nin 3.2.3.2.SATICI’nın Yükümlülüğü maddesinde; ” a) … Sarf malzemesi özellikle ortopedik (plak, vida,vb.) tıbbi malzemesinin bedelini sosyal güvenlik kurumuna fatura etmesini müteakip, sosyal güvenlik kurumu bu fatura bedelinin tamamını ya da bir kısmını ödememesi halinde … Hastanesi, kurumdan alamadığı ancak Satıcı’ya peşinen ödediği bu bedeli ya da doğacak farkını talep ve tahdil edecektir.” hükmünün yer aldığını, Görüldüğü üzere, davacı/karşı davalının satmış olduğu malzemelerin SGK tarafından ödeneceğini garanti ettiğini, davaya konu tıbbi malzemeleri satarken bu malzemelerin SGK tarafından karşılandığı hususunda müvekkili şirkete güvence verdiğini, aralarındaki anlaşma gereğince ödenmeyen SGK kesintilerinin davacıya yansıtılacağı ve davacı/karşı davalı tarafından bu miktarın ödeneceği hususunun kabul edildiğini, Davacı/karşı davalının SGK ile olan anlaşmazlığı ve kesintiyi kendilerine yansıtmalarının hukuki olmadığı iddiasının dinlenemeyeceğini, zira dosyada bulunan SGK evrakından dava konusu fatura ile alınan tıbbi cihazların 19.577,12-TL’lik kısmının SGK tarafından müvekkili şirkete ödenmediğini, çünkü alınan cihazların bir kısmının ödemeden muaf tutulduğunu, bu durumda davacı ile müvekkili hastanenin fiili uygulama ve anlaşması gereğince; ödenmeyen kısmın iade fatura ile davacı şirkete gönderilmesi ve bu iadenin davacı şirketçe yapılması gerektiğini, Mahkeme tarafından verilen kararda, taraflarınca dosya içerisine sunulan 02/02/2018 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını, ilgili raporun Netice ve Kanaat Kısmında: ”Davacı ve davalı yasal defter kayıtlarına göre 18.07.2016 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça tanzim edilen 17.623,27-TL’lik fatura içeriğinin davalı tarafça medula üzerinden SGK’ya gönderilmesine karşın dava dışı SGK kurumunun fatura içeriğindeki malzemelerin bedellerini ödememesi sonrasında fatura bedelinin davalı tarafça davacı tarafın hesabından mahsup edilmesinden kaynaklandığı, davalı tarafın söz konusu malzemelerin bedelini tahsil edememesi sonrasında davacı adına iade faturası düzenlendiği ve söz konusu faturanın da davacı tarafça yasal defterlere aynen kaydedilmiş olduğu, davalı tarafça tanzim edilen iade faturası ile ilgili davacının TTK 21 ve TTK 23’e göre itiraz edilmediği, davacı tarafça itiraz edilmeyen işbu iade faturası ile ilgili bedelin davacının alacağından mahsubunun yapılabileceği” kanaatine varıldığını, söz konusu raporda davacıya ödenen tutar, SGK tarafından kesintiye uğradığı için iade faturasına konu edildiği ve bilirkişilerce iade faturası ile SGK kesintisinin davacı şirketten tahsil edilebileceğine karar verildiğini, Ancak 04.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan SGK tarafından fatura bedelinin tamamının ya da bir kısmının müvekkili hastaneye ödenmemesi halinde kurumdan alınmayan tutarın davacı satıcıdan talep ve tahsil edileceği hükmüne aykırı tespitte bulunulduğunu ve müvekkili hastanenin SGK’ya yapmış olduğu başvurunun dava hakkını da kapsadığı, itirazın yeterli olmadığı görüşüne kanaat getirildiğini, oysaki müvekkili hastanenin, davacı/karşı davalı ile arasındaki sözleşme hükümlerine riayet ettiğini ve gerekli prosedürleri uyguladığını, sözleşme dışında müvekkiline ayrıca yükümlülükler yükleyen hukuka aykırı 04.09.2019 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak mahkemece karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu 02/02/2018 tarihli bilirkişi raporununu esas alan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli 2016/1015 E. 2018/899 K. sayılı kararını mahkemeye sunduklarını, müvekkili hastane tarafından 22/10/2013 tarihinde tanzim edilen 16.133,47-TL tutarlı iade faturasına davacı/karşı davalının yasal süresi içinde itiraz etmemesinin, bu iade faturası ile ilgili bedelin davacının alacağından mahsubunun yapılabilmesine olanak tanıdığını belirterek, ilk derece mahkemesi dosyasından verilen karşı davanın reddine dair kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava; fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali; karşı dava ise, iade faturasından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı/ karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalı firmaya 14/02/2013 tarihli asıl davaya konu fatura ile tıbbi malzeme satışı yapıldığı, satılan malzemelerin davalı tarafça dava dışı hastaya kullanıldığı, ancak SGK tarafından, kullanılan malzemelerin SUT kapsamında ödemesi yapılabilen malzemelerden olmadığı gerekçesi ile davalıya ödeme yapılmadığı, bilahare davalı/karşı davacı tarafça davacı/ karşı davalıya karşı davaya konu olan kesinti yansıtma faturası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında tıbbi malzeme tedarikinin nasıl gerçekleşeceğine ilişkin 20/09/2011 tarihli yazılı bir sözleşme bulunmaktadır. Sözleşmenin SATICININ YÜKÜMLÜLÜĞÜ başlıklı 3.2. Maddesinin a bendinde;” Satıcı, … HASTANESİ’ne fatura ettiği medikal cihaz,sarf malzemesinin bedelini her ne kadar peşinen çek ile tahsil etse de; … HASTANESİ’nin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan endikasyon harici firmadan veya üründen kaynaklanan sorunlar nedeni ile ( SGK, BAĞ-KUR, EMEKLİ SANDIĞI gibi SGK. Kurumlarından) bu bedeli tamamen yada kısmen tahsil edememesi halinde tahsil edilemeyen farkı ve SGK.’dan gelecek cezayı … HASTANESİ’nin kendisinden talep etmesi halinde derhal geri iade etmeyi kabul beyan ve taahhüt ettiği, sarf malzemesi özellikle ortopedik (plak, vida v.s. ) tıbbi malzemesinin bedelini Sosyal Güvenlik Kurumuna fatura etmesini müteakip, Sosyal Güvenlik Kurumu bu fatura bedelinin tamamını ya da bir kısmını ödememesi halinde … HASTANESİ, kurumdan alamadığı ancak SATICI’ya peşinen ödediği bu bedeli ya da doğacak farkını talep ve tahsil edecektir.” hükmü yer almaktadır. Bu bağlamda SUT tebliği kapsamında SGK tarafından ödemesi yapılmayan malzeme satışı ve genel sağlık sigortası kapsamında bulunan, davalı özel sağlık kuruluşunda tedavi olan hastaya kullanılan tıbbi malzemenin SGK tarafından ödenmemesi durumunda tıbbi malzemenin bedelinden kimin sorumlu olacağına ilişkin taraflar arasında uygulanabilecek sözleşmesel bir düzenleme bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile karşı davanın reddine karar verilmiş ise de, tarafların iddia ve savunmalarında SGK’nın davaya dayanak işleminin SUT’a aykırı olduğu açıkça ileri sürülmediği, SGK’nın işleminin SUT’a uygun olduğu tespitini içeren mübrez bilirkişi raporuna karşıda, tarafların bu konuya ilişkin olarak açıkça somut itirazlarının bulunmadığı, sözleşme hükümlerine göre davacı/ karşı davalının bilgisayarlı eksternal fiksatörlerin SGK ödemesi kapsamında olduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmesine rağmen bu ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi davalı/karşı davacının düzenleyip davacı/ karşı davalı tarafa gönderdiği yansıtma faturasınında itiraz edilip davalı/karşı davacıya iade edilmediği anlaşılmakla, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının karşı dava yönünden HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, her ne kadar karşı davada ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi işletilmesi talep edilmiş ise de dosyada mübrez ihtarname suretinde tebliğ şerhi bulunmadığından karşı dava tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı/Karşı davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih ve 2016/939 Esas – 2019/980 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; a) ASIL DAVA YÖNÜNDEN; – Davanın reddine, -Davalı – karşı davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine, b) KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; -Davanın kabulüne, 16.133,47.TL’nin karşı dava tarihi olan 18/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davacı/ karşı davalıdan alınarak davalı /karşı davacıya verilmesine,
İLK DERECE YÖNÜNDEN:
ASIL DAVADA: (Asıl dava yönünden istinaf başvurusu bulunmadığından) 2-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL harçtan, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 344,40.TL harçtan mahsubu ile bakiye 263,70.TL’nin talep halinde davacı/karşı davalıya iadesine, 3-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı/karşı davacı tarafında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı-karşı davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.025,03 TL ücreti vekaletin davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
KARŞI DAVADA: 7-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.102,07.TL harçtan, davalı/karşı davacı tarafından dava açılırken yatırılan 275,50.TL harcın mahsubu ile bakiye 826,57.TL’nin davacı/karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 8-Davalı/karşı davacı tarafından yatırılan 304,70.TL harç toplamının davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine, 9-Davalı/karşı davacı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 10-Davalı/karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine, 11-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 13-Davalı/karşı davacı tarafından yatırılan 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 14-Davalı/karşı davacı tarafından sarfedilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 31,50.TL dosyanın istinafa gidiş – dönüş gideri toplamı 180,10.TL’nin davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya verilmesine,15-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 16-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/06/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile karşı davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin karar vermek için yeterli olduğunun kabulü mümkün değildir. Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; tıbbi malzemelerin kullanıldığı tarihte yürürlükte olan SGK Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)’nde, uzaysal tipte eksternal fiksatörlerin ödenmeyeceği düzenlenmiş iken bilgisayarlı eksternal fiksatörlerle ilgili herhangi bir ödenmeme kriterinin bulunmadığı, bilgisayarlı eksternal fiksatörlerin ödenmeyeceğinin ise 01/04/2013 tarihi itibari ile SUT’ne eklendiği, yine söz konusu malzemelerin SUT kapsamında ödemeleri ile ilgili olarak SUT’nde 12/11/2013 tarihinde bir değişikliğin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda SGK tarafından malzemelerin SUT 7.3. 15(6) kapsamında uzaysal tipte eksternal fiksatörler olduğu sebebi ile ödenmediği belirtilmiş ise de, söz konusu malzemelerin “uzaysal tipte eksternal fiksatör” niteliğinde olup olmadığı heyetçe incelenerek tespit edilmediği, bu belirlemenin SGK tarafından malzemelere yönelik yapılan niteleme ve işleme binaen yazıldığı, ayrıca taraflar tacir olup, iade faturasının davacı/karşı davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğuna dair davacı/karşı davalı beyanı ve kabulünün bulunmadığı da dikkate alınarak, karşı davaya dayanak iade faturasının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda ticari defterler incelenmeksizin eksik araştırma ile hüküm kurulduğu görülmektedir. Bu durumda, uyuşmazlık konusunun uzmanlık gerektirdiği de nazara alınarak, ortopedi ve tıbbi malzemeler hususunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişi/veya bilirkişi heyetinden, SGK tarafından ödemesi yapılmayan malzemelerin “uzaysal tipte eksternal fiksatör” niteliğinde olup olmadığı, bu nitelikte değil ise niteliklerinin ne olduğu, bu malzemelerin kullanıldığı, ayrıca SGK’ya fatura edildiği tarihlerde yürürlükte olan SUT kapsamında SGK tarafından ödemesinin yapılması gerekip gerekmediği hususlarında, ayrıca HMK 31. maddede düzenlenen hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü uyarınca taraflara ticari defterlerini ibraz etmeleri için süre verilerek, taraf ticari defterleri üzerinde uyuşmazlık konusu hakkında inceleme yaptırılarak iade faturasının davacı/karşı davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılarak, taraf delilleri de değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini; davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacının alacağını SGK’dan talep etmesi gerektiği yönündeki savunmasının (Malzemenin niteliğinin, SGK’nın SUT kapsamında ödeme yükümlülüğünü etkilemesi nedeniyle), belirtilen hususlarda araştırma yapılması için yeterli olduğunu düşündüğümden, çoğunluk görüşüne katılmıyor, muhalif kalıyorum. 09/06/2022