Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/849 E. 2020/846 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/849 Esas
KARAR NO: 2020/846 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1145 Esas – 2019/777 Karar
TARİH: 05/11/2019
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili … A.Ş. Çok sayıda aracı/taşeronu ve dolayısıyla yüksek miktarda akaryakıt tüketimi olan dava dışı lojistik firması … A.Ş. İle 13.11.2009 tarihinde Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre …, sisteme dahil olan bayileri aracılığı ile …’a veya onun taşeronlarına akaryakıt ikmali sırasında bir ödeme yapılmadan karta tanımlı limitler dahilinde akaryakıt temin edildiğini, sözleşmeye göre bu akaryakıt bedelinin kesilecek faturalar karşılığı … tarafından ödeneceğini, borçlu (davalı) adına çıkarılan kartlarla muhtelif tarihlerde … plakalı aracına kartların limitini aşarak 9.658-TL fazladan akaryakıt aldığını ve sözleşme ve limit dışında, haksız alınan bu yakıt bedelini ödemediğini, durumun farkedilmesine müteakip bedelini ödemediği akaryakıt için aleyhine derhal icra takibi açmak zorunda kalındığını, bu sebeple İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına icra takibi açıldığını ve takibe haksız bir şekilde itiraz edildiğini, bu nedenlerle davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas nolu takibine yaptığı haksız itirazın iptalini, takibin devamını, likit alacağa yaptığı haksız itiraz sebebiyle davalının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının süresi içinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/11/2019 tarih ve 2017/1145 Esas – 2019/777 Karar sayılı kararında; “Celp edilen icra dosyası incelendiğinde: Davacı alacaklı tarafıından davalı- borçlu aleyhine 13.671,39 TL miktar üzerinden ilamsız icra takibine geçildiği davalı- borçlunun takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. İstanbul ve akabinde davalının dosyamıza yansıyan adresi itibariyle Nevşehir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalının ticaret sicil kaydı olup olmadığı sorulmuş; cevabi yazıda “…” adına kayıtlı herhangi bir şahıs kaydına ve şirket ortaklığına rastlanılmadığı bildirilmiştir. Davacı vekilinin talebi üzerine Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış; cevabi yazıda davalının mükellefiyet kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı vekili karar duruşmasında gelen müzekkere cevaplarına bir diyeceğinin olmadığını ve aradaki iş ticari iş olmakla ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu savunmuştur. Davadaki talep, davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında 19/11/2009 tarihinde düzenlenen “Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi” kapsamında davalının limit aşımı yaparak fazladan akaryakıt alması sebebiyle bu bedelin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir. Davacı yanca, davalının taraf olmadığı Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi kapsamında fazladan akaryakıt alımı iddiasıyla bu bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası açılmışsa da bu davanın ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusu kapsamında her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Davalının ticaret sicil kaydı ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı dosyamıza yansıyan belgelerden anlaşılmıştır. Davacı vekiline davalının tacir olduğunu ispat hakkı tanınmışsa da davacı vekilince bu yöndeki iddia ispat olunamamıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının tacir olmadığı, dolayısı ile ticari işletmesinin de bulunmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay içtihatları, yasal düzenlemeler ve tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması…”gerekçesi ile, – Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE, – Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan istanbul asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemenin işbu davasında görevsizlik kararı verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Gerekçeli kararda belirtildiğinin aksine davalının pek ala tacir olduğu ve işbu davaya konu faaliyetin ticari olduğunu, çünkü davalı limitleri aşarak aldığı akaryakıt ticari faaliyetinde (taşımacılık işinde) kullandığını, davalının yaptığı iş kapsamında yükünü taşıyacağı firmalarla ticari sözleşmeler yapmakta, onlara fatura keserek ödeme aldığını, Tüm bu hususlar davalıyı tacir, faaliyetlerini de ticari iş yapmakta olduğunu, bu da davayı Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanına sokmakta olduğunu, davalı bedelini ödemeden aldığı akaryakıtı özel işinde (örneğin gezme amaçlı) değil geçimini sağlamak üzere kurduğu taşımacılık (lojistik) işinde kullandığı, zaten 13.671,39.TL’lik akaryakıtın ticari olmayan (özel) bir işte kullandığının düşünülemeyeceğini, davalının böyle bir savunması da olmadığını, davaya konu olay her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgi olduğunu, bunun tartışması bile zaman ve emek israfı olduğunu, Benzer şekilde limiti aşıp bedelini ödemeyen dava dışı … aleyhine Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açtıkları davada mahkemenin benzer gerekçelerle görevsizlik kararı vermiş ise de Antalya BAM 11/12/2018 tarih ve 2018/2088 Esas 2010/2010 Karar sayılı ilamı ile bu kararı ortadan kaldırılarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu kesin olarak tespit ettiğini, emsal BAM kararları bulunduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve görevli olduğunun tespiti ile dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı … İle dava dışı … A.Ş arasında imzalanmış lojistik kart üye işyeri sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli olan istanbul asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı ve hangi mahkemenin görevli olduğu noktasında toplanmaktadır. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş ile dava dışı lojistik firması … A.Ş ile 13.11.2009 tarihinde Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre petrol ofisi sisteme dahil olan bayileri aracılığı ile …’a veya onun taşeronlarıa akaryakıt ikmali sırasında bir ödeme yapılmadan, karta tanımlı limitler dahilinde akaryakıt temin ettiğini, sözleşmeye göre bu akaryakıtın bedeli, kesilecek faturalar karşılığı … tarafından ödeneceğini, akaryakıt alımında kullanılacak kartların petrol ofisi tarafından basıldığını ve …’a verildiğini, bu kartlarla belirli limitler tanımlandığını ve her bir taşerona taşeronun kullandığı aracın plakası üzerinden aktive ederek imza karşılığı teslim edildiğini, ancak davalı borçlunun adına çıkarılan kartlara muhtelif tarihlerde … plakalı aracına, kartların limitini aşarak toplamda 9.658,00 TL’lik fazladan akaryakıt aldığını, bu nedenle davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalı borçlunun başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Dava dilekçesine ekli lojistik kart üye işyeri sözleşmesi petrol ofisi ve … A.Ş arasında imzalanmış olup davalı …’ ün bu sözleşme uyarınca sözleşme tarafı olan … A.Ş’nin / taşeronunun şoförü olduğu, sözleşmeye göre kulandığı … plakalı araca davacı şirketten akaryakıt aldığı ve uyuşmazlığın sözleşmede belirtilen kart limitinin aşılarak toplamda 9.658,00 TL’lik fazladan akaryakıt alındığı ve sebepsiz zenginleştiği ileri sürülerek sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Dosyaya getirtilen ve dosya arasında bulunan belgelere göre davalının ticaret sicil kaydı ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, … plakalı aracın davalı üzerine kayıtlı olmadığı ve tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalının ticari işletmesinin bulunmadığı ve dolayısı ile tacir olmadığı, bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince sunulan deliller ve dosyaya getirtilen belgeler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/09/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.