Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/848 E. 2020/703 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/848 Esas
KARAR NO : 2020/703 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2019/613 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında haciz konulmuş bulunan, “… İli, … Köyü, … mevkii, … ada, … parsel, … Blok, 3. Kat, 8 bağımsız bölüm” no ‘lu taşınmazın 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için kaydına tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/12/2019 tarih 2019/613 Esas sayılı ara kararında; “İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.(Pekcanıtez H.; Atalay O.; Özekes M., Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 13. Basım, Ankara 2012, S. 873) HMK’ nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877).Bu anlamda davanın para alacağına ilişkin bir dava oluşu, 6100 Sayılı HMK 389. maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olup üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen İstanbul İli, … Köyü, … mevkii, … ada, … parsel, B Blok, 3. Kat, 8 bağımsız bölüm nolu taşınmazın doğrudan uyuşmazlık konusu olmayışı hususları hep birlikte değerlendirilerek yasal şartları oluşmadığı …”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davanın, davalının borçlu bulunduğu İstanbul…. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasının, İst. 11. İcra Hukuk Mahk. 2016/719 E, 2017/702 K sayılı, icranın geri bırakılması kararı ile geri bırakılması üzerine, İİK 33a/2 maddesinin; “İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vakı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder” hükmü gereğince açıldığını, Geri bırakılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında, borçlunun; “İstanbul İli, … Köyü, … mevkii, … ada, … parsel, … Blok, … Kat, 8 bağımsız bölüm” no ‘lu taşınmazı üzerine haciz konulduğunu, işbu davada, icranın geri bırakılması kararı nedeniyle, müvekkilinin hak kaybına uğramaması amacıyla taşınmazın üçüncü kişilere satış ve devrinin önlenmesi için tedbir talebinde bulunduklarını, Yerel Mahkemenin 12.12.2019 tarihli ara kararıyla “Bu anlamda davanın para alacağına ilişkin bir dava oluşu, 6100 Sayılı HMK 389. maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olup üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen İstanbul İli, … Köyü, ….. mevkii, … ada, 1 parsel, B Blok, 3. Kat, 8 bağımsız bölüm” nolu taşınmazın doğrudan uyuşmazlık konusu olmayışı hususları hep birlikte değerlendirilerek yasal şartları oluşmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” gerekçesi ile tedbir talebini reddettiğini, bu kararın HMK’nın 389. maddesine aykırı olduğunu, HMK’nın 389.maddesinde: “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” dendiğini, Her ne kadar dava para alacağından kaynaklansa da davanın dayanağı olan İİK’nın 33a/2 maddesinin amacının, alacağın zaman aşımına uğramadığının ispatı ile alacaklının dar yetkili icra hukuk mahkemesi kararı ile geri bırakılan icra takibi ile yapmış olduğu icra işlemlerinin korunmasının sağlanması olduğunu, Bu minvalde, yerel mahkemenin “.. ihtiyati tedbir konulması talep edilen İstanbul İli, ….Köyü, …mevkii, … ada, … parsel, B Blok, 3. Kat, 8 bağımsız bölüm” nolu taşınmazın doğrudan uyuşmazlık konusu olmayışı” şeklinde gerekçesinin aksine, ihtiyati tedbir talebine konu taşınmaz icranın geri bırakılması kararından doğrudan etkileneceği için işbu davamızın doğrudan konusunu teşkil ettiğini, zira icranın geri bırakılması kararının kesinleşmesi halinde icra dosyasından bahsi geçen taşınmaz üzerine konulmş olan haciz ortadan kalkmış bulunacağı, bu nedenle de müvekkilinin hak kaybına uğramaması için işbu dava kesinleşene kadar taşınmazın kaydına HMK 389 gereğince ihtiyati tedbir konulması son derece önemli olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/613 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, İİK 33/a maddesi 2. Fıkrası uyarınca açılan takip içi zaman aşımının gerçekleşmediğinin tespiti ile icranın geri bırakılması kararının iptali davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.HMK’nın 389. Maddesinde şartların bulunması halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir.Madde de açıkça ihtiyati tedbirin ancak uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiş olup, davacının açtığı dava para alacağına ilişkin olup davada uyuşmazlık konusu olmayan davalı adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir.Mahkemece aynı gerekçe ile davacının ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. Buna göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davacının istinaf sebepleri yerinde değildir.Bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TListinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/06/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.