Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/829 E. 2022/744 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/829 Esas
KARAR NO: 2022/744 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/129 Esas 2019/927 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkilinin sahibi olduğu … marka iş makinasının davalıya ait ve diğer takip borçlusu …’ın kullanımındaki … plaka sayılı kamyon ile taşınması sırasında 12/08/2017 tarihinde kamyondan düşmesi neticesinde oluşan hasar nedeniyle makina kırılması sigorta poliçesi kapsamında … Sigorta’dan 27/10/2017 tarihinde 35.161,52 Euro pert bedeli alındığını, kazanın meydana geldiği tarihde iş makinesinin işletildiğini ve aylık 13.423,00 TL.(KDV Hariç)kazanç sağlandığını, söz konusu kazançtan pert bedeli tahsil edilinceye kadar mahrum kalındığını, icra takibine 31 günlük kazanç faturasının eklendiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu kazanın yolun aşırı virajlı olması nedeniyle meydana geldiğini, araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, bir an için kusurlu kabul edilse dahi davacının tüm zararının karşılandığını, kazanç kaybı talebinin kötü niyetli olduğunu, KTK 86 maddesi uyarınca mücbir sebep sonucu kaza meydana geldiğini belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/09/2019 tarih ve 2018/129 Esas – 2019/927 Karar sayılı kararında;”….İtirazların karşılanması bakımından bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, kusura yönelik tespitlerinde bir değişiklik olmadığı anlaşılmıştır. Kazanç kaybı hesabında ise bilirkişi heyeti sunulan Yargıtay kararları uyarınca ikame aracın satın alınması için geçecek makul sürenin dikkate alınması gerektiğini, davaya konu iş makinesinin bir leasing sözleşmesi kapsamında yeniden temin edilmesinin 1 aylık süre alacağını, davacının 1 aylık süre için kar mahrumiyeti talebinde bulunabileceğini, dosyaya sunulan makine kiralama faturasının 13.423,00 TL olup, davacı kayıtlarında 12.015,00 TL 3 aylık kiralama ödemesi yapıldığının anlaşıldığını, bu durumda davacının aylık kiralama giderinin 4.005,00 TL olduğunu, davacının 13.423 – 4.005 = 9.418 TL kar mahrumiyeti bulunduğunu belirtmişlerdir. Alınan ek rapor dosya kapsamında toplanan deliller ve Yargıtay içtihatlarına uygun hesaplama tekniği ile düzenlendiğinden hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında itirazının 9.418,00 TL.asıl alacak üzerinden iptaliyle takibin bu tutar üzerinden devamına, fazla talebin reddine karar verilmiş, davaya konu talep yargılamayı gerektiren likid olmayan bir alacak olduğundan davacının inkar tazminatı ve davacının takipte haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek…”gerekçesi ile, -DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında itirazının 9.418,00 TL.asıl alacak üzerinden iptaliyle takibin bu tutar üzerinden devamına, Fazla talebin REDDİNE, Tarafların tazminat taleplerinin REDDİNE, -Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.896,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi tarafından tanzim edilen gerekçeli kararın 6 nolu bendinde davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden bahisle müvekkili davacının davalı yana 2.896,68 TL vekalet ücreti ödemesine ilişkin hüküm kurulduğunu, ancak bu hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, Gerekçeli kararın tanzim edilmesi sonrasında taraflarınca kararın taraflara tebliğe çıkarılması talep edildiğini, mahkeme tarafından kararın UYAP sistemi üzerinde taraflar adına kayıtlı görünen vekillere tebliğe çıkarıldığını, Ancak gerekçeli kararda davalı vekili olarak yer alan Av. … tarafından gerekçeli karar mahkemeye iade edildiği ve iadeye ilişkin sunmuş olduğu beyanında kendisinin Üsküdar … Noterliği’nin 04/07/2019 tarih … yevmiye numaralı AZİLNAME si ile azledildiği bildirildiği ve vekil kaydının silinmesini talep ettiğini, Söz konusu azilnamenin Av. …’a 09/07/2019 tarihinde (davanın 5. Celsesinin görüldüğü tarihte) tebliğ edilmiş olduğunu, davanın 24/09/2019 tarihli 6. celsede ilk derece mahkemesi tarafından karara bağlandığını,) Bu bilgiler ışığında davalının yargılama aşaması devam ederken vekilini azletmiş olduğu , kendisini vekil ile temsil ettirmekten vazgeçtiği , dosyada vekil olarak kaydı bulunan Av. …’ın vekaletnamesinin geçerliliğini yitirdiğinin tespit edildiğini, Tüm bu nedenlerle vekil ile temsil edilmeyen davalı hakkında müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının doğru olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6 nolu bendinin istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 81. maddesinde; “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur,” hükmü düzenlenmiştir. Vekilin azlinin mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için azlin dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi zorunludur.Azledilen vekile durum bildirilmiş olsa bile vekalet veren azli mahkemeye bildirmedikçe azil; mahkeme ve karşı taraf için hüküm ifade etmez. Mahkeme ve karşı taraf usul işlemlerini azledilmiş vekile karşı yapmaya devam ederler. Somut olaya döndüğümüzde, davalı vekilinin 09/07/2019 tarihli duruşmaya katıldığı, 24/09/2019 tarihli karar duruşmasına katılmadığı, davalı tarafından vekilinin azledildiğine dair azil durumunun karar tarihinden önce mahkemeye bildirilmediği, karar tarihinden sonra gerekçeli kararın davalı vekiline 11/11/2019 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı vekili Av. … UYAP sisteminden 11/11/2019 tarihinde gönderdiği dilekçe ile, ekte sunulu azilnameyle görüleceği üzere davalı şirket tarafından azledildiğini ve vekillik görevinin sona erdiğini belirtip dilekçe ekine azilnameyi ekleyip gerekçeli kararın iade edildiği, bu durumda mahkemece davalı vekilinin azledildiğinin karar tarihinden sonra öğrenildiği anlaşılmıştır. Usulü dairesinde karar tarihine kadar vekil aracılığıyla davada temsil olunan davalının yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretine hak kazanacağı tartışmasızdır. Davalının Vekili azli neticeye etkili değildir. O halde, mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2009/5160 Esas- 2009/6066 Karar sayılı kararıda bu doğrultudadır.) Sonuç itibariyle, İlk derece mahkemesince verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 mad. uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.