Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/823 E. 2020/708 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/823 Esas
KARAR NO: 2020/708 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/198 D. İş Esas – 2019/298 D.İş Karar
TARİH: 15/04/2019 (Ek Karar)
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile; Kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi sözleşmesinin müvekkili bankaya verdiği yetkiye istinaden hesapların kat edildiğini ve borçlulara Beşiktaş … Noterliği’nin 09/07/2018 tarih ve … Yevmiye No’lu ihtarnamesinin keşide edilerek gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlulara ödeme emri tebliğe gönderilmediğini, T.C Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan 20.06.2017 tarih ve 2017/13532 Muh. Sayılı tebliğ ile mahkemeler tarafından verilen ihtiyati haciz karının alacaklının icra kotasının bulunduğu icra müdürlüğünde açılabilmesi teminen takibe konu icra dosya numarasının ihtiyati haciz kararında yazılı olması halinde esas takibin açıldığı dosyadan ihtiyati haciz kararının uygulanabileceğinin belirtildiğini, 26/10/2018 tarihi itibariyle ihtarnamede belirtilen kredi riskleri için 3.098.844,44. TL tutarındaki borcun tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında uygulanmak üzere; borçluların taşınır-taşınmaz ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız ihtiyaten haczininin talep ettiğini, ilk derece mahkemesinin 13/02/2019 tarihli kararı ile; “Talebin teminatsız kabulü ile; 27/12/2017 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 696 S. KHK’nın 11. maddesi ile 6219 sayılı kanuna eklenen geçici 5. madde uyarınca teminatsız talebin kabulüne, Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan 3.098.844,44-TL’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, ilerde haksız çıkacak tarafa tahmil edilmek üzere, alacaklı lehine tarife uyarınca 606,00 TL vekalet ücreti tayinine; karar suretinin, süresinde infazı için İstanbul … İcra Dairesi’ nin … esas sayılı dosyasından takip yoluyla tevdiine” karar verdiği anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili 05/03/2019 tarihinde sunduğu itiraz dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin 2019/198 D.iş sayılı ihtiyati haciz dosyasından 13/02/2019 tarih 2019/298 Karar no ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, talep eden tarafça, müvekkilleri aleyhine 25/01/2019 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 01/02/2019 tarihinde borçlu müvekkilerine tebliğ edilmesi üzerine; takibe, borca, faize, ferilerine ve yetkiye süresi içerisinde itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, müvekkillerin aleyhine ihtiyati haciz talep edilirken “Ödeme emri tebliğe gönderilmemiştir” denilerek kararın alındığını, alacaklı tarafın bu beyanının gerçeği yansıtmadığını sadece ihtiyati haciz kararı alabilmek için kelime oyunu yapıldığını, 30/01/2019 tarihinde icra müdürlüğünden derkenar talebinde bulunulurken yine kelime oyunu yapılarak “Ödeme emrinin henüz borçlulara tebliğ edilmediği ve borçluya tebliğ edilmediğine derkenar verilmesini talep ederim.” şeklinde talepte bulunulduğunu, bir taraftan da iki ayrı takip yolunu seçerek hem hukuku dolandırdıklarını, hem de usul ekonomisine aykırı davranarak müvekkillerinin fazladan vekalet ücreti, harç, yargılama gideri ödemesine sebep verdiklerini ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi dosyasından müvekkillerine tebliğ edilen usul ve yasaya aykırı icra emirlerinin iptali için taraflarınca İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/205 esas sayılı dosyasından icra emrinin ve takibin iptali davası ikame edildiğini, durdurulmuş icra dosyasından ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulünü ve kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin alacaklıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İtiraz üzerine ilk Derece Mahkemesince verilen 15/04/2019 tarih ve 2019/198 D. İş Esas- 2019/298 D.İş Karar sayılı ek kararında;”İcra İflas Kanunu 257.maddesindeki ihtiyati haciz şartları sıralanmış olup, buna göre de vadesi gelmiş, henüz ödenmemiş ve rehinle temin edilmemiş alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilebileceğine ilişkin düzenleme uyarınca mahkememizce ihtiyati haciz şartları oluştuğundan dolayı alacaklı tarafın talebi kabul edilmiş ve bu yönde karar verilmiş olup, alacaklı tarafça daha önce ihtiyati hacze konu alacak yönünden takip yapılmış olması ve bu takibe itiraz edilmiş olması mahkememiz tarafından ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin İİK 257 madde çerçevesinde yapılacak olan araştırmaya etki etmeyeceğine kanaat getirildiğinden itiraz edenin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiş, diğer bir kısım itirazlarının ise İİK 265 maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinden olmaması…”gerekçesi ile, İtirazın yerinde görülmediğinden reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Davalı tarafın mahkemeden ihtiyati haciz talep ederken “ödeme emri tebliğe gönderilmemiştir” denilerek karar alındığını, 30.01.2019 tarihinde icra müdürlüğünden derkenar alınırken de ” ödeme emrinin henüz borçlulara tebliğ edilmediğini ve borçluya tebliğ edilmediğine dair derkenar verilmesini talep ederim” şeklinde talepte bulunduğunu, Davalı tarafın önce kotasının bulunduğunu icra müdürlüğünde icra takibini açıp ardından ihtiyati haciz kararı alındığını, Nafaka, ihtiyati haciz gibi takiplerde kotanın bulunduğunu icra müdürlüğünden değil tevziden atanacak icra müdürlüğünde açılması gereken takipler olduğunu, bu yönüyle de karara itiraz edildiğini,İtiraz konusu kararda İhtiyati Haciz için gerekli şartların oluştuğu şeklinde gerekçe belirtilmiş ise de ; müvekkilleri lehine mükerrer takipler yapıldığını ve müvekkillerinin taşınmazlarının ipotekli olduğunu belgeler ile ortada olması karşısında İhtiyati Haczin şartlarının varlığının bulunduğunun iddia edilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ilk derece kararının usul ve yasaya aykırı olup müvekkilleri lehine bozulmasını/kaldırılmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, banka kredi alacağı nedeniyle, kefiller aleyhine İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin tüm borçlular yönünden kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı borçlular vekili tarafından itiraz edilmiş, itirazın reddine dair ek karara karşı, itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Muteriz vekilinin müvekkilleri lehine mükerrer takipler yapıldığı, müvekkillerinin taşınmazlarının ipotekli olduğunun belgeler ile ortada olması karşısında İhtiyati Haczin şartlarının varlığının bulunduğunun iddia edilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Talep eden banka tarafından Beşiktaş … Noterliğinden çekilen 9/07/2018 tarih ve … yevmiye no.lu kat ihtarında;” Muhataplardan …,…, …’ın aynı zamanda gayrimenkullerini bankamıza ipotek etmek suretiyle borcun sorumluluğunu yüklenmiştir,” denilmek suretiyle bu borçlulara ait taşınmazlar üzerine ipotek konulduğu anlaşılmış olup dosya arasında ipotek belgeleri olmadığından ipoteğin kimin borcuna yönelik konulduğu tespit edilememiş olup muterizler vekilince bu yönde ihtiyati haciz kararına itiraz edilip müvekkilleri hakkında mükerrer takip yapıldığı ve ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı yönünde itiraz edildiği halde, iİlk derece mahkemesince, borçlular vekilince ileri sürülen itiraz nedenleri hiç değerlendirilmeden, ipoteklerin kimin borcuna yönelik verildiği tespit edilip değerlendirilmeden soyut gerekçeyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme, soyut bir yasal gerekçe yazmış, somut olaya ilişkin hiç bir değerlendirme yapılmamıştır. İlk derece mahkemesinin kararı bu haliyle HMK’nın 297. maddesindeki zorunlu unsurları içermediğinden, istinaf incelemesine elverişli bir karar değildir. İlk derece mahkemesi, itiraz ve delilleri hiç değerlendirmeden karar verilmiştir.HMK’nın 353/1.a.6. maddesine göre, ilk derece mahkemesince, itiraza yönelik ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, talebin yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin kararı, istinaf incelemesine elverişli ve gerekçeli bir karar olmadığından bu maddenin uygulanması gerekmiştir.Sonuç itibariyle, muterizler vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının kaldırılarak, itirazın yeniden değerlendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurularının KABULÜ ile; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/04/2019 tarih ve 2019/198 D.İş Esas- 2019/298 D.İş Karar sayılı ek kararının kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde istinaf talep edenlere iadesine, 3-İstinaf aşamasında ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ihtiyati haciz talep edenden alınarak, ihtiyati hacze itiraz edenlere verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/06/2020 tarihinde HMK 353/1-a6 maddeleri gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ İhtiyati haciz kararına itiraz ve istinaf edenler Genel Kredi Sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefilleridir. İhtiyati haciz talep dilekçesi ekinde Genel Kredi Sözleşmesi, kefalet sözleşmesi ve kat ihtarnamesinin eklendiği görülmüştür. İİK 257 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığına kanaat getirilmesi yeterlidir. İİK 265. maddesinde ; borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere vaki ve yetkisine ve teminata itiraz edebileceği tahdidi olarak sayılarak, itiraz edenlerin itiraz dilekçeleri ekine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecbur olduğu emredici şekilde belirtilmiştir. Somut olayda ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesinde; ihtiyati hacze konu alacağın tahsili için yapılan icra takibine ilişkin hususlar ile hem asıl borçlu için ipoteğin paraya çevrilmesi hemde itiraz kefiller hakkında genel haciz yoluyla icra takibi yapılmasını itiraz nedeni olarak ileri sürmüşlerdir. İtiraz edenler, itiraz dilekçesi ekine kanunun emredici hükmü uyarınca itirazlarına ilişkin herhangi bir belge eklememişlerdir.İleri sürülen itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığı gibi esasen sonuca da etkili değildir. Zira, asıl borçlu yönünden alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılırken, kefaletlerini ayrıca ipotek ile teminat altına almamış kefiller yönünden genel haciz yoluyla icra takibi yapılmasını engelleyen herhangi bir yasal düzenleme yoktur. İtiraz eden kefillerin, kefaletlerinin ipotek ile temin edildiğine dair somut iddiaları olmadığı gibi buna ilişkin de herhangi bir belgede ibraz etmemişlerdir. Belirtilen yasal düzenlemeye ve verilen kararın mahiyetine göre Mahkeme, mübrez belgeler üzerinde duruşmada inceleme yaparak itirazları değerlendirecektir, ayrıca itirazların inceleneceği duruşma haricinde yargılama devam ederek itirazların dayanaklarını araştırma hak ve görevi yoktur.Sonuç itibariyle; somut olayda ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığına dair yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmiş olup, belgeye dayalı olmayan ve İİK 265. Maddesinde belirtilen itiraz nedenleri arasında yer almayan muterizlerin itirazların reddine ilişkin İDM karar gerekçesi yeterli ve dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun görüldüğünden, istinaf talebinin reddi gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyor ve muhalif kalıyorum.