Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/82 E. 2020/694 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/82 Esas
KARAR NO : 2020/694 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : 2018/637 Esas 2019/796 Karar
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
KARAR TARİHİ 25/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ticari ilişki kapsamında müşterisi … ….Ticaret Ltd. Şti., …. Tümsan Sanayi Sitesi şubesi’ne ait … çek nolu, İstanbul 15/03/2018 keşide yer ve tarihli 4.096,82-TL bedelli çek ve keşidecisi …, …. Tarsus Şubesi’ne ait … çek seri nolu, Tarsus 10/03/2018 keşide yer ve tarihli, 10.000,00-TL bedelli çeklerin şirkette kaybolmak suretiyle zayi olduğunu, tüm aramalara rağmen bulunamadığını, davanın kabulü ile, öncelikle söz konusu çeklerin kötüniyetli kişiler eline geçme ihtimaline binaen müvekkili şirketin doğması muhtemel zararına engel olmak adına teminatsız, aksi takdirde cüzi bir teminatla dava konusu çeklere ilişkin ödemeden men kararı verilmesini, bu kararın bankalara bildirilmesini, çeklerle ilgili iptal kararı verilmesini ve müvekkili şirketin yetkili hamil olarak tespitini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 16/10/2019 tarih 2018/637 Esas 2019/796 Karar sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı incelendiğinde ve birlikte değerlendirildiğinde ; 6100 Sayılı HMK’nın 114/h maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması nedeniyle senedin zayi edildiği durumlarda senede bağlı hakkın senetsiz de ileri sürülebilmesi için 6102 Sayılı TTK’nın 651. ve 652. maddelerinde hamile iptal davası açma hakkı getirilmiştir. İptal kararı alan hamil hakkını senetsiz olarak ileri sürebilecek ya da borçludan yeni bir senet tanzim edilmesini isteyebilecektir. Bu davayı açma hakkı hamile aittir. Yine 6102 Sayılı TTK’nın 651/2. maddesi uyarınca iptal davasını açmaktaki hukuki menfaati olan kişi senede bağlı alacak hakkı olan hamildir. Dilekçe ekinde, talep edenin iptali talep edilen çeklerin hamili olduğuna ve çekin zayi olduğuna dair hiçbir bilgi belge sunulmamıştır. Talep eden, çeklerin meşru hamili olduğunu ve elinde iken zayi olduğuna dair inandırıcı delilleri mahkemeye sağlamak zorunda olup, emredici hükmün aksine somut durumda talep edenin çekin hamili olup olmadığı belli olmadığı gibi zayi olduğuna dair yetkili makamlara yapılmış bir başvuru veya benzer bir delil bulunmamaktadır. Dosya kapsamında davacının dava konusu çeklerin hamili olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığından, sadece salt dava dilekçesi bulunduğu ve çeklerin hamili olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge sunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda davacının çeklerin hamili olduğunu ispat edemediği görülmekle, dava şartı gerçekleşmediği…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Çek bir ödeme aracı olduğundan ve tedavül kabiliyeti yüksek olduğundan, davacı müvekkilinin çekin meşru hamili olduğunu ispat etmesi için çekin fotokopisini sunması ve bilgilerini mahkemeye ibraz etmesinin yaklaşık ispat için yeterli olduğunu, Müvekkilinin ticari ilişki kapsamında müşterisi ….. San. Tic. AŞ’den iki adet çek aldığını, müvekkili şirketin çeklerin ön yüzlerinin fotokopisini çekleri aldıktan sonra çektiğini, Çek bilgilerinin;Keşideci … Tic. Ltd. Şti., lehdarı ….San. Tic. AŞ, … Tümsan Sanayi Şubesi’ne ait … çek nolu, İstanbul keşide yerli ve 15.03.2018 keşide tarihli, 4.096,82 TL bedelli çek, Keşideci …, hamiline yazılı, … Tarsus Şubesi’ne ait …. çek seri nolu, Tarsus keşide yer ve 10.03.2018 keşide tarihli, 10.000 TL bedelli çek şeklinde olduğunu, İleri düzenleme tarihli olarak keşide edilen çeklerin ibraz tarihinin gelmesinden evvel çeklerin şirket nezdinde bulunduğu halde kaybolduğu, yapılan tüm aramalara rağmen çekler bulunamadığı, çeklerin üçüncü kişilerin eline geçmesi ve zarara uğraması ihtimaline binaen müvekkili şirket tarafından işbu istinaf incelemesine konu çek iptal davası ikame edildiğini, Yerel mahkemenin müvekkili şirketin yetkili hamil olduğunu ispat edemediğini gerekçe göstermekteyse de çekin tedavül kabiliyeti yüksek olan bir ödeme aracı olması nedeniyle müvekkili şirketin çekleri nasıl elde ettiğini gösteren ticari defterlerini ve benzeri kayıtlarını gösterme mecburiyeti bulunmadığını, kaldı ki; çekle yapılan ödemelerin her zaman bir belgeye dayanmak zorunda olmadığını, Müvekkili şirketin çekin hamili olmadan çeke ilişkin bilgileri elde etmesinin mümkün olmadığı gibi bu bilgileri elde etse dahi meşru hamil olmadığı sürece çek iptal davası açmakta herhangi bir menfaati olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin bu dava için yargılama giderlerine katlandığını ve avukatlık ücreti ödediğini, tarafı olmadığı bir hukuki ilişkiye istinaden sırf bir çekin bilgilerine sahip olması nedeniyle çekin iptalini istemesinin beklenemeyeceğini, Kaldı ki; çek iptal davası maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmediğinden ve çekin iptali ile senede bağlı haklar kaybolmayacağından üçüncü kişilerin bir zarar görmesinin de söz konusu olmayacağını, bu nedenle yetkili hamil olduğunu ileri süren ve çek bilgilerini ibraz eden kişinin yetkili hamil olduğunu kabul etmek gerekeceğini, Yargıtay kararlarında da çeke ilişkin bilgilerin ve çek fotokopisinin sunulmasının davacının yetkili hamil olduğunu gösterdiğinin kabul edildiğini, (Yargıtay 11. HD E. 2016/3882 K. 2017/6192 T. 15.11.2017) (Yargıtay 11. HD E. 2014/6701 K. 2014/12060 T. 25.6.2014)Çeklerin zayi olduğunun yaklaşık olarak ispatlanması yeterli olup kaybolma veya yok olma olgusunun kesin delillerle ispatlanmasının hayatın olağan akışı uyarınca mümkün olmadığını, Yargılama sürecinde yerel mahkeme tarafından çeklerin düzenlendiği bankalara müzekkere yazılarak çeklerin ibraz edilip edilmediğinin sorulduğunu, TTK’da yer alan bütün ibraz süreleri geçtiği halde dava konusu çeklerin ibraz edileceği her iki bankanın da çeklerin ibraz edilmediği yönünde cevap verdiğini, Yine yerel mahkemenin ara kararı üzerine Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde davaya konu çeklerle ilgili olarak çek iptal davası açıldığı ve hamillerin çekleri üç ay içinde ibraz etmeleri aksi halde çek iptaline karar verileceğine dair üçer gün arayla üç ilan yaptırıldığı, söz konusu ilana ve sürelerin geçmesine rağmen hiç kimsenin dava konusu çekleri yerel mahkemeye ibraz etmediğini, Kaybolma veya yok olma olgusunun somut bir delil ile ispat edilmesinin hayatın olağan akışı uyarınca mümkün olmadığını, bir şeyin varlığının gösterilmesi için tek bir delil yeterli olmak ile birlikte yokluğunun gösterilmesi için her türlü olasılığı incelemek gerekmekte olduğunu, somut olayda çeklerin bulunması için hem müvekkili şirket tarafından arama yapıldığını, hem çeklerin mevcudiyeti bankalardan sorulmuş hem de ticaret sicil gazetesinde ilan yaptırıldığını, tüm bu çabalara rağmen çeklerin bulunamaması durumunda çeklerin kaybolduğunun veya yok olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, Nitekim yargı kararlarında da bu hususun benimsendiğini, (İstanbul BAM 13. HD E. 2019/1701 K. 2019/1265 T. 25.9.2019, İstanbul BAM 14. HD E. 2019/1637 K. 2019/1104 T. 12.9.2019)Sonuç olarak; yerel mahkeme tarafından verilen kararının; davacı müvekkilinin çekle ilgili bilgileri ve çekin fotokopisini sunarak çekin yetkili hamili olduğunu yaklaşık olarak ispatlaması,Bankalara çekin ibraz edilip edilmediğinin sorulup bankaların çeklerin ibraz sürelerinin geçmesine rağmen ibraz edilmediği şeklinde bilgi vermesi ve ticaret sicil gazetesinde yapılan 3 ilana rağmen hamil olduğu iddiasıyla hiç kimsenin mahkemeye çekleri ibraz etmemesi nedenleriyle dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak tesis edilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve çeklerin iptaline karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabul edilerek çeklerin iptaline ve müvekkili şirketin yetkili hamil olarak tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/637 Esas 2019/796 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın 818/1.(s) maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 757 vd maddeleri uyarınca açılmış zayi nedeniyle çek iptali davasıdır. TTK’ nın 757 vd. maddelerinde yer alan kambiyo senedinin zayi nedeni ile iptal davası, iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişiye, hakkın senetsiz olarak ileri sürülmesi veya borçludan yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilme imkanı verir (TTK m. 651-652)TTK’nın 759. maddesi uyarınca, iptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zayi olduğunu inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak, çekin bir suretini ibraz etmek yahut da çekin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür. Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu tür davalarda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu konusunda, mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulmasını yeterli saymak gereklidir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi nedeniyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getirecektir.Somut olayda, davacı talep konusu çeklerin ön yüzlerinin fotokopisini sunmuş olup, iptali talep edilen çeklerle ilgili gerekli bilgileri vermiştir. Dava dilekçesine göre söz konusu çekleri, müşterisi olan …. San. Tic. A.Ş.’den almıştır. Mahkemece ilgili bankalara yazı yazılmış, davaya konu çeklerin bankalara ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Buna göre davacının iptali talep edilen çeklerin hamili olduğunu yaklaşık olarak ispat ettiğinin kabulü gerekir.Dosya içinde yasal ilanlar da yapılmış olup ilanlarda belirtilen süre içinde mahkemeye müracaat eden de olmamıştır.Buna göre davanın kabulü ile ilgili çeklerin iptaline karar vermek gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davaya konu çeklerin iptaline dair dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih ve 2018/637 Esas 2019/796 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle;1-Davanın KABULÜNE, Dava konusu;-Keşideci … Ticaret Ltd. Şti. olan, …. Tümsan Sanayi Sitesi Şubesi’ne ait … çek nolu, İstanbul 15.03.2018 keşide yer ve tarihli, 4.096,82.TL bedelli çek,-Keşideci …. olan, … Tarsus Şubesi’ne ait … çek seri nolu, Tarsus 10.03.2018 keşide yer ve tarihli, 10.000,00.TL bedelli 2 adet çekin 6102 sayılı TTK’ nın 818/1-s maddesinin yollamasıyla TTK’ nın 764/1. maddesi uyarınca ZAYİ NEDENİYLE İPTALİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Alınması gerekli 54,40.TL peşin harçtan davacı tarafça dava açılırken yatırılan 35,90.TL’ nin mahsubu ile bakiye 8,50.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı varsa, talep halinde davacıya iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 5-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 6-İstinaf yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı bulunması halinde davacı tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/06/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.