Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/816 E. 2020/630 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/816 Esas
KARAR NO : 2020/630 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 22/04/2020 – 27/04/2020 (Tarihli Ara Kararlar )
NUMARA : 2019/681 Esas
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı şirket ile toplamda 808.000 $ + KDV bedeli ile 6390 adet …. hücreli güneş modülü üretimi ve satışı konusunda anlaşma yapıldığını, sözleşme gereği ürünlerin üretim merkezinde kamyon üstünde teslim edileceğini, ürünlere ilişkin verilecek siparişe konu tüm ödemenin alınması halinde siparişin kesinleşeceği, kdv siz satış tutarından 570.000 $ ödemenin nakden bakiye 238.000 $’lik ödemenin ise, değişik tarihli çek verilerek yapılacağı, yapılan bu ödemeler kaşılığı olarak da davacı şirketçe teminat olarak davalıya 30 Kasım 2019 tarihli 600.000 $ miktarlı “teminata verilemez, ciro edilemez” kaydını taşıyan teminat çekinin teslim edileceği ve ürünlere ilişkin ilk kısmın sevke hazır olduğunda bu çekin davalı şirketçe davacıya iadesinin kararlaştırıldığını, muhatap şirkete ürünlerin teslime hazır olduğunu bildirildikten sanra 15 gün içinde teslim almayarak sözleşmeyi ihlal etmesi halinde, alınan peşin ödemenin KDV eklenmiş şekilde toplam satış tutarına defaten ödeneceği, davacı tarafnıdan 5 gün önceden davalıya kaç adet ürünün sevkiyata hazır olacağını e-posta yolu ile bildirileceği, 15 gün içinde ürünlerin teslim alınmaması halinde, teslim alınmayan ürün bedellerinin ve KDV bedelinin ürünler teslim alınmış gibi muaccel hale geleceği hususlarının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 2.1 maddesine dayanarak bu sözleşmeye ek olarak yapılan 10/07/2019 tarihli mutabakat ile 3300 adet güneş modülünün sözleşmede kararlaştırılan güneş modülünden daha ileri teknoloji olan bifacial olarak teslimin kararlaştırıldığını, sözleşme konusu bakiye panellerin monoperc olarak teslim edileceği ve bakiye satış bedelinin ödeme tarihleri ve şekilleri hususunda mutabata varıldığını, davacının taahhüdüne davalı tarafından itirazi kayıt düşülmediğini, davacının yapılan ödemeye karşılık gelen adetteki panel kelmp seti ile birlikte ürünleri sevkiyata hazır ettiğini, sözleşmede belirlenen usul ile davalı şirkete taraflarına ödenen bedele karşılık gelen miktardaki ürünlerin sevkiyata hazır olduğunun bildirildiğini, davalı şirkete teminat olraak verilen çekin iadesinin talep edildiğini, davalının talepleri yerine getirmediğini, davalıya Kartal … Noterliği’nin 27 Ağustos 2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarının keşide edildiği, ihtarname ile ürünlerin teslim alınmamının ve temita çekinin iadesi için 7 günlük süre verildiğini, verilen sürede ihtar edilen hususların yerne getirilmediğini, davalı şirket tarafndan Beşiktaş Noterliği’nden gönderilen 7 Mayıs 2019 tarih ve … sayılı ihtarı ile sözleşmenin feshinin ihtar edildiğini, akabinde Beyoğlu …. Noterliği’nin 1 Ekim 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeden dönüldüğünün ihtar edildiğini, sözleşmeden dönmeye ilişkin şartların gerçekleşmediğini, kaldı ki sözleşmenin davalı tarafça haklı bir neden olmadan feshedilmesi veya ilhah edilmesi halinde ödenmiş olan bedelin tamamının davacı şirkette kalacağı, şirketin zararının bu bedelden tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının ürünlerin teslim alınmasında temerrüde düştüğünü, davalıya ait GES sahasına davacı teknik ekiplerinin yaptığı incelemede çelik konstrüksiyonunun tamamlanmamış olduğunun, mekanik ve elektrik altyapısının hazırlanmamış, tel ve çit ve yolun bulunmadığı, güneş paneli montajına uygun olmadığı hususlarının tespit edildiğini, ayrıca İpsala Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/13 D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığını, yapılan tesbite göre elektrik altyapısının hiç yapılmadığı, güneş panelleri montajının yapılmasının şu an için mümkün gözükmediğini, işin bitirilmesinin güneş panelleri ile ilgisinin bulunmadığı hususlarını belirlendiğini, ayrıca teslime hazır olunan ürünler ile ilgili Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/24 D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirdiğini, telafisi imkansız zararların doğmaması için davalıya verilen 30/11/2019 vadeli 600.000 $ bedelli çekin karşılığında herhangi bir borcun bulunmadığının tesbitine, öncelikle çekin bankaya sunulması halinde işlem yapılmaksızın mahkemesine gönderilerek, mahkeme kasasında emanet olarak saklanmasını, davacı tarafça 4500 küsur panel üretilmişken, davalı tarafça teslim alınmamasından dolayı anılan çek ile 600.000 $ ödeme ihtilamli ve tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu, bankadan sordurulduğunda ‘Karşılıksızdır’ kaşesi ile ticari itibarı ve mali güvenilirliği de zarara uğrayacağı gözönünde bulundurulduğunda, mahkemece belirlenecek miktarda teminat karşılığı anılan çek hakkında ödemesini ve takibe konulmasmı engelleyecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemek zorunda kaldıklarından bahisle menfi tespit davasının kabulü ile, davacının davalı şirket lehine keşide ettiği teminat çekinin karşılığında herhangi bir borcunun bulunmadığının tesbitine, dava konusu … Bankası Dalayoba girişimci şubesine ait … seri 30/11/2019 tarih ve 600.000 $ bedelli çekin iptali ve hükümsüzlüğüne, dava konusu çekin dosyasına sunulmak üzere ve işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek kararın kesinleşmesine kadar ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiş, yargılama sırasında İstanbul Anadolu 13. ATM’nin 2019/1070 Esas sayılı dava dosyasında; mahkemece dava konusunun her iki davada da kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğu, iş bu davamız davacılarının birleştirme talep edilen dosyada davalı, iş bu davamız davalısının birleştirme talep edilen dosyada davacı olduğu, yine her iki davanın hukuki sebebinin aynı olduğu anlaşılmakla davaların birlikte görülmesi usul ekonomisi açısından uygun olacağından her iki dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesi ile birleştirme kararı verilerek gönderildiği görüldüğü,Mahkemece asıl davada davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilerek davaya konu … Bankası … Girişimci Şubesi ‘ne ait … seri 0/11/2019 tarih ve 600.000,00 USD bedelli çekin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi, icra takibine konu edilmemesi, icra takibine konu olmuş ise icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması ve ihtiyati haciz kararı alınmış olması halinde de ihtiyati haciz işlemlerinin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmiş, asıl davalının tedbire itirazının 22/01/2020 tarihli kararı ile reddine karar verilmiş, davalı yanın istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi ‘nin 26/03/2020 tarih 2020/600 Esas 2020/443 Karar sayılı ilamı ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkememizin 22/01/2020 tarihli tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararı ile mahkemece verilmiş olan 28/11/2019 tarihli ara karar uyarınca hükmedilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği görülmüştür.Asıl davada davacı vekili 22/04/2020 tarihli ihtiyati tedbir istemli dilekçesi ile; “Davalı ve davacı arasındaki 08.03.2019 tarihli güneş paneli satış sözleşmesine göre davalı şirkete, ürün bedeline ilişkin ilk yaptığı 600.000 USD bedelli ödemeye karşılık, davacı şirket yetkilisi tarafından ” devredilemez, ciro edilemez ibareli ve sözleşmeye göre teminat çeki olarak verilen ….. Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait …. Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli çekin, ürünlerin üretildiği ve teslime hazır edildiği halde davalı tarafça teslim alınmaması ve sözleşme bedelinin geri kalan kısmının ödeme edimini ifa etmemesi sebebiyle hali hazırda borçlu olmadığımızın tespiti ile yargılama sonunda menfi tespit kararına binaen çekin iptali ve hükümsüzlüğüne, yargılama bitinceye kadar çekin banka şubesine sunulması halinde mahkemenizce daha öncesinde belirlenecek miktarda teminat bedelinin dosyasına yatırılması ile öncelikle ve ivedilikle verilecek tedbir kararı ile çekin ibrazı halinde ödemesini engel olacak mahiyette tedbir kararı verilmesine, banka şubesine bildirilmesine, icra takibine konu edilme ihtimali yüksek olduğundan buna ilişkin olarak da icra takibinin açılması halinde ihtiyati tedbiren durdurulmasına ve karar verilmesine yönelik taleplerimizin yenilenmesine ilişkindir…” belirtilerek dava konusu 600.000,00 USD bedelli çek yönünden yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Asıl davada davacı vekili 27/04/2020 tarihli ihtiyati tedbir istemli dilekçesi ile ; Davalı ve davacı arasındaki 08.03.2019 tarihli güneş paneli satış sözleşmesine göre davalı şirkete, ürün bedeline ilişkin ilk yaptığı 600.000 USD bedelli ödemeye karşılık, davacı şirket yetkilisi tarafından ” devredilemez, ciro edilemez ibareli ve sözleşmeye göre teminat çeki olarak verilen … Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli çekine karşı borçlu olmadığı, davalı tarafından sözleşme bedelinin tamamının ifa edimini yerine getirilmemesi üzerine, sözleşme konusu ürünlerin ödenen bedel karşılığı miktarda ürettiği, ve belirtilen süre içerisinde teslime hazır olduğu, üretilen malların sözleşme konusu mallarla aynı özellikte olduğu, bu ürünlerin hazır edilmesine rağmen, davalı şirketçe teslim alınmadığı, ürünlerin belirtilen süre içerisinde teslim alınmaması sebebiyle sözleşme bedelinin tamamının muaccel alacak haline geldiği, sözleşme ve birleştirilen dava ise davalının davacıya borçlu olduğu ve ürünlerin teslimi ile birlikte teslim edilmesi gereken dava konusu teminat çekin tarafımıza teslim edilmemesi vadesinde bankaya ibraz edilmesi tehlikesi sebebiyle, müvekkilin ileride haklı çıkması halinde çek bedelinin elinden çıkması halinde ulaşması imkansız ve telafisi güç maddi kayıplara yol açacak bir tehlike ile karşı karşıya bulunması, ticari hayatı ve itibarının çekin yazılması ile ciddi anlamda olumsuz etkileneceği, dava dosyasına öncesinde sunulan tüm deliller ile tedbir kararından sonra dosyasına tarafımızdan sunulan uzman teknik bilirkişi raporu ve davalı tarafça sonrasında yaptırılan T.C. Adıyaman 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/6 D.İŞ Sayılı ve 21.01.2020 tarihli delil tespiti ve birleşen dosya kapsamında davalının 190.000 TL bedelli çeki de ödemediği, ödemesine ilişkin menfi tespit davası ve ihtiyati tedbir kararı borçlu olmadığımızı ispata yeterli delillerin dosya kapsamında yer aldığı değerlendirildiğinde, davacı müvekkil hem projeye özel ürün ürettiği, hemde ürünlerin bedelini ödeme tehlikesi ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Bu nedenle ivedi olarak anılan çekin ödemesinin ve icra takibi başlatılması halinde icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini İ.İ.K 72/2.maddesi ve HMK 389md ve devamı hükmüne dayanarak yeniden talep etme gerekliliği doğmuştur. Özeti ile önceki beyanlarını tekrarla yeniden İhtiyati Tedbir talebinde bulunmuştur. Dilekçesinin ekine Adıyaman 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/6 Değişik İş numaralı dosyasına sunulan bilirkişi raporunu ve o dosyada olduğu bildirilen bir kısım evrakları sunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 22/04/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı ara kararında;”Dava konusu istem, davaya konu edilen çekler nedeniyle dayanak sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin davacı tarafından yerine getirilip getirilmediği, davalının sözleşmeden dönmesinin yerinde olup olmadığı, yani sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı, dolayısıyla davacının sözleşme uyarınca teminat amacıyla verdiğini iddia ettiği dava konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti işlemine ilişkin olup İİK 72 vd maddelerinde düzenlenmiştir.İİK’ nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir,” hükmünü içermektedir. HMK’ nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Gerek davacı taraf gerekse davalı tarafça sunulan dilekçeler ve ekindeki deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının ihtiyati tedbir talebine dayanak yaptığı uzman teknik görüşünün ve diğer belgelerin HMK 390/3 maddesi kapsamında kafi kanaat verecek belgelerden olmadığı gibi davanın geldiği aşama itibariyle delillerin henüz yeterince toplanmamış olması ve İstanbul BAM 13. HD’nin 2020/600 Esas – 2020/443 Karar sayılı kararından sonra da mahkememize yaklaşık ispat koşulu yönünden olumlu kanaat uyandıracak yeni bir delil de ibraz edilmediğinden davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, ”-Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ 27/04/2020 TARİH VE 2019/681 ESAS SAYILI ARA KARARINDA;” Dosyaya sunulan Değişik İş dosyasındaki raporun bir kısım malzemelerin tespitine ilişkin olduğu sonuç kısmında üretim yaptığı panel sayısının 4080 adet teslim etmesi gereken panel sayısının 6390 adet olması gerektiği şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür..Mahkememizin bu dosyası ile birleşen İstanbul Anadolu 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1070 esas sayılı dosyasında yapılan incelmede davacının … A.Ş. ve … olduğu davalının Gtc Güneş San. Tic. A.Ş. olduğu dava konusunun lehtarı …. San. A.ş. , keşidecisi… A.Ş. olan 15/12/2019 tarihli 190.000,00 TL bedelli .. seri numaralı çeke ilişkin olarak davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu dosya içerisinde bulunan 2019/131 değişik iş dosyası ile dava konusu çekin teminat karşılığında tedbiren karşılığın ödenmesinin menine ve icra takibinin durdurulmasına şeklinde İhtiyati tedbird kararı verildiği, İhtiyati Tedbir kararına değişik iş dosyası üzerinden itiraz edildiği bilahire değerlendirmenin esas dosya üzerinden yapılmasına 27/01/2020 tarihinde karar verildiği tedbire itirazın değerlendirilmeden dosyanın mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş olduğu görüldü.İİK’ nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir,” hükmünü içermektedir. HMK’ nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Tüm dosya kapsamı, birleşen dosyanın içeriği, davacı vekilince dilekçesine ekli sunulan Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin Değişik İş Sayılı dosyası Mahkememizde birleşen 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1070 esas sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesinin 2020/600 Esas – 2020/443 Karar sayılı Mahkememizin İhtiyati Tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin kesin kararından sonra sunulan evrakların, İhtiyati Tedbir verilmesine yeterli miktarda kanaat oluşturmadığı, yaklaşık ispat koşulu yönünden olumlu kanaat uyandıracak yeni bir delil olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla; davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, ”-Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin 27.04.2020 tarihli ara karara ilişkin istinaf dilekçesi ile, 22.01.2020 tarihli duruşmasında verilen ara kararın da ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verildiğini, Anılan ara karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş olup,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/600E, 2020/443K No.lu ve 26.03.2020 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak kabulü ve kararın ortadan kaldırılmasına ilişkin hükmün kurulduğunu, Anılan karar gereği ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ile menfi tespit davasının yargılaması sonuçlanıncaya kadar müvekkilinin ihtiyati tedbirle hukuken korunması gereken hakları ciddi oranda zedeleyeceğini ve zaten hali hazırda davalı tarafından sözleşmeye göre ödenen 570.000 USD bedel karşılığı, ürünü ürettiği halde bir de bu ürünler karşılığında verilen teminat çekinin iade edilmemesi ile bu çekin 600.000,00 USD bedeli ödeme yapma tehlikesi ile karşı karşıya olacağını, yahut karşılıksızdır kaşesi vurulmasına ve müvekkilinin ticari hayatının ve itibarının zedelenmesine, şirketin ticari iş ve işlemlerindeki bankalar nezdindeki kredibilitesi, çek defterinin verilmemesi vs. çek düzenlemekten men yasağı, çeke ilişkin icra cezai yaptırımlarla ve icra takibi ve ihtiyati hacize ilişkin işlemlerle şirket faaliyetlerinin durma noktasına getireceğini, bu zararların önlenmesi amacıyla açılan menfi tespit davasının talep edilen ihtiyati tedbirin amacına ruhuna uygun olmadığını, davada haklı çıkması halinde telafisinin güç ve imkansız zararlar olması, diğer taraftan işin yapıldığı tarihteki dolar kuru ile bugünkü dolar kuru farkında meydana gelen değişikliklerden bile maddi anlamda büyük bir zarar yaratacağını ve dava sonunda kuvvetle muhtemel haklı çıkması halinde bu zararların da davalı şirketin GES projelerini tamamlamaya bile ekonomik durumu yeterliliği olmadığı düşünüldüğünde telafisinin mümkün olmadığının açıkça ortada olduğunu, İ.İ.K 72/2.maddesine dayalı menfi tespit davalarındaki ihtiyati tedbir kararı hakların korunması bakımından çok büyük bir önem arz ettiğini, bu tedbirin olmaması davada ulaşılmak istenen hukuki faydanın önüne geçerek, kanun maddesinden amaçlanan sonuca ulaşamayarak, borçlu olmadığı halde ihtiyati haciz ile cezai yaptırımlarla ticari hayatının bitmesine ve ileride telafisinin mümkün olmayan zararlara yol açacağının ortada olduğunu Taraflar arasındaki ihtarnamelere bakıldığında 27.08.2019 tarihli ürünlerin teslime hazır olduğuna, teslim alınması ve teminat çekini iade etmesi için 7 günlük süre verildiğini bu süre içerisinde teslim alınmaması ve çekin teslim edilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği açıkça belirtilmişken, 01.10.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmeden döndüklerine ilişkin beyanlarının samimi ve gerçeği yansıtmadığının açıkça ortadayken, sözleşme davacı tarafından fesih edilmesinden sonra nasıl sözleşmeden dönülebileceğinin de ayrıca tartışma konusu olduğunu, ancak bu iddia sahibinin ispatına bağlı olduğunu, Bu hususta ise çekin karşılığında davacı müvekkili şirket tarafından sözleşme konusu 6390 adet güneş paneli bedeli 808.000 USD olmasına rağmen, sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafından yapılan 570.000 USD bedel ve 190.000 TL lik çek dışında, herhangi bir ödeme yada çek düzenleyip teslim de etmediği taraflar arasında tartışmasız ve sabit olduğunu, davalı tarafından ödenen 570.000 USD bedel karşılığında ise tanesi 126USD+KDV yani 148,68 USD bedel üzerinden hesaplandığında güneş panelinin 4080 adetten fazla ürünün sözleşmenin eki mahiyetinde yapılan 10.07.2019 tarihli mutabakata göre teslim edilmesi gereken süre içerisinde 05.08.2019 tarihindeki check list ile ilk sevkiyat ürünlerin teslime hazır edildiğini kesin olarak dosyasına sunulan delil tespiti raporlarıyla ve maillerle ispatlanmış olmasına rağmen, hali hazırdaki ihtiyati tedbirin kaldırılması usule ve hukuka uygun olmadığını, Davacı müvekkilin haksız yere çekinin bankaya ibrazı ile karşılıksızdır kaşesi vurulmasına sebebiyet verildiğini, şirketin ticari itibarı ve hayatı önemli ölçüde sekteye uğratacak bir işlem silsilesininde başlamasına neden olunduğunu, müvekkili çekin karşılığında ürünü ürettiğini, karşılığını para olarak bulundurma hiçbir zorunluluğu bulunmadığı halde borçlu olmadığını ispatlamasına rağmen, borçlu olmadığı halde bu kadar ağır hukuki sonuçları kaldırması ve şirketi ayakta tutma imkanı bulunmamakla birlikte bu ölçüde büyük zararların telafisinin de imkansız olduğunu, davalı taraftan tazmin edilemeyeceğini, düşünüldüğünde haksız bir şekilde davacının menfi tespit davası ile amaçlanılan hukuki korunmaya değer, hukuki menfaatlerini ve hukuki faydası elde etmesi sağlanamadığını, Dava dosyasına sunulan delillere bakıldığında uyuşmazlığın güneş paneli satışına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığını; davalı tarafça müvekkili davacı tarafa ödenen 570.000 USD bedel karşılığında sözleşme konusu üretilen güneş panellerinin teslim alınmaması ve geri kalan ödeme edimini ifa etmemesi temerrüde düşmesi nedeniyle, davalı tarafa teminat çeki olarak verilen iade edilmesi gerektiği halde iade edilmeyen … Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli teminat çekinin ivedilikle ihtiyati tedbiren ödemesinin ve icra takibi işlemleri yapılmasının durdurulması gerekçesiyle 27.04.2020 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmişse de taleplerinin reddine karar verilmiş olup, yasal süresi içerisinde müvekkili şirketin hukuki menfaatleri gereği istinaf yoluna başvurma zorunluluğunun doğduğunu, Anılan karar da tedbir kaldırılması kararı sonrasında dosyasına sunulan Adıyaman 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/6 D.iş Sayılı delil tespiti dosyasındaki tespit raporunun sadece sonuç kısmı dikkate alındığı anılan sonuç kısmının ise hatalı değerlendirildiği hali hazırda taraflar arasında imzalan sözleşmeye konu ürün adedi ve karşılığının 808.000 USD+ KDV olduğu halde 570.000 USD ödenen bedele karşılık gelecek miktarda 4000 küsür adet panel üretildiğini ispatlar mahiyetteki tespiti 6390 adet üretmesi gerekirken 4000 küsür imalat gerçekleştirilmediğini, değerlendirmesi sözleşmeye ve ödenen bedellere ilişkin belgelerin sunulmadığı sonuç kısmının eksik ve hatalı olduğu açıkça ortada olduğunu, sözleşmede tüm ödemeler yapıldıktan sonra ürün siparişinin kesinleşeceğine de dair açık hüküm bulunmakla anılan dava dosyasının mahkemesince incelenmesine rağmen gözden kaçmış olacak ki delil tespiti raporunun yaklaşık ispat bakımından değerlendirmeye alınmaması eksik ve hatalı bir değerlendirme olduğunu, Dairenizce yapılacak istinaf incelemesiyle açıklığa kavuşacağının düşünüldüğünü,Fesih ihtarnamesi akabinde davalı tarafından 01.10.2019 tarihli ihtarname ile sözleşme konusu ürünlerin tamamının teslim edilmesi gerektiği ve teslim edilmediğinden bahisle sözleşmeden dönüldüğünün ihtar edildiğini, sözleşme konusu 6390 adet güneş paneli bedeli 808.000 usd olup, davalı tarafından yapılan 570.000 usd dışında, bakiye 238.000 usd için herhangi bir ödeme yada çek teslimi olmadığı halde, davalı tarafından yapılan ödemeye karşılık gelen miktarda 4000 küsür adet teslime hazır olduğu halde, 6340 adet panelin tamamının teslim edilmediği gerekçesiyle sözleşmeden dönüldüğünün beyanı sözleşmenin hükümlerine, ruhuna ve TMK objektif iyi niyet kurallarına, borçlar hukukuna aykırı olduğunu, maddi gerçeklikle de bağdaşmadığını,
Teminat çekine karşılığında ürünlerin üretildiği ve teslime hazır edildiği ediminin ispatı bakımından yeterli inandırıcı ve kesin delil olarak;T.C. Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/24 D.İŞ Sayılı dosyasında 03.10.2019 tarihinde müvekkil fabrikasında yapılan delil tespit raporunun davacı şirketin teminat çeki olarak verdiği dava konusu 600.000 USD çek karşılığında ürünlerin hazır edilmesi edimini yerine getirdiğinden,bu çeke ilişkin bedelin talep edilmesine ilişkin şartlar oluşmadığından çek karşılığında herhangi bir borcunun bulunmadığının ispatı için bırakın yaklaşık ispatı, kesin, inandırıcı ve yeterli açık ispat delili olduğunu, T.C. Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/6 D.İŞ sayılı dosyası üzerinden delil tespiti davalının talebi ile gerçekleştirildiğini, dava dosyası içerisine davalı aleyhine bir delil olduğundan kendilerince dosyasına sunulmaktan imtina edildiğini, tespit talebinden de vazgeçildiğini, anılan delil tespitinin sonuç kısmına ilişkin itirazlarının saklı olmasına rağmen davacı tarafından yeni delil olarak sunulduğunu, Anılan delil tespiti raporunda da davacı müvekkili şirketin sözleşmeye konu güneş panellerini ödenen bedele karşılık gelecek miktarda ve cins ve özellikte hazır ettiğini ve bu ürünlerin teslimiyle iadesi kararlaştırılan çekin iade edilememesi çeke karşılık borcu olmadığı ispat edilmiş olup, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için yeterli olduğunu, anılan delil tespitinde sözleşme konusu ürünlerin üretildiği bizzat davalı şirket yetkilisininde hazır bulunduğu tespitte gözlemlendiğini, daha sonrasından anılan tespit yapıldıktan sonra aleyhine delil teşkil edeceğinden yine kötü niyetle vazgeçme beyanında bulunulduğunu, mahkemenin feragat üzerine verilen ara kararını da dilekçe ekinde sunduklarını, davalı tarafın kötü niyetinin ispatı için bu bile yeterli bir delilin olduğunu, Diğer taraftan davalı tarafından teslime hazır olan ürünlerin teslim alınmaması ve teminat çekinin iade edilmemesinin nedeni araştırma gerekliliğinin doğduğunu,Davalı şirket kötüniyet ile sözleşmeye konu güneş panellerini teslim almaktan imtina etmekte ve yine kötü niyetle kendilerine sözleşmeye göre ürünlere karşılık verilen teminat çekinin tahsili yoluna gittiğini, zaten hali hazırda ne teknik alt yapı yeterliliği, ne de ekonomik yeterlilik bakımından bitiremediği ve bağlantı anlaşması süresi uzatılsa bile Ges projelerinin faaliyete geçmesinin imkansızlaştığını böyle bir durumda bir de 7 tır büyüklüğünde alanı kaplayan güneş panellerini teslim alarak montaj ve kurumunu dahi gerçekleştiremeyeceğini, depoda bulundurması gerektiği aksi halde telef olacağı da düşünüldüğünde depolama masraflarına da katlanmak zorunda kalınacağını, davalı şirket tarafından davacıya GES’ler için güneş panel alım sözleşmesi bedelinin tamamını ödeyemediği için yeterli sayıda da güneş paneli alamadığından, geri kalan panellerin de eksik kalacağı düşünüldüğünde hali hazırda delil tespiti ile de sabit olan bitmeyecek bir GES projelerine daha fazla para yatırmaktansa, sözleşmeye, kanuna ve iyiniyet kuralarına aykırı olarak, o çeşitli bahanelerle güneş panelleri ürünleri teslim almaktan, dava konusu teminat çekini iade etmekten imtina etmeyi seçtiklerini, Davalı şirket sözleşme konusu panellerin, teslime hazır edilen panellerin ile aynı özellikte ürün olmadığı gerekçesiyle teslim almadığı iddia ve beyan etmekteyseler de; teknik uzman görüşü ile de aynı ürünler olduğu, hatta daha ileri teknoloji kullanılmış, fiyat olarak, performans olarak da daha iyi ürünler olduğunu, hali hazırdaki davalıya ait GES TEDAŞ projelerini de etkilemediğini ayrıntılı olarak ürün datasheetlerini karşılaştırarak bu konuyu da açıklığa kavuşturmakla dosyasına davalının iddialarının aksini ve davacının borçlu olmadığının ispatı bakımından delil mahiyetinde sunulduğunu, Yerel mahkemenin 2019/681 E. sayılı dosyası ile davalı tarafın davacıya verdiği 190.000 TL bedelli çekin ödemesini durdurmak amacıyla T.C. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/131 D.İŞ sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir kararı aldığını, karar karşı itirazları esas dosyası üzerinden değerlendirileceğini, T.C. İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/1070 E.2020/132K Sayılı dava dosyası davacı tarafa henüz dava dilekçesi tebliğ olmasa da içerik 190.000 TL bedelli çeke ilişkin menfi tespit davası olduğu bu dosyanın da 28.02.2020 tarihli kararı ile dosyanızla birleştirilmesine karar verildiğini, anılan karar yeni bir karar olup, bu dosya kapsamınında dava dosyasına dahil edilmesi ile davacı müvekkili şirketin davalıya borçlu değil sözleşmeye göre alacaklı olduğu bir durumda borçlu olmadığının ispatına yeterli delillerin mevcudiyeti ile hukuki menfaatlerinin ihtiyati tedbiren korunması daha bir büyük önem arzettiğini,Dosya ile birleştirilen davalı şirketin müvekkile olan 190.000,00 T mL bedelli çekin ödemesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına ilişkin T.C. İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/131 D.iş dosyasına itirazlarının hala değerlendirilmemiş olması bakımından ve ileride doğması muhtemel ve davalı şirketin bir proje şirketi olduğu, bu projeyi bile bitirememiş olması, ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda da menfi tespit davasının kazanılması halinde bile davacının uğrayacağı zararların tazmini halinde davalı şirketten tahsil kabiliyetinin olmadığı için telafisi mümkün olmayacak maddi zararlara yol açacağının düşüldüğünü,İhtiyati tedbir kararının kaldırılması ile müvekkili şirketin tedbir talebinin de 22.04.2020 tarihli karar ile reddedilmesi üzerine dava konusu çek davalı şirketce bankaya ibraz edildiği ve 27.04.2020 tarihinde çeke karşılıksızdır kaşesi vurdurulduğunu, bu andan sonrası davacı müvekkili şirket açısından ticari hayatı ve itibarı bakımından oldukça güç bir durumda bırakılmış olmakla beraber; hem cezai, hem idari hemde icrai açıdan daha büyük zararlarla karşı karşıya kalmasına sebebiyet verdiğini, davacı müvekkili şirket hakkında çekten men yasağı getirilmesine, çek defterinin elinden alınmasına, sermaye şirketi olması sebebiyle şirket yetkilisinin yönetim kurulu başkanlığı görevi ve imza yetkisinin kullanamayacağını, hem 1500 günden aşağı olmamak üzere idari para cezası ve çek bedelini ödenmesi gibi cezaya ilişkin kararlar verilebileceği gibi ihtiyati haciz ve icra takibinin başlatılmasıyla zarar davacı şirket için içinden çıkılmaz bir hal alacağını, bu şartlarda şirketin ayakta durmasının mümkün olmadığının düşünüldüğünde daha sonrasında haklı çıksa dahi oluşan zararların büyüklüğü ve etkileri gözönünde bulundurulduğunda telafisinin imkansız olması ve Dairenizden anılan istinaf dilekçesi kapsamında oluşan bu zararın bir de icra işlemlerinin başlaması halinde daha da büyük ve telafisi imkansız zararlara yol açmasının önüne geçilmesi bakımından menfi tespit davasının amacına uygun şekilde dosya kapsamındaki teminat çekine karşılığı edimi yerine getirdiklerinin yaklaşık ispatı da gözönünde bulundurularak icra takibi başlatılması ve ihtiyati haciz yapılması işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini,İstinaf dilekçesindeki tüm talep ve beyanları ve dosyasına sunulan tüm bilgi ve belgeler kapsamında dosyasına sunulduğu olan teminat mektubu da dikkate alınarak, müvekkili davacı şirket için HMK’nun 389 ve devamı maddelerinde belirtilen mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın ve yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerine ilişkin yasal koşulların oluştuğu, İ.İ.K.nun 72/2. maddesi hükmü dikkate alınarak, icra takibi öncesi teminat karşılığında icranın durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesine, İKK’nun 72. maddesi uyarınca alacağın % 15’i oranında teminat karşılığında davanın icra takibinden önce açılmış olması koşulu ile takibin durdurulmasına, icra takibinin dava tarihinden önce yapılmış olması halinde ise, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin taleplerinin reddine ilişkin kararın Dairenizce yapılacak istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesini müvekkilin hukuki menfaatleri gereği talep etmiştir.İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile tüm dilekçeleri ekli bilgi belge, delillerine ve önceki tedbir kararı sonrasında sunulan deliller ile birleştirilen dosya kapsamında, daha öncesinde dosyasına sunulan teminat mektubu dikkate alınarak dava konusu …. Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli çekin ödenmesinin durdurulmasına ilişkin haklı gerekçeleri ve hukuki menfaati gereği ivedilikle yerel mahkemenin 27.04.2020 tarihli red kararının ortadan kaldırılarak, icra takibi ve ihtiyati haciz işlemlerinin yargılama sonuçlanıncaya kadar durduracak ihtiyati tedbir kararı verilmesi karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin 22.04.2020 tarihli ara karara ilişkin istinaf dilekçesi ile, 22.01.2020 tarihli duruşmasında verilen ara kararın da ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verildiğini, Anılan ara karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuş olup,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/600E, 2020/443K No.lu ve 26.03.2020 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak kabulü ve kararın ortadan kaldırılmasına ilişkin hükmün kurulduğunu, Anılan karar gereği ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ile menfi tespit davasının yargılaması sonuçlanıncaya kadar müvekkilinin ihtiyati tedbirle hukuken korunması gereken hakları ciddi oranda zedeleyeceğini ve zaten hali hazırda davalı tarafından sözleşmeye göre ödenen 570.000 USD bedel karşılığı, ürünü ürettiği halde bir de bu ürünler karşılığında verilen teminat çekinin iade edilmemesi ile bu çekin 600.000,00 USD bedeli ödeme yapma tehlikesi ile karşı karşıya olacağını, yahut karşılıksızdır kaşesi vurulmasına ve müvekkilinin ticari hayatının ve itibarının zedelenmesine, şirketin ticari iş ve işlemlerindeki bankalar nezdindeki kredibilitesi, çek defterinin verilmemesi vs. çek düzenlemekten men yasağı, çeke ilişkin icra cezai yaptırımlarla ve icra takibi ve ihtiyati hacize ilişkin işlemlerle şirket faaliyetlerinin durma noktasına getireceğini, bu zararların önlenmesi amacıyla açılan menfi tespit davasının talep edilen ihtiyati tedbirin amacına ruhuna uygun olmadığını, davada haklı çıkması halinde telafisinin güç ve imkansız zararlar olması, diğer taraftan işin yapıldığı tarihteki dolar kuru ile bugünkü dolar kuru farkında meydana gelen değişikliklerden bile maddi anlamda büyük bir zarar yaratacağını ve dava sonunda kuvvetle muhtemel haklı çıkması halinde bu zararların da davalı şirketin GES projelerini tamamlamaya bile ekonomik durumu yeterliliği olmadığı düşünüldüğünde telafisinin mümkün olmadığının açıkça ortada olduğunu, İ.İ.K 72/2.maddesine dayalı menfi tespit davalarındaki ihtiyati tedbir kararı hakların korunması bakımından çok büyük bir önem arz ettiğini, bu tedbirin olmaması davada ulaşılmak istenen hukuki faydanın önüne geçerek, kanun maddesinden amaçlanan sonuca ulaşamayarak, borçlu olmadığı halde ihtiyati haciz ile cezai yaptırımlarla ticari hayatının bitmesine ve ileride telafisinin mümkün olmayan zararlara yol açacağının ortada olduğunu Taraflar arasındaki ihtarnamelere bakıldığında 27.08.2019 tarihli ürünlerin teslime hazır olduğuna, teslim alınması ve teminat çekini iade etmesi için 7 günlük süre verildiğini bu süre içerisinde teslim alınmaması ve çekin teslim edilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği açıkça belirtilmişken, 01.10.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmeden döndüklerine ilişkin beyanlarının samimi ve gerçeği yansıtmadığının açıkça ortadayken, sözleşme davacı tarafından fesih edilmesinden sonra nasıl sözleşmeden dönülebileceğinin de ayrıca tartışma konusu olduğunu, ancak bu iddia sahibinin ispatına bağlı olduğunu, Bu hususta ise çekin karşılığında davacı müvekkili şirket tarafından sözleşme konusu 6390 adet güneş paneli bedeli 808.000 USD olmasına rağmen, sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafından yapılan 570.000 USD bedel ve 190.000 TL lik çek dışında, herhangi bir ödeme yada çek düzenleyip teslim de etmediği taraflar arasında tartışmasız ve sabit olduğunu, davalı tarafından ödenen 570.000 USD bedel karşılığında ise tanesi 126USD+KDV yani 148,68 USD bedel üzerinden hesaplandığında güneş panelinin 4080 adetten fazla ürünün sözleşmenin eki mahiyetinde yapılan 10.07.2019 tarihli mutabakata göre teslim edilmesi gereken süre içerisinde 05.08.2019 tarihindeki check list ile ilk sevkiyat ürünlerin teslime hazır edildiğini kesin olarak dosyasına sunulan delil tespiti raporlarıyla ve maillerle ispatlanmış olmasına rağmen, hali hazırdaki ihtiyati tedbirin kaldırılması usule ve hukuka uygun olmadığını, Davacı müvekkilin haksız yere çekinin bankaya ibrazı ile karşılıksızdır kaşesi vurulmasına sebebiyet verildiğini, şirketin ticari itibarı ve hayatı önemli ölçüde sekteye uğratacak bir işlem silsilesininde başlamasına neden olunduğunu, müvekkili çekin karşılığında ürünü ürettiğini, karşılığını para olarak bulundurma hiçbir zorunluluğu bulunmadığı halde borçlu olmadığını ispatlamasına rağmen, borçlu olmadığı halde bu kadar ağır hukuki sonuçları kaldırması ve şirketi ayakta tutma imkanı bulunmamakla birlikte bu ölçüde büyük zararların telafisinin de imkansız olduğunu, davalı taraftan tazmin edilemeyeceğini, düşünüldüğünde haksız bir şekilde davacının menfi tespit davası ile amaçlanılan hukuki korunmaya değer, hukuki menfaatlerini ve hukuki faydası elde etmesi sağlanamadığını, Dava dosyasına sunulan delillere bakıldığında uyuşmazlığın güneş paneli satışına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığını; davalı tarafça müvekkili davacı tarafa ödenen 570.000 USD bedel karşılığında sözleşme konusu üretilen güneş panellerinin teslim alınmaması ve geri kalan ödeme edimini ifa etmemesi temerrüde düşmesi nedeniyle, davalı tarafa teminat çeki olarak verilen iade edilmesi gerektiği halde iade edilmeyen … Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli teminat çekinin ivedilikle ihtiyati tedbiren ödemesinin ve icra takibi işlemleri yapılmasının durdurulması gerekçesiyle 27.04.2020 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmişse de taleplerinin reddine karar verilmiş olup, yasal süresi içerisinde müvekkili şirketin hukuki menfaatleri gereği istinaf yoluna başvurma zorunluluğunun doğduğunu, Anılan dava konusu davalıya sözleşmeye göre ürünlerin tesliminde iade edilmek üzere verilen teminat çekine karşı hali hazırda sözleşme konusu edimini yerine getirdiklerinden dolayı borçlu olmadığının açık tespiti ve ispatı bakımından dosyasına sunulan deliller kapsamında değerlendirmesinin gerektiğini,Fesih ihtarnamesi akabinde davalı tarafından 01.10.2019 tarihli ihtarname ile sözleşme konusu ürünlerin tamamının teslim edilmesi gerektiği ve teslim edilmediğinden bahisle sözleşmeden dönüldüğünün ihtar edildiğini, sözleşme konusu 6390 adet güneş paneli bedeli 808.000 USD olup, davalı tarafından yapılan 570.000 USD dışında, bakiye 238.000 USD için herhangi bir ödeme yada çek teslimi olmadığı halde, davalı tarafından yapılan ödemeye karşılık gelen miktarda 4000 küsür adet teslime hazır olduğu halde, 6340 adet panelin tamamının teslim edilmediği gerekçesiyle sözleşmeden dönüldüğünün beyanı sözleşmenin hükümlerine, ruhuna ve TMK objektif iyi niyet kurallarına, Borçlar Hukukuna aykırı olduğunu, maddi gerçeklikle de bağdaşmadığını,Teminat çekine karşılığında ürünlerin üretildiği ve teslime hazır edildiği ediminin ispatı bakımından yeterli inandırıcı ve kesin delil olarak;T.C. Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/24 D.İŞ Sayılı dosyasında 03.10.2019 tarihinde müvekkil fabrikasında yapılan delil tespit raporunun davacı şirketin teminat çeki olarak verdiği dava konusu 600.000 USD çek karşılığında ürünlerin hazır edilmesi edimini yerine getirdiğinden,bu çeke ilişkin bedelin talep edilmesine ilişkin şartlar oluşmadığından çek karşılığında herhangi bir borcunun bulunmadığının ispatı için bırakın yaklaşık ispatı, kesin, inandırıcı ve yeterli açık ispat delili olduğunu, T.C. Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/6 D.İŞ sayılı dosyası üzerinden delil tespiti davalının talebi ile gerçekleştirildiğini,anılan delil tespitinin sonuç kısmına ilişkin itirazlarının saklı olmasına rağmen davacı tarafından yeni delil olarak sunulduğunu, Anılan delil tespiti raporunda da davacı müvekkili şirketin sözleşmeye konu güneş panellerini ödenen bedele karşılık gelecek miktarda ve cins ve özellikte hazır ettiğini ve bu ürünlerin teslimiyle iadesi kararlaştırılan çekin iade edilememesi çeke karşılık borcu olmadığı ispat edilmiş olup, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için yeterli olduğunu, anılan delil tespitinde sözleşme konusu ürünlerin üretildiği bizzat davalı şirket yetkilisininde hazır bulunduğu tespitte gözlemlendiğini, daha sonrasından anılan tespit yapıldıktan sonra aleyhine delil teşkil edeceğinden yine kötü niyetle vazgeçme beyanında bulunulduğunu, mahkemenin feragat üzerine verilen ara kararını da dilekçe ekinde sunduklarını, davalı tarafın kötü niyetinin ispatı için bu bile yeterli bir delil olduğunu, Diğer taraftan davalı tarafından teslime hazır olan ürünlerin teslim alınmaması ve teminat çekinin iade edilmemesinin nedeni araştırma gerekliliğinin doğduğunu,Davalı şirket kötüniyet ile sözleşmeye konu güneş panellerini teslim almaktan imtina etmekte ve yine kötü niyetle kendilerine sözleşmeye göre ürünlere karşılık verilen teminat çekinin tahsili yoluna gittiğini, zaten hali hazırda ne teknik alt yapı yeterliliği, ne de ekonomik yeterlilik bakımından bitiremediği ve bağlantı anlaşması süresi uzatılsa bile Ges projelerinin faaliyete geçmesinin imkansızlaştığını böyle bir durumda bir de 7 tır büyüklüğünde alanı kaplayan güneş panellerini teslim alarak montaj ve kurumunu dahi gerçekleştiremeyeceğini, depoda bulundurması gerektiği aksi halde telef olacağı da düşünüldüğünde depolama masraflarına da katlanmak zorunda kalınacağını, davalı şirket tarafından davacıya GES’ler için güneş panel alım sözleşmesi bedelinin tamamını ödeyemediği için yeterli sayıda da güneş paneli alamadığından, geri kalan panellerin de eksik kalacağı düşünüldüğünde hali hazırda delil tespiti ile de sabit olan bitmeyecek bir GES projelerine daha fazla para yatırmaktansa, sözleşmeye, kanuna ve iyiniyet kuralarına aykırı olarak, o çeşitli bahanelerle güneş panelleri ürünleri teslim almaktan, dava konusu teminat çekini iade etmekten imtina etmeyi seçtiklerini, Davalı şirket sözleşme konusu panellerin, teslime hazır edilen panellerin ile aynı özellikte ürün olmadığı gerekçesiyle teslim almadığı iddia ve beyan etmekteyseler de; teknik uzman görüşü ile de aynı ürünler olduğu, hatta daha ileri teknoloji kullanılmış, fiyat olarak, performans olarak da daha iyi ürünler olduğunu, hali hazırdaki davalıya ait GES TEDAŞ projelerini de etkilemediğini ayrıntılı olarak ürün datasheetlerini karşılaştırarak bu konuyu da açıklığa kavuşturmakla dosyasına davalının iddialarının aksini ve davacının borçlu olmadığının ispatı bakımından delil mahiyetinde sunulduğunu, Yerel mahkemenin 2019/681 E. sayılı dosyası ile davalı tarafın davacıya verdiği 190.000 TL bedelli çekin ödemesini durdurmak amacıyla T.C. İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/131 D.İŞ sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir kararı aldığını, karara karşı itirazları esas dosyası üzerinden değerlendirileceğini, T.C. İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/1070 E.2020/132K Sayılı dava dosyası davacı tarafa henüz dava dilekçesi tebliğ olmasa da içerik 190.000 TL bedelli çeke ilişkin menfi tespit davası olduğu bu dosyanın da 28.02.2020 tarihli kararı ile dosyanızla birleştirilmesine karar verildiğini, anılan karar yeni bir karar olup, bu dosya kapsamınında dava dosyasına dahil edilmesi ile davacı müvekkili şirketin davalıya borçlu değil sözleşmeye göre alacaklı olduğu bir durumda borçlu olmadığının ispatına yeterli delillerin mevcudiyeti ile hukuki menfaatlerinin ihtiyati tedbiren korunması daha bir büyük önem arzettiğini,Dosya birleştirilen davalı şirketin müvekkile olan 190.000,00 T mL bedelli çekin ödemesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına ilişkin T.C. İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/131 D.iş dosyasına itirazlarının hala değerlendirilmemiş olması bakımından ve ileride doğması muhtemel ve davalı şirketin bir proje şirketi olduğu, bu projeyi bile bitirememiş olması, ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda da menfi tespit davasının kazanılması halinde bile davacının uğrayacağı zararların tazmini halinde davalı şirketten tahsil kabiliyetinin olmadığı için telafisi mümkün olmayacak maddi zararlara yol açacağının düşüldüğünü,İhtiyati tedbir kararının kaldırılması ile müvekkili şirketin tedbir talebinin de 22.04.2020 tarihli karar ile reddedilmesi üzerine dava konusu çek davalı şirketce bankaya ibraz edildiği ve 27.04.2020 tarihinde çeke karşılıksızdır kaşesi vurdurulduğunu, bu andan sonrası davacı müvekkili şirket açısından ticari hayatı ve itibarı bakımından oldukça güç bir durumda bırakılmış olmakla beraber; hem cezai, hem idari hemde icrai açıdan daha büyük zararlarla karşı karşıya kalmasına sebebiyet verdiğini, davacı müvekkili şirket hakkında çekten men yasağı getirilmesine, çek defterinin elinden alınmasına, sermaye şirketi olması sebebiyle şirket yetkilisinin yönetim kurulu başkanlığı görevi ve imza yetkisinin kullanamayacağını, hem 1500 günden aşağı olmamak üzere idari para cezası ve çek bedelini ödenmesi gibi cezaya ilişkin kararlar verilebileceği gibi ihtiyati haciz ve icra takibinin başlatılmasıyla zarar davacı şirket için içinden çıkılmaz bir hal alacağını, bu şartlarda şirketin ayakta durmasının mümkün olmadığının düşünüldüğünde daha sonrasında haklı çıksa dahi oluşan zararların büyüklüğü ve etkileri gözönünde bulundurulduğunda telafisinin imkansız olması ve Dairenizden anılan istinaf dilekçesi kapsamında oluşan bu zararın bir de icra işlemlerinin başlaması halinde daha da büyük ve telafisi imkansız zararlara yol açmasının önüne geçilmesi bakımından menfi tespit davasının amacına uygun şekilde dosya kapsamındaki teminat çekine karşılığı edimi yerine getirdiklerinin yaklaşık ispatı da gözönünde bulundurularak icra takibi başlatılması ve ihtiyati haciz yapılması işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini,İstinaf dilekçesindeki tüm talep ve beyanları ve dosyasına sunulan tüm bilgi ve belgeler kapsamında dosyasına sunulduğu olan teminat mektubu da dikkate alınarak, müvekkili davacı şirket için HMK’nun 389 ve devamı maddelerinde belirtilen mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın ve yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerine ilişkin yasal koşulların oluştuğu, İ.İ.K.nun 72/2. maddesi hükmü dikkate alınarak, icra takibi öncesi teminat karşılığında icranın durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesine, İKK’nun 72. maddesi uyarınca alacağın % 15’i oranında teminat karşılığında davanın icra takibinden önce açılmış olması koşulu ile takibin durdurulmasına, icra takibinin dava tarihinden önce yapılmış olması halinde ise, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin taleplerinin reddine ilişkin kararın Dairenizce yapılacak istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesini müvekkilin hukuki menfaatleri gereği talep etmiştir.İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile tüm dilekçeleri ekli bilgi belge, delillerine ve önceki tedbir kararı sonrasında sunulan deliller ile birleştirilen dosya kapsamında, daha öncesinde dosyasına sunulan teminat mektubu dikkate alınarak dava konusu …. Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli çekin ödenmesinin durdurulmasına ilişkin haklı gerekçeleri ve hukuki menfaati gereği ivedilikle yerel mahkemenin 22.04.2020 tarihli red kararının ortadan kaldırılarak, icra takibi ve ihtiyati haciz işlemlerinin yargılama sonuçlanıncaya kadar durduracak ihtiyati tedbir kararı verilmesi karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davacının edimini yerine getirmesine rağmen, davalının edimini yerine getirmediği, davacı tarafından sözleşme gereği davalıya teminat olarak verilen 30 Kasım 2019 tarihli 600.000 $ bedelli çekle ilgili olarak İİK 72 Maddesine göre açılan menfi tespit davasında İİK.nun 72.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Mahkemece, 28/11/2019 tarihli ara kararı ile; ” Davacı taraf yönünden ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile, isteme ve davaya konu … Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli çekin % 15’i tutarında olan 517.500- TL davacı tarafça yatırılacak nakit ya da sunulacak kesin ve süresiz nitelikte teminat mektubu niteliğindeki teminat karşılığında dava sonuna kadar; İcra takibinin dava tarihinden sonra yapılması halinde, İİK’nun 72 (2) maddesi uyarınca takibin durdurulmasına, İcra takibinin dava tarihinden önce yapılmış olması halinde ise, İİK’ nun 72 (3) maddesi uyarınca icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına, Davalı tarafça ihtiyati haciz kararı alınması halinde, ihtiyati haciz işlemlerinin durdurulmasına, ”karar verimiştir.Davalının itirazı üzerine, İlk Derece Mahkemesi 22/01/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı ara kararı ile; Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
DAİREMİZİN 26/03/2020 TARİH VE 2020/600 ESAS – 2020/443 KARAR SAYILI KARARIMIZ ile; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/01/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurmak suretiyle; Davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 28/11/2019 tarihli ara kararı ile hükmedilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, karar verilmiştir.Davacı vekili 22/04/2020 tarihli dilekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur.İlk Derece Mahkemesi 22/04/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı ara kararı ile; davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili 27/04/2020 tarihli dilekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesi 27/04/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı ara kararı ile; davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati tedbir yasada koruyucu önlem olarak düzenlenmiştir. Dosya içine sunulan deliller ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli olmayıp talep konusu çekin bedelsiz olup olmadığının tespiti yargılamayı gerektirmektedir. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince sunulan delillerin takdirine göre ve davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği de gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince verilen karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin her iki istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının her iki istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan (148,60.TL*2=) 297,20 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken (54,40.TL*2 =) 108,80 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/06/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.