Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/80 E. 2020/131 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/80 Esas
KARAR NO: 2020/131 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/69 D.iş 2019/67 Karar
TARİH: 14/11/2019 Tarihli Ek Karar
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, borçlulardan 15.000.000,00.TL alacaklarının güvence altına alınabilmesi için borçluların menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 20/09/2019 tarihli kararı ile, ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı vekili verdiği dilekçe ile, müvekkilinin borçlulardan ibraz edilen bono nedeniyle alacaklı olduğunu belirtilerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği, talep dilekçesi ve belge asılları ile tüm dosya kapsamına göre talebin İ.İ.K’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla talebin kabulü ile, alacaklının iddia ettiği yukarıda belirtilen alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler itiraz dilekçesi ile, ihtiyati hacze konu alacağa ilişkin alacaklı banka lehine ipotek tesis edildiğini, tapu kayıtlarından bunun belli olduğunu, bu konuda Yargıtay içtihatları bulunduğunu, hem ipotek tesis edilip hem de ihtiyati haciz kararı alınmasının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/11/2019 tarih 2019/69 D.iş 2019/67 Karar sayılı ek kararında; “Talep eden … A.Ş. tarafından ihtiyati hacze itiraz eden karşı taraf … Ltd. Şti. ile … aleyhine 20/01/2016 düzenleme, 16/09/2019 vade tarihli, 20.000.000,00-TL bedelli bonodan dolayı 15.000.000,00-TL alacağa ilişkin %15 teminat yatırılması koşuluyla ihtiyati haciz kararı verildiği görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından borçlu şirket ve şahıs aleyhine mahkememizin 2019/69 D.İş 2019/67 Karar sayılı 20/09/2019 tarihli ihtiyati haciz kararına konu bonoya dayanılarak 15.000.000,00-TL asıl alacak, 56.095,89-TL işlemiş faiz, 45.000,00-TL komisyon bedeli alacağı toplamı 15.101.095,89-TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, dosyada fiili haciz yapılmadığı, borçlular adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydına haciz konulduğu, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/731 Esas sayılı dosyasının 27/09/2019 tarihli tensip tutanağına göre borçluların konkordato başvurusu nedeniyle 27/09/2019 tarihinden itibaren geçici mühlet verildiği bu kapsamda borçluların başvurusu üzerine icra müdürlüğünün 04/10/2019 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Talep İİK’nın 265. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararına itirazdır. İİK’nın 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin sınırlı olarak sayılmış olup, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihi itibariyle 7 gün içerisinde mahkemesine müracaat ile itiraz edebilir. İİK 265. madde dördüncü cümlede ihtiyati hacze itiraz edenin dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecbur olduğu belirtilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden hakkında fiili haciz uygulanmadığından ve kaydi hacizlere ilişkin borçlu tarafa tebliğ yapılmadığından ihtiyati hacze itirazın süresinde yapıldığı kabul edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde alacağın rehinle temin edildiğinden bahisle ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş olup, ihtiyati haczin dayanağının bono olduğu ve alacağın rehinle temin edildiğine ilişkin tapu kayıtları dosyaya sunulmuş ve kayıtlara göre alacaklı taraf lehine ipotek tesisi bulunsa da söz konusu ipoteğin ihtiyati hacze konu bonodan doğan alacağa ilişkin verilip verilmediği belirsiz olup ayrıca ihtiyati hacze konu bononun iddia edildiği gibi taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa karşı teminat olarak verildiğine dair itiraz dilekçesi ekinde belge ve delil bulunmadığından, ihtiyati hacze konu bonodan kaynaklanan alacağın rehinle temin edildiği hususu sabit olmadığından ve bononun vade tarihi nazara alındığında alacağın muaccel olduğu anlaşılmakla ihtiyati haciz kararı verilmesine engel bir neden olmadığından ve ihtiyati haciz kararının yasada belirtilen koşullara uygun olmasından dolayı…”gerekçesi ile, İhtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince 14.11.2019 tarihinde verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, İhtiyati haciz şartlarının İİK. Madde 257 görüldüğü üzere ihtiyati haciz için ön koşullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş olduğunu, Ancak alacaklı … A.Ş. lehine bir kısım gayrimenkullari üzerine ipotek şerh edildiğini, yani alacağın rehinle teminat altına alındığını, bu sebeple söz konusu ihtiyati haciz talebi kötü niyetli olup, bu talebin kabul edilmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkilleri hakkında ihtiyati haciz kararı alınamayacağı ortada olduğundan işbu kararının iptal edilmesi gerektiğini, ( Yargıtay 11. HD. E. 2017/2677 K. 2017/4276 T.12.9.2017) İİK 45. maddesine göre alacağa yetecek miktarda rehin ile teminat sağlanmış olduğundan ihtiyati haciz yoluna başvurulamadığı, burada borçlular tarafından verilen ipoteğin bizzat asıl borcun teminatını teşkil ettiğini, Takibe konu belge taraflar arasında ki hukuki ilişkinin teminatı için verilmiş olup, kambiyo senedi vasfını haiz olmadığından genel kredi sözleşmesi ekinde teminat senedi vasfını taşıyan belge boş olarak sözleşmenin ekine koyulmuş olup, kambiyo senetleri vasfının taşımamaktayken bu belgenin tek taraflı şekilde doldurulduğunu, buna ilişkin olarak alınan ihtiyati haciz kararının haksız ve hukuka aykırı olarak verildiğini, söz konusu takibin iptaline ve teminat senedine dair itiraza ilişkin olarak İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/742 E. sayılı dava açıldığını, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağa karşı teminat olarak verildiği ve alacak rehinle temin edildiğinden işbu alacağa ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan iptali gerektiğini, itiraz dilekçesi ekinde davacı banka ile borçlular arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi ve banka kayıtlarının sunulduğunu, İhtiyati haciz şartlarına ilişkin olarak İİK 257. maddesinde İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde verilmiş olan ihtiyati haciz başvurusunun bu şartları taşımadığı açık olduğundan verilmiş olan kararın iptali gerektiğini, Yukarıda açıklanan sebeplerle ihtiyati hacze konu belge ile ilgili eksik inceleme neticesinde karar verilmiş olduğunu, bu belgenin asıl borcun karşılığını göstermediğini ve esasen borcun kredi sözleşmesinden kaynaklandığının bu şartlar altında alacağa ilişkin olarak teminat söz konusuyken işbu yola başvurulmuş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ek kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/69 D.iş 2019/67 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonoya dayalı alacağa istinaden verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Alacaklı banka vekili, davalıların keşideci ve aval veren olarak imzaladıkları bonodan dolayı alacaklı olduklarını, bononun vadesi gelmesine rağmen borcun ödenmediğini belirterek borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talep kabul edilerek teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Borçlular verilen ihtiyati haciz kararına itiraz etmişler mahkemece yapılan duruşma sonunda itirazın reddine karar verilmiştir. İİK 265/1. Maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak belirtilmiştir. Madde de öngörülen sebepler dışında bir sebeple ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz edenlerin itirazlarında belirttikleri, ihtiyati haciz dayanağı bononun kambiyo senedi vasfında olmadığı, teminat olarak verildiği, bononun genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği, genel kredi sözleşmesi gereğince doğacak borçlara karşılık ipotek verildiği alacağın ipotekle teminat altına alındığı yönündeki itirazları yönünden, dayanak bononun teminat olarak verildiğine ilişkin bir belge sunulmamıştır, incelenen bonoda teminat olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi bono vasfına haizdir. Bonoya dayalı alacak rehinle teminat altına alınmış olsa bile İİK 167. Maddesine göre alacaklı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmadan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapabilecektir. Bu yöne ilişkin itirazları yerinde değildir. Bononun boş olarak imzalandığı sonradan doldurulduğu itirazı ise İİK 265. maddede öngörülen itiraz sebeplerinden olmayıp ancak yargılama sonucunda tespit edilebilecek husustur. İtiraz edenlerin diğer itiraz sebepleri İİK 265. maddede öngörülen itiraz sebeplerinden değildir. Bu nedenle, borçluların istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin istinaf edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/02/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.