Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/799 E. 2020/780 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/799 Esas
KARAR NO : 2020/780 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME :İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH :09/03/2020
DOSYA NUMARASI : 2020/72 Esas
TALEP: İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … San. Tic. Ltd. Şti.nin İstanbul Ticaret Odasına … sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, (eski ünvanı …. San. Tic. Ltd. Şti.) müvekkilinin, davalının … Bankası A.Ş. – Altıntepe Şubesi’nden kullanmış olduğu 29/04/2015 tarih ve … seri numaralı 7.500.000,00- TL tutarlı krediye kefil olduğunu, müşterek borçlu sıfatının olmadığını, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından davalını borçlusu olduğu kredi sözleşmesine istinaden taksitler halinde toplam 5.916.915,30 TL.kredi bedeli ödendiğini, bu bedelin müvekkiline ödenmesi için davalı tarafa Kadıköy ….Noterliğinin 28/10/2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının bu ihtara cevap vermediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini iddia ederek davanın kabulüne, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı tarafın araç, gayrımenkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten hazcine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 09/03/2020 tarih ve 2020/72 Esas sayılı ara kararı ile; “Davacı tarafından iddiasını ispata yarar belge sunulamadığından, koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İhtiyati haciz, İİK’nin 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup mahkemenin de malûmu olduğu üzere: ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının, alacağı ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek deliller göstermesinin gerektiğini, buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat olmayıp mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesinin yeterli olduğunu, mahkeme, ihtiyati haciz isteyenin alacağının rehinle temin edilmemiş ve muaccel olduğu kanısına varırsa borçlunun mallarına ihtiyati haciz konulmasına karar verildiğini, ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2016 tarih ve 2016/1984 E. – 10631 K. )Mahkemenin ispat sınırını aşan bir alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verebilmesi için alacaklının bir senet, sözleşme veya hiç değilse yazılı delil başlangıcı niteliğinde yazılı bir belge sunmasının gerektiğini, davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde 29/04/2015 tarih ve … seri numaralı 7.500.000,00- TL tutarlı genel kredi sözleşmesi, kredi ödeme dekontları, Kadıköy …. Noterliği’nin 27/10/2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ve tebellüğ şerhi ibraz edildiğini, rehinle temin edilmemiş ve muaccel olan alacak için sunulan delillerin kanunda belirtilen ve Yargıtay’ın istikrarlı bir biçimde içtihat edilen kararlarında aradığı ve yeterli bulduğu “yaklaşık ispat” koşulunu karşıladığının açık olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19/02/2018 tarih ve 2016/18235 E. 2018/731 K.) Yargıtay’ın müstekâr içtihatları uyarınca davacının kanaatince yaklaşık ispat külfetinin yerine getirildiğini, olup müvekkilinin alacağı muaccel olduğu gibi gibi hiçbir teminata da bağlı olmadığını, öte yandan davacı tarafça bilindiği kadarıyla davalı adına kayıtlı sadece ve sadece müvekkili şirketin kredilerini ödediği Kocaeli İli, Kandıra İlçesinde bir adet otel nitelikli gayrimenkulünün bulunduğunu, dava neticesinde müvekkili şirket lehine Daireniz tarafından bir hüküm kurulur ise işbu hükmün yerine getirilmesi de Anayasa m.36 ve AİHS m.6’da hükme bağlanan “âdil yargılanma hakkı” kapsamında olacağını, Avrupa İnsan Mahkemesi kararlarına göre yargılama sonucu verilecek hükmün yerine getirilmesi de, âdil yargılanma hakkının başat enstrümanlarından olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, davalı asıl borçlu ile dava dışı …Bankası A.Ş. Arasında imzalanan GKS. ni müteselsil kefil olarak imzalayan davacının kredi borcunu bankaya ödediği iddiasıyla ödenen miktarın asıl kredi borçlusundan tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olup talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Mahkemece, davacı tarafından iddiasını ispata yarar belge sunulmadığından, koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır. Maddeye göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Somut olayda, davacı tarafça bir takım banka dekontları sunulmuş olup bu ödemelerin GKS. Uyarınca davalı borçlu şirketin kredi borcuna yönelik yapıldığının tüm dekontlarda açık olmadığı, alacağın varlığına ilişkin olarak yaklaşık ispata yeterli delil sunulmamış olup ayrıca davalı vekilinin cevap dilekçesindeki savunmaları (…Huzurdaki dava ikame edilmeden önce taraflar arasında ticari uyuşmazlıklar ve anlaşmazlıklar söz konusu olduğu, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar yargıya taşındığı için bu anlaşmazlıklara konu davaların ve savcılıkların sona erdirilmesi amacıyla taraflar arasında sulh sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme uyarınca davacı ”… Bankasına olan krediden kaynaklı ipotek borcunun tek muhatabının davacı şirket olduğunu, kredi ödemelerini yapmayı kabul ve taahhüt ile taraflarını ibra ettiklerini” beyanla sulh sözleşmesinin imza altına alındığına yönelik beyanları içerir cevap dilekçesi ve ekindeki sulh sözleşmesi başlıklı belge) gözetildiğinde talep yargılamayı gerektirmektedir. Mahkemece de değişen durum ve koşullar olması halinde talep üzerine her zaman geçici hukuki koruma tedbirlerine karar verilmesi imkanı bulunmaktadır.Sonuç itibariyle, uyuşmazlığı çözümleyecek olan mahkemenin takdirine ve gerekçesine davanın bulunduğu aşamaya göre ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL. istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.