Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/79 E. 2020/198 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/79 Esas
KARAR NO: 2020/198 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 14/10/2019
DOSYA NUMARASI: 2019/669 Esas (Derdest Dava Dosyası)
DAVA: Tespit
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin ürettiği ve piyasaya sürdüğü motosiklet lastiği ürünlerin davacı şirketin ürünleri ile benzerlik içerdiğini, davalı şirkete ait taklit ve tecavüz mahsulü ürünler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 14/10/2019 tarih ve 2019/669 Esas (Derdest Dava Dosyası) sayılı ara kararında; “…Davacı taraf bir kısım fotokopi belgeler, renksiz resimler ve bilgiler sunulmuş, davalının veya davacının ürünlerinin benzerliği, taklit durumu, tescil durumu gibi bilgi ve belgelerin sunulmadığı görülmüştür. Bu haliyle tedbir konusunun yargılamayı gerektirmesi ve mevcut delil durumu itibariyle tedbir uygulanmasını gerektiren bir durum tespit edilememesi nedeniyle tedbir talebinin reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile; Davacı tarafın, dava konusu ürünlere ve davalının üretim araçlarına tedbir uygulanması talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince 14.10.2019 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir taleplerinin haksız şekilde reddine kararın verildiğini, Müvekkili şirketin ürünleri ile davaya konu taklit ve tecavüz mahsulü ürünler aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, Müvekkili şirketin özgün tasarım mahsulü aslı ile taklit ve tecavüz mahsulü ürün aslı karşılaştırıldığında; Her iki ürünün kullanım alanının motor lastiği olduğu, Her iki ürünün de lastik olarak kullanıldığı, Her iki ürünün de aynı kategoride olduğu, Her iki üründe de aynı renkte olduğu, Her iki ürünün de aynı desen ölçümlerine ve birebir aynı desen ve tasarıma sahip olduğunu ve sair birçok benzerlik açıkça görüldüğünü, Ürünler incelendiğinde de açıkça görüleceği üzere, davalı şirket tarafından üretilen/satışa sunulan davaya konu ürünler; müvekkili şirketin özgün tasarım mahsulü ürününe gerek görsel, gerek işlevsel ve gerekse de ürün yapımında kullanılan materyal bakımından aynı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, dolayısıyla davalı şirket, müvekkili şirketin endüstriyel tasarım hakkına aykırı olarak ürünleri birebir taklit ettiğini, Ayrıca davalı şirket http://www…com/… internet sitesinde taklit ve tecavüz mahsulü ürünlerin satışının gerçekleştirildiğini, bu hususa ilişkin Beyoğlu … Noterliği 31.10.2019 tarih … Yevmiye No’lu e-tespit tutanağının aslı ve taklit tecavüz mahsulü ürünlerin sitede 15.01.2019 tarihinden beri satıldığını gösteren araştırma görsellerinin yerel mahkemeye sunulduğunu, Davalı şirketin eylemlerinden dolayı müvekkili şirket zarara uğradığını ve zarara uğramaya devam ettiğini, Bu nedenle davalı şirkete ait taklit ve tecavüz mahsulü ürünler hakkında yerel mahkemece verilen karar kaldırılarak; takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ihtiyati tedbir kararının verilen karar kesinleşinceye kadar devamına, işbu ürünlere ve bu ürünlere ilişkin etiket, katalog, broşür, ambalaj dahil her türlü tanıtım evrakının toplatılmasına, el konulmasına, imhasına, satışının yapılmamasına, piyasaya sürülmemesine, tanıtımının yapılmamasına işin müstaceliyetine binaen davalı şirkete önce tebligat yapılmaksızın dosyada mübrez deliller çerçevesinde tecavüz ve haksız fiil mahsulü ürünler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, işbu ürünlere el konulmasına ve bunların yediemine tevdi edilmesine, karar kesinleşinceye kadar bu malların yedieminde muhafazasına, ayrıca davalı şirkete ait http://www…com/… internet adresinde yer alan tanıtımların da kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Davalı şirketin eylemleri, müvekkili şirketin TTK’dan doğan haklarına açıkça tecavüz ettiğini, müvekkili şirketin telafisi güç/imkansız zararları ortaya çıktığını, bu nedenle yerel mahkemece verilen haksız kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, Davalı şirketin haksız rekabete konu eylemleri müvekkili şirketin telafisi güç/imkansız zarara uğramasına neden olduğunu, İhtiyati tedbir müessesesi bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla tanzim edildiğini, nitekim TTK’nın 61. maddesinde hak sahibinin yetkilerine tecavüz oluşturulması halinde, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir talep edilebileceği hükmünün düzenlendiğini, Yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi haksız ve hukuka aykırı olup yerel mahkemece verilen bu kararın kaldırılmasının gerektiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi 14/10/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin haksız kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası olup, istinaf açısından uyuşmazlık davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı, mahkemece talebin reddine dair verilen kararın dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasındadır. Davacı dava dilekçesi ile; davalı şirketin ürettiği ve piyasaya sürdüğü motosiklet lastiği ürünlerin davacı şirketin ürünleri ile benzerlik içerdiğini, davalı şirkete ait taklit ve tecavüz mahsulü ürünler hakkında ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesi ve durdurulmasına, taklit ve tecavüz mahsülü ürünlerin piyasadan toplanmasına, bu mihvalde gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Eldeki davada, öncelikle davacının iddialarına dayanak gösterdiği olguların haksız rekabet, rekabet yasağına aykırılık oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Haksız rekabet TTK 54 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, TTK m.61 “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve( c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun( mülga) ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, atıf yaptığı mülga HUMK yerine yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinde, ihtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır (HMK. m.390/3) ispat ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Hakim, geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir yasada koruyucu önlem niteliğinde olup, mahkemece talep tarihi itibariyle değerlendirme yapılmış ve bu durum gerekçeli ara kararda da açıklanmıştır. Mahkemenin ret gerekçesinde belirtildiği üzere davacının iddiasının yargılama gerektirdiği, mübrez deliller ile bu aşamada yaklaşık ispatın yerine getirilemediği ve değişen koşullara göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği görülmekle, davanın esasını çözecek olan mahkemenin tedbir talebinin reddine yönelik verilen kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.