Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/781 E. 2020/915 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/781
KARAR NO: 2020/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/1236 Esas – 2020/59 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 21/09/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Çukurambar Ankara Kurumsal Şubesi tarafından dava dışı …Ltd.Şti.ile 09/07/2012 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca davalı muhatap firmaya hitaben 01/06/2016 tarihli 238.800 USD bedelli; 01/12/2016 tarihine kadar süreli olmak kaydıyla süreli avans teminat mektubu düzenlenip verildiğini, teminat mektubunun süresinin aynı koşullarla lehtar ve muhatabın talebi doğrultusunda uzatıldığını, davalının 15/12/2016 tarihli tazmin yazısı uyarınca 16/12/2016 tarihinde mektup bedelinin tazmin edildiğini, teminat mektubundaki lehtar firma durumunda bulunan dava dışı …Ltd.Şti.tarafından mektup konusu işin avans kısmının tamamlandığı ve muhatap davalının mektup konusu işle ilgili alacağının bulunmadığını ifade etmesiyle teminat mektubunun haksız olarak tazmin edildiğinin anlaşıldığını ve davalıya ihtarname gönderilerek haksız tazmin edilen tutarın iadesinin istendiğini, ancak davalı tarafın olumsuz cevap verdiğini belirterek, teminat mektubu tutarının tazmin tarihindeki karşılığı olarak 841.053,60 TL.nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tazmin tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …Ltd.Şti.ile müvekkili arasındaki sözleşme hükmü uyarınca dava dışı firmanın davacı banka nezdindeki hesabına 238.800,00 USD.nin 22/06/2016 tarihinde transfer edildiğini, dava dışı firmanın sözleşme gereği üstlendiği edimi yerine getirmediğinin davacı banka tarafından düzenlenen avans teminat mektubu başlıklı belge ile sabit olduğunu, dava dışı firma tarafından kesin teminat mektubu sunma taahhüdünde bulunulmasına rağmen bu taahhüdüne aykırı olarak davacı banka tarafından avans teminat mektubu özelliğine haiz nakit blokaj karşılığı mektup sunabildiğini, avans teminat mektubu kapsamında garanti edilen rizikonun gerçekleşmediği iddiasına binaen davacının bu davayı açmasının TMK 2.maddesi uyarınca dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğunu, banka teminat mektubu ilişkisinde lehtarın taraf olmadığını ancak bankanın muhataba ödeme yapması halinde bu ödeme nedeniyle başvuracağı kişinin lehtar olduğunu, bu durumda lehtarın yapılan ödemenin haksız ve riskin gerçekleşmediğinden bahisle muhataba rü’cu edebileceğini, davacının husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının alacak talebinin hukuki sebebini açıklaması gerektiğini, davacının dava dışı firma ile müvekkili arasındaki sözleşme içeriğinden haberdar olduğunu, buna rağmen sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil eder nitelikte teminat mektubu düzenlenip dava dışı firmaya teslim edilmesinin banka yönünden güven ve özen yükümlülüğünün ihlali olarak kabulü gerekeceğini, gerek riskin doğmadığı, gerekse muhatabın kötü niyetle tazmin talebinde bulunduğu iddialarının davacı tarafça ispatı gerektiğini, davacının dayandığı noter tespit tutanağının düzenlendiği tarih ile tazmin talebi ve tazmin işleminin yapıldığı tarihler arasında davacı bankanın lehtar şirket ile temasa geçip bilgi alması gerektiğini ve iddia edildiği gibi haksız tazmin durumu söz konusu olsa idi, davacının tazmin talebini reddetmesi gerektiğini, hataya düşmeden hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeden iradi olarak ödemede bulunan bankanın ödediği tutarın iadesini talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/01/2020 tarih ve 2018/1236 Esas – 2020/59 Karar sayılı kararında; ” Davalı ile dava dışı … Ltd. Şti arasında imzalanan mühendislik tedarik ve inşaat sözleşmesi uyarınca, davalının tesis sahibi olarak Erzincan’ın Tercan ilçesine bağlı … mahallinde bulunan taşınmazda fotovoltaik enerji santrali yapımı için proje, tasarım, mühendislik, tedarik, inşaat …işlerini yürütmek üzere dava dışı … Ltd. Şti ile yüklenici sıfatıyla anlaştığı, sözleşmenin 4.1 maddesinde avans ödemesinin kararlaştırıldığı, buna göre maddede belirtilen işler karşılığı, davalının yükleniciye avans ödemesi yapacağı bunun karşılığında yüklenicinin de sözleşmenin yürürlülük tarihinden en geç 10 gün sonra sözleşme bedelinin %20’si oranında koşulsuz bir banka teminat mektubu tesis sahibine (davalıya) vereceği, tesis sahibinin de banka teminat mektubuyla aynı miktardaki avansı yapılacak işler karşılığı yükleniciye ödeyeceği kabul edilmiştir. Davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti arasında 09/07/2012 tarihli kredi sözleşmesi imzalanmış olup yukarıda bahsi geçen sözleşmedeki işi teminen davacı banka tarafından muhatabı davalı olan 01/06/2016 tarih … nolu 238.800,00 USD bedelli süreli avans teminat mektubu düzenlenmiştir. Teminat mektubunda, avans ödemesi olan 238.8000,00 USD’ nin lehdar olan … Ltd. Şti.’ nin davacı bankadaki hesabına alacak kaydedilmesi halinde teminat mektubunun da geçerli olacağı yazılmış olup söz konusu avans ödemesi davalı tarafça yapılmıştır. Davalı yan davacı bankaya gönderdiği 15/12/2016 tarihli tazmin yazısı ile dava dışı lehdar durumundaki … Ltd. Şti’nin yüklenici sıfatıyla sözleşme kapsamında üstlendiği işi ifa etmediğini belirterek teminat mektubuna konu tutarın tümünün ödenmesini talep etmiş, davacı tarafça 16/12/2016’da teminat mektubu bedeli tazmin edilmiştir. Davacı bankanın davalıya hitaben düzenlediği avans teminat mektubu “… yüklenici … Ltd. Şti’nin ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerini yerine getirmek üzere vermek zorunda olduğu avans teminat tutarı 238.800,00 USD … Bankası A.Ş. garanti ettiğinden bu avansın her ne sebep ve surette olursa olsun geri alınmasının gerekmesi halinde protesto çekmeye, hüküm ve adı geçenin iznini almaya gerek kalmaksızın ve adı geçen ile firmamız arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni sonuçları dikkate alınmaksızın yukarıda yazılı tutarı ilk yazılı talebiniz üzerine derhal ve gecikmeksizin firmanıza nakden ve tamamen talep tarihinden ödeme tarihine kadar geçen sürelere ait kanuni faiziyle ödeyeceğimizi banka nam ve hesabına taahhüt ve beyan ederiz” şeklinde düzenlenmiş olup, süresi 01/12/2016 tarihine kadar iken, daha sonra 01/06/2017 tarihine kadar uzatılmıştır. Davalı taraf süresi içinde tazmin talebinde bulunmuştur. Avans teminat mektubunda tazmin için herhangi bir koşul getirilmemiştir. Banka teminat mektupları aksi yönde bir mahkeme kararı veya ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı sürece banka tarafından tazmin talebinde bulunulduğu taktirde tazmin edilmek zorundadır. Davalının talebi üzerine davacı bu yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Davaya konu avans teminat mektubunda tazmin için herhangi bir koşul bulunmamakta olup banka riskin doğup doğmadığını incelemeden muhatabın lehdarın yükümlülüğünü yerine getirmediğini bildiren ilk yazılı talebinde ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bankanın tazmin yükümlülüğünü yerine getirmesinden sonra iade koşullarının oluşmadığı lehdar tarafından ileri sürülerek muhataba karşı dava açılabilir ise de bankanın ödediği tutarın muhatap tarafından haksız olarak tazmin edildiği iddiası ile iadesini talep etme hakkı bulunmadığı … “gerekçesi ile; ” 1-DAVANIN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bir garanti sözleşmesinin esaslı unsuru bir riski garanti olduğundan, risk doğmazsa veya sona ererse bankanın ödeme taahhüdünün, teminat mektubunun garanti sözleşmesi niteliği sonucu sona ereceğini, Asıl borçlu tarafından ileri sürülen ve onun açısından borcu sona erdiren def’iler, risk olayını da sona erdirdiğinden bankanın garanti yükümlülüğünün de son bulduğunu, Bankalarının teminat mektubu düzenleyerek soyut bir borç altına girmediğini, teminat mektubuna konu riskin gerçekleşmesi ve tazmin talebinde bulunulması halinde teminat mektubunda belirtilen limitle sınırlı olmak üzere ödeme yapmakla yükümlü olduğunu, Teminat mektubunda belirtilen riskin gerçekleşmemesi halinde mektubun tazmininin istenemeyeceğini, keza gerçekleşen risk tutarının üzerinde de tazmin talebinde bulunulamayacağını, gerçekleşen risk üzerinde tazmin talebinde bulunulması halinde haksız tazminin söz konusu olacağını ve bu durumda haksız tazmin talebinde bulunan muhatabın haksız olarak tazmin ettirdiği tutarı iade etmekle yükümlü olacağını, Aynı şekilde teminat mektubu konusuna girmeyen bir işlemden kaynaklanan alacağın da teminat mektubunun tazmini sureti ile istenemeyeceğini, kural olarak teminat mektuplarının TBK’ nın 128. maddesinde düzenlenen 3. şahsın fiilini taahhüt niteliğinde olup mektup lehdarı ile muhatabı arasındaki ilişkiler dışında kalan ve bankanın bağımsız bir borç yüklenmesi ilişkisi olduğunu, bankanın teminat mektubu ile belirli ve bağımsız bir riski garanti edeceğini, bu risk gerçekleşirse gerçekleştiği ölçüde sorumlu olacağını, teminat mektubu ile güvence altına alınan riskin gerçekleşmediği durumda bankanın ödeme yapmak zorunda olmadığını, Öte yandan, avans teminat mektubunun nakde çevrilebilmesi için de lehine teminat mektubu verilenin avans borcunun bulunması gerektiğini,Nitekim, Yargıtay kararlarının da iddialarını doğrular nitelikte olduğunu, ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02.11.2017 tarih 2017/1211 E, 2017/3766 K. sayılı kararı – Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2014 Tarih, 2013/16432 E, 2014/18128 K sayılı kararı – Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 21.6.2012 tarih, 2011/2901 E, 2012/4661 K. sayılı kararı – Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ nin 2.4.2012 tarih 2011/4855 E, 2012/2168 K sayılı kararı – Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 7.10.2009 tarih, 2009/11-313 E, 2009/421 K sayılı kararı – Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 04.11.2003 tarih ve 2002/6338 E. 2003/10892 K. sayılı kararı – Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 24.06.2015 tarih ve 2014/16964 E. 2015/9382 K. sayılı Kararı – Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 06.03.2013 Tarih 2012/19784 E. 2013/3723 K. sayılı Kararı ) Yargıtay kararlarıyla da; • Teminat mektubunun soyut borç ikrarını içermeyeceği, • Teminat mektubunun tazmin edilebilmesi için teminat mektubuna konu riskin gerçekleşmiş olması ve muhatabın geçerli bir tazmin talebinde bulunması gerektiği, • Riskin gerçekleşmiş olması durumunda, muhatabın mektup tutarı aşılmamak kaydıyla gerçekleşen risk tutarı kadar tazmin talebinde bulunabileceği, • Teminat mektubuna konu riskin kısmen gerçekleşmesi halinde sadece gerçekleşen risk tutarı kadar tazmin talebinde bulunulabileceği, • Teminat mektubuna konu iş dışındaki iş ve işlemlerden kaynaklanan alacaklar için teminat mektubuna dayanarak tazmin talebinde bulunulamayacağı, • Haksız tazmin talebinde bulunulması durumunda ödemeyi yapan bankanın söz konusu tutarı haksız tazmin talebinde bulunan muhataptan talep edebileceği hususlarının sabit olduğunu, Somut işbu dava konusu olayda teminat mektubuna konu işlemle ilgili olarak noter kanalıyla tespit yapılarak tutanak altına alındığını, Teminat mektubunun lehdar ve muhatabının, teminat mektubunun hangi koşullar altında iade edileceği hususunu sözleşmede kararlaştırdıklarını, Sözleşmede belirtilen iade koşulları oluşmasına rağmen muhatap firmanın (davalı) sözleşme kapsamında alması gereken kesin teminat mektubunu almadığı veya alamadığı ve kesin teminat mektubu kapsamında talep edebileceği zararların oluştuğundan hareketle tazmin yoluna gittiğini, İşbu dava konusu teminat mektubunun avans teminat mektubu olup, kesin teminat mektubu ile fonksiyonlarının aynı olmadığını, davalı muhatabın kesin teminat mektubu ile talep edebileceği olası zararlarını bahane ederek avans teminat mektubunu tazmin etme imkanı bulunmadığını, Muhatabın (davalının) teminat mektubunu tazmin etme hakkı bulunmamasına rağmen tazmin talebinde bulunulduğunu, söz konusu işlemin haksız tazmin olduğunun anlaşılması üzerine haksız tazmin edilen tutarın iadesinin istendiğini, ancak olumsuz yanıt verildiğini, işbu davanın açılmak zorunda kalındığını, müvekkil bankanın işbu davada husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddinin mesnetsiz olup, aksinin kabulü halinde haksız tazmin taleplerine karşı yargı yolunun kapatılmış olacağını belirterek, İstinaf başvurusunun kabulü ile yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı banka tarafından dava dışı … Ltd Şti ile yapılan 09.07.2012 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında muhatap davalıya verilen avans teminat mektubunun haksız olarak tazmin edildiği iddiasından kaynaklanan alacak davasıdır. Davacı vekili, müvekkili bankanın Çukurambar Ankara Kurumsal Şubesi tarafından dava dışı … Ltd.Şti.ile 09/07/2012 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca davalı muhatap firma adına avans teminat mektubu düzenlendiğini, davalının talebi uyarınca mektup bedelinin tazmin edildiğini, teminat mektubundaki lehtar firma durumunda bulunan dava dışı … Ltd.Şti.tarafından mektup konusu işin avans kısmının tamamlandığı ve muhatap davalının mektup konusu işle ilgili alacağının bulunmadığını ifade etmesiyle teminat mektubunun haksız olarak tazmin edildiğinin anlaşıldığını belirterek, teminat mektubu tutarının tazmin tarihindeki karşılığı olarak 841.053,60 TL’nin tazmin tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince, davacı bankanın tazmin yükümlülüğünü yerine getirmesinden sonra iade koşullarının oluşmadığı lehdar tarafından ileri sürülerek muhataba karşı dava açılabilir ise de bankanın ödediği tutarın muhatap tarafından haksız olarak tazmin edildiği iddiası ile iadesini talep etme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda; davalı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında enerji santralı yapımına dair sözleşme (eser) ilişkisi bulunduğu, sözleşme kapsamında davalının dava dışı …’a yapacağı avans ödemelerinin karşılığında davacı bankanın, … Ltd. Şti.’nin edimini yerine getirmemesi durumunda, talep halinde davalı muhataba avans miktarının ödeneceğinin dava konusu avans teminat mektubu ile taahhüt edildiği, bu hali ile taraflar arasında teminat mektubu düzenlenmesine esas garanti sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Avans teminat mektubunun amacı, iş sahibinin işin süresinde bitirilmesi için yükleniciye avans olarak verdiği miktarın geri alınmasını garanti altına almak üzere düzenlenir. Avans karşılığında müteahhidin hiç hakediş düzenlememesi, işi yapmaması gibi durumlarda, teminat mektubu nakde çevrilerek avans verenin alacağına kavuşması sağlanır. Ancak, avans teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiğini iddia ve ispat hakkı bankaya ait olmayıp, eser sözleşmesinin tarafı olan lehtara aittir. Banka, lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan itiraz ve defilere dayanarak ödeme yapmaktan kaçınamaz. Teminat mektubunu düzenleyen banka, muhataba, teminat mektubu bedelini, ilk talep anında ve hiç bir defi ve itiraz ileri sürmeksizin ödemeyi garanti etmiş, kayıtsız ve şartsız ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bu nedenle muhatap ile lehtar arasındaki temel ilişkiye ilişkin defileri ileri süremez. Ancak; teminat mektubu nakde çevrilmeden önce, lehtar tarafından, borcun ödendiğine, muhatabın garanti edilen alacağının sona erdiğine dair delil ibraz edilmişse banka tarafından ödeme yapılmaması gerekir. Bunun dışında, bankanın kendiliğinden lehtarın ileri sürebileceği defi ve itirazları araştırması ve bu nedenle muhataba ödeme yapmaktan kaçınması mümkün değildir. Bu hali ile, davacı bankanın davalı muhataba yaptığı ödeme, avans mektubunun dayanağı olan garanti sözleşme ilişkisine uygun olup, avansın hakedişlerle kapatıldığına dair iddiayı davacı ileri süremeyeceğinden davacının garanti sözleşmesine dayanarak davalıdan bir alacak talep etmesi mümkün değildir. ( Yargıtay 19. HD.’ nin 2016/14309 Esas 2017/2401 Karar sayılı, 23/03/2017 tarihli kararı; Yargıtay 11. HD’nin 2014/9027 E- 2014/15973 K sayılı, 20.10.2014 tarihli kararı) Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan; yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 21/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.