Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/774 E. 2020/661 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/774
KARAR NO: 2020/661
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2020 ( İstinaf Talebinin Reddine Dair Karar )
DOSYA NUMARASI: 2019/524 Esas – 2020/71 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline olan borcunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ikrar ettiğini, davalının kendisine icra takibi başlatıldıktan sonra müvekkilinin hesabına haricen borcun bir kısmını ödediğini, bu durumun davalının borcunu kabul ettiğinin açık bir göstergesi olduğunu, müvekkili ve davalının, dava dışı … A.Ş’nin ortaklarından olduğunu, 2016 senesindeki sermaye artırımı için müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında 06.12.2016 tarihinde 60.000-TL’nin davalı yana cari virman yapıldığını, davalı …’a ortaklar cari hesap virmanı olarak ödenen 60.000-TL (faiz hariç) müvekkilinin sözlü ve yazılı bir çok uyarısına rağmen icra takibi başlatılmadan önce ödenmediğini, 07.05.2018 tarihinde müvekkilinin tüm iyi niyeti ile davalı …’a “ortaklar cari hesap virmanı olarak ödenen 60.000-TL ve yasal faizi olan 7.650,00-TL toplamda 67.650,00-TL’nın 10 gün içinde müvekkili hesabına ödenmesini içerir mail gönderildiğini, herhangi bir dönüş yapmamasına müteakip 18.05.2018 tarihinde, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile cebri icra takibine geçildiğini, takip başlatıldıktan sonra, davalı tarafından müvekkilinin hesabına 67.650-TL ödeme yapıldığını, davalı/borçlunun işbu ödeme ile hem borcunu kabul ettiği hem de borca işlemiş faizi kabul ettiğini, ancak davalı yanın her ne kadar borcun bir kısmını ödemişse de 22.05.2018 tarihli bahse konu icra takibine itiraz dilekçesinde borcun tamamına, takibe, faize ve ferilerine itiraz ettiğini bildirerek icra dosyasına vaki takibe ve borca karşı yapılan itirazın iptaline, alacağın tahsiline; % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ikisinin de gerçek kişi olup, icra takibi konusu ticari bir işlemden kaynaklanmadığını, TTK 4. madde de Ticaret Mahkemeleri’ nde görülecek davaların sayılmış olup, işbu davanın ticari bir nitelik taşımadığını, faiz hesabı yapılırken dahi yasal faiz talep edilmiş olmasının da, davacı tarafından bu bedelin ticari bir alacak olmadığını kabul ettiğinin göstergesi olduğunu bildirerek işbu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 28/01/2020 tarih ve 2019/524 Esas – 2020/71 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davanın icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacının 60.000 TL si asıl alacak olmak üzere toplam 67.767,12 TL nin tahsili bakımından davalı aleyhinde icra takibi yaptığı, alacağın kaynağının 06/12/2016 tarihli 60.000 TL tutarlı cari hesap virman alacağı olarak açıklandığı, tarafların dava dışı … şirketinin ortağı olduğu, virman alacağının da bu ilişki kapsamında doğduğu, davalı yanın borca ve ferilerine itiraz ettiği, böylece takibin durduğu, davacının namına vekili …’ın, davalıya … 2016 Sermaye Arttırım Borcu konulu ve 07/05/2018 tarihinde iletildiği anlaşılan mail ile 67.650,00 TL yi davacının … Bankasındaki hesabına 10 içerisinde ödemesini ihtar ettiği, takibin 18/05/2018 tarihli olduğu, davalının 21/05/2018 tarihinde davacı hesabına 67.650,00 TL ödeme yaptığına ilişkin dekont suretinin dosya kapsamında mevcut olduğu görülmekle, davacının mail yoluyla yaptığı ihtarın davalıyı temerrüde düşürdüğünden bahsedilemeyeceği, davalının buna rağmen ihtar edilen meblağı davacının hesabına yedi günlük sürede ödemiş olduğu, bu nedenle davacının temerrüt faizi isteyemeyeceği ve yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin de reddinin gerektiği kanaatine varılmakla, davacının davasının reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” Davacının davasının REDDİNE, … ” kesin olmak üzere karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, davacı vekilinin istinaf talebi İlk Derece Mahkemesinin 28/02/2020 tarihli kararı ile HMK 346/1 maddesi uyarınca reddedilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/02/2020 tarih ve 2019/524 Esas – 2020/71 Karar sayılı kararı ile; ” Davacı vekili UYAP üzerinden gönderdikleri 27/02/2020 Tarihli istinaf dilekçesi ile Mahkememiz hükmü istinaf edilmiş ise de, dosyanın incelenmesinde kararın KESİN olduğu anlaşılmakla, davacı vekillerinin istinaf taleplerinin REDDİNE … ” karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, ” Davacı vekillerinin 27/02/2020 tarihli istinaf taleplerinin HMK’ nun 346/1. maddesi uyarınca REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, 27.02.2020 tarihli İstinaf başvuru dilekçeleri ile istinaf edilmesi talep edilen hususun eksik inceleme sonucunda verilen ” Kesin Kararın ” kaldırılmasına ilişkin olduğunu, bu kararın incelenmesi için dosyanın istinaf edildiğini, ancak işbu taleplerinin Yerel Mahkemenin 03/03/2020 tarihli kararı ile reddedildiğini, Yerel Mahkemenin 03/03/2020 tarihli kararının istinafına ve işbu karar ile birlikte dosyanın istinaf yolunun açılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, buna göre dosyada bulunan istinaf harcı ve istinaf karar harcının işbu dilekçe için kullanılmasına karar verilmesini de talep ettiklerini, Davalı yana 06.12.2016 tarihinde ortaklar cari hesap virmanı olarak 60.000-TL cari virman yapıldığını, 07.05.2018 tarihinde davalı yana “60.000-TL ve yasal faizi olan 7.650,00-TL ile toplamda 67.650,00-TL’nın 10 gün içinde müvekkili hesabına ödenmesini” içerir mail gönderildiğini, ancak müspet – menfi davalı yandan herhangi bir cevap alınmamasına müteakip 18/05/2018 tarihinde, asıl alacak tutarı 67.762,12-TL olan, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile cebri icra takibine geçildiğini, takip başlatıldıktan 3 gün sonra 21/05/2018 tarihinde davalı yan tarafından müvekkili hesabına 67.650,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davalı yanın bu ödeme ile birlikte icra takibinin fer’ ilerini ödememek adına 22/05/2018 tarihinde bahse konu icra takibine, borcun tamamına ve fer’ ilerine itiraz ettiğini, İşbu sebeple kendileri tarafından 04/06/2018 tarihinde İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/515 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, bahse konu davada harca esas değer olarak 117,12 TL gösterildiğini, zira icra dosyasındaki asıl alacak tutarı olan 67.762,12 TL’ den davalı tarafından ödenen 67.650,00 TL düşülerek geriye kalan asıl alacak tutarı üzerinden harca esas değer gösterildiğini, Her ne kadar harca esas değer 117,12-TL olarak gösterilmişse de işbu itirazın iptali davası ile davalı yandan talep edilenin sadece 117,12-TL bakiye alacak değil aynı zamanda icra dosyasının fer’ileri olan vekalet ücreti alacağı olduğunu, Dosya vekalet ücreti alacağı ve diğer icra dosyası fer’ileriyle birlikte değerlendirilmesi gerekirken Yerel Mahkeme tarafından sadece bakiye alacak kısmı nazara alındığından 6100 Sayılı HMK’ nun 341. maddesi uyarınca İstinaf yoluna başvurma sınırı altında kaldığı düşünülerek kesin karar verildiğini, Zira dosya kapsamı tamamı düşünüldüğünde; dava açıldığı tarihteki icra dosyası kapak hesabının 77.100,66 TL olup ( 67.767,12 TL Asıl alacak + 3.083,40 TL Başvurma Harcı Miktarı +35,90 TL Başvurma Harcı Miktarı + 5.853,29 TL Vekalet Ücreti Miktarı – 3/4 +320,55 TLToplam Faiz Miktarı + 40,40 TLMasraf Miktarı), müvekkil hesabına haricen ödenen 67.650-TL düşüldüğünde 9.450,66-TL dosya bakiye borcu kalmakta olduğunu, kapak hesabı dökümünde her ne kadar vekalet ücreti yasal itiraz süresi içinde ödeneceği ihtimaline binaen 3/4 olarak hesaplanmışsa da dava tarihi itibariyle vekalet ücretinin (4/4) 7.207,29-TL olarak hesaplanması gerektiğini, Öncelikle eksik inceleme sonucunda verilen “Kesin Kararın” kaldırılmasına karar verilerek dosyanın istinaf yolunun açılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, dosya münderecatı incelendiğinde de dosyanın parasal sınırının istinaf yoluna başvurma sınırı altında kalmadığının görüleceğini, Taleplerinin kabul görmesi halinde; Yerel Mahkemenin iş bu dosyayı en başından beri eksik incelediğinin tespit edileceğini, bahse konu dava dosyasının takip açıldıktan sonra avukatın vekalet ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkin olmasına rağmen Yerel Mahkeme tarafından 2018 yılının başından itibaren bu konuya kesinlikle değinilmeden birçok hatalı karar verildiğini, dosyanın davacı tarafından vekalet ücretine ilişkin olarak istinaf edildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ nin 06/05/2019 tarih ve 2019/974 Esas – 2019/1280 Karar sayılı ilamıyla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmış olup, yargılamaya 2019/974 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunduğunu, bu sefer de Yerel Mahkemenin ” davacının mail yoluyla yaptığı ihtarın davalıyı temerrüde düşürdüğünden bahsedilemeyeceği, davalının buna rağmen ihtar edilen meblağı davacının hesabına yedi günlük sürede ödemiş olduğu, bu nedenle davacının temerrüt faizi isteyemeyeceği ve yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin de reddinin gerektiği kanaatine varılmakla, davacının davasının reddine” şekilde hüküm kurulduğunu, Davalı yanın temerrüt faizini kabul etmediği ve bu sebeple talep edilen 117-TL faiz alacağının kabul edilmeyeceği varsayılsa bile, bahse konu dava dosyasında icra dosyasının fer’ilerine ilişkin hiçbir hüküm kurulmadığını, nitekim itirazın iptali davası ile kendilerinden talep edilen vekalet ücreti alacağına ilişkin de hiçbir hüküm kurulmadığını, bahse konu davanın sadece faiz alacağına ilişkinmiş gibi değerlendirilerek eksik inceleme yapıldığını, 18.05.2018 tarihinde, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile cebri icra takibine geçildiğini, takip başlatıldıktan 3 gün sonra 21.05.2018 tarihinde davalı yan tarafından müvekkil hesabına ödeme yapıldığını, HGK’ nun 11.02.2004 tarih, 2004/12-70 Esas – 56 Karar sayılı kararında “ …takibin başlatılmasından sonra borcun ödenmiş olması nedeniyle alacaklının takip yapmasında haklı olduğu gözetilerek, ödeme tarihine kadar işleyen ve ödenmeyen faiz, icra masrafları ve vekalet ücreti yönünden takibini devam ettirebilir.” Açıkça icra dosyasının tamamı ödense dahi takibe icra masrafı, faiz ve vekalet ücreti açısından devam edileceğini karar altına aldığını, sadece Hukuk Genel Kurul kararı değil başkaca birçok Yargıtay Kararı ile de avukatın icra takibini başlatması ile birlikte vekalet ücretine hak kazanacağının karar altına alındığını, Tüm bu sebeplerle; birçok kez eksik inceleme sonucu hatalı karar verilen işbu dosyada, öncelikle 27.02.2020 tarihli İstinaf taleplerinin reddine dair verilen 03.03.2020 tarihli kararın kaldırılması ile 28/01/2020 tarihinde verilen “kesin” karar hükmünün kaldırılarak istinaf yolunun açılmasına, işbu taleplerinin kabul görmesi halinde ise, davalarının kabulüne karar verilerek takibin ödenmeyen bakiye alacak için devamı ile icra masrafı, faiz ve vekalet ücreti gibi sair alacaklar yönünden devamına, % 20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, davanın bakiye alacak olan 117-TL için reddine karar verilmesi halinde ise, davanın kısmen kabulü ile icra dosyasının icra masrafı ve vekalet ücreti gibi sair alacaklar yönünden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıdan alacağı için davalı hakkında 18/05/2018 tarihinde icra takibi yaptığını, davalının takipte talep edilen alacağın bir kısmını 21/05/2018 tarihinde haricen ödediğini, ödeme yapmış olmasına rağmen 22/05/2018 tarihinde takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek, davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş dava değerini 117,12 TL olarak göstererek bu miktar üzerinden harç yatırmıştır.Mahkemece 28/01/2020 tarihli kararla davanın reddine kesin olarak karar verilmiş, davacı iş bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş, bu defa mahkemece 28/02/2020 tarihinde istinaf edilen kararın kesin olduğu bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’ nın 346/1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, davacı vekili iş bu istinaf talebinin reddine kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava itirazın iptali olup, davacı tarafça davalı aleyhine 60.000 TL asıl alacak, 7.767,12.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 67.767,12 TL için takip yapılmış, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu süresinde takibe itiraz ederek takibi durdurmuştur. Bunun üzerine davacı davalının haricen takipte talep edilen alacağın 67.650 TL’ sini ödediğini belirterek kalan 117,12 TL alacağa yönelik itirazın iptali için iş bu davayı açmıştır. Dava dilekçesine göre dava değeri 117,12 TL olup karar tarihi itibarıyla mahkeme kararı HMK’ nın 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesindir. Buna göre mahkemece kesin kararın istinaf talebinin reddine dair 28/02/2020 tarihli kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf talebinin reddine dair karara karşı davacı vekillinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/06/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.