Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/770 E. 2020/649 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/770 Esas
KARAR NO: 2020/649 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2020 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2019/251 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki söz konusu olmakla; davalının müvekkili şirkete faturalar ve ticari defterlerle ve ayrıca dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları mutabakat formu ile 115.495,60 TL borcunun olduğunun sabit olduğunu, davalının üzerine düşen ödemeye ilişkin edimleri yerine getirmediğinin ortada olduğunu, davalı şirketin icra takibine yönelik yapmış olduğu itirazın tek amacının icra takibini durdurmak ve itirazın iptali neticesinde müvekkilinin alacağının tahsilini imkansız hale getirmek olduğunu, karşı tarafın söz konusu borcuna ilişkin mutabık kalmış iken, ödeme yapmayıp sonrasında da icra takibine itiraz etmesinin tamamen müvekkilin alacağına kavuşmasını engellemekten ileri gelmekte olduğunu, hal böyle iken sonrasında işbu sebepler ile müvekkilin alacağının tahsilinin ileride imkansız hale gelmesi ihtimalinin de dikkate alınarak davalı borçlu ile ilgili olarak öncelikle teminatsız olarak, Mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin talebi üzerine Yerel Mahkemenin 05/09/2019 tarihli ara kararı ile; ” … 1- İcra İflas Kanunu’ nun 257. maddesinin 1. fıkrası ve müteakip maddeleri gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenilen borçlu, … ‘nın 115.495,60 TL borcuna yetecek miktarda, yedlerinde bulunan menkul ile gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının haczi caiz olan kısmının İHTİYATEN HACZİNE, 2- İİK’ nın 259/1. maddesine göre İhtiyati haciz isteyen alacaklının ihtiyati haciz talebinde haksız çıktığı taktirde borçlunun, kefilinin ve üçüncü şahısların uğrayacakları zararlarına karşılık olarak borç miktarının % 15 oranında ( 17.324,34 TL ) nakdi teminat yatırmasına veya aynı oranda başka bankadan kesin ve süresiz teminat mektubu sunmasına, 3- Miktar ve çeşidi yukarıda yazılı teminat, mahkeme veznesine depo edildiğinde, teminatın yatırıldığın karara şerh verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili 02/01/2020 tarihli dilekçesi ile; İİK M.265′ e göre yetkisiz mahkemeden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve her nasılsa yetkili İzmir İcra Müdürlüğü’nde bulunan takip dosyasındaki alacağa ilişkin İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/251 Esas sayılı dosyası ile 05/09/2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, müvekkili borçlu şirketin kaçma şüphesinin bulunmadığını, yahut ihtiyati haciz önlemini gerektirecek herhangi bir husus da bulunmadığını, bu şartlar altında yetkisiz mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulünü ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, itirazın iptali davası sonuçlanmaksızın alacaklı/ davacının lehine verilen bu kararın müvekkili ve 3.kişiler nezdinde ileride telafisi imkansız zararlar doğuracak olup ayrıca itirazın iptali davasının ruhuna da aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle yetkisiz mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının ivedilikle kabulüne ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Davalı vekilinin itirazı üzerine Yerel Mahkeme 25/02/2020 tarihli ara kararı ile; ” Mahkememiz 2019/251 Esas 05/09/2019 tarihli ara kararında ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince, İhtiyati haciz kararı gereğince hükmedilen teminatın 06/09/2019 Tarihli … Mektup No’ lu 17.325,00 TL tutarındaki Teminat Mektubu ile tamamlandığı anlaşılmıştır. İhtiyati hacizde hangi mahkemenin yetkili olduğunun 2004 sayılı İİK’nın 258. maddesinin göndermesiyle aynı Kanun’un 50. maddesi gereğince belirlenmesi gerekir. İİK’nın 50. maddesi uyarınca, yetkili mahkeme, HMK’da mahkemelerin yetkisini düzenleyen kurallara göre belirlenir. Buna göre, davalı vekilinin mahkememiz ve icra müdürlüğü yetki itirazında; fatura borcundan kaynaklı alacak TBK:89/1 maddesi uyarınca da bir para borcu olup götürülecek borçlardan olduğu değerlendirilerek alacaklı ikametgah yeri de Şişli/İstanbul olması itibarıyla mahkememizin ve icra müdürlüğünün yetkili olduğu kanaatine varılmış yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındanda anlaşılacağı üzere mahkememizce verilen 05/09/2019 tarihli 2019/251 Esas sayılı ihtiyati haciz kararı dosyasıdaki dava dilekçesine ekli bulunan fatura ve sunulan ödeme yapmadığına ilişkin kayıtlı belgeler dikkate alındığından verilen ihtiyati haciz kararının yerinde olduğu yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği itiraz edenlerin ileri sürdüğü sebeplerin yerinde görülmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz kararının vaki itirazın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-İhtiyati hacze itirazın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Öncelikle davacı/Alacaklı …- … tarafından müvekkili … İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine müvekkil şirket tarafından yetkiye, borca, ana paraya, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini, tüm bu itirazları incelendiğinde asılsız iddialardan ibaret olmayacağının görüleceğini, davacı/ alacaklı tarafından yetki itirazlarının kabul edildiğini ve takibin yetkili olan İzmir … İcra Müdürlüğü’ ne gönderilerek … Esas sayılı dosya olarak açıldığını, yetki itirazının davacı tarafça da kabul edildiğinin icra dosya münderecatında da mevcut olup, davacı tarafça, dava dilekçesinde de açıkça beyan edildiğini, İcra dosyasının yetkili İzmir icra müdürlüğünde gönderilmesine rağmen, davacı tarafından usul ve yasaya aykırı şekilde İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde 2019/251 Esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını ve ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ise 05.09.2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini ve yasal süresinde söz konusu ihtiyati haciz kararına kanunda sayılı ve açıklanacak sebeplerle itiraz edilmişse de, 25.02.2020 tarihli ara karar ile yerel mahkemenin itirazlarının reddine karar verdiğini, işbu kararın usul ve yasaya ayrıca yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olması sebebi ile istinaf zarureti hasıl olduğunu, İİK.m.265e aykırı şekilde davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin kabul edildiğini ve işbu ihtiyati hacze itirazlarının reddedildiğini, kanunun emredici madde metnine göre ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin açıkça yetkisiz olduğunu, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin kararında, İİK’ nın 50. maddesi uyarınca, yetkili mahkeme HMKya göre düzenlenecektir derken, TBK.m.89/1 sayılı maddesine atıf yaparak; fatura borcunun para borcu olduğu ve götürülecek borçlardan olduğundan bahisle alacaklının bulunduğu yerde dava açılabileceği ve ihtiyati haciz kararı verileceğinin beyan edildiğini, Somut olayın bir para borcu olmadığını, taraflar arasındaki bir ticari alışveriş dolayısı ile oluşmuş bir durum söz konusu olduğunu, bu çerçevede tüm ticari alışverişlerin faturaya dayalı olduğunu, yani kayıt dışı bir ekonomi söz konusu olmayacağından, tarafların ticari alışverişlerini fatura ile belgelendirmekte olduğunu, Uygulamada neredeyse tüm takiplerin faturaya dayalı olarak açılmakta olduğunu, işbu davada takibin bulunduğu yer yetki alanı içerisindeki İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri’ nin yetkili olduğunu, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ihtiyati hacze itirazlarını reddettiği kararın gerekçesine bakıldığında TBK.m. 89/1e dayanmış olup, bunun hatalı bir değerlendirme olduğunu, TBK. madde 89′ a bakıldığında; ” Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” denildiğini, Somut olaydaki borçlar 3. bendde sayılı borçlardan olduğunu, İşbu madde mucibince, kendileri tarafından yetkisiz mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararına itiraz zarureti hasıl olduğunu, bu ihtiyati haciz kararının kabulünün mümkün olmadığını, keza ihtiyati haciz kararının müvekkil şirkete – yetkilisine tebliğ edilmediğini, müvekkil şirket adresinin haciz yapılan adres olmadığı gibi, takip konusu adres de olmadığını, Resmi Ticaret Sicil kayıtları incelendiğinde, müvekkil şirket adresinin “… Mah. … Bulv. No:… Konak/ İZMİR” olduğunun görüleceğini, mahkemenin tensip zaptı, dava dilekçesi, ihtiyati haciz kararının müvekkil şirkete tebliğ edilmemiş olup, yasal süresinde itirazlarını mahkemeye sunduklarını, Sonuç olarak İzmir İcra Müdürlükleri’ nde bulunan bir takibe ilişkin itirazın iptali davasının, icra müdürlüğünün yetki alanı içerisinde bulunan Asliye Ticaret yahut Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dolayısı ile yetkili Mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, İİK’ da itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralının belirlenmediğini, Bu davaların icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabileceğini, yetkileri ancak kanunla düzenlenebileceğini ve itirazın iptali davası için de kanunla bir özel hüküm getirilmediğini, dolayısıyla icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değilse, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılamayacağını, ayrıca icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olmasının, o yerdeki mahkemeyi de yetkili hale getirmeyeceğini, Müvekkil şirket adresi İzmir olmasına rağmen, dava ile ihtiyati haciz kararının İstanbul Mahkemeleri’ nde verildiğini, Müvekkil şirket adresinin İzmir olması sebebi ile, İzmir Mahkemeleri’ nin ihtiyati haciz yönünden ve icra takibi yönünden yetkili olduğu HMK md 6′ ya göre açıkça uygulanması gerekirken, icra dosyasının yetki ve borca itiraz ile İzmir … İcra Müdürlüğü’ nde durmuş olmasına rağmen, alacaklı vekilinin talebi ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde ihtiyat haciz kararı alınmasının hukuken mümkün olmamakla birlikte, kanunun emredici kurallarına da aykırı olduğunu, yetkisiz Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kabulünün de mümkün olmadığını, ( Yargıtay HGK E. 2014/12-681 K. 2016/127 T. ) ( HGK 15/01/2014 T. – 2013/12-476 K ) Tüm açıklamalar doğrultusunda yetkisiz mahkemece verilen ihiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, söz konusu kararın usul, yasa ve Yargıtay ilamlarına aykırı olup, ihtiyati hacze itirazlarının kabulü gerekirken yerel mahkemece reddine karar verildiğini, yasal süresi içerisinde itirazlarını ve istinaf gerekçelerini sunduklarını beyanla; Açıklanan sebepler doğrultusunda, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/251 Esas sayılı dosyasının 25.02.2020 tarihli “ihtiyati hacze itirazın reddi” şeklinde ki ara kararına itiraz ederek, istinaf taleplerinin usulden ve esastan kabulüne karar verilerek, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.Davacı alacaklı, taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişki kapsamında davalı borçlu adına düzenlenen fatura bedellerinden bir kısmının ödenmediğini, bu konuda taraflar arasında hesap mutabakatı yapıldığını, alacağın tahsili için yapılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiş, itirazın iptali davasında şartları oluşmakla davalı borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş, mahkemece ara kararla davacının ihtiyati haciz talebi kabul edilerek davalı borçlu aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmiş, davalı mahkemenin ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair ara kararına yetki yönünden itiraz etmiş, mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonucunda davalının ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmiştir.HMK’nın 390/1 maddesine göre ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. İhtiyati haciz de İİK’da düzenlenmiş geçici hukuki koruma türlerinden biridir. Talep, itirazın iptali davasında verilen ihtiyati hacze yetki yönünden itiraza ilişkin olduğundan ve ihtiyati haciz kararı asıl davada verildiğinden, dava açıldıktan sonra ihtiyati haciz kararı vermeye asıl davanın görüldüğü mahkeme yetkili olduğundan ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosyaya sunulan belgelere göre ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin asıl davanın açıldığı mahkeme olmasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden alınmasın yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/06/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.