Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/704 E. 2021/1392 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/704
KARAR NO: 2021/1392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
DOSYA NUMARASI: 2015/997 Esas 2019/1151 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmeden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN İSTANBUL 16 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2016/233 ESAS – 2017/114 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin, davalı … (…) Genel Müdürlüğünün “Bilgi İşlem Log Yönetimi Sistemi ve Korelasyonu ile Gelişmiş Saldırı Tespit Analiz Sistemi Alımı Mal Alımı” konusunda açmış olduğu … kayıt numaralı ihaleye katıldığını, ihalenin 905.000,00 TRY+ KDV bedelle müvekkiline kaldığını, 03.03.2015 tarihinde de taraflar arasında sözleşme aktedildiğini, müvekkilinin, ihale konusu ürünleri teknik şartname ve sözleşmede belirtildiği şekilde eksiksiz olarak teslim etmiş olmasına rağmen davalının, 10.08.2015 tarihli bildirimiyle işin süresi içinde teknik şartnameye uygun olarak bitirilmediği ve süresi içinde müvekkilince eksikliklerin giderilmesi için ilave süre talebinde de bulunulmadığından bahisle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşme bedeli taraflarına ödenmediği gibi, 54.500 TL bedelli kesin teminat mektuplarının da irat kaydedildiğini, bahse konu sözleşmeye göre; malın teslim süresinin sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 100 (Yüz) takvim günü olduğunu, müvekkilinin de 20.05.2015’te davalıya muayene ve kabul işlemlerinin yapılması için bildirimde bulunduğunu, davalının da 04.06.2015 tarihinde muayene ve kabul komisyonunca inceleme ve kabul işlemlerine başlandığını bildiren dilekçesini gönderdiğini, ancak müvekkiline muayene ve kabul işlemlerinin yapılacağı tarih ve yeri bildirmediğini, Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliğinin 11. Maddesindeki düzenlemesine aykırı hareket edildiğini, hem 5 iş günü şartına riayet edilmeyerek muayene ve kabul işlemlerine 10 gün kadar gecikmeli olarak başlandığını, hem de idare tarafından yüklenicinin bu işlemler için hazır olması gereken yer ve tarihin bildirilmediğini, bu husus davalı idareye bildirilmesine rağmen, müvekkiline herhangi bir geri dönüş yapılmadığını, müvekkilinin yokluğunda inceleme yapıldığını ve sonuç olarak da işin teknik şartname ve sözleşmeye uygun olarak teslim edilmediğini ve sözleşmede belirtilen süre zarfında mal teslimi yapılmaması halinde gerekli işlemlerin yapılacağını bildiren yazının 12.06.2015 tarihinde gönderildiğini, mal tesliminin 20.05.2015 tarihinde yapılmasına karşın idarece yaklaşık 20 gün beklendiğini, bunun nedeninin ise 11.06.2015 tarihinin malın son teslim tarihi olup; davalının bu tarih geçtikten sonra 12.06.2015te bildirimde bulunduğunu, idarenin kötüniyetli davrandığını, müvekkilinin, sözleşme ve teknik şartnamede kapsamındaki tüm işleri süresi içinde ve gereği gibi yerine getirdiğini, bu nedenle sözleşmenin feshinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki; eksik iş olması ihtimalinde dahi idarece gerekli sürenin verilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 34.6. maddesindeki düzenleme gereğince işin tamamlandığı, muayene ve kabul işlemlerinin yapılması için gereğinin yapılmasının bildirildiği tarihten, incelemenin bittiği ve işin teknik şartname ve sözleşmeye uygun olarak teslim edilmediğinin bildirildiği tarihe kadar olan zamanda (20.05.2015-11.06.2015) 100 günlük malın teslimi için gerekli olan sürenin işlemediğini, bu durumda işin teslim edilmesi için son günün 03.07.2015 olduğunu, buna rağmen süre taleplerinin reddedilerek sözleşmenin feshedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 4735 sayılı kanunun 26. maddesi uyarınca müvekkili ve müvekkili şirket yetkilisi hakkında ihale yasağı kararı alındığını, bu kararın kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili mercilere bildirilmesinin söz konusu olduğunu belirterek, öncelikle; kamu ihale kurumu ve ilgili mercilere bildirim yapılmaması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, sözleşmenin haksız olarak fesh edildiğinin tespitine, irat olarak kaydedilen teminat miktarı olan 54.500 TLnin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olan müvekkilinin sözleşme bedeline hak kazandığının tespiti ile şimdilik 45.600 TL sözleşme bedelinin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 06.01.2015 tarihinde ihalesi yapılan. … İKN’li ” Bilgi işlem Log Yönetim Sistemi ve Korelasyonu ile Gelişmiş Saldırı Tespit ve Analiz Sistemi” alımı işinin KDV hariç 905.000,00 TL bedel ile davacı şirketten teminine karar verildiğini, firma tarafından işin yürütülmesine dair işlemlere ve kurulumlara 16.03.2015 tarihinde başlanıldığını, yüklenici firma ile kurumları arasında sözleşme imzalandıktan iş bitimine kadar olan süre içerisinde yapılan çalışmaların yüklenici firmaya tevdi edilen 28.08.2015 tarihli yazı ekinde yer alan iş süreci raporunda da tüm ayrıntılarıyla anlatıldığını, 25.05.2015 tarihinde başlayan ve firmanın fiili olarak iştirak ettiği muayene ve kabul işlemlerinde işin teknik şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak tamamlanamadığının tespit edildiğini, işin teslim süresi olan 11.06.2015 tarihinde bitirilmemesi ve teknik şartnameye uygun olarak gerçekleştirilmemesi sebebiyle muayene ve kabul komisyonunun tespit ettiği eksikliklerin tutanak haline getirilerek 12.06.2015 tarihli yazının yüklenici firmaya tevdi edildiğini, yüklenicinin muayene ve kabul komisyonu hakkında yaptığı itirazın tamamen yersiz ve usule aykırı olduğunu, firmanın eksikliklerin giderilmesi yönünde hiçbir çalışma yapmadığını, kabul komisyonunun değiştirilmesi yönünde yasal süresi içerisinde herhangi bir talepte bulunmadığını, işi gerçekleştirdiğini beyan etmesinin sadece firmayı bağladığını, firma tarafından kabul komisyonunun tespit ettiği eksikliklerin kabul edilmediğine dair 30.06.2015 tarihli yazının gönderilmesi üzerine güvenlik grubu uzman personeli, muayene kabul komisyonu ve daire yöneticileri tarafından teknik şartnamede eksik görülen hususların teknik inceleme tutanağı haline getirildiğini ve eksikliklerin giderilmesi yönünde 14.07.2015 tarihli yazı ile yüklenici firmaya tevdi edildiğini, tutanaktan da görüleceği üzere işin teknik şartname ve sözleşme hükümleri çerçevesinde tamamlanamadığının açıkça görüldüğünü, 30.07.2015 tarihli yönetim kurulu kararı ile sözleşmenin feshedildiğini, işin eksik olması ihtimalinde yüklenici firmaya gerekli sürenin verilmediği iddiasının da doğru olmadığını, yüklenici firma tarafından muayene kabulü raporunda eksikliği zikredilen hususların ikmal için herhangi bir şekilde süre talebinde bulunulmadığını, idarenin kötüniyetli davrandığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkili idarenin işlemlerinin yürürlükteki mevzuata sözleşme hükümlerine ve hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 16 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2016/233 ESAS SAYILI DOSYASI Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili idarece 06.01.2015 tarihinde ihalesi yapılan. … İKN’li ” Bilgi işlem Log Yönetim Sistemi ve Korelasyonu ile Gelişmiş Saldırı Tespit ve Analiz Sistemi” alımı işinin KDV hariç 905.000,00 TL bedel ile … Ltd.Şti.’den teminine karar verildiğini, firma ile 03.03.2015 tarihinde sözleşme imzalanarak sözleşmenin 10. maddesinde teslimat süresi 100 takvim günü olarak belirlendiğini, işin teslim süresinin 11.06.2015 tarihinde bitmesi, süresi içerisinde teknik şartnameye uygun olarak gerçekleştirilememesi sebebi ile Muayene ve Kabul Komisyonunun tespit ettiği eksikliklerin tutanak haline getirilen 12.06.2015 tarih ve 302253 sayılı yazı ile yüklenici firmaya tevdi edildiğini, … Ltd.Şti firmasının yükümlülüklerini yerine getirememesi sebebi ile 4735 sayılı Kamu İhale Kanunun 20.maddesinde yer alan İlgili kanun ve sözleşmenin 34. ve 35. inci maddelerine istinaden sözleşmenin fesih edilmesi için 30.07.2015 tarihli yazı ile Yönetim Kuruluna havale edildiğini, 30.07.2015 tarih ve 2015/535 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile sözleşmenin feshedildiğini, yüklenici davalı şirket ile müvekkili İdare arasında imzalanan mal alım sözleşmesinin 36.2 maddesi gereğince; “4735 Sayılı Kanunun 19, 20 ve 21. maddelerine göre sözleşmenin feshedilmesi halinde kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar alındığı tarihten gelir kaydedileceği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünce yayınlanan aylık toptan eşya fiyat endeksine göre güncellenir. Güncellenen tutar ile kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tutarı arasındaki fark yükleniciden tahsil edilir.” hükmünde olup TEFE endeksine göre 1.355,91-TL teminat güncelleme farkı hesaplandığını, sözkonusu teminat güncelleme farkı bedelinin ödenmesi için davalıya ihtarname gönderilmişse de dava konusu bedelin davalı tarafından bugüne kadar ödenmediğini belirterek; teminatın alındığı tarih ile irat kaydedildiği tarih arasındaki güncelleme farkı tutarı olan 1.355,91-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkili ile davacı arasında 03/03/2015 tarihinde sözleşme akdedildiğini, davacı usul ve yasaya aykırı işlemlerle müvekkinin haklarını kullanmasını engellemiş ise de müvekkilinin ihale konusu ürünleri teknik şartmane ve sözleşme de belirtildiği şekilde eksiksiz olarak teslim ettiğini, buna rağmen sözleşme bedeli ödenmediği gibi 54.500,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun da haksız olarak irat kaydedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 16 ATM’nin 2016/233 Esas sayılı dava dosyası, mahkemenin 22/02/2017 tarih ve 2017/114 Karar sayılı kararı ile, işbu İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/997 Esas 2019/1151 Karar sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/12/2019 tarih ve 2015/997 Esas – 2019/1151 Karar sayılı kararı ile; ” ….Asıl dava dosyasında; 28/10/2019 tarihli 3.bilirkişi raporunda ayrıntısı ile açıklandığı üzere; 03.03.2015 tarihli sözleşmenin 2.1.4 , 2.1.19, 2.3.12 maddelerinde tanımlanan iş nedeniyle taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu,sözleşmenin diğer maddelerinde tanımlanan işin dışında kalan işlerin … tarafından kabul edildiği Sözleşmenin 2.1.4 , 2.1.19, 2.3.12 maddeleri tek tek incelendiğinde davalı …nin yazılımdan beklentisi olan ve sözleşmenin haklı feshi için gerekçe gösterdiği hususların teknik şartnamede açıkca gösterilmeyen ayrıntılar olduğu, … nin teknik şartnamede detaylandırarak yazmadığı hususlar nedeniyle ayıp/ eksik iddiasında bulunmasının mümkün olamayacağı, kaldı ki davacı tarafça yapılacak iş ve hizmetin yazılım DEMO sunun … ye verildiği, yazılım DEMO sunun kabul edildiği, ihtirazi kayıtla itirazda bulunulmadığı, Bu haliyle 25/05/2015 tarihli tutanakta belirlenen ve teknik şartnameye, sözleşme hükümlerine uygun olan işin kabulü gerekeceği anlaşılmıştır. … nin eksik/ayıp iddiası ile sözleşmeyi feshetmesi haksız bulunmuştur.Tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği, buna göre davalı … tarafından ödenmeyen bakiye ihale bedeli 1.068.900,00 TL miktarında davacının alacaklı olduğu, davalı … tarafından 54.500,00 TL teminatın irat olarak kaydedildiği anlaşılmıştır. Davacı talebi doğrultusunda; Mahkememizce sözleşmenin haksız olarak fesih edildiğinin tespitine, İrat olarak kaydedilen 54.500 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının sözleşme bedeline hak kazandığının tespiti ile dava dilekçesi ile istenen 46.500,00 TL sözleşme bedelinin dava tarihi 16/10/2015 den itibaren ticari avans faiziyle, ıslah dilekçesiyle artırılan 1.022.400,00 TL nin ıslah tarihi 25/12/2017 den itibaren ticari avans faiziyle, davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Birleşen davada; Davacı …nin sözleşmeyi feshinin haksız olduğu sabit bulunmuştur.Bu nedenle davacı teminatları irat kaydedemeyecektir. Sonuçta teminatın alındığı tarih ile irat kaydedildiği tarih arasındaki güncelleme farkınıda isteyemeceği anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Asıl dava 2015/997 Esas sayılı dava dosyasında a-Sözleşmenin haksız olarak fesih edildiğinin tespitine b-İrat olarak kaydedilen 54.500 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının sözleşme bedeline hak kazandığının tespiti ile 46.500 TL sözleşme bedelinin dava tarihi 16/10/2015 den itibaren ticari avans faiziyle, 1.022.400,00 TL nin ıslah tarihi 25/12/2017 den itibaren ticari avans faiziyle, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, … 2-Birleşen İstanbul 16 ATM nin 2016/233-2017/114 karar sayılı dava dosyası a-Sabit olmayan davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, asıl do… GENEL MÜD. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl davada davalı – birleşen davada davacı … GENEL MÜD. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl dosyaya ibraz ettiği dava dilekçesi ile birleşen dosyaya ibraz ettiği dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, ilaveten; mahkemece verilen karara dayanak olan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, yargılama sırasında ve bilirkişi incelemesinde cevap ve itirazları hakkında yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, son bilirkişi raporuna itiraz etmelerine rağmen yeniden bilirkişi incelemesi yapılmadan ve ek rapor alınmadan karar verildiğini, Müvekkili idare Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’nın bilirkişi raporuna itiraz ile ilgili karşı görüşünün belirtildiği yazıya göre; İhale Teknik Şartnamesinde kabulü yapılmayan maddelerde geçen raporlama, korelasyon ve güvenlik zekası konularının başlık niteliğinde kalmadığını, şartnamede alarm ve korelasyonla ilgili maddelerin bulunduğunu, (Örneğin, teknik şartnamenin 2.3.12. Maddesi). İş süreci öncesi ve esnasında log alınacak sistemlerin ve yapılacak korelasyonların detaylarının belirtildiğini, yazılım ürününün kalitesi, kapsamı, performansı ve mevcut 3. Parti sistemlerle entegrasyonunun şartname maddelerinde belirtildiğini, teknik şartnamenin 2.1.1 maddesinde log toplanacak kaynak sayısı, 2.1.5 maddesinde log toplama kapasitesi, 2.1.6 maddesinde saniyede işleyebileceği log miktarının belirtildiğini, Teknik şartnamenin 2.6 maddesinin altında toplanan maddelerde log yönetim sistemi donanım özelliklerinin ayrıntılı olarak belirtildiğini, Teknik şartnamenin 2.1.11 maddesinde LDAP entegrasyonunun belirtildiğini, Sistem 5651 sayılı kanun gereksinimlerini desteklemek için 3. Parti yazılımlarıyla tam entegre olarak çalışmayı desteklemelidir ifadesinde, genel olarak şartnamede yazılı olan log imzalama ile ilgili bir entegrasyonun yapılmak istendiğinin kolaylıkla anlaşabileceğini, teknik şartnamenin 2.1.19 maddesinde de, daha fazla analiz yeteneğinin eklenmesi ek sistem bileşenleri ihtiyacını en aza indirmeli ve lisans anahtarı yükseltmeleriyle gerçekleştirilebilmelidir ibaresinde, sisteme güvenlik ile alakalı istihbarat sağlayacak güvenlik ürünlerinin (zaafiyet tarama, USOM zararlı bağlantı, kullanıcı davranış analizi vb.) entegrasyonunun anlaşılması gerektiğini, idarenin dava konusu ürünle alakalı teknik beklentilerini şartname maddelerinde açıkladığını, ürün kabiliyetlerinin daha iyi görülebilmesi için bir kısım isteklerini de iş sürecinde ilgili firmadan talep ettiğini, şartnamede belirtilen 2.1.4, 2.1.19 ve 2.3.12 maddeleri asgari koşulları sağlamadığından ürünün kabulünün yapılmadığını, Demo sürecinin, belirli kaynaklarla ve sınırlı olarak gerçekleştirildiğini, müvekkili idare gibi bilgi işlem alt yapısı büyük olan sistemlerde tüm sistemleri kapsayan ve tüm kabiliyetlerin görülebileceği bir demo gerçekleştirilmesinin teknik olarak mümkün olmadığını, ayrıca, demo aşamasında bilgi işlem alt yapısında olmayan yeni ürünlerin sisteme dâhil edilmesi, yeni teknoloji ve hizmetlerin ortaya çıkması sebebiyle demo süreci ile ürünün alım sürecinin farklılık arz ettiğini, Logu alınarak korelasyona tâbi tutulup raporlanacak ve alarm üretecek sistemlerin listesinin iş süreci başında firma ile paylaşıldığını, hatta hangi yöntemlerle loğların alınacağının firma ile yapılan çalışmada belirlendiğini, Davacının daha önce idarelerine “Bilgi Güvenliği Yazılım ve Donanımları” ihalesi işi kapsamında güvenlik tarama yazılımları tedarik ettiğini ve bu kapsamda da idareleri ağında geniş çaplı güvenlik zaafiyet taramaları yaptığını, bu çalışma neticesinde iş gereği idarede kullanılan sunucu sistemlerine ait bilgilere sahip olduğunu, Bilgi Güvenliği Yazılım ve Donanımları işi ile alınan Zaafiyet Denetim Yazılımı (Nessus) ve Web Uygulama Denetim Yazılımının (Appscan) Logsign ile entegre edilmesinin idarelerince teknik şartnamenin 2.1.19 maddesinde geçen güvenlik zekası kavramı ile açıklandığını, iş sürecinin başında firma ile mutabık kalınarak oluşturulan logu alınacak kaynaklar (IskiSources) listesinde, davacının daha önce idareye tedarik ettiği “Bilgi Güvenliği Yazılım ve Donanımları işi ile alınan Zaafiyet Denetim Yazılımı (Nessus) ve Web Uygulama Denetim Yazılımının (Appscan) bilgilerinin de bulunduğunu, firmaya sunulan uzak bağlantı üzerinden ve yerinde ortak yapılan çalışmalar, eposta üzerinden yazışmalarda, kabulü yapılmayan şartname maddelerine istinaden yapmış oldukları talepler ve sonuçlarının belirtildiğini, Bilirkişi raporunda; davacının, ihale öncesinde de davalı tarafa yazılım ürünleri sağladığı, bu nedenle davacının, davalı tarafta Windows tabanlı sunucu ve bilgisayarlardan oluştuğunu bildiği, davacının, davalı idareye verdiği teklifte “loğların logsign’ın okuyabilmesi için line-log’a çevrilmesi gerektiği” bu işlem sırasında hataların oluşabileceği ve bir geliştirmenin gerekebileceği yönünde bir uyarının bulunmadığını, Windows tabanlı bir sunucuda çalışacak bir yazılımda, Windows sunucularının domain yapısı ve güvenlik araçları ile uyumsuzluk yaşanabilecek ise, bu durumun ihaleye verilen teklif içerisinde belirtilmesinin “Culpa in contharendo ” sorumluluğu kapsamında olup olmadığı”‘nın hukuki yorum gerektirmesinden dolayı mahkemenin takdirine bırakıldığı belirtilmesine rağmen, gerekçeli kararda mahkeme heyeti tarafından bu hususta değerlendirme yapılmadığını, Dava konusu ihtilaf bakımından ihale süreci dikkate alınarak sözleşme ve şartname hükümleri gözetilerek teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı bakımından inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, bu şartlarda teminat mektubu bedelinin iadesine karar verilmesinin sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, Yine davacı tarafın ıslah talebine karşı da itiraz edildiğini, dava konusu miktar bakımından da ayrıca inceleme ve araştırma yapılmadığını, davacı tarafın talebi doğrultusunda karar verildiğini, Teknik şartname koşullarını sağlayamayan bir ürünün kabulünün mümkün olmadığını, yazılı yargılama usulünde duyuma dayalı iddiaların hukuki değeri bulunmadığını, Taraflar arasında imzalanan mal alım sözleşmesinin 36.2 maddesi gereğince; 4735 Sayılı Kanunun 19,20 vc 21. maddelerine göre TEFE endeksine göre 1.355,91-TL teminat güncelleme farkı hesaplandığını, söz konusu teminat güncelleme farkı bedelinin ödenmesi için davalıya ihtarname gönderilmişse de dava konusu bedelin davalı tarafından ödenmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve “asıl davada davanın reddine, birleşen davada davanın kabulüne” karar erilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava; taraflar arasında yapılan Bilgi İşlem Log Yönetimi Sistemi ve Korelasyonu ile Gelişmiş Saldırı Tespit Analiz Sistemi Alımı’na ilişkin sözleşmenin haksız feshi iddiasından kaynaklanan, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti, irat olarak kaydedilen teminat tutarı ve sözleşme bedelinin davalıdan tahsili; birleşen dava ise; irat kaydedilen teminat bedelinin güncellenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, karara karşı asıl dosyada davalı, birleşen dosyada davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 03.03.2015 tarihinde Bilgi İşlem Log Yönetimi Sistemi ve Korelasyonu ile Gelişmiş Saldırı Tespit Analiz Sistemi Alımı’na ilişkin sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin süresi 100 takvim günü olarak belirlenmiştir. Asıl dosyada davalı tarafça, davacı … Ltd.Şti firmasının yükümlülüklerini yerine getiremediği gerekçesi ile 30.07.2015 tarih 2015/535 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile sözleşme feshedilerek, davacı tarafça verilen teminat mektubu nakte çevrilerek tahsil edilmiştir. Mahkemece taraf delilleri toplanılarak alınan ilk bilirkişi raporunda; bahsi geçen ürünlerin teknik şartnamenin maddelerini karşıladığı, İtiraz üzerine alınan bilirkişi heyet raporunda; dava konusu olan teknik şartnamedeki (2.1.4, 2.3.12) 2 maddenin, genellikle ürün eksikliğinden değil, kullanıcılardan kaynaklı yanlış ve eksik kullanımdan kaynaklı olduğu, dava konusu teknik şartnamedeki (2.1.19) maddesi, güvenlik zekası ile ilgili ürünün teknik şartnameye uygun olduğu, davalı tarafın özel taleplerini 3. parti yazılımlarla veya ek lisansla sipariş edebileceği, teknik şartnamedeki maddesinde açıkça “Daha fazla analiz yeteneğinin eklenmesi ek sistem bileşenleri ihtiyacını en az da indirmeli ve lisans anahtarı yükseltmeleri ile gerçekleştirilebilmelidir.” şekliyle yazılı olduğu, bahsi geçen ürünlerin teknik şartnamenin maddelerini karşıladığı, Yine itiraz üzerine alınan bilirkişi heyet raporunda; Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.1.4, 2.1.19 ve 2.3.12 maddeleri dışında bir uyuşmazlık yaşanmadığı, bu maddeler tek tek incelendiğinde, davalının yazılımdan beklentisi olan ve sözleşmenin haklı fesi için gerekçe gösterdiği hususların teknik şartnamede açıkça belirtilmeyen hususlar olduğu, bu nedenle davacı yazılımının teknik şartname kapsamında ayıplı/eksik olarak kabulünün mümkün olmadığı, bahsi geçen ürünlerin teknik şartnamenin maddelerini karşıladığı, davalının ihalenin kabul aşamasından önce kendisine verilen yazılım demolarını yeterince incelemesi halinde bu eksikleri görüp teklif verilen ürünlerdeki seçimini daha doğru yapabileceği belirtilmiştir. Dosya içerisine örneği alınan Ankara Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesi’nin 13.12.2017 tarih 2017/701 esas 2017/1049 karar sayılı kararının incelenmesinde; davacıların … ve işbu dosyada davacı … Ltd. Şti, davalının İçişleri Bakanlığı olduğu, davacı tarafça … genel Müdürlüğü’nün Bilgi İşlem Log Yönetimi Sistemi ve Korelasyonu İle Gelişmiş Saldırı Tespit Analiz Sistemi Alımı- Mal Alımı ihalesi uhdesinde kalan davacı şirket ile imzalanan sözleşmenin ihale idaresince feshedilmesi üzerine, davacıların 4735 sayılı yasa uyarınca 1 yıl boyunca tüm kamu ihalelerinden yasaklanmasına ilişkin davalı idare işleminin iptaline karar verilmesinin talep edildiği Ankara 4. İdare Mahkemesinin 2015/3000 esas 2017/761 karar sayılı kararı ile; ihale dokümanlarıyla belirlenen taahhüdün yerine getirilmediğinin açık olduğu, davaya konu yazılım programının temin edilmesinde mücbir sebep hallerinin ve ifa imkansızlığının bulunmadığının görüldüğü, davacının ihale dokümanlarını inceleyerek ve dokümanlarda yer alan tüm hususları kabul ederek ihaleye teklif verdiği, teknik şartnamenin kabul kriterlerinin değiştirilmesi yönünde herhangi bir itirazının bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek istinaf başvurusunda bulunulduğu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi tarafından, işbu İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/997 esas sayısı ile açılan davada alınan bilirkişi raporlarının getirtilerek incelendiği, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında, idarece oluşturulan komisyon tarafından yapılan tespitlerin teknik şartnameye uygun olmadığı, kullanıcıların eksik ve yanlış kullanımından kaynaklı olduğu, davacı tarafından teslim edilen işin teknik şartname hükümlerini karşıladığı tespitinde bulunulduğu, iki ayrı raporla yapılan değerlendirme ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek fiilinin davacılar yönünden gerçekleşmediğini ortaya koyduğu, bu halde davacı hakkında tesis edilen işlemin hukuka uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurularının kabulü ile, Ankara 4. İdare Mahkemesince verilen 09.03.2017 tarihli 2015/3000 esas 2017/761 sayılı kararın kaldırılmasına dair 13.12.2017 tarihinde kesin olarak karar verildiği görülmektedir. Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşmenin 2.1.4, 2.1.19 ve 2.3.12 maddeleri dışında bir uyuşmazlık yaşanmadığı, bilirkişiler tarafından bu maddelere yönelik yapılan inceleme sonucunda, davalının yazılımdan beklentisi olan ve sözleşmenin haklı feshi için gerekçe gösterdiği hususların teknik şartnamede açıkça belirtilmeyen hususlar, ayrıntılar olduğu, komisyon tarafından yapılan tespitlerin teknik şartnameye uygun olmadığı, bahsi geçen ürünlerin teknik şartnamenin maddelerini karşıladığının belirtildiği, bu halde davalı …’nin teknik şartnamede detaylandırarak yazmadığı hususlar nedeniyle ayıp/ eksik iddiasında bulunmasının hukuka uygun olmadığı, ayrıca davacı tarafça yapılacak iş ve hizmetin yazılım DEMO sunun …’ye verildiği, yazılım DEMO sunun herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın kabul edildiği de nazara alındığında, davalı İSKİ tarafından eksik/ayıp iddiası ile sözleşmenin feshinin haksız olduğu, dolayısıyla davacının sözleşme kapsamında hak kazandığı bedelin ve irat kaydedilen teminat mektubu tutarının davalı tarafça davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı/birleşen dosyada davacı vekilince, davacının üçüncü bilirkişi raporunda belirtilen “Culpa in contharendo” sorumluluğu bulunup bulunmadığının gerekçede değerlendirilmediği hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, davaya cevap dilekçesinde bu savunmaya dayanılmadığı, 3. bilirkişi raporundan sonra bu husus dile getirilerek bir kısım deliller ibraz edildiği, davacı vekilinin 03/12/2019 tarihli dilekçesi ile yeni delil sunulmasına muvafakat etmediği dikkate alındığında, HMK’nın 357. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinde usulünce ileri sürülmeyen savunmanın, istinaf incelemesinde dinlenilmesi mümkün olmadığı gibi belirtilen hususta mahkemece gerekçede değerlendirme yapılmamış olması da bir eksiklik olarak kabul edilemeyecektir. Ayrıca, birleşen dosyada davacı …’nin, sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle, davacıya ait teminat mektubunu irat kaydetmesi hukuka uygun olmadığından, teminatın alındığı tarih ile irat kaydedildiği tarih arasındaki güncelleme farkı da talep edilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, asıl dosyada davalı/birleşen dosyada davacı vekilinin, asıl ve birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl davada davalı – birleşen davada davacı …’nün, asıl ve birleşen davada verilen kararlar yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden, asıl davada davalı – birleşen davada davacı …’nden alınması gereken 76.734,45 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 19.168,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 57.566,45 TL harcın asıl davada davalı- birleşen davada davacı …’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden, asıl davada davalı- birleşen davada davacı …’nden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,9 TL harcın asıl davada davalı- birleşen davada davacı …’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran üzerinde bırakılmasına, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 13/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.