Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/702 E. 2022/804 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/702 Esas
KARAR NO: 2022/804 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/955 Esas – 2019/1247 Karar
TARİH: 14/11/2019
DAVA: Rücuen Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Anonim Şirketi’nin mallarını Avusturya’dan Türkiye’ye taşıma işini davalı şirketin üstlenmiş olduğunu, emtianın 4 adet tıra yüklendiğini, ancak emtiada ezilme kırılma deformasyon şeklinde hasarlar meydana geldiğini, sigortalı tarafından emtia bu 4 adet tırdan alınmış olup bahsi geçen hasarların neredeyse tamamının … römork plakalı araçtan çıktığını, davalı taşıyıcının teslim süresine kadar kanunen üzerinde bulunan özen dikkat ve koruma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek taşınan eşyanın hasara uğramasına sebep olduğunu, davaya konu olay sonrasında müvekkilinin … Markalı iş makinesi hasarına ilişkin 11.761,02-TL’lik tutarı sigortalıya ödediğini ve sigortalının haklarına halef olduğunu ileri sürerek 11.761,02-TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası’nın uyguladığı en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının aktif taraf sıfatının bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, davacının sigortalısına mal bedelini ödediğini ispatlaması gerektiğini, ayrıca ödemenin geçerli bir sigorta ilişkisine dayanıp dayanmadığının da bilinmediğini, müvekkilinin taşıyıcı sıfatının bulunmadığını, fiili taşıyanın dava dışı şirket olduğunu, iddia edilen hasardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, hasarın müvekkiline yüklenemeyecek sebeplerden ileri geldiğini, taşıma FCA teslim şeklinde belirlenmiş olup buna göre satıcının malları nakliye aracına yüklemekle yükümlü olduğunu, malların yanlış yüklenmesinden veya yetersiz ambalajlanmasından meydana gelene hasarlardan ise müvekkilinin sorumlu olmadığını, hasar bildiriminin yasal bildirim süresi için usulüne uygun yapılmadığını, CMR belgesine düşülmüş olan herhangi bir hasar kaydının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sorumluluğunun CMR 23/3 m. uyarınca sınırlı olduğunu, talep edilen faiz oranı fahiş olup CMR 27.m. hükmüne de aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve 2018/955 Esas 2019/1247 Karar sayılı Kararı ile; “CMR Konvansiyonuna göre davalı akdi taşıyıcı firma davada muhatap olup, davalıya husumet yöneltilebilecektir. Davacı … şirketinin sigortalısına ait emtianın Avusturya’dan Türkiye’ye taşınması işinin akdi taşıyıcı olarak davalı tarafından üstlenildiği, taşıma sırasında yükün hasarlanması nedeniyle tespit edilen hasar bedelinin davacı tarafça sigortalısına ödenmesi nedeniyle bu bedelin davalıdan rücu edilmesi talebiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Hasar bedelinin miktar olarak CMR madde 23/3 gereğince hesaplanan sınırlı sorumluluk miktarının altında kalması nedeniyle tümünün davalıdan talep edebileceği anlaşılmaktadır. Davacının sigortalısına yaptığı ödeme sigorta poliçesine ve davadan önce alınan ekspertiz raporuna dayanmakta olup, bilirkişi raporu ile de zararın ekspertiz raporuyla uyumlu olduğu tespit edildiğinden ve davalının zarar miktarına bir itirazı bulunmadığından bu miktar üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Davalı akdi taşıyıcı konumunda olup, meydana gelen zarardan CMR 17. ve 25. maddeleri gereğince davacıya karşı sorumluluğu bulunmaktadır. Dava konusu taşıma “tam araç yükü taşıma” şeklinde olup, taşıma sözleşmesinde açıkça belirtilmediği sürece aktarma yapmak yasağı mevcuttur. CMR Taşıma Senedine göre … plakalı araçla yapılan taşımada davalı akdi taşıyıcı konumundadır. Söz konusu taşıma senedine konu yük bu araçla taşımaya alınmış ise de yolculuk boyunca aktarmaya tabi tutulmuş olup, varma yerinde … plakalı araçla teslim edilirken hasar tespit edilmiştir. Bu durumda davalının aktif taşıyıcı olarak CMR 3. maddesi gereğince adam ve yardımcılarının aktarmada verdiği zarardan sorumlu olacağı anlaşılmakla, ekspertiz raporunda ve bilirkişi raporunda tespit edilen 11.761,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçeleri ile; “Davanın kabulü ile; 11.761,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece dava tarihinden değil müvekkilince sigortalısına ödeme yapmış olduğu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2014 tarihli, 2003/3243 Esas Sayılı, 2003/9674 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğunu belirterek hükmün düzeltilerek onanmasını istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Aktif husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının yapmış olduğu ödemenin sigorta tazminat kapsamında yapılmış bir ödeme olup olmadığı konusunda eksik değerlendirme yapıldığını, nakliyat abonman sigorta poliçesinin geçerlilik şartları değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olup, davacının sigortalısının sigorta primini, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksitin sigortalı tarafından ödendiğinin davacı tarafından ispat edilmediği, satış sözleşmesi gereği teslim şekli olarak FCA belirlenmiş olup dava dışı alıcının mal bedelini satıcısına ödediğine dair bir dekont, ödeme belgesi vs. evrak bulunmamakta olduğunu, eğer alıcı yani sigortalı mal bedelini satıcıya ödemediyse bu durumda hasar ve yararın alıcıya geçmemiş olacağını ve davacının sigortalısına yapmış olduğu ödemenin sebepsiz zenginleşme niteliği taşıyacağından sigortacının halefiyetinin söz konusu olmayacağını, Müvekkilinin taşıyıcı sıfatının bulunmadığını, CMR belgelerinde de görüleceği üzere fiili taşıyan CMR belgesinde imzası bulunan … Ltd Şti olup taşımaya konu 27.11.2017 tarih ve … numaralı navlun faturasının da aynı şirket tarafından düzenlenmiş olduğunu, İddia edilen hasardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu davanın sebebinin … römork plakalı araçtan çıkan emtiada ezilme kırılma gibi deformasyon şeklinde hasar meydana gelmesi, bu sebeple sigortalısına sigorta tazminatı ödemesi yapmış olması olduğunu, emtianın taşımasının … Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildiğini, bilirkişi raporundaki aktarma yasağı olduğuna dair değerlendirme hukuka aykırı oluğu gibi, CMR mevzuatı ile de uyuşmamakta olduğunu, zira CMR md. 6/f 2.-a gereği sevk mektubunda aktarmaya izin verilmediği hususunda bir kayıt düşülmemesi halinde taşıyıcının aktarma yapmasına cevaz vermekte olduğunu, davaya konu taşımada aktarma yasağını içeren bir hüküm ne sevk mektubunda ne de CMR belgesinde bulunmadığından taşıyıcının yükü aktarmasında herhangi bir sakınca bulunmadığını, kaldı ki hasarın aktarma esnasında meydana geldiğini ispatlayacak hiç bir delilin bulunmadığını, Hiç bir şekilde hasarı kabul anlamına gelmemekle birlikte … plakalı araçla yapılan taşımaya ilişkin düzenlenen ve müvekkilinin imzası dahi bulunmayan dosyada … numaralı CMR belgesinde dava dışı sigortalı … A.Ş. yetkilisi … tarafından CMR belgesine düşülen 24.01.2018 tarihli “Hasarsız teslim aldım.” kaydından da anlaşılacağı üzere emtianın dava dışı sigortalı/alıcı tarafından hasarsız teslim alındığını, Hasar bildiriminin yasal bildirim süresi içinde usulüne uygun yapılmadığını, CMR belgesine düşülmüş olan herhangi bir hasar kaydı bulunmadığını, dava dışı sigortalı tarafında da müvekkiline herhangi bir hasar bildiriminde bulunulmadığını, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla taşıyıcının sorumluluğunun CMR md. 23/3 uyarınca sınırlı sorumluluk olduğunu, Mahkemece hükmedilen faiz oranı fahiş olup CMR 27m. hükmüne de aykırı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, nakliyat abonman sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemenin davalı akdi taşıyandan rücuen tazmini istemine ilişkin olup, davalı, davacının aktif husumetinin bulunmadığını, sorumluluğunun dava dışı fiili taşıyana ait olduğunu, yasal sürede hasar bildirimi yapılmadığını, sorumluluğunun sınırlı olduğunu savunmuş, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu taşıma Avusturya-Türkiye arasında gerçekleştirilmiş olup, uyuşmazlık CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi olacaktır. Dava dilekçesinde 4 tırla yapılan taşımadan, 1 araca ilişkin aktarma işleminden ve hasarlı emtianın neredeyse tamamının aktarma yapılan araçtan çıktığından söz edilmiş, ancak dava konusu hasarlı emtianın hangi römork plakalı araçtan çıktığı belirtilmemiştir. Davacı tarafça delil olarak sunulan CMR senedinde, … plakalı sayılı araçla yapılan taşıma olduğu belirtilmiş, yine davacı tarafça delil olarak dayanılan 29/12/2017 tarihli ekspertiz raporunda … plakalı römorkun … nolu olarak değiştiği, hasarlı emtianın büyük kısmının bu araçta olduğu, … römork plakalı aracın ise üst muhafaza sacının ezildiği, bu araçtaki emtiada da hasar olduğu belirtilmiş, yargılama sırasında ise davalı tarafça aktarma yapılan … plaka nolu araca ilişkin CMR senedi sunulmuş ve dikkate alınması istenmiş, bilirkişi raporunda dava konusu hasarlı emtianın aktarma yapılan araçta taşındığı belirtilmiştir. Görüldüğü üzere davacı tarafça delil olarak dayanılan CMR senedindeki araç bilgisi ile bilirkişi raporunda tespit edilen araç bilgisi uyuşmamaktadır. Bu durumda mahkemece Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi kapsamında HMK 31.m. uyarınca davacıya dava konusu hasarlı emtianın hangi plaka nolu tır ve römork ile taşındığının açıklattırılması ve sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekir. Öte yandan davalı taraf cevap dilekçesinde davacının aktif taraf sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti için, davacının sigortalısına ödeme yaptığının tespitinin yeterli olmadığını, aynı zamanda geçerli bir sigorta sözleşmesinin varlığının gerektiğini, bunun için de dava dışı sigortalı mal alıcısının satısına ödeme yapıp yapmadığının, ayrıca sigortalı alıcının sigorta primlerini ödeyip ödemediğinin tespiti gerektiğini savunmuş olup, bu durumda mahkemece dosya kapsamında mevcut CMR senetleri ile mal satış faturalarının Türkçe tercümelerinin celbi ile bu belgelerin ve gümrük beyannamesinin incelenmesi ve sigortalı alıcı ile satıcı arasındaki satış ve teslim şeklinin belirlenmesi, yine sigorta primlerinin ödenip ödenmediğinin tespiti, gerekirse bu konuda heyete sigortacı bir bilirkişi de eklenerek ek rapor alınması ve davacının aktif taraf sıfatı itirazının değerlendirilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Davalı CMR 30.m. uyarınca kendisine yasal sürede ihbar yapılmadığını savunmuş olup, dosya kapsamında mevcut sigortalı tarafından davalıya hitaben düzenlenen Beyoğlu …Noterliği’nin 20/12/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ şerhi bulunmadığından, bu konuda da bir değerlendirme yapılması mümkün olmamıştır. Dolayısıyla mahkemece ihtarnamenin tebliğ şerhli bir suretinin de dosyaya celbi ile davalı savunmasının değerlendirilmesi gerekir. Yine davalı CMR 23/3 m. uyarınca sorumluluğunun sınırlandırılmış olduğunu savunmuş, bilirkişi raporunda zarar miktarının sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde olduğu belirtilmiş ise de, raporda bu sonuca nasıl ulaşıldığına dair herhangi bir veri bulunmamakta olup, raporun bu anlamda da denetime açık olmadığı görülmüştür. O halde mahkemece yukarıda açıklanan hususlarda bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a6 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesi, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmemesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih ve 2018/955 Esas – 2019/1247 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf talep edenler tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.