Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/684 E. 2020/477 K. 13.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/684
KARAR NO : 2020/477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 19/12/2019 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Karar )
DOSYA NUMARAS : 2019/1463 D. İş – 2019/1488
TALEP :İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Kararın Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 13/04/2020
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Alacaklı vekili ihtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya tahsilinde ihtiyati hacze konu borçluların borcuna mahsup edilmek üzere verilen 05/12/2016 tanzim ve 31/10/2019 vade tarihli 10.000.000-USD bedelli senedin vadesinde ödenmediğini, bunun üzerine borçlular hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, bu defa müvekkili tarafından borçluların mal kaçırma girişimleri olduğuna ilişkin bilgi istihbar edildiğini, haricen yapmış oldukları girişimlerin de sonuç vermediğini, alacaklarının muaccel olması ve borçluların mal kaçırma ihtimaline binaen ihtiyati haciz talebi ile başvurma zorunluluğu doğduğunu beyanla; 3.936.266,77-USD ( Bakiye alacak hakları saklı kalmak kaydı ile) (faiz ve masraflar hariç) alacakları için borçluların borca yeter menkul ve gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekilinin ihtiyati haciz talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarihli ihtiyati haciz kararı ile; “İhtiyati haciz talebinin kabulü ile alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla; (3.936.266,77 USD*5,7082=22.468.997,97.-TL) alacak yönünden alacağın %15′ ine tekabül eden (3.370.349,69-TL) teminat karşılığında İİK’ nun 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanunu’ nun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlular vekili tarafından itiraz dilekçesi sunulmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesi ile; ihtiyati hacze konu bononun teminat senedi olduğunu, senedin üzerinde yer alan düzenleme tarihindeki yazı ile vade tarihi altında yer alan yazıların aynı elden çıkmadığını, müvekkilleri tarafından vadesi gelip de ödenmemiş herhangi bir borç bulunmadığını, sonuç olarak huzurdaki başvuru açısından İİK’ nın 257. maddesinde belirtilen ihtiyati haczin şartları oluşmadığından, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze konu senedin teminat için alındığına dair herhangi bir kayıt olmadığını, takip konusu bononun, yasada tanımlanan zorunlu unsurları taşıyan, usulune uygun şekilde tanzim edilmiş kambiyo vasfına haiz bir senet olduğunu, ihtiyati haciz talebi için genel kredi sözleşmesinin sunulmasına gerek bulunmadığını, bonoda herhangi bir geçersizlik unsuru bulunmaksızın muhataplarınca vadesinde ödenmediğini belirterek itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 19/12/2019 tarih ve 2019/1463 D.İş – 2019/1488 Karar sayılı Ek Kararı ile; “İhtiyati hacze esas teşkil eden bononun TTK da tanımlandığı şekilde bir bonoda bulunması gereken tüm unsurları havi, sebepten mücerret kambiyo vasfına sahip bir senet niteliğinde bulunduğu, teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibareyi içermediği anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz, geçici hukuki koruma tedbiri niteliğinde olup, rehinle temin edilmeyen, vadesi gelen para alacakları için verilebilecektir. Talepte bulunanın para alacağının varlığını yaklaşık olarak ispata yarar belgeleri sunması gerekli ve yeterlidir. İhtiyati haciz isteminde bulunanca, alacağa dayanak olarak bono ibraz edilmiş olup, anılan bononun teminat bonosu olduğu yönündeki iddianın, ihtiyati hacze itiraz nedeni olarak kabul edilemeyeceği, açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek nedenlerden olup, ancak bir yargılama konusu olabileceği anlaşılmakla, İİK 265. maddesi kapsamında bulunmayan itirazın reddi ” gerektiği gerekçeleri ile;
“İhtiyati hacze itirazın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı banka tarafından ihtiyati hacze dayanak olarak sunulan 05.12.2016 düzenleme tarihli, 10.000.000-USD tutarlı senedin bir teminat senedi olduğunu, davacının söz konusu bononun bir teminat senedi olduğunu gizlemek için müvekkilleri ile yapmış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi’ ni dosyaya sunmaktan kaçındığını, bankanın 05.12.2016 tarihinde imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesi isimli döküman ve bankanın matbu Genel Kredi Sözleşmesi’ nin ihtiyati hacze itiraz dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğunu, Bankanın müvekkiline kullandırılan bir kredi olup olmadığını, bu kredinin nakdi veya gayrinakdi bir kredi olduğunu, vadesi gelip de ödenmemiş bir kredi borcunun olup olmadığını dahi açıklamayamadığını, müvekkilleri tarafından vadesi gelip de ödenmemiş herhangi bir borç bulunmadığını, Senet incelendiğinde senedin üzerinde yer alan düzenleme tarihideki yazı ile vade tarihi altında yer alan yazıların aynı elden çıkmadığının görülmekte olduğunu, bu durumun da vade tarihinin müvekkillerinin bilgisi olmadan sonradan yazılmış olduğu şüphesini uyandırmakta olduğunu, bütün bu açıklamalar ışığında 2016 yılında düzenlenmiş olan senede konu bir borcun bulunmadığının e – posta ile doğrulanmakta olduğundan ortada vadesi gelip de ödenmemiş bir alacaktan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, Teminat senedi olarak verilmiş bir senede istinaden ihtiyati haciz talebinde bulunulabilmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’ nun 27/12/2017 tarih ve 2016/1 Esas sayılı kararının da bu doğrultuda olduğunu, Ortada bir gayri nakdi kredi var ise gayrinakdi kredilerin ihtiyati hacze konu edilemeyeceğinin Yargıtay Kararı gereği olduğunu, Yargıtay İçtİhadı Birleştirme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gereğince gayrinakdi krediler açısından ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, İİK gereğince bankanın İİK’ nun 68/b maddesi gereğince müvekkillerine bir kredi hesap özeti göndermesi gerektiğini, buna rağmen davacının müvekkiline bir kredi hesap özeti göndermediğini, davacının İİK’ nın 68/b maddesinde belirtilen hesap özetini göndermeden müvekkillerinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, Yargıtay 13. HD’ nin 29.05.2013 tarihli kararında da muaccel olmayan borca istinaden kredi sözleşmesinin kat edilmesinin mümkün olmadığının belirtildiğini beyanla; Açıklanan ve re’ sen göz önüne alınacak nedenlerle; İİK’ nın 257. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 19.12.2019 tarihli – 2019/1463 D. İş – 2019/1488 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının istinaf incelemesi sonucunda ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’ sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Alacaklı bonoya dayalı olarak borçlular hakkında ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece talebin kabulüne dair verilen karara borçluların itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda mahkemece istinafa konu itirazın reddi kararı verilmiştir.İİK 265/1. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak belirtilmiştir. Madde de öngörülen sebepler dışında bir sebeple ihtiyati hacze itiraz edilemeyecektir. Somut olayda, ihtiyati hacze dayanak bonoda teminat olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi TTK 776 maddede öngörülen unsurları taşıması nedeniyle bono vasfına haizdir, dosya içine dayanak bononun teminat olarak verildiğine ilişkin bir belge de sunulmamıştır. İtiraz edenlerin itirazlarında belirttikleri, ihtiyati haciz dayanağı bononun kambiyo senedi vasfında olmadığı, teminat olarak verildiği, bononun genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği yönündeki itirazları yerinde değildir. Bonoda yer alan vade tarihinin sonradan doldurulduğu itirazı ise İİK 265. maddede öngörülen itiraz sebeplerinden değildir. İhtiyati hacze itiraz edenlerin itiraz sebepleri yargılamayı gerektirmekte olup, dosyaya sunulan belgeler karşısında İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu, itiraz edenlerin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında talep edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/04/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.