Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/682 E. 2020/495 K. 17.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/682
KARAR NO : 2020/495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/632 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
TARİH: 06/01/2020 Tarihli Ara Karar
DAVA : İtirazın İptali – İhtiyati Haciz Talebi
KARAR TARİHİ : 17/04/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, …. A.Ş. ile davalı şirket arasında akdedilen ve diğer davalıların müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyasında icra takibine konu edilen alacağın temlik alındığını, böylece alacaklı sıfatının kazanıldığını, davalıların icra dosyasındaki itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline ve takip ve dava konusu 398.111,84 TL alacak için davalı borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/01/2020 tarih 2019/632 Esas sayılı ara kararında; “Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya esas icra dosyası incelendiğinde, davalı borçluların genel kredi sözleşmesindeki imzayı inkar ettikleri, bunun dışında borca itirazda bulundukları, takibin bu nedenle durdurulduğu anlaşılmıştır.İİK 257. maddesinde ihtiyati haciz koşulları düzenlenmiş ve rehinle temin edilmeyen, vadesi gelen para alacakları için ihtiyati haciz verilebileceği ifade edilmiştir. İİK 258. maddesinde de, ihtiyati haciz isteminde bulunan alacaklının, alacağı ve haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu belirtilmiştir.Davacı alacaklı tarafından genel kredi sözleşmesi, kat ihtarları, temlik belgesi, icra dosyasına dayanılmış ve davalıların imza ve borca itirazı nedeniyle durdurulan icra takibinin devamının sağlanması amacıyla bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Yargılama konusu olan ve henüz davacının, davalılardan alacaklı olup olmadığı yahut ne miktar alacaklı olduğu belirli olmadığı gibi özellikle davalıların icra dosyasındaki itirazlarında genel kredi sözleşmesindeki imzayı inkar etmeleri karşısında artık bu hususun araştırılmasının zorunlu olduğu ve böyle bir durumda İİK 257 ve 258. maddesindeki koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceği …”gerekçesi ile, İhtiyati haciz isteminin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararında belirtilenin aksine somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, dava konusu alacağın muaccel hale geldiğinin kabulü ile rehinle de teminat altına alınmamış alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, İhtiyati haciz yargılaması maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından bağımsız ve önce geleceğini, (Yargıtay 19. H.D. T.26/04/2018 E. 2018/1320 K.2018/2386)Davalı borçlulara tebliğ edilen hesap kat ihtarnamesine herhangi bir itiraz olmaması, alacağın varlığına kanaat için yeterli olduğunu, (Yargıtay 19. H.D. T.26/04/2019, E.2018/1320 K.2018/2386)İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücetinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/632 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Temlik alan davacı, temlik eden banka ile davalı asıl borçlu arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalıların kredi sözleşmelerini müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, asıl borçlunun borcunu ödememesi üzerine kredi hesabının kat edilerek borçlulara kat ihtarı gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında takip yapıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptalini ve para alacağı muaccel olup rehinle temin edilmediğinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece takipte davalıların takip dayanağı kredi sözleşmesindeki imzalarına itiraz ettiklerini, yargılamada bu hususun araştırılması gerektiğini bu nedenle İİK 257 ve 258. maddelerdeki şartların gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceğini belirterek talebin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haczin şartları İİK’ nın 257. maddesinde düzenlenmiş olup, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiştir.HMK’nın 209/1 maddesinde “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz^” hükmü, 3. fıkrasında “Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.)Davaya ve alacağa dayanak genel kredi sözleşmeleri ve borç mutabakat belgesi altındaki imza inkar edildiğinden HMK 209/1 maddesi gereğince bu konuda karar verilinceye kadar söz konusu belgeler her hangi bir işleme esas alınamayacak ise de, maddenin 3. fıkrasında ihtiyati tedbir konusunda istisna getirilmiş olup fıkraya göre senede dayalı olarak verilen ihtiyati tedbir kararının sahtelik iddiasından etkilenmeyeceği belirtilmiş, ayrıca senet sahibinin haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebileceği düzenlenmiştir.Buna göre sırf belge altıda bulunan imzanın inkar edilmesi tek başına ihtiyati tedbirin özel bir türü olan ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmemektedir. Somut olayda, davacı alacaklı taraflar arasında imzalandığını belirttiği birden fazla genel kredi sözleşmesini ve borç mutabakat belgesini dosyaya sunmuş olup, yine dosyaya sunulan belgelere göre kredi hesabı kat edilerek kat ihtarnamesi asıl borçluya tebliğe gönderilmiştir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586′ ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun (TBK)’nın 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. İhtiyati haciz kararı verilmesi için tam ispat koşulu gerekmemekte olup, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Dosyaya alacaklı tarafından sunulan belgeler alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispata yeterlidir. Buna göre İİK 257. maddede öngörülen şartlar oluşmuştur. Bu nedenle; ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak 398.111,84 TL nakdi alacak için, bu miktarın % 20′ si oranında hesaplanacak teminat karşılığı dairemizce ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başurusunun KABULÜ ile, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 16/01/2020 tarih ve 2019/632 Esas sayılı -ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin- kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 1-Yukarıda yazılı sebeplere, dosya kapsamına ve davalıların durumuna göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, davacının talebinin kabulü ile İİK.’ nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince davalıların 398.111,84 TL’ lik borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 2-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafın İİK. 259, HMK.87 maddesi uyarınca belirlenen ve alacak miktarının % 20′ sine tekabül eden 79.622,37 TL tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kat’i süresiz ve muteber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 3-İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince yatırılan 148,60 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf yönünden davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 31,5TL istinaf posta gideri toplamı 180,1 TL’ nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/04/2020 tarihinde İİK. 258/2 ve HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.