Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/673 E. 2022/643 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/673 Esas
KARAR NO: 2022/643 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2018/926 Esas 2019/1315 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalıya hizmet sözleşmesinden kaynaklı 13/03/2018 tarih ve … seri numaralı, 11.299,44-TL, 15/03/2018 tarih ve .. seri numaralı, 11.489,52-TL, 19/03/2018 tarih ve … seri numaralı, 9.396,85-TL tutarlı faturalar düzenlediğini, davalının bakiye 22.520,58-TL ‘yi ödemediğini, davalıya faturaların tebliğ edildiğini ve itiraz da edilmediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki borca itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icvra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket tarafından emtianın geç tesliminden dolayı iade faturalar düzenlediği ve davacıya tebliğ olunduğunu, davalının müvekkili şirkete hizmet vermemesinden ve sözleşme imzalanmamasından dolayı müvekkili şirket adına fatura düzenlemesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenle davanın reddedilerek davacı yanca haksız ve kötü niyetle yapılan icra takibinden dolayı %20 kötü niyet tazminatına hükmetilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/12/2019 tarih ve 2018/926 Esas – 2019/1315 Karar sayılı kararında; “…. Rapor denetlenebilir, bilimsel ve uyuşmazlığın çözümüne yardımcı olduğundan hükme esas alınmıştır. Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığa konu davalı tarafından kesilen iade faturalarının dayanağının davalı tarafından ispat edilemediğinden davacının takipte haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, tarafların tacir olmaları ve işin ticari iş olması nedeniyle de talep edilen alacağa avans faizi uygulanmasına, itirazın haksız ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilerek …”gerekçesi ile, Davanın kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 22.520,68 TL üzerinden devamına, Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 4.504,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kararın eksik ve gerekli incelemeden yoksun şekilde haksız ve mesnetsiz şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, Usule uygun iade faturası davacı şirketçe kabul edilmediğini, müvekkili şirket tarafından emtianın geç gitmesi sebebiyle iade faturaları düzenlendiği ve davacıya tebliğ olunduğunu, Açıklanan nedenlerle davalının müvekkili şirkete hizmet vermemesinden ve iddia konusu taşımaya ilişkin herhangi bir sözleşme yapmamasından dolayı 6102 sayılı kanun gereği müvekkili şirket adına fatura düzenlemesinin hukuka aykırı olduğunu, (Bkz:Prof. Dr. S. Karahan. Ticari İşletme Hukuku, 23.Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd) (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/11846 E. 2014/15110 K. 14/10/2014 T., Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/10910 E. 2015/7707 K. 04/06/2015 T.) İşbu nedenle yerel mahkeme tarafından takas/mahsup hakkı değerlendirilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ödenmediği iddia edilen bakiye navlun fatura alacağının davalı taşıtandan tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, taraflar arasındaki taşımacılık sözleşmesi uyarınca davacının davalıya taşımacılık hizmeti verdiği, davalıya fatura keserek gönderdiği, davalının nakliyenin gecikmesi sebebiyle iade faturası keserek bir kısmını iade ettiği, iade edilen kısmın icra takibine konu edildiği ve itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davalı taşımanın geç yapıldığını, geç taşıma nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek geç taşıma nedeniyle iade faturaları faturaları düzenlendiğini ve bakiye navlun bedelinin ödenmesi gerekmediğini savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı taşıyıcının edimini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirip getirmediği, taşınan emtianın süresinde teslim edilip edilmediği ve bu kapsamda taşıtanın bir zararınnı uluşup oluşmadığı noktasındadır. Davalı ile davacı arasında 4 adet tedarikçi taşıma sözleşmesi akdedildiği, anlaşılmıştır. Dava konusu taşımanın Türkiye/ Macaristan, Polonya,Çek Cumhuriyeti arasında olması nedeniyle CMR Konvansiyonu hükümlerine tâbi olduğu anlaşılmıştır. CMR Konvansiyonu’nun 23. maddesi hükmü, gecikmenin zarara neden olması halinde taşıyanın navlun ücretiyle sınırlı olarak sorumlu bulunduğu düzenlenmiş olup, anılan Konvansiyon’da gecikme halinde taşıyanın navlun ücretine hak kazanamayacağına dair bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Mahkemece taraf delillerinin ibrazı sağlanarak, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporu alınarak istinafa konu karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalı firma tarafından düzenlenen 4 adet iade faturalarının sözleşmenin hangi maddesine istinaden düzenlendiğine dair bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, bu nedenle kabul edilemeyeceği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 22.520,68 TL. Alacaklı olduğu belirtilmiştir. HMK 282 maddesinde, “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemeleri gözetildiğinde; Davalı tarafça geç teslim ve gecikme nedeniyle zarar gördüğüne ilişkin iade faturasına dayanak belge ibraz edilmediği, davalı tarafından, malların davacı tarafça ne zaman teslim edildiği, 4 aracın geç teslim edildiğine dair belge sunulmadığı, davalı tarafça ikinci cevap dilekçesi ekinde sunulan mail yazışmalarının davalı tarafın kendi çalışanları arasında gerçekleştiği ve bu maillerin içeriğinden de gecikmeden kaynaklı zarara ilişkin bir belge olmadığının anlaşıldığı, davalının gecikmenin varlığını ve gecikme nedeniyle zarar gördüğünü ispat edemediği, buna göre davacının bakiye navlun fatura alacağından kaynaklı takip tarihi itibariyle davalıdan 22.520,68 TL. Alacaklı olduğu anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin aksi yöndeki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’ nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 1.538,38.TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 384,60.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.153,78.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/04/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.