Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/67 E. 2020/103 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/67 Esas
KARAR NO: 2020/103 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 01/08/2019
DOSYA NUMARASI: 2019/1128 D.İş 2019/1135 Karar
TALEP:İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, aleyhine tedbir istenen davalı firma adına keşide olunan … Çayırova Şubesi … Seri Nolu 03/08/2019 Vade Tarihli 200.000,00 TL bedelli çek ve … Çayırova Şubesi … Seri Nolu 07/09/2019 Vade Tarihli 200.000,00 TL bedelli çekleri keşide etmişse de, müvekkili davalı yana hiçbir borcunun bulunmadığını, her ne kadar çek üzerinde …-… adı yer alsa da; aynı vergi vergi numarası ile sorgulama yapıldığında aleyhine tedbir istenen davalının unvanının … olduğu, ancak her iki firmanın da vergi numarası ve yetkilisinin aynı olduğunu. Müvekkili firmanın aleyhine tespit istenen firmaya talep konusu çekleri vermiş olması için geçerli hiçbir sebep bulunmadığını, bu hususun tespiti için davacı tarafça menfi tespit davası da açılacaktır. Ancak borcumuzun olmadığına dair menfi tespit davası açmak istemiş olsak da; menfi tespit davaları da ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmış olup, ticari arabulucuya gidilmeden açılan menfi tespit davaları dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddedildiğini, davacı tarafça 12/07/2019 tarihinde arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte; henüz bir toplantı tarihi dahi belirlenmemiş olup, çek vade tarihi olan 03/08/2019 tarihinden evvel olumlu veya olumsuz sonuç alınmasının mümkün olmaması sebebiyle işbu tedbir talepli dava dilekçesini yazma zaruretinin doğduğunu, zira arabuluculuk süreci neticeye varıp, tarafımızca dava açılana kadar vadesi gelmiş çekin nakde çevrilip, müvekkilinin borcu olmadığı bir bedeli ödemesi ihtimali söz konusu olacağını, ileri sürerek, müvekkili aleyhine telafisi imkansız zararların doğmasını engellemek adına tedbir talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkili firmanın çeklerinin davalı uhdesinde bulunmasını gerektirecek hiçbir sebebin bulunmadığını. İşbu çeklerin tedavüle konulması takdirinde müvekkili şirketin borcu olmayan yüklü bir bedeli ödemek zorunda kalacağını ve ticari itibarının zedeleneceğinin aşikar olduğunu, bu nedenle, mezkur çekler hakkında ödeme yasağı kararı verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 01/08/2019 tarih 2019/1128 D.İş 2019/1135 Karar sayılı kararında; “…Yapılan değerlendirmede, istem sahibinin çek ödeme yasağı istemini dayandırdığı sebebin yargılama konusu olduğu, bu gibi hallerde çek ödeme yasağı kararı verilebilmesinin yasal olarak olanaklı olmadığı, çek ödemeden men kararı verilebilmesi için TTK’nın aradığı koşulların somut olayda gerçekleşmediği (çekin irade dışında elden çıkması vb) anlaşılmakla, yerinde olmayan istemin reddi yönünde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır… gerekçesi ile; Ödeme yasağı konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyaya delil olarak sunulan senetleri ve cari hesap ekstreleri müvekkilinin davalı yana borçlu olmadağını ispatladığını, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli şartları taşıdığını, İhtiyati tedbir açısından aranan koşulların gerçekleştiğini, İhtiyati tedbir talebinin kabulünü talep eden müvekkili iddiasının haklılığını elindeki senetler ve cari hesap ekstreleri ile ispat ettiğini, bu kayıtlar incelendiğinde olayın esasına girilmesine gerek kalmaksızın müvekkilin karşı tarafa borçlu olmadığı, aksine alacaklı olduğu ve talep konusu çeklerin haksız şekilde işleme konma riski olduğu açıkça görüldüğünü, işbu sebeple müvekkilinde mevcut olan somut deliller yaklaşık ispat şartını taşıdığı için talebin kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, İhtiyati tedbir kararı verildiği takdirde davalı yanın menfaatlerini gözetmek adına müvekkili tarafından dosyaya teminat yatırılacağını,Yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemeyeceği için haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınabileceği hükme bağlandığını, işbu sebeple, müvekkilinin mağdur edilmemesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken karşı tarafın menfaatinin korunması gerektiği düşünülmesi halinde müvekkilinin bir teminat yatırmasına karar verilmesinin gerektiğini, yatırılacak teminat karşılığı her iki tarafı da mağdur etmeyecek şekilde bir ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, müvekkilinin ağır mağduriyetine yol açacak şekilde tedbirin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda müvekkili şirketin keşidecisi olduğu … Çayırova Şubesi … Seri Nolu 03/08/2019 Vade Tarihli 200.000,00 TL bedelli çek ve … Seri Nolu 07.09.2019 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli çek hakkında İhtiyati tedbir talebinin KABULÜNE, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, kambiyo senetlerinden dolayı ödeme yasağı konulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebidir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Somut olayda talep eden, talep konusu 2 (iki) adet çeke ilişkin; Müvekkili şirketin, aleyhine tedbir istenen davalı firma adına keşide olunan … Çayırova Şubesi … Seri Nolu 03/08/2019 Vade Tarihli 200.000,00 TL bedelli çek ve … Çayırova Şubesi … Seri Nolu 07/09/2019 Vade Tarihli 200.000,00 TL bedelli çekleri keşide etmişse de, müvekkili davalı yana hiçbir borcunun bulunmadığını, her ne kadar çek üzerinde …-… adı yer alsa da; aynı vergi vergi numarası ile sorgulama yapıldığında aleyhine tedbir istenen davalının unvanının … olduğu, ancak her iki firmanın da vergi numarası ve yetkilisinin aynı olduğunu, Müvekkili firmanın aleyhine tespit istenen firmaya talep konusu çekleri vermiş olması için geçerli hiçbir sebep bulunmadığını, bu hususun tespiti için davacı tarafça menfi tespit davası da açılacağından ödeme yasağı kararı verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ödeme yasağı konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Talebin İİK’ nın 72. maddesi kapsamında menfi tespit davası öncesinde ihtiyati tedbir talebi olduğu kabul edilse bile, dosyaya sunulan belgeler çek sureti ve arabuluculuk başvuru formu olup, talebe konu çeklerde talep edenin keşideci, karşı taraf …- …’nın ise lehdar olduğu, talep edenin iddiaları yargılamayı gerektirip henüz ispatlanmamıştır. Dosya içine sunulan deliller ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli değildir. Talebe konu çeklerden kaynaklı talep edenin karşı tarafa borçlu olup olmadığı, talep konusu çeklerin bedelsiz olup olmadığının tespiti yargılamayı gerektirmektedir. Sonuç itibariyle, talep edenin iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden, ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep edenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden ihtiyati haciz talep eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL harcın ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/01/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.