Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/662 Esas
KARAR NO: 2020/886 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/253 Esas – 2020/73 Karar
TARİH: 28/01/2020
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, çeşitli TV üniteleri, gardrop, raf gibi mobilya ürünlerini davalı şirket için taraflarca imzalanmış satın alma sözleşmesi kapsamında imal ettiğini, bu mobilya ürünlerini davalı şirkete veya davalı şirketin bildirdiği müşterilerine kargo yolu ile teslim ettiğini, bu ürünlerin teslimatlarından sonra müvekkilinin, takip dosyasında numaraları ve miktarları belirtilen 4 adet irsaliyeli faturayı davalı şirkete teslim ettiğini, ayrıca, taraflar arasında mail yolu ile cari hesap ekstreleri gönderilerek borç konusunda mutabakat sağlandığını, bu mutabakat maillerinde, davalı şirketin borcun varlığını ve miktarı kabul ettiğini, bu hesap ekstresine davalı-borçlu şirketin, itiraz etmemesine rağmen borcunu ödemediğini, davalının borcu ödememesi üzerine, aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 154.745.88.-TL asıl alacak ve 4.094.28-TL faiz olmak üzere toplam 158.840,16.-TL. alacak için takip yapıldığını, davalının borcunun olmadığından bahisle borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, davalının, itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek itirazının iptaline, asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/01/2020 tarih 2019/253 Esas – 2020/73 Karar sayılı kararında; “Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup takip ve dava tarihlerinden sonra taraf şirketler arasında 13/06/2019 tarihinde protokol imzalandığı, davaya konu takip nedeni ile davalı tarafından haricen 173.367,17 TL ödendiği ve davalının ibra edildiği, bu hususun banka dekontları ile de sabit olduğu, 28/01/2020 tarihli celsede davacı vekilinin davanın icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden devam ettiğini beyanı ettiği dikkate alınarak; icra takibine konu alacak, yargılama sırasında taraflarca imzalanan protokolde belirlendiği şekilde ödenmiş olduğundan dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve ayrıca her ne kadar asıl alacak ödenmiş ise de dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da takibe itirazında haksız olduğundan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili gerekmiştir….”gerekçesi ile, Davanın konusuz kalması sebebi ile hüküm kurulmasına yer olmadığına, %20 oranında icra inkar tazminatının ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacıya dava dilekçesindeki talebinden fazla ödeme yapıldığını, bu ödemenin sebebinin inkar tazminatı ve yargılama gideri olduğunu, tersi düşüncede dahi bu meblağların mahsubu gerektiğini, Davacı vekilinin, 2.1.2020 tarihli dilekçesinin 10. maddesinde; ” …bizimle irtibata geçmeden, alacaklı müvekkil şirket yetkilileri ile görüşürek Protokolü imzalamışlardır.” beyanında bulunduğunu, davacı ve davalı yetkililerinin kendi aralarında borç-alacak ilişkisini bitirdiklerini, Protokolün 2. maddesinin; “Yukarıda belirtilen toplam 174.367 TL’nin ödenmesi kaydı ile alacaklının borçludan icra masrafı, icra vekalet ücreti, icra tahsil harcı dahil başkaca bir alacağı kalmayacak olup, alacaklı yukarıda yazılı icra dosyası nedeni ile borçluyu gayri kabili rücu ibra etmiştir.” şeklinde olduğunu, bu şartın 2 yönünün bulunduğunu,; İşbu davanın konusunun icra dosyası olduğunu, icra dosyası ibra edildiğini ve davanın konusuz kaldığını, tersi olsaydı, davacının, davanın tek sebebi olan icra dosyasını ibra etmeyerek, protokol’de işbu davadan doğan haklarını saklı tutması gerektiğini, davacının, işbu davadan doğan haklarını saklı tutmayarak ibrada bulunarak, davadaki haklarından vazgeçtiğini, Dava konusu meblağın 154.745 TL olduğunu, davacının ibrası ile bu dosyadan alacağının bildirdiği kapak hesabının hukuken geçersiz kaldığını, Protokolün 3. Maddesi ” Son taksit ödemenin yapılmasını takiben 3 iş günü içinde alacaklı tarafça icra dosyasına haricen tahsil bildirimi yapılarak icra dosyası tahsil ve infaz edilecektir.” şeklinde olduğunu, 174.367 TL’lik ödeme yapılmış olmasına rağmen davacı tarafın protokolden doğan yükümlülüğünü dilekçelerden 4 ay sonra 22.11.2019 tarihinde yerine getirdiğini, bu maddenin ve haricen tahsil beyanının, icra dosyasının kapandığını gösterdiğini, Cevap dilekçesi sunulmamasının sebebinin, en başında icra dosyası borcunun davacı tarafça tahsil edilmiş olması ve davanın konusuz kalması olduğunu, diğer yönden, konusuz kalan bir davada, davacı vekili lehinde vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır. Davacı, alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe borçlunun haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında taraflar takip borcunun haricen ödenmesi konusunda anlaşmışlar ve aralarında protokol düzenlemişler, takip konusu borç protokol doğrultusunda ödenmiştir. Taraflar arasında protokol düzenlendiğine ve takip konusu borcun haricen ödendiğine, itirazın iptali davasının konusuz kaldığına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. İtirazın iptali davası İİK 67/1. maddesinde düzenlenmiş olup, İİK 42. maddesine uygun şekilde bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibine borçlunun 62. maddeye göre suresinde yaptığı itiraz üzerine duran takibin genel hükümler dairesinde alacağın varlığının ispat edilmesi suretiyle devamına olanak sağlamak amacıyla açılan davadır. HMK’nın 331/1 maddesinde “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmü düzenlenmiştir. Davanın konusuz kalması halinde HMK’nın 331/1 maddesine göre mahkeme davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedecektir. Buna göre dosyaya sunulan ve taraflar arasında imzalanan takip borcunun haricen ödenmesine ilişkin protokolde, itirazın iptali davasından feragat edildiğine, dava konusunda taraflar arasında sulh yapıldığına ilişkin bir beyan bulunmamaktadır. Protokolde açıkça takip borcu ve ferilerinin haricen ödenmesi ve ödeme sonunda takip dosyasının harici ödeme ile infaz edilmiş sayılmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. İcra inkar tazminatı alacaklının alacağına geç kavuşmasının yaptırımı olarak İİK 67/2. Maddesinde düzenlenmiştir. Davanın konusuz kalması durumunda diğer şartların da mevcut olması halinde icra inkar tazminatına hükmedilmeyeceğine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine İİK 67/2. Maddesine göre icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takibe itirazında haksız olması ve talep yeterlidir. Takip konusu borç haricen ödendiğinden borçlu davalının takibe itirazında haksız olduğu sabittir. Davacı vekili de icra inkar tazminatı ve yargılama gideri taleplerinin devam ettiğini belirtmiştir. Davaya konu borç, davadan sonra davalı borçlu tarafça kabul edilip haricen ödendiğinden davacının itirazın iptali davası açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davaya konu takip borcunun haricen ödenmesi sebebiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, takibe itirazda davalı borçlu haksız olduğundan icra inkar tazminatına ve davanın açılmasına davalı sebep olduğundan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 17/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.