Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/661 E. 2020/758 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/661
KARAR NO : 2020/758
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/660 Esas – 2019/1286 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalıların murisi arasındaki alım satım ilişkisi sonucu 23/12/2006 tarihli … irsaliye no ile 81677 nolu fatura 10.595,95 TL bedel, 23/12/2006 tarihli … nolu … irsaliye nolu 7.835,68 TL bedelli, 23/12/2006 tarihli, … irsaliye no … fatura no 2.558,68 TL bedelli ve 23/12/2006 tarihli … irsaliye no … fatura no 4.757,87 TL bedelli toplam 25.748,40 TL faturalar düzenlendiğini, emtiaların teslimatı yapıldığını, davalı borçlu murisin borcunu ödememesi sebebiyle Bodrum …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas takip dosyasıyla örnek 7 ilamsız takip yapıldığını, ödeme emrinin tebliğiyle yapılan itiraz üzerine talep icra müdürlüğünce önce süresinde olmadığından reddedildiğini, bilahare süresinde kabul edilip takibin durdurulduğunu, ancak müvekkiline bu husus da tebligat yapılmadığını, borçlu …’nin bu süreçte vefat ettiğini, bunun üzerine açılan itirazın iptali davası (Bodrum 4. Asliye Hukuk Mah. 2014/348 esas) itirazdan itibaren 1 yıl içinde dava açılmadığından usulden süre yönünden reddedildiğini, bu kararın kesinleştiğini, müvekkili şirket sattığı ve teslim ettiği malların bedelini halen tahsil edemediğini, aradan geçen zamanda davalıların murisinin bu malları teslim aldığını, kullandığını, bedelini ödemeyerek karşılıksız lehine yarar sağladığını, mallar irsaliyelerde görüldüğü üzere 23/12/2006 tarihinde …’ya teslim edildiğini, malların alımı ve tesliminde davalıların murisinin bir diğer çalışını … da hazır bulunduğunu, TBK m77-82 arasında düzenlenen sebepsiz zenginleşme de haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşenin bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğunu, davalıların murisinin müvekkili şirketin malvarlığındaki azalma sonucu kendi malvarlığında zenginleştiğini, bu bağlamda davalıların murisinin iyi niyetli olduğundan söz edilemeyeceğini, kötü niyetli ve müvekkili şirketten aldığı malın bir değeri olduğunu, bu bedeli ödemek zorunda olduğunu bildiğini, icra takibine de itiraz ederek ifadan kaçınmakta direndiklerini bu nedenle müvekkilinin uğradığı hak kayıplarının tazmini için huzurdaki dava açılmak zorunda kalındığını, açıklanan nedenlerle yargılama sırasında belirlenecek nedenlerle davasının kabulü ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 25.748,40 TL alacaklarının emtianın teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, bu davanın davalıların ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiğini, davalılardan …’ın adresinin … Cad. No:… Üsküdar/İstanbul ve …’nin adresinin … Mah. … Cad. No:… Kadıköy/İstanbul Anadolu adliyesinin yargı çevresinde olduğundan yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile dava dosyasının yetkili olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davanın zamanaşımı geçirildikten sonra açıldığını, bunun için davanın zamanaşımı nedeni ile reddinin gerektiğini, sebepsiz zenginleşmeyi gerektiren bir borç söz konusu olmadığına dair kesinleşmiş karar olduğunu, davacının dava konusu faturalardan dolayı davalıların murisi … aleyhine Bodrum … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile yapmış olduğu icra takibine muris … tarafından yasal süresi içinde borcu olmadığından itiraz edildiğini, bu icra dosyasının alacaklısı olan davacı icra dosyasındaki alacağının THSS hisse … Konut Yapı Kooperatifine temlik ettiğini, muris …’nin THSS hisse …. Yapı Kooperatifinden olan ücret alacağı için Kooperatif aleyhine Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2011/18 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu iflas davasının 12/04/2012 tarihli celsesinde davalı, Bodrum …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki alacağı temlik aldığını temlik miktarının borcundan mahsup edilmesini talep etmesi üzerine icra dosyasının temlik edilmiş olduğunu öğrendiklerini, aynı celse icra dosyasına itiraz edildiğini takibin durmuş olduğunu ve itirazın iptali için dava açılmamış olduğunu, mahkemeye beyan edildiğini, Mahkemece Bodrum …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasının celp edildiğini, Ticaret Mahkemesi’nin 07/06/2012 tarihli celsesinde davalı ve temlik alan vekili alacaklarının temellük ettiklerinde dosyadaki bilgilere göre takip kesinleştiğini, ancak şuan takibin durduğunu, takibe karşı herhangi bir dava açmadıkları şeklinde beyanında bulunmuş olduklarını, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından Bodrum İcra Müdürlüğüne yazılan tezkerenin tevkidi ile dosyanın celbine karar verildiğini, dosya geldiğinde … tarafından icra dosyasına süresinde itiraz edildiğinden takibin durdurulduğu ve itirazın iptali davası açılmadığı anlaşıldığını, davacının 22/07/2014 tarihinde itirazı öğrendiğini ileri sürüp Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde 2014/348 Esas sayılı itirazın iptali davasını açmış olduğunu, bu davaya verdikleri cevapta temlik alacaklısının icra dosyasına yapılan itirazı öğrendiklerini ve dava açmadıklarını beyan ettiklerini, 1 yıllık süre içinde itiraz iptali davası açılmadığından davalıların murisinin icra dosyasına yapmış olduğu itirazın dolayısıyla borcunun olmadığı hususunun kesinleştiğini davacının dava açmaya hakkının olmadığı belirterek davanın reddini talep ettiğini, mahkemece dava konusu alacağın 2012 yılında dava dışı 3. Kişiye temlik edildiği iş bu temlikle 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açma hakkının da temlik alana geçtiği temlik alan tarafından icra dosyasına yapılan itirazdan haberdar olduğu ve itirazın iptali davasının açılmadığı hususunun Bakırköy 1Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/18 esas sayılı dosyasına yapılan beyanlarla sabit olduğu gerekçesi ile davacının açmış olduğu itiraz iptali dava 2014/348 Esas – 2015/76 Karar sayılı 25/12/2015 tarihli kararla reddedildiğini, böylece davalıların murisinin icra dosyasına yapmış olduğu borca itiraz ve borcunun olmadığı husus kesinleştiğini, davalıların murisinin davacıya borcu olmadığı hususunun da kesinleştiğini, davalıların murisi İcra dosyasına yaptığı itirazda alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını fatura tarihleri olan 23/12/2006 tarihinde herhangi bir inşaatı veya inşai faaliyetinin bulunmadığını faturalar ve miktarları ile bilgisinin olmadığı tarafına böyle fatura tebliğ edilmediğini ve faturaları tebellüğ ettiğine dair herhangi bir imzasının olmadığını beyan etmiş ve itirazı kesinleştiğini, bu nedenle davalıların murisinin dolayısıyla davalıların sebepsiz zenginleşmesi söz konusu olamayacağını, davanın bu nedenlerle reddi gerektiğini, davalıların murisinin davacıya herhangi bir borcu olmadığından davacının faiz talebi yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava sebepsiz zenginleşme davası olup haksız fiile dayandığından davacının ticari faiz talebi de kabul edilemeyeceğini, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini ve yukarıda açıklanan nedenlerle zaman aşımına uğramış ve haksız olarak açlan davanın reddi ile yargılama giderlerinin davayı yükletilmesine karar verilmesi şeklinde cevap vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/12/2019 tarih ve 2018/660 Esas – 2019/1286 Karar sayılı kararı ile; ” Dava hukuki niteliği itibari ile davacının, davalıların murisinden olan faturaya dayalı alacağını sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tahsili amaçlı alacak davasıdır. Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış taraf delilleri toplanarak tahkikat aşamasında değerlendirilmiştir. Davacı defterleri mali müşavir bilirkişi aracılığı ile incelenmiş hazırlanan raporda davaya konu faturalara ilişkin … nolu sevk irsaliyelerinde … imzası olduğu, dfvalılar murisi …’ nin işveren olarak kaydının bulunduğu işyerinde …’ nın çalışan olarak gözükmediği ancak davacının defter kayıtlarında 25.748,40 TL alacaklı gözüktüğü tespitini yapmıştır. Davacının Bodrum …. İcra Müdürlüğü’ nden … E sayılı dosyasından davalılar murisi aleyhine başlattığı icra takibine konu, davamız konusu alacağını Büyükçekmece …. Noterliğinin 02.04.2012 tarih … yevmiye nolu temliknamesi ile dava dışı 3. Kişi Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifine temlik ettiği Bodrum …. İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyasında mübrez temliknameden anlaşılmıştır. Davalılar murisinin dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Kooperatifine karşı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2011/18 E sayılı dosyasından açmış olduğu davanın 01.11.2012 tarihli 9 nolu celsesinde davalılar murisinin vefat ettiği beyanı duruşma zaptına derc edildiği, 25.12.2012 nolu celsede hazır olan dava dışı temlik alacaklısı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifi vekilinin vefattan haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle davalılar murisi …’nin vefat ettiği bilgisi temlik alacaklısı tarafından öğrenilmiştir. 6098 sayılı TBK nın sebepsiz zenginleşmede zaman aşımını düzenleyen ‘MADDE 82- Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.’ şeklindedir. Bu haliyle davalılar murisinin ölümünden sonra mirasçılarına karşı sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde dava açma zamanı en geç 25.12.2014 tarihidir. Davacı … İle dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse ….Yapı Kooperatifi arasında Büyükçekmece …. Noterliğinin 04.04.2014 tarih … yevmiye nolu fesih namesi ile taraflar Büyükçekmece….. Noterliğinin 02.04.2012 tarih … yevmiye nolu temliknamesini fesh etmişlerse de bu fesih davacı tarafa yeni bir dava açma süresi sağlamayacaktır. Davanın Uyap kayıtlarından yapılan incelemede 29.12.2015 tarihinde açıldığı nazara alındığında zamanaşımı süresinin dolduğu gözüktüğünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile; ” 1-Davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;Gerekçeli karar ile tefhim edilen hükmün çelişkili olmasının kanuna aykırı olduğunu, Müvekkil şirket ile davalıların murisi … arasındaki alım- satım ilişkisi sonucu düzenlenen 23.12.2006 tarihli 10.595,95 TL, 7.835,68 TL, 2.558,68 TL ve 4.757,87 TL bedelli toplam 25.748,40 TL faturaya dayalı alacağını, emtiaların teslimine rağmen borçlu murisin ödememesi üzerine müvekkil şirketin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacağını tahsili amacı ile açılan davada İlk Derece Mahkemesi 09.12.2019 tarihli gerekçeli kararında “Davacı …. Ltd. Şti. İle dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifi arasında Büyükçekmece …. Noterliğinin 04.04.2014 tarih … yevmiye nolu fesih namesi ile taraflar Büyükçekmece … Noterliğinin 02.04.2012 tarih … yevmiye nolu temliknamesini fesh etmişlerse de bu fesih davacı tarafa yeni bir dava açma süresi sağlamayacaktır. Davanın Uyap kayıtlarından yapılan incelemede 29.12.2015 tarihinde açıldığı nazara alındığında zamanaşımı süresinin dolduğu gözüktüğünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” diyerek hüküm kısmında DAVANIN AKTİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE karar verdiğini, ancak işbu kararın usul ve yasalara aykırı olup kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesinin açılan davanın 05.12.2019 tarihli duruşmasında ayrıntısı gerekçeli kararda gösterilmek üzere ” Davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE ” karar verdiğini, ancak 05.12.2019 tarihli gerekçeli kararda; Davalıların murisinin ölümünden sonra, mirasçılarına karşı sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde dava açma zamanı en geç 25.12.2014 tarihi olduğunu, davacı …, dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifi ile arasındaki temliknameyi Büyükçekmece …. Noterliğinin 04.04.2014 tarih … yevmiye nolu fesih namesi ile fesh ettiğini ancak bu feshin davacı tarafa yeni bir dava açma süresi sağlamayacağını, Uyap kayıtlarından yapılan incelemede “davanın 29.12.2015 tarihinde açıldığı nazara alındığında zamanaşımı süresinin dolduğu gözüktüğünden” davanın reddine karar verildiğini belirtmişse de hüküm kısmında 05.12.2019 tarihli kısa kararında olduğu gibi “Davanın “aktif husumet yokluğundan REDDİ” şeklinde hüküm kurduğunu, yani gerekçeye göre zamanaşımı nedeniyle (gerekçesiyle) dava reddedilmiş iken hüküm kısmında ” aktif husumet yokluğundan ” gerekçesiyle red yazıldığını, İlk Derece Mahkemesinin yaptığı incelemede müvekkil şirketi le dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifi ile arasındaki temliknamenin Büyükçekmece …. Noterliği’ nin 04.04.2014 tarih … yevmiye nolu fesih namesi ile feshedildiğini dosyadaki evrakları özenli incelemediğinden fark edememiş olup kısa kararda aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar vermişse de, gerekçeli karar yazılırken temliknamenin feshedildiğini ve müvekkil şirketin aktif husumet ehliyetinin olduğunu fark ederek kısa karara aykırı olarak, gerekçede zamanaşımı nedeniyle davanın reddedildiğinin açıklandığını, 6100 sayılı HMK’ nun 298/2. maddesine göre, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağını, gerekçelerin kararın, HMK’ nın 294. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak yazılmasının zorunlu olup, bu hususun ilgili kanunlarla yargıca yükletilmiş bir ödev olduğunu, ancak İlk Derece Mahkemesi tarafından, taraf vekillerine tefhim edilen 05.12.2019 tarihli kısa karara uygun bir karar yazılması gerekirken bu kurala aykırı şekilde çelişkili ve farklı gerekçeli karar yazılmasının yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’ nın 141. maddesi ile HMK’ nın emredici nitelikteki maddelerine aykırı bir durum yarattığını, ayrıca anılan hususun kamu düzeni ile ilgili olup, re’sen nazara alınması gereken bir istinaf nedeni olduğunu, Bu sebeple öncelikle “kısa karar-hüküm fıkrası ile “gerekçeli kararın gerekçesi” arasında açık çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan istinaf incelemesi sonucunda İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/660 E. – 2019/1286 K. sayılı ve 05.12.2019 tarihli kararının bozularak ortadan kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi’ nin açılan davayı aktif husumet yokluğundan zaman aşımından mı reddettiğini anlayamamakla birlikte her iki gerekçeyle de davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olacağından müvekkilin hak kaybına uğramaması için istinaf sebeplerini bildirme zorunluluğu hasıl olduğunu, Müvekkil şirketin, muris …’ nin borcunu ödememesi sebebiyle Bodrum …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığını, borçlu murisin haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, ancak müvekkile ya da vekiline itiraz dilekçesi tebliğ olmadığını, Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde 2014/348 E sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmışsa da 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, Müvekkilin, dava konusu alacağını Büyükçekmece …. Noterliği’ nin 02.04.2012 tarih … yevmiye nolu temliknamesi ile dava dışı 3. Kişi Tasfiye Halinde S.S Hisse …..Yapı Kooperatifine temlik ettiğini, ancak bu temliknamenin gerekçeli kararda da belirtildiği üzere Büyükçekmece 2. Noterliği’ nin 04.04.2014 tarih 11949 yevmiye nolu fesihnamesi ile feshedildiğini, dolayısı ile dava konusu alacağı isteme hakkı müvekkil şirketin olduğundan müvekkil şirketin, davada aktif husumet ehliyetinin her hali ile olduğunu, bu durumun yani temliknamenin karşılıklı olarak noterde feshinin ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğunu, Davalıların, murisinin, dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifinden olan alacağı için Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2011/18 E sayılı dosyasından açılmış olan iflas davasının 01.11.2012 tarihli 9 nolu celsesinde davalılar murisinin vefat ettiği beyanı duruşma zaptına derc edildiği, 25.12.2012 nolu celsede hazır olan dava dışı temlik alacaklısı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifi vekilinin vefattan haberdar olduğu, sebepsiz zenginleşmede zamanaşımını düzenleyen 82. maddeye göre davalılar murisinin ölümünden sonra mirasçılarına karşı sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde dava açma zamanının en geç 25.12.2014 tarihi olduğunun iddia edildiğini, Ancak davalıların murisinin açtığı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 201/18E sayılı dosyasının, müvekkil şirket ile hiç bir ilgisi bulunmadığını ve müvekkil şirketin bu davanın tarafı da olmadığını, dolayısı ile davanın tarafı olmayan ve doğal olarak duruşmada hazır bulunmayan müvekkilin, duruşmada beyan edilen davalılar murisinin vefat ettiği hususunu bilmesine olanak olmadığını, temlik alacaklısının dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse …. Yapı Kooperatifi vekilinin Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 201/18E sayılı dosyasındaki beyanı ve temlik alacaklısı olduğu süreçte davalılar murisinin vefat ettiğini öğrenmesinin müvekkil şirketi bağlamadığını, dolayısı ile müvekkil şirketin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalılara dava açma süresinin, davalılar murisinin vefat ettiğinin beyan edildiği 25.12.2012 tarihinden itibaren 2 yıl olacağı ve davanın en geç 25.12.2014 tarihinde açılabileceği hususlarının kanuna aykırı olduğunu, çünkü davanın öncelikli olarak genel zaman aşımı süresine tabi olup, alacağın zaman aşımına uğramadığını, Müvekkil şirket ile dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse … Yapı Kooperatifi arasındaki temlik sözleşmesinin 04.04.2014 tarihinde feshedildiğini, müvekkil şirketin alacağının temlikinin feshinden sonra hemen Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde 2014/348 E. sayılı itirazın iptali davasını açmışsa da davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddedildiğini, sonuç olarak müvekkil şirketin dava konusu alacağına kavuşamadığını, davalıların bunun aksini ispat edecek yazılı bir delil sunamadığını, müvekkil şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde; müvekkil şirketin müteveffa …’ den alacaklı olduğu müvekkil şirketin ticari defter ve belgelerinin yasaya uygun tutulduğu ve müvekkilin davalılar murisi …’ den alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiğini, Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde 19.01.2017 tarihli duruşmada dinlenen tanık …’ ın; murisi, arkadaşı … aracılığı ile tanıdığını, …’ da inşaat işi yaptıklarını, 2004-2005 yılları arasında çalıştıklarını, …’ nın taşeron olarak çalıştığını ve işleri ondan aldığını, bu işin … olduğunu, sıva ve seramik işini yaptıklarını, inşaatın … ye ait olduğunu öğrendiklerini, … seramik alındığını beyan ettiğini, …’ nın, murisin (…’nin) işlerini takip etmekte olan yetkili kişi olduğunu ve 23.12.2006 tarihli irsaliyelerde malı teslim aldığına ilişkin imzası bulunmadığını, Teslimin bir hukuki işlem olmayıp maddi bir olay olduğunu ve tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceğini, İlk Derece Mahkemesi’ nin adı geçen ve …’ yi temsil eden …’ nın sigorta kaydı olmamasının sonuca etkisi olmadığını, bu kişinin … nam hesabına hareket eden bir temsilci olduğu vurgulanmış ise de İlk Derece Mahkemesinin tanık listelerinde yer almasına rağmen …’ yı dinlemeden, delillerini toplamadan davanın reddine karar verdiğini, faturaya konu irsaliyelerde imzası bulunan …’ nın davalıların murisi …’ nin sigortalı çalışanı olmamasına rağmen, murisin işlerini takip ettiğini hatta murisin verdiği vekaletnameyle gayrimenkul devir işlemlerini dahi gerçekleştirdiğini beyanla; Açıklanan ve re’sen gözetilecek sebeplerle; – İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/660 E. – 2019/1286 K. sayılı ve 05.12.2019 tarihli kararının mürafaa ve tehir-i icra talepli bozularak ortadan kaldırılmasına, – Yeniden duruşma açılarak yargılama yapılıp davanın kabulüne ya da usul eksiklerinin tamamlanması ve delilerin toplanması için kararın kaldırılıp dosyanın yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, – İstinaf harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin de davalılardan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İlk derece mahkeme kararının gerekçesinde;” …Davacı … İle dava dışı Tasfiye Halinde S.S Hisse …. Yapı Kooperatifi arasında Büyükçekmece…. Noterliğinin 04.04.2014 tarih … yevmiye nolu fesih namesi ile taraflar Büyükçekmece …. Noterliğinin 02.04.2012 tarih … yevmiye nolu temliknamesini fesh etmişlerse de bu fesih davacı tarafa yeni bir dava açma süresi sağlamayacaktır. Davanın Uyap kayıtlarından yapılan incelemede 29.12.2015 tarihinde açıldığı nazara alındığında zamanaşımı süresinin dolduğu gözüktüğünden davanın reddine karar verilmesinin gerektiği,” belirtildiği halde hükümde, davanın aktif husumet yokluğundan reddine, şeklinde hüküm kurularak kısa kaar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuş olup bu durum usul ve yasaya aykırıdır. 6100 sayılı HMK’ nın 298/2. maddesinde; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz,” hükmünün düzenlendiği, İstinaf mahkemesince yapılacak inceleme ancak 6100 Sayılı HMK’ nın 297 ve 298.maddelerine uygun olarak verilmiş ve yazılmış kararlar üzerinde yapılabilecektir. İlk derece mahkemisinin istinafa konu kararı HMK’ nın 297 ve 298. maddesine uygun olarak verilmiş ve yazılmış bir karar olmadığından istinaf incelemesi yapılması mümkün değildir. Sonuç itibariyle, istinafa konu Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, 6100 Sayılı HMK’ nın 297 ve 298. maddelerine uygun karar verilmesini sağlamak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/12/2019 tarih ve 2018/660 Esas – 2019/1286 Karar sayılı ilamının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama gidrlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’ nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.