Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/65 E. 2022/194 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/65 Esas
KARAR NO: 2022/194 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/669 Esas – 2017/1497 Karar
TARİH: 21/12/2017
DAVA: Yargılamanın Yenilenmesi
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Yargılamanın yenilenmesini isteyen/davalı vekili, yargılamanın iadesine konu kararı veren hakimlerden birinin tutuklandığını ve görevden alındığını, bu hususun yargılamanın yenilenmesi nedeni olduğunu, ayrıca kararın ana dayanağı olan ATK raporunun maddi hataya dayalı olduğunu, raporda taşınmazların şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin taşınmaz sahibinin delirium-psikoz hastalığı hukuki ehliyete haiz olmadığının belirtildiğini, ancak taraflarınca sunulan bilimsel mütalaada delirium ve psikoz hastalığının farklı hastalıklar olduğunun ve taşınmaz sahibi şahsın delirium hastalığının tamamen düzelmiş olduğunun ortaya konulduğunu, ATK raporunda bu iki hastalığın tek bir hastalık gibi değerlendirilmesinin maddi hata niteliğinde olduğunu, bu durumun da HMK 375/ç m. uyarınca yargılamanın yenilenmesi nedeni olduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Karşı taraf/davacı vekili, yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin mevcut olmadığını, talebin süresinde olmadığını, ayrıca davacı tarafça sözü edilen bilimsel mütalaanın HMK 375/ç m. kapsamında yargılama sırasında mevcut olup da sonradan ortaya çıkan yeni belge niteliğinde olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/12/2017 tarih ve 2017/669 Esas 2017/1497 Karar sayılı Kararı ile; ” …. Talepte bulunan vekilince hükme katılan hakimlerden birinin görevden alındığını ileri sürmüş ise de adı geçen hakimin hüküm tarihinde mevzuat hükümleri gereğince yargılamaya katıldığı, dolayısıyla HMK’nun 375/1-a maddesi gereğince mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemesi olgusunun somut olayda gerçekleşmediği, önceki yargılama sürecinde …’ın hukuki ehliyeti yönünden delillerin toplanarak bir sonuca ulaşıldığı, talepte bulunan tarafından yargılamanın iadesi talebine ekli olarak sunulan ve …’ın hukuki ehliyeti ile ilgili düzenlenen mütalaanın HMK 375/1-ç maddesinde yer alan “yargılama sırasında aleyhine karar verilen tarafın elinde olmayan bir belge” niteliğinde olmadığı, diğer yargılamanın iadesi koşullarının da gerçekleşmediği anlaşıldığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir. .” gerekçesi ile; “Yargılamanın iadesi talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, yargılamanın yenilenmesini isteyen/davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yargılamanın yenilenmesini isteyen/davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK açık hükümleri gereğince daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olan dosyaların kanun yolu denetimlerinde de Yargıtay yolunun zorunlu olduğunu, mahkemece hatalı olarak istinaf yolunun açık bırakıldığını, Taleplerinin sadece HMK’nun 375. maddesi açısından değerlendirildiğini, oysa ki yargılamanın iadesi talep edilen karar ve bu karara dayanak bilimsel raporda maddi hatanın söz konusu olduğunu, bu konudaki talep ve beyan dilekçelerinin değerlendirilmediğini, dayanak HGK kararının irdelenmediğini, somut olayda da davanın dayanağını oluşturan ATK raporunda ve rapora dayalı verilen kararda maddi hatanın söz konusu olduğunu, zira ATK raporunda …’ın delirium ile birlikte psikoz rahatsızlığı bulunduğunun belirtildiğini, oysa dosyaya sunulan bilimsel mütalaada belirlendiği üzere delirium hastalığının düzeldiğini, bu yanlışlığın hiçbir yönden savunulması ve göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını, bu hususun davanın esasını etkilediğini, yeniden Adli Tıp Kurumu Başkanlığına veya bir Devlet Üniversitesinden seçilecek üç kişilik uzman akademisyen bilirkişiye gönderilerek, …’ın delirium hastalığının bulunup bulunmadığı, düzelip düzelmediği, düzelmiş ise bu durumda hukuki ehliyetinin niteliğinin tespiti yönünden rapor aldırılması gerektiği halde haklı taleplerinin reddedildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve taleplerinin kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 374 vd m. uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle talebin reddine karar verilmiştir. Yargılamanın iadesine konu İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2014 tarih 2014/461 E., 2014/376 K. sayılı kararı incelendiğinde, davacı …’ın davalı şirketin 06/06/2003 tarih 2003/4 sayılı …’a ait taşınmazların şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespiti istemiyle açmış olduğu bir dava olduğu, davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine ise Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 10/05/2016 tarih 2015/11336 E., 2016/5275 K. sayılı kararı ile hükmün onandığı, davalının temyiz nedenleri arasında ATK raporuna itirazlarının da yer aldığı görülmüştür. HMK’nun 375.maddesinde yargılamanın yenilenmesi nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır. HMK’nun 379.maddesi uyarınca, yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine mahkeme tarafları davet edip dinledikten sonra ileri sürülen yargılamanın yenilenmesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden inceler. Bu koşul eksikse hakim davayı esasa girmeden reddeder. Somut olaya döndüğümüzde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan/davalı taraf, kararı veren hakimlerden birinin tutuklanması ve görevden alınmasını yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak ileri sürmüş ise de, mahkemece itibar edilmeyen bu nedene ilişkin olarak istinaf sebebi ileri sürmediğinden bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.Bunun dışında karara dayanak ATK raporundaki hastalık teşhisinin maddi hataya dayalı olduğunun taraflarınca sunulan bilimsel mütalaa ile ortaya konulduğunu, bu hususun da HMK 375/1-ç. m. uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu ileri sürmüştür. HMK 375/1-ç m. “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.” şeklinde düzenlenmiş olup, bilimsel mütalaaların veya bilirkişi raporlarının bu kapsamda bir belge olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan tarafın önceki yargılama sırasında da rapora yönelik itirazlarını sunduğu ve hatta temyiz konusu ettiği, ancak kabul görmediği anlaşılmaktadır. HMK 375/1-ç maddesinde sözü edilen belge yargılama sırasında mevcut olduğu halde sonradan ele geçirilebilmiş olan bir belge olduğuna göre, ileri sürülen sebebin yargılamanın yenilenmesi sebebi olmadığı sonuç ve kaanatine varılmıştır. Bu itibarla mahkemece HMK’nun 379.m. uyarınca işin esasına girilmeden talebin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesini talep eden/davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Yargılamanın yenilenmesini talep eden/davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalılar tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL harcın istinaf eden tarafından tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.