Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/632 E. 2020/785 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/632 Esas
KARAR NO : 2020/785 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI : 2017/624 Esas 2019/650 Karar
DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 27/04/2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşme ile … ilçesi, … pafta, … parselde kayıtlı arsa üzerinde inşa edilecek binada 5 adet dairenin satışını vaat ettiğini ve davacının karşılığında 550.000,00 TL peşinen ödeme yaptığını, davalı tarafından maliyetlerin arttığının beyan edilmesi üzerine ise 106.500,00 TL bedelli bir adet bono verdiğini, davalının bu ödemelere rağmen taşınmaz devrini yapmaması sebebiyle davacının İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ödediği toplam 656,500,00 TL’nin tahsili için takip başlattığını, takip sırasında davalının toprak sahibi olan … adına 102.000,00 TL ipotek vermesi halinde devirleri yapacağını beyan etmesi üzerine davacının toprak sahibi … lehine 102.000,00 TL ipotek verdiğini, davalının takip dosyasının kapatılmasını talep etmesi üzerine, toprak sahibi …’e 102.000,00 TL ipotek bedelinin ödenmesini ve kendi alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, bunun üzerine davalının ipotek bedelinin karşılığı olarak davacıdan 102.000,00 TL bedelli bono aldığını ve davacının istenilen bonoyu imzalayarak verdiğini, bir süre sonra tarafların İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası yönünden sulh ve ibra protokolü imzaladıklarını, davalının da protokol gereği davacıdan aldığı 102.000,00 TL bedelli bonoyu iade ettiğini, davalının İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında 102.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davacı hakkında takip başlatması neticesinde, davalının iade ettiği 102.000,00 TL bedelli bononun sahte olduğunu ve davacı tarafından düzenlenmiş asıl bononun ise iade edilmediğini anladıklarını belirterek, İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında 102.000,00 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, takibe konu bononun davacı tarafından borçları nedeniyle imzalanarak verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/07/2019 tarih 2017/624 Esas 2019/650 Karar sayılı kararında; “Mahkememizde görülmekte olan yukarıda esas ve karar numarası yazılı dava dosyasının 08/11/2018 tarihli 4. celsesinde duruşmanın 07/03/2019 günü saat 10:30 bırakılmasına karar verildiği, 07/03/2019 günü saat 10:35’de davalı vekilinin katılımı ile yapılan duruşmada davacı vekili tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu zapta yazılarak ara karar ile mazeretin kabulüne karar verildiği, ancak işbu dosya ile aynı gün olan 07/03/2019 günü 09:45’de mahkememizin 2018/624 Esas sayılı dosyasının da duruşmasının bulunduğu ve davacı vekili tarafından sunulduğu yazılan mazeret dilekçesinin mahkememizin 2018/624 Esas sayılı dosyasında davacı … Ticaret Anonim Şirketi vekili olan Avukat … tarafından sunulan mazeret dilekçesi olduğu ancak Mahkeme mübaşiri tarafından sehven bu dosya kapsamına alınmış olması sebebiyle, işbu dosya davacı vekili tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu şeklinde zapta geçirildiği, 07/03/2019 günü saat 12.02’de ise davalı vekili … sözlü talebi üzerine dosyanın yeniden ele alındığı gerek UYAP üzerinden yapılan incelemede gerekse dosya kapsamında fiziki olarak davacı vekili tarafından sunulan bir mazeret dilekçesi bulunmadığının tespit edildiği, davalı vekilinin ise davayı takip etmek istemediğini bildirmesi üzerine dosyanın 07/03/2019 tarihinde işlemden kaldırıldığı, 6100 sayılı HMK 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılan davanın 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmesi gerektiği, davacı vekili tarafından 07/06/2019 tarihine kadar yenileme talepli dilekçe sunulmadığı, bu nedenle 08/06/2019 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, davacı vekili tarafından kararın yazım aşamasında 08/07/2019 tarihli dilekçe sunulmuş ve 07/03/2019 günü elden mazeret dilekçesi sunulduğu ifade edilmiş ise de mazeret dilekçesinin sunulduğuna ilişkin bir kaydın olmadığı, dosya kapsamında bulunmadığı, mazeret dilekçesinin kimin tarafından sunulduğu ve kime verildiğinin belgelendirilmediği yine Uyap sistemi üzerinden de sunulan bir mazeretin olmadığı, 07/03/2019 günü saat 12.02’de açılan zaptın ise önceki zaptın düzeltilmesi mahiyetinde olduğu, dosyanın işlemden kaldırmasına karar verilmesi halinde bu kararın davacı vekiline tebliğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, mazeret dilekçesi sunmayan ve duruşmaya katılmayan davacı vekilinin dosyayı ve işlemleri takip etmesi gerektiği ayrıca davacı vekilinin Uyap sisteminde kayıtlı olması sebebiyle tutanaklara erişim imkanı olup, bu nedenle ikinci zaptın 08/07/2019 tarihinde öğrenildiği yönündeki beyanı ile eski hale getirme talebinin ise yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, işlemden kaldırıldığı 07/03/2019 tarihinden itibaren üç (3) aylık yasal süre içerisinde taraflarca yenilenmeyen davanın HMK 150/5.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın HMK 150/5.maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, Davacı vekilinin mazeret dilekçesi dosyaya alınmadığı, davacı vekiline haber verilmeden usulüne aykırı ikinci duruşma açıldığı ve bu duruşma ile verilen işlemden kaldırma kararının vekile tebliğ edilmediğini, Davacı vekilinin bu durumu anlatır yenileme talepli dilekçesi usule aykırılığı ayrıntıları ile ortaya koymakta olduğunu, Müvekkilinin ise 07/03/2019 tarihli duruşmada verilen işlemden kaldırılma kararı ile 02/07/2019 tarihli davanın açılmamış sayılması kararından ve vekilinin mazeretinden habersiz olduğunu, bu kararların ne müvekkiline ne de davacı vekiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ancak kendisine 10.07.2019 tarihinde tebliğ olan Beyoğlu …. Noterliği … yevmiye no ve 09.07.2019 tarihli istifa ihtarnamesi ve 25.01.2020 tebliğ tarihli davanın açılmamış sayılmasına ilişkin Yerel Mahkeme kararı ile öğrendiğini, Tedbir kararının dava kesinleşene kadar devamı gerektiğini, aksi takdirde davanın açılmamış sayılması kararı tedbir kararı ile durdurulan icra takibinin devamına sebebiyet vererek müvekkilinin zararına sebebiyet vereceğini, Taraflar arasındaki gayrimenkul ilişkisi sebebiyle ipoteğin kaldırılmasının teminatı olarak verilen icra takibine konu senet dolayısıyla müvekkili ibra edildiği halde müvekkiline sahte senet verilerek asıl senet ile kötüniyetli ve haksız icra takibi yapıldığını, Açıklandığı üzere müvekkiline vaad edilen gayrimenkullerin tesliminin gerçekleştirilmediğini, müvekkilinden “param yok inşaatı bitiremedim vb.” sebeplerle defaten para ve senet alınmış ve nihayetinde imzalanan “Sulh ve İbra Sözleşmesi” ile taraflar birbirini tüm senet ve borçlardan ibra etmelerine rağmen müvekkiline sahte senet iade edilerek senet aslı ile kötüniyetli icra takibi başlatıldığını, Müvekkili gayrimenkul alacaklısı olduğu satış vaadi sözleşmesi ve borçlusu olmadığı bir senet sebebiyle fazlası ile davalıdan alacaklı konumuna düşmüş buna rağmen hak kaybına uğrayan taraf olduğunu, Zaten fazlası ile zarara uğrayan müvekkilin İst. 12 ATM 2017/624 E. sayılı dosya ile açmış olduğu menfi tespit davasının usule aykırı olarak açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/624 Esas 2019/650 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava menfi tespit davasıdır.Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Uyuşmazlık, mahkemece 07/03/2019 tarihinde saat 12.02 de yapılan duruşmada HMK’nın 150. Maddesine göre verilen dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin ara kararın ve buna bağlı olarak verilen açılmamış sayılmasına dair kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında çıkmaktadır.HMK’nın 150. Maddesinde “- (1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.(2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.” hükmü düzenlenmiştir.Yine HMK’nın Yargılamaya hakim olan ilkeler başlığı altında;27. Maddesinde “- (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.(2) Bu hak;a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,b) Açıklama ve ispat hakkını,c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut veaçık olarak gerekçelendirilmesini,İçerir” hükmü,HMK’nın 147. Maddesinde “(1) Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir.(2) Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir. 154/1 maddesinde “- (1) Hâkim, tahkikat ve yargılama işlemlerinin icrasıyla, iki tarafın ve diğer ilgililerin sözlü açıklamalarını, gerekirse özet olarak zabıt kâtibi aracılığıyla tutanağa kaydettirir”Tutanağın ispat gücü başlıklı 156. maddesinde “(1) Ön inceleme, tahkikat ve yargılama işlemleri, ancak tutanakla ispat olunabilir. ” hükümleri düzenlenmiştir.Somut olayda, 07/03/2019 tarihinde saat 10.35’de yapılan duruşmada, duruşmaya davacı vekili katılmamış, davalı vekili katılmış olup, duruşma tutanağına göre davacı vekili mazeret dilekçesi sunmuş, mahkemece davacı vekilinin mazeretinin kabulüne duruşma gününü UYAP üzerinden öğrenmesine karar verilmiştir.Yine aynı gün saat 12.02’de davalı vekilinin sözlü beyanı üzerine dosya incelenmekle yeniden duruşma açılmış, davacı vekilinin yokluğunda yapılan bu duruşmada “Her ne kadar işbu dosyanın 07/03/2019 günü saat 10,35’de yapılan duruşmasında davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu yazılmış ise de mazeretin Mahkememizin 2018/624 esas sayılı dosyasına sunulduğu fakat sehven bu dosya kapsamına alındığından bu dosyanın davacısının mazereti doğrultusunda işlem yapıldığı anlaşılmakla bu nedenle dosya yeniden ele alındı.UYAP üzerinden yapılan incelemede davacı vekili tarafından sunulan bir mazeret dilekçesi bulunmadığı, davacı vekilinin geçen celse duruşmada hazır olduğu, duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde duruşmaya gelmediği, mazeret de bildirmediği anlaşıldı.” denildikten sonra hazır olan davalı vekilinin davayı takip etmeyeceklerine ilişkin beyanı doğrultusunda taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK 150. Maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.Mahkeme gerekçesine göre 07/03/2019 tarih saat 10.35’de yapılan duruşmaya davacı vekilinin mazeret sunmadığı halde aynı gün duruşması olan 2018/624 E. Sayılı dosyasında davacı vekili olan başka bir avukatın mazeret dilekçesi sehven bu dosya içine alınmış ve buna göre mazeretin kabulüne dair ara karar verilmiştir.HMK’nın 150. Maddesinde usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar duruşmaya gelmedikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı belirtilmiştir.Mahkemece davalı vekilinin başvurusu üzerine dosya ele alınarak yeniden duruşma yapılmasına karar verilen 07/03/2019 tarih saat 12.02’de yapılan duruşmaya davacı vekilinin usulüne uygun şekilde davet edildiğine ilişkin bir belge dosya içinde bulunmamaktadır.Davacı vekili mazeret dilekçesi vermiş olsun veya olmasın aynı tarihte saat 10.35’de yapılan duruşma bitirilerek yeni duruşma günü olarak 09/07/2019 belirlenmiştir.Bu belirlenen yeni duruşma tarihinden önce herhangi bir nedenle tekrar duruşma açılmasına gerek görülmesi halinde bu duruşmaya tarafların usulüne uygun şekilde davet edilmesi gerekir. Aksi durum HMK’nın 27. Maddesinde düzenlenen Hukuki Dinlenilme Hakkına aykırılık teşkil edecektir.Bu nedenle, 07/03/2019 tarihinde saat 12.02’de yapılan duruşmaya davacı vekilinin usulüne uygun şekilde davet edildiği belgelendirilemediğine göre HMK’nın 150. Maddesinde öngörülen usulüne uygun davet koşulu gerçekleşmediğinden bu duruşmada taraflarca davanın takip edilmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi usul ve özellikle HMK’nın 27. Maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Dosyanın işlemden kaldırılmasına dair ara kararı usule ve yasaya aykırı olduğundan süresinde yenilenmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de yanlış olmuştur.Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde olamakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-5 maddesi uyarınca kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2019 tarih 2017/624 Esas 2019/650 Karar sayılı ilamının HMK’ nın 353/1-a5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’ nın 353/1-a5 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.