Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/619 E. 2022/753 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/619 Esas
KARAR NO: 2022/753 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2017/27 Esas 2019/1172 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ve davalının akaryakıt alımı konusunda sözleşme yaptıklarını, sözleşme gereğince davalının 2014 yılı Ağustos ve Eylül ayına ait akaryakıt alımları için 29.08.2014 tarih 18.209,29 TL miktarlı … nolu fatura ve 30.09.2014 tarih, 11.869,82 TL miktarlı … nolu faturaların düzenlenerek davalıya teslim ettiğini, ancak davalının müvekkilinin alacağını ödemediğini, alınan akaryakıtın bir kısmının … adlı eski çalışanları tarafından aldığından bahisle ödeme yapmayacaklarını bildirdiğini, bu nedenle 30.079,07 TL alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ve davacı arasında 12.03.2013 tarihînde akaryakıt alım-satımına ilişkin sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme ile davacı tarafından müvekkiline verilen ve seri numaraları önceden belirlenmiş matbu “Akaryakıt Alım fişleri” ile akaryakıt alımı yapıldığını, sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren usul olarak tarafların imza ve kaşe onayı ile yakıt alımı sağlanmadığını, 19.09.2014 tarihinde davacı yan ile müvekkili arasında hesap mutabakatı yapılırken e-mail vasıtası ile müvekkiline bir örneği gönderilen faturada alım bedelinin gerçeği göstermediğini, müvekkili şirketin eski çalışanlarından … isimli şahsın müvekkil nam ve hesabına akaryakıt temin ettiğinin tespit edildiğini, bu kişi hakkında Bakırköy 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/539 Esas sayılı dosyası ile dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığını, davacı tarafça şirkete ait kaşe bulundurmayan kişiye yakıt temin edilerek davalıya fatura edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/12/2019 tarih ve 2017/27 Esas – 2019/1172 Karar sayılı kararında; “İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında 12/03/2013 tarihli akaryakıt alım-satımına ilişkin sözleşme yapıldığı, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca davacının davalıya akaryakıt satışı yaparken akaryakıt alım fişi kullanacağı ve bu fişe davalı müşterinin kaşesi veya unvanı yazılarak müşteri yetkilisi veya araç sürücüsü tarafından imzalanacağının, ayrıca aracın plakası, tarih, akaryakıt miktarı ve bedeli gibi bilgilerin de fişlere yazılacağının düzenlendiği, dosyaya sunulan fişlerin incelenmesinde genellikle akaryakıt miktarının yazılmadığı, usulüne uygun olan bazı fişlerde de isim yazmadan sadece imza atıldığı, araç plakasının yazılmadığı yani tarafların sözleşme uyarınca araç plakası, akaryakıt miktarı, müşteri yetkilisi veya araç şoförü dışındaki hususlara uygun davranarak fiş düzenledikleri anlaşılmıştır. Sözleşmeye aykırı olarak düzenlenen usulsüz fişler uyarınca toplam da 35.525,02 TL tutarında akaryakıt satışı yapılmış ise de taraflar arasında uyuşmazlık … nolu 18.209,29 TL tutarlı ve … nolu 11.869,82 TL tutarlı faturalardan kaynaklanmaktadır. İncelemede … nolu fatura içeriğindeki 10.930 TL’lik kısmın, … nolu fatura içeriğindeki 10.920 TL’lik kısmın usulsüz akaryakıt fişleri ile yapıldığı, bu miktarlar toplam fatura tutarından düşüldüğünde davacının 8.229,07 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının eski çalışanı olan … isimli kişi hakkında Bakırköy 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/539 E – 2015/412 K sayılı dosyasında yapılan yargılamada …’nın toplam da 21.850 TL’ lik akaryakıt aldığı, usulsüz fişlere dayalı satışın büyük bir çoğunluğunun davalının işten çıkardığı dava dışı … tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; her iki tarafın tacir olup basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği, taraflar arasında akaryakıt alımının ne şekilde yapılacağına ilişkin sözleşme uyarınca usul belirlenmiş ise de, uyuşmazlık konusu olmayan usulsüz fişler uyarınca da akaryakıt alımı yapıldığı, bu nedenle davalının da usulsüz fişlerle yapılan akaryakıt alımı dolayısıyla müterafik kusurunun bulunduğu, kusur dağılımı yapıldığında sözleşmeye aykırı fişler nedeniyle akaryakıt satışı yapan davacının %75, davalının ise işten çıkardığı araç sürücüsünü davacıya bildirmemesi nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, mahkememizce de kusur dağılımının olaya uygun olduğunun değerlendirildiği, usulsüz fişlere dayalı olarak yapılan 21.850 TL tutarındaki satıştan tarafların kusuru oranında sorumluluğu da tespit edildiğinden sonra davacının toplam alacağının [(21.850 TL /%25 = 5.462,5 TL)+ 8.229,07 TL ] 13.691,57 TL olduğu kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 13.691,57 TL’nin temerrüt tarihi olan 08//11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının kısmen usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili ile davalı arasındaki ilişki esasen müvekkilinin … A.Ş.’yi satın almasıyla birlikte 2014 yılı Ağustos başı itibariyle söz konusu sözleşme üzerinden başladığını, müvekkili ile davalının akaryakıt alım-satım ilişkisi Ağustos ve Eylül aylarından ibaret olduğunu, bu dönem dışında müvekkili ile davalının herhangi bir alışveriş ilişkisi olmadığını, Sözleşme gereği davalının 2014 yılı Ağustos ayına ait akaryakıt alımlarını içeren 29.08.2014 tarihli ve 18.209,29TL. miktarlı … Nolu fatura ile Eylül ayına ait akaryakıt alımlarını içeren 30.09.2014 tarihli ve 11.869,82TL. miktarlı … Nolu faturalar ay sonunda faturalandırılarak davalıya ibraz edilerek teslim edildiğini, Ancak davalı taraf, müvekkilinin kendilerine ibrazen teslim ettiği faturaları almış fakat kendilerinin bu kadar akaryakıt alımı yapmadığını, belirtilen faturalardaki akaryakıt alımının bir kısmının … adlı araç sürücüsü olan eski bir çalışanlarının aldığından bahisle müvekkilime ödeme yapmayacağını bildirdiğinden işbu davayı açmak zorunda kaldığını, Dosya içeriğinden ve Mahkeme kararında görüleceği üzere; dava konusu alacak miktarının 8.229,07 TL.’lik kısmı usulüne uygun düzenlenmiş fişlerle davalı tarafın (… haricinde) almış olduğu akaryakıt karşılığı olduğunu, dolayısıyla davalı tarafın iddiasının dışında kalan ve tartışmasız olarak müvekkilime ödenmesi gereken kısım olduğunu, Davalı tarafın iddiası ile ilgili olan kısım ise Bakırköy 20. Asliye Ceza mahkemesinin 2014/539 Esas sayılı dosyası ile tespit edilen ve davalı taraf çalışanı …’nın fiş ibraz ederek almış olduğu akaryakıtın bedeli olan -21.850,00TL.’lik- kısım olduğunu, Müvekkili sözleşmeye (sözleşmede “… müşteri yetkilisine ve araç sürücüsüne…” denilmekte olduğunu) uygun olarak davalı tarafın bildirdiği kendilerine akaryakıt verilebilecek araçlara/sürücülerine akaryakıtı müvekkile ibraz edilecek fiş karşılığında verdiğini, müvekkilinin bu fiş koçanlarını sözleşme imzaladığı muhatabı davalı tarafa verdiğini, davalının çalışanı …’ya asla fiş koçanı vermediğini, Davalı taraf, çalışanları olan …’nın işten çıkarıldığını ve kendisine akaryakıt verilmemesi konusunda müvekkilime haber vererek bilgilendirmek mecburiyetinde olmasına rağmen herhangi bir bildirimde bulunmadığını, müvekkilinin bu durumu bilmek gibi bir yasal zorunluluğu ve sorumluluğu olmadığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak ve ticari teamüle göre hareket ederek davalı tarafa ve çalışanına akaryakıtı fiş karşılığında verdiğini, Müvekkilinin Akaryakıt istasyonu sanayi bölgesinde olduğunu, burada teamül / uygulama kendisiyle sözleşme yapılan akaryakıt alıcısı firma aksini bildirmedikçe firma çalışanına fiş ibrazı karşılığında (imzasız kaşesiz olsa bile) akaryakıt verilmekte olduğunu, uygulamanın bu şekilde olduğunu gösteren başka firmalara ait fişleri de delil olarak dosyaya ibraz ettiklerini, ayrıca tanık listesini sunarak tanık dinletme talebinde de bulunduklarını, kararı veren mahkeme kararında bu hususlara hiç değinmediğini, Davalının çalışanı …’nın davalı ile işveren-işçi bağı olmasaydı müvekkilinin, pek tabiidir ki … adlı şahsa fiş koçanı getirse dahi akaryakıtı vermeyeceğini, müvekkilinin var olan bir hukuki ilişkiye / sebebe dayanarak akaryakıtı verdiğini, aksi durum olağan hayat akışına ve ticari teamül ile uygulamaya ters olduğunu, müvekkilinin davalı tarafın tam kusuru yüzünden zarara uğradığını, Davalı tarafın çalışanı …’nın, fiş ibraz ederek almış olduğu akaryakıtın bedeli olan -21.850,00TL .’lik kısım üzerinden; Yerel Mahkeme hakkaniyete aykırı bir şekilde müvekkilinin %75 kusurlu olduğuna kanaat getirerek kararını verdiğini, müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte bir an için kusurlu olduğu düşünülse bile, müvekkile atfedilen kusur oranı en fazla %25 olabileceğini, bu halde hiç olmazsa müvekkilinin zararının %75’i giderilmiş olacağını, bu durumda hesaplamalar da değişeceğinden yerel mahkeme kararını istinaf ettiklerini, Karara doğrudan etkisi olacak olan 4., 5. ve 6. madde başlıkları altında izah ettikleri hukuki gerçeklikler yerel mahkemenin dikkatinden kaçtığını, yerel mahkemenin kararı zarara uğrayan müvekkilinin mağdur edilmesine sebebiyet vermekte olduğunu, Davalı taraf, çalışanı … hakkında dava açmış, Bakırköy 20. Asliye Ceza mahkemesinin 2014/539 Esas sayılı dosyası ile verilen ilam hükmünü İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapmış ve … adlı şahıstan tahsilat yaptığını, Eğer davalı taraf müvekkiline ödeme yapmış olsa idi, kendisi zarara uğradığından bahisle buna sebebiyet veren çalışanı …’ya rücu edebileceğini, fakat davalı taraf herhangi bir zarara uğramadığı halde …’dan yaptığı tahsilatı müvekkiline ödemediğini, belirtilen işbu dosyalar yerel mahkemeye gelmiş olmasına rağmen yeterince incelenmediği ve bu konuda karar verilmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının belirtilen hususlar yönünden istinaf incelemesi sonucunda kısmen kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan akaryakıt satış sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen iki adet fatura bedelinin tahsili talebiyle açılan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece, tarafların ticari defter ve kayıtları inceletilmek suretiyle bilirkişiler akaryakıt uzmanı ve mali müşavir bilirkişiden 26/06/2018 tarihli rapor alınmış ve alınan bilirkişi raporunda; davacı ticari defterlerine göre davalıdan 30.079,07 TL. Alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre davalının davacıya borçlu olmadığı, dava konusu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, farkında bu faturalardan kaynaklandığı, davalı tarafından dosyaya sunulan ve satış şartlarına uymadığı belirtilen akaryakıt satış fişleri ile bunlara bağlı olarak düzenlenen faturaların karşılaştırılması sonucunda ihtilaf olmadığı görülen 8.229, 07 TL.’nin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği belirtilkiştir. Bilirkişi raporuna davalı vekili tarafından 29/07/2018 tarihli dilekçe ile davacı vekili de 10/08/2018 tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine mahkemece önceki heyete ticaret ve borçlar hukukçusu bilirkişilerde dahil edilmek suretiyle itirazlar doğrultusunda bilirkişi heyetinden 14/10/2019 tarihli rapor alınmış ve alınan bilirkişi ek raporunda; Söz konusu usulsüz fiş düzenlenmesi yoluyla gerçekleşen akaryakıt satışından dolayı davacının %75 kusurlu ve davalının %25 oranında müterafik kusurlu olduğunun kabul edilebileceği, bu durumda davalının kusuru oranında usulsüz fiş düzenlenerek yapılan satışlardan sorumlu olacağı, dava konusu faturalar dışındaki faturaların ihtilaf konusu olmaması nedeniyle hesaplamada dikkate alınmadığı ve davalının kusuru oranında 13.691,57 TL. ‘den sorumlu olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi ek raporuna yönelik verdiği 13/02/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporundaki kusur tesbitine itiraz ederek kök rapora yönelik verdiği beyan dilekçesindeki davalı tarafın Bakırköy 20. Asliye Ceza mahkemesinin 2014/539 Esas sayılı dosyası ile verilen ilam hükmünü İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yaptığını ve … adlı şahıstan tahsilat yaptığını, eğer davalı taraf müvekkiline ödeme yapmış olsa idi, kendisinin zarara uğradığından bahisle buna sebebiyet veren çalışanı …’ya rücu edebileceğini, fakat davalı taraf herhangi bir zarara uğramadığı halde …’dan yaptığı tahsilatı müvekkiline ödemediğini, belirterek itiraz ettiği halde davalı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla dava dışı … isimli şahıstan asıl borca ilişkin tahsilat yapıp yapmadığı konusunda icra müdürlüğünden sorulmadığı, sonucuna göre davacı vekilinin itirazının değerlendirilmediği ve mahkeme gerekçesinde de bu yönde bir değerlendirme olmadığı ve davacı tarafça aynı itirazın istinaf sebebi yapıldığı anlaşılmıştır. HMK’ nın 297/2 maddesine göre mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, yine 297/1-c. fıkrasına göre gerekçe yazılması zorunlu bulunmaktadır. HMK’ nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. Davalı tarafın zarar olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasından talep ettiği alacak miktarı ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda tesbit edilen davalı çalışanı dava dışı …’ın 03/06/2014- 17/09/2014 tarih aralığındaki 16.380,00 TL. Miktarlı 21 kez alınan mazot tutarına ilişkin olduğu, bu tarih aralığında dava konusu faturalara dayanak fişlerle de mazot alındığı anlaşılmakla; Bu durumda mahkemece yapılacak iş davalı tarafından dava dışı … hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 16.380 TL. Lik asıl alacakla ilgili tahsilat yapılıp yapılmadığının ilgili icra müdürlüğünden sorularak tahsilat yapılmış ise davaya konu faturalarda dava dışı …’ya davacı tarafça mazot fişi ile verilen yakıt değerinin tesbit edilerek ve davacı vekilinin ek bilirkişi raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesindeki itirazlarda değerlendirilip gerektiğinde bilirkişilerden bu yönde ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.) 353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarih ve 2017/27 Esas 2019/1172 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.