Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/608 E. 2020/476 K. 13.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/608 Esas
KARAR NO: 2020/476 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/479 D.İş – 2019/479 Karar
TARİH:12/09/2019 Tarihli Ek Karar
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 13/04/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz isteyen vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin borçlulardan 100.798,41-TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, borçluların borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları ile istihkakları üzerine fazlaya ilişkin hakları saklı ve tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 21/06/2019 tarihli kararı ile; alacaklı vekilinin talebinin kabulü ile İİK.’nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince borçlular; … Ltd. Şti. (…), … (…), … (…)’nin 100.798,41.-TL ile masraflar üzerinden borçluların yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler … ve … ve … Ltd. Şti. vekili itiraz dilekçesi ile; ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklı görünen bankanın elinde herhangi bir belgenin ( çek, senet, bono v.s) veya ilamın bulunmadığını, dayanak belge olmaksızın ve teminat dahi alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilebileceği sonucunu doğurmayacağını, müvekkilinin alacaklı konumunda görünen bankaya herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkile hesap katın ihtarnamesinin tebliğ edilmediğini, alacaklı görünen banka ile müvekkil arasında herhangi bir alacak – borç ilişkisinin olmadığını, bu nedenlerle itirazlarının kabul edilerek ihtiyati haciz kararının iptaline, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibin durdurulmasına, ihtiyati haczin iptali taleplerinin kabul görmemesi halinde teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve icra müdürlüğündeki takibin durdurulmasına yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin alacaklı görünen bankaya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir . İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesi ile; açılan derdest bir icra takibi varken ve henüz tebligatların ulaşıp ulaşmadığı ve itiraz edilip edilmeyeceği belli değilken ihtiyati haciz talebinde bulunulması hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, müvekkilinin borcu bulunmadığını, borcun varlığının yargılamayı gerektirdiğini, mahkemece teminata da hükmedilmediğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının iptaline, takibin durdurulmasına, bu talep kabul görmemesi halinde mahkemece teminat karşılığında ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/09/2019 tarih 2019/479 D.İş 2019/479 Karar sayılı ek kararı ile; “İhtiyati haciz İcra-İflas Kanununun 257.maddesinde ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1– Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” şeklinde düzenlenmiş olup ihtiyati hacze itiraz yine aynı kanunun 265.maddesinde ”Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. ” şeklinde düzenlenmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden teminata ve ihtiyati haczin sebeplerine itiraz etmiştir. 6219 Sayılı … Bankası Türk Anonim Ortaklık Kanununun geçici 5. Maddesine göre ”(Ek: KHK/696 – 20.11.2017/m.11) Sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, kredi alacaklarının tahsili amacıyla Banka tarafından açılmış veya açılacak dava veya takiplerde 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 2 nci, 23 üncü ve 29 uncu maddeleri ile 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi Banka hakkında uygulanmaz. Bankanın her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz.” hükmü gereğince teminata yapılan itiraz reddedimiş ve dosya kapsamında banka tarafından hakkında ihtiyati haciz verilen tarafların sözleşmedeki adreslerine hesap kat ihtarnamesi gönderdiği görülmekle” gerekçesi ile; İhtiyati hacze itirazın reddine, ihtiyati haczin devamına karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemenin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olup, alacaklı görünen tarafça yasal süresi içinde dava açılmadığından ihtiyati haciz kararı hükümsüz kaldığını, Müvekkilleri aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibine yasal süresinde itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, yapılan itirazın alacaklı tarafa da tebliğ edildiğini bunun üzerine alacaklı tarafın arabuluculuk kapsamında arabulucuya başvurduğunu ve görüşme sonucunda anlaşmama tutanağı tanzim edildiğini, ancak alacaklı tarafın yasal sürede icra mahkemesine başvurup itirazın kaldırılmasını talep etmediğini veya itirazın iptali davasını açmakla ilgili bir talepte bulunmadığını, alacaklı tarafın yasal süresinde hiçbir işlem yapmaması sebebiyle ihtiyati haczin hükümsüz hale geldiğini, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/33287 E. , 2015/7880 K.) İhtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2010/12801 E. 2010/13843 K. 06.12.2010 tarihli karar) Müvekkilinin alacaklı görünen bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin … Bankası Türk Anonim Ortaklığına herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkiline hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmediğini, Alacaklı görünen banka ile müvekkili arasında herhangi bir alacak-borç ilişkisi bulunmadığını, ihtiyati haciz talebine dayanak olan belgelerin incelendiğinde de görüleceği üzere taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin ya da ticari ilişkinin var olmadığının tespit edileceğini, ayrıca karşı taraf ihtiyati haciz talebinde müvekkilinin mal kaçırma ihtimalinin olduğundan bahsettiğini, müvekkili uzun yıllardır ticari faaliyetlerde bulunduğunu, yıllık bilançolar ve ticari defter kayıtları incelendiğinde de görüleceği üzere müvekkilinin mal kaçırma hazırlığında olduğu iddiasının tutarsız olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararının iptaline ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibinin durdurulmasına, şayet ihtiyati haczin iptali talebi kabul görmez ise teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep genel kredi sözleşmesi ile kullandırılan krediden kaynaklı alacağın tahsilini teminen ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Alacaklı banka asıl borçlu şirket ile imzalanan genel kredi sözleşmesini diğer borçluların müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, alacağın rehinle temin edilmediğini belirterek borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı borçluların itirazı üzerine itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlular bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati haciz İİK 257 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, 257. maddeye göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İhtiyati haciz talep edebilmek için alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve vadesinin gelmesi yeterli olup, alacağın varlığı hakkında yaklaşık ispata yeterli delillerin sunulması gerekir. İhtiyati hacze itiraz ise İİK 265. maddede gösterilmiş olup, maddede itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Maddede ön görülen sınırlı itiraz sebepleri dışında bir sebeple ihtiyati haciz kararına itiraz edilemeyecektir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, alacağın muacceliyeti için yeterlidir. Tebliğ edilmesi temerrüt bakımından sonuç doğurur. İhtiyati haciz talep eden banka tarafından kredi hesabı kat edilerek kat ihtarnamesi tebliğe gönderilmiştir. Kredi sözleşmesine göre kredi hesabının kat edilmesi ile alacak muaccel hale gelmiştir. Muterizlerin alacağın varlığı ve muacceliyetine yönelik istinaf sebepleri yerinde değildir. Dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesinde itiraz edenlerin imzası bulunmaktadır. Sunalan genel kredi sözleşmesi ve ihtarname alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispata yeterli olup, diğer itiraz sebepleri İİK 265. maddede öngörülen sebeplerden değildir. İtiraz eden asıl borçlu ve kefiller hakkında şartları oluşmakla ihtiyati haciz kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle muterizlerin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekir. İtiraz sebebi olarak açıkça ileri sürülmeyen ve devamında istinaf nedenleri arasında yer almayan ve kamu düzenine ilişkin olmayan esasa ilişkin hususların HMK.nun 355, 357 ve İİK.265/1. ve 3. madde hükümleri kapsamında resen dikkate alınarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, ihtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden borçluların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin ihtiyati hacze itiraz edenler tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/04/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) Kefalet sözleşmesinin şekli TBK’nın 583/1 maddesinde düzenlenmiş olup anılan yasal düzenlemede öngörülen şartları taşımayan sözleşmenin geçerliliğinden söz edilemeyecektir. Asıl borçlu yönünden alacaklı tarafından dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarı alacağın varlığı yönünden yaklaşık ispata yeterli olduğundan şartları oluşmakla asıl borçlu yönünden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle asıl borçlunun istinaf sebepleri yerinde değildir. Asıl borçlunun istinaf başvurusunun reddine dair dairemiz kararı yerindedir. Ancak, alacaklı banka tarafından dosyaya sunulan 04/10/2017 tarihli kefalet sözleşmesi aleyhine ihtiyati haciz talep edilen kefiller … ve … yönünden asıl borçlunun borcundan dolayı sorumlu olduklarına dair yaklaşık ispata yeterli değildir. Bu şahısların asıl borçlunun borcundan dolayı sorumlu oldukları yönünde dosya içinde alacaklı tarafından sunulmuş başka bir delil de bulunmadığından ilk derece mahkemesince bunlar hakkında da ihtiyati haciz kararı verilmesi hatalı olmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden … ve … itirazlarında alacaklı ile aralarında herhangi bir sözleşme, borç ilişkisi bulunmadığını, alacaklının ihtiyati haciz talebinde aleyhlerine her hangi bir belge sunmadığını belirtmişlerdir. İlk derece mahkemesince bu itirazları değerlendirilmemiş, alacaklı tarafça sunulan belgelerin yaklaşık ispat açısından söz konusu itiraz edenler yönünden yeterli olup olmadığına bakılmamıştır. Alacaklı tarafça talep dilekçesi ekinde sunulan belgeler söz konusu alacaktan itiraz eden … ve …’un sorumla olduklarına dair yaklaşık ispata yeterli değildir. Bu nedenle kefil borçlular … ve …’un istinaf başvurusunun kabulü ile bunlar hakkında mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, bunlar hakkındaki ihtiyati haciz talebin reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden çoğunluğun görüşüne katılmıyor ve muhalif kalıyorum. 13/04/2020