Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/600 E. 2020/443 K. 26.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/600
KARAR NO: 2020/443
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/681 Esas
TARİH: 22/01/2020 Tarihli Ara Karar
DAVA: Menfi Tespit – İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 26/03/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı şirket ile toplamda 808.000 $ + KDV bedeli ile 6390 adet GG1H360W 72 hücreli güneş modülü üretimi ve satışı konusunda anlaşma yapıldığını, sözleşme gereği ürünlerin üretim merkezinde kamyon üstünde teslim edileceğini, ürünlere ilişkin verilecek siparişe konu tüm ödemenin alınması halinde siparişin kesinleşeceği, kdv siz satış tutarından 570.000 $ ödemenin nakden bakiye 238.000 $’lik ödemenin ise, değişik tarihli çek verilerek yapılacağı, yapılan bu ödemeler kaşılğı olarak da davacı şirketçe teminat olarak davalıya 30 Kasım 2019 tarihli 600.000 $ miktarlı “teminata verilemez, ciro edilemez” kaydını taşıyan teminat çekinin teslim edileceği ve ürünlere ilişkin ilk kısmın sevke hazır olduğunda bu çekin davalı şirketçe davacıya iadesinin kararlaştırıldığını, muhatap şirkete ürünlerin teslime hazır olduğnu bildirildikten sanra 15 gün içinde teslim almayarak sözleşmeyi ihlal etmesi halinde, alınan peşin ödemenin KDV eklenmiş şekilde toplam satış tutarına defaten ödeneceği, davacı tarafnıdan 5 gün önceden davalıya kaç adet ürünün sevkiyata hazır olacağını e-posta yolu ile bildirileceği, 15 gün içinde ürünlerin teslim alınmaması halinde, teslim alınmayan ürün bedellerinin ve KDV bedelinin ürünler teslim alınmış gibi muaccel hale geleceği hususlarının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 2.1 maddesine dayanarak bu sözleşmeye ek olarak yapılan 10/07/2019 tarihli mutabakat ile 3300 adet güneş modülünün sözleşmede kararlaştırılan güneş modülünden daha ileri teknoloji olan bifacial olarak teslimin kararlaştırıldığını, sözleşme konusu bakiye panellerin monoperc olarak teslim edileceği ve bakiye satış bedelinin ödeme tarihleri ve şekilleri hususunda mutabata varıldığını, davacının taahhüdüne davalı tarafından itirazi kayıt düşülmediğini, davacının yapılan ödemeye karşılık gelen adetteki panel kelmp seti ile birlikte ürünleri sevkiyata hazır ettiğini, sözleşmede belirlenen usul ile davalı şirkete taraflarına ödenen bedele karşılık gelen miktardaki ürünlerin sevkiyata hazır olduğunun bildirildiğini, davalı şirkete teminat olraak verilen çekin iadesinin talep edildiğini, davalının talepleri yerine getirmediğini, davalıya Kartal … Noterliği’nin 27 Ağustos 2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarının keşide edildiği, ihtarname ile ürünlerin teslim alınmamının ve temita çekinin iadesi için 7 günlük süre verildiğini, verilen sürede ihtar edilen hususların yerne getirilmediğini, davalı şirket tarafndan Beşiktaş Noterliği’nden gönderilen 7 Mayıs 2019 tarih ve … sayılı ihtarı ile sözleşmenin feshinin ihtar edildiğini, akabinde Beyoğlu … Noterliği’nin 1 Ekim 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeden dönüldüğünün ihtar edildiğini, sözleşmeden dönmeye ilişkin şartların gerçekleşmediğini, kaldı ki sözleşmenin davalı tarafça haklı bir neden olmadan feshedilmesi veya ilhah edilmesi halinde ödenmiş olan bedelin tamamının davacı şirkette kalacağı, şirketin zararının bu bedelden tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının ürünlerin teslim alınmasında temerrüde düştüğünü, davalıya ait … sahasına davacı teknik ekiplerinin yaptığı incelemede çelik konstrüksiyonunun tamamlanmamış olduğunun, mekanik ve elektrik altyapısının hazırlanmamış, tel ve çit ve yolun bulunmadığı, güneş paneli montajına uygun olmadığı hususlarının tespit edildiğini, ayrıca İpsala Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/13 D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığını, yapılan tesbite göre elektrik altyapısının hiç yapılmadığı, güneş panelleri montajının yapılmasının şu an için mümkün gözükmediğini, işin bitirilmesinin güneş panelleri ile ilgisinin bulunmadığı hususlarını belirlendiğini, ayrıca teslime hazır olunan ürünler ile ilgili Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/24 D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirdiğini, telafisi imkansız zararların doğmaması için davalıya verilen 30/11/2019 vadeli 600.000 $ bedelli çekin karşılığında herhangi bir borcun bulunmadığının tesbitine, öncelikle çekin bankaya sunulması halinde işlem yapılmaksızın mahkemesine gönderilerek, mahkeme kasasında emanet olarak saklanmasını, davacı tarafça 4500 küsur panel üretilmişken, davalı tarafça teslim alınmamasından dolayı anılan çek ile 600.000 $ ödeme ihtilamli ve tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu, bankadan sordurulduğunda ‘Karşılıksızdır’ kaşesi ile ticari itibarı ve mali güvenilirliği de zarara uğrayacağı gözönünde bulundurulduğunda, mahkemece belirlenecek miktarda teminat karşılığı anılan çek hakkında ödemesini ve takibe konulmasmı engelleyecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemek zorunda kaldıklarından bahisle menfi tespit davasının kabulü ile, davacının davalı şirket lehine keşide ettiği teminat çekinin karşılığında herhangi bir borcunun bulunmadığının tesbitine, dava konusu … Bankası Dalayoba girişimci şubesine ait … seri 30/11/2019 tarih ve 600.000 $ bedelli çekin iptali ve hükümsüzlüğüne, dava konusu çekin dosyasına sunulmak üzere ve işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek kararın kesinleşmesine kadar ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi 28/11/2019 tarihli ara kararı ile; 1-Davacı vekilinin, dava konusu … Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … seri 30/11/2019 tarih ve 600.000 Amerikan Doları (USD) bedelli çekin, Mahkeme kasasına alınmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 2-Davacı taraf yönünden ihtiyati tedbir isteminin KABULÜ ile, isteme ve davaya konu … Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli çekin % 15’i tutarında olan 517.500- TL davacı tarafça yatırılacak nakit ya da sunulacak kesin ve süresiz nitelikte teminat mektubu niteliğindeki teminat karşılığında dava sonuna kadar; İcra takibinin dava tarihinden sonra yapılması halinde, İİK’nun 72 (2) maddesi uyarınca takibin durdurulmasına, İcra takibinin dava tarihinden önce yapılmış olması halinde ise, İİK’ nun 72 (3) maddesi uyarınca icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına, Davalı tarafça ihtiyati haciz kararı alınması halinde, ihtiyati haciz işlemlerinin durdurulmasına, Davalı tarafça çekin ödeme için ibraz edilmesi halinde, muhatap banka tarafından davalıya ödenmemesine, karar verilmiştir. Davalı vekili itiraz dilekçesi ile; 28.11.2019 tarihli ara karar uyarınca müvekkilinin zilyetliğinde bulunan “… Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … seri no.’lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000 USD bedelli çekin %15’i tutarında 517.500 TL davacı tarafça yatırılacak nakit ya da sunulacak kesin ve süresiz teminat mektubu niteliğindeki teminat karşılığında dava sonuna kadar” çeke ilişkin ödeme yasağına ve takibe geçilememesine 2. kez karar verildiğini, müvekkilinin davacıya 570.000 USD peşinat ödediğini, 190.000 TL bedelli çek verdiğini, buna karşın davacı Mayıs 2019 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiği güneş panellerini halen teslim etmediğini, müvekkilinin zaten yaz aylarının geçmesi nedeniyle çok ciddi üretim kaybı yaşadığını, yine üretim yapamamasından dolayı banka ve kredi borçlarının arttığını, söz konusu çekin ödenmemesi kendi imkanları ile varlığını sürdürmeye çalışan bir KOBİ olan müvekkilinin iflasa götürecek kadar ağır bir durum yarattığını, tedbirin dayanağı olan İİK’nın 72.maddesi’nin 2.fıkrasında: îcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. ” şeklinde olduğunu, maddedeki “verebilir” ifadesini, ihtiyati tedbirlere ilişkin (i) tedbir talep edenin görünürde haklı olması ve (ii) edimin yerine getirilmesi halinde telafisi pek güç bir durumun ortaya çıkması olarak sayabilecekleri ihtiyati tedbirlere ilişkin genel kural ile birlikte değerlendirmek gerekeceğini, işbu davada, sözleşme bedelinin büyük kısmına tekabül eden peşinatı ve çeki alan; buna karşı panelleri uzunca bir süre teslim etmeyen (halen de teslim edilmemiştir) davacının görünüşte haklı olduğunun söylenmesinin imkansız olduğunu, telafisi güç bir zararın da söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından bedel tahsil edildiğinde davacı tarafından verilmeyen panellerin başka bir firmadan temin edileceğini, müvekkilinin enerji üretimine başlayabileceğini, bu durumda da davacının bir alacağı -varsa-bunu tahsil etmesinin mümkün olabileceğini, tüm bu nedenlerle öncelikle ve ivedilikle; çekin ödenmemesine ve çek bedeline ilişkin takip yapılamamasına ilişkin olanlar başta olmak üzere ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, tedbirin kaldırılmaması halinde ise %15 olarak belirlenen teminat tutarının müvekkilinin olası zararını karşılayacak tutar olan %115 mertebesine artırılmasına karar verilmesini, tedbirin kaldırılmaması halinde teminat tutarının artırılması gerektiğini, nitekim çek bedelinin döviz olduğunu, %15 teminatınn dava süresi ve kur hareketleri göz önüne alındığında düşük kaldığını, müvekkilinin alacağını alması gerektiği tarihte bu tutar yeterli bir teminat olmaktan iyice uzaklaşmış olacağını, %15 gibi düşük bir teminata istinaden tedbir verilmesi müvekkili şirket ile davacı taraf arasında hak ve menfaatler bakımından önemli bir nispetsizlik yarattığını, maktadır. Davacı %15 Türk lirası teminat yatırmak suretiyle 600.000 US$ ( yaklaşık 3.454.000 TL) ödemeyi geciktirmek isteyeceğini, bu olanağın, görünürde kendilerini haklı kılacak hiçbir hukuki argüman sunmayan tüm çek keşidecilerine sağlanması halinde ticari işlerin önemli ölçüde aksayacak ve kamu yararına aykırı bir karar verilmiş olacağını, Mahkemece verilen tedbirin karşılığı olarak alınacak teminat miktarını dava özelinde değerlendirmesi gerektiğini, davacı tarafından hukuki gerekçelerden yoksun ve sadece ödemenin geciktirilmesi maksadıyla talep edilen tedbire ilişkin teminat tutarının en az çek bedeli ve bunun yanı sıra müvekkilinin (faiz, yargılama giderleri ve faizle karşılanmayan zarar başta olmak üzere) diğer zararlarını da hiç değilse kısmen karşılayacak nispette %115 olarak istenmesi gerektiğini, bu durumda dahi müvekkilinin kur değişimine ilişkin bir riskinin söz konusu olacağını, bu nedenle öncelikle tedbirin kaldırılmasını, eğer tedbir kaldırılmayacaksa hiç değilse teminat miktarının artırılmasını, davacı tarafın panelleri üretmediğini, tedbir kararının hatalı olduğunu, GTC, hiçbir tarihte siparişi verilen ürünü üretmediğini, üretse ve teslim etmek istese, müvekkilinin bunu almaktan imtina etmek için herhangi bir sebebinin olmadığını, müvekkilinin peşin ödeme yaptığını, teslimatın gecikmesi, üretim yapılamaması anlamına geldiğini, yalnızca müvekkilinin zararına bir durum olduğunu, davacı tarafından teslim edildiğini ve ödemesi alınmamış bir mal olmadığını, itiraza konu tedbir kararı ile müvekkilinin ödemesini yaptığı ancak karşılığını alamadığı iş için 570.000-USD peşinatını tahsil edemez duruma geldiğini, malın teslim edilmediğini, hem de peşinatın iade edilmediğini, davalıın müvekkilinin çok ciddi bir mağduriyet içinde olduğuu ileri sürerek itirazlarının kabulü ile tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/01/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı ara kararında; “Dava taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davacının edimini yerine getirmesine rağmen, davalının edimini yerine getirmediği, davacı tarafından sözleşme gereği davalıya teminat olarak verilen çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı olarak, davacının davalı tarafa 30 Kasım 2019 tarihli 600.000 $ bedelli çekle ilgili olarak borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, Mahkememizce dava konusu edilen çek hakkında İİK.nun 72.maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiştir. İtiraz üzerine duruşma günü açılarak taraflara tebliğ edilmiştir. Dosyaya sunulan sözleşme, çek fotokopisi, delil tespitine ilişkin dosya örnekleri ve diğer evrakların incelenmesi sonucu talebin, İİK 72/2 maddesi gereği icra takibi öncesi açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı için HMK’nun 389 ve devam maddelerinde belirtilen ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğu, İ.İ.K.nun 72/2. maddesi hükmü dikkate alınarak, icra takibi öncesi teminat karşılığında icranın durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilebileceği, Mahkememizce dosya içeriğine uygun olarak % 15 teminat alınması yönünde ara karar oluşturulduğu, verilen tedbir karanının usul ve yasal düzenlemeye uygun bulunduğu, davalı vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin ve bu mümkün olmazsa teminat miktarının % 115 olarak uygulanması talebinin dosya içeriğine uygun düşmediği anlaşılmakla …”gerekçesi ile, Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacının sadece borcunun ödemesini geciktirmek amacıyla işbu menfi tespit davasını açtığını, cevap ve cevaba cevap dilekçelerinde tüm deliller ile izah edildiği üzere müvekkili ile davacı arasında güneş paneli alımına ilişkin sözleşmenin imzalandığını, sözleşme uyarınca davacının mayıs ayında güneş panellerini teslim etmesi gerektiğini ancak güneş panellerinin teslim edilmediği gibi müvekkili tarafından peşin ödenen 570.000 US$ ve müvekkili tarafından verilen 190.000 TL’lik çekin de iade edilmediğini, borcunu ifa etmeyen, peşinat ve çek bedelini de iade etmeyen davacının “menfi tespit” isteminin kabulünün mümkün olmadığını, Davacı tarafından menfi tespit istemli olarak açılan huzurdaki davada, davacıya ait 600.000 US$ bedelli çekin ödemesinin durdurulması için tedbir de talep ettiğini, söz konusu tedbir İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çek bedelinin o tarihteki Türk Lirası karşılığının %15’ i kadar teminat verilmesi şartıyla kabul edildiğini, Tedbirin kaldırılmasına ve teminat tutarının artırılmasına ilişkin itirazın reddedilmesi karşısında istinaf yoluna başvurulduğunu, Diğer dilekçelerde izah edildiği ve delillendirildiği üzere müvekkili tarafından 570.000 US$ peşinat ödendiğini, 190.000 TL’ lik çek verildiğini ancak karşılığında davacıdan güneş panellerinin alınamadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından sözleşme noter ihtarnamesi ile sonlandırılmış ve verilen bedellerin, ceza, faiz ve diğer zararlar ile birlikte iadesinin talep edildiğini, Bu durumda davacının tedbirin şartı olan görünürde haklılığından söz edilmesinin mümkün olmadığını, peşinat alan, çek alan ancak ifa tarihinden aylar geçmesine rağmen borcunu halen de ifa etmeyen davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, bu haliyle tedbir kararı, hukuk ve vicdan ile bağdaşmadığını, Davacının müvekkiline ödeme kastıyla vermiş olduğu ve davacı tarafından tedbir talebine konu edilen çekin bedelinin 600.000 US$ olduğunu, Türk Lirasındaki dalgalanma dikkate alındığında davacının vermiş olduğu 517.500 TL’nin daha şimdiden düşük kaldığını, bugün itibariyle 600.000 US$’ın %15’ i 540.000 TL civarında ettiğini, Davanın 2-3 yıl süreceği düşünüldüğünde davacı çok düşük bir teminat ile bugün için 3.600.000 TL civarında bir bedeli ödemekten imtina edebileceğini,(İİK 72/2) Maddenin lafzıdan (i) teminatın %15’den aşağı olmaması gerektiğini ve (ii) teminatın mahkemece daha yüksek belirlenebileceğinin anlaşıldığını,Tedbire konu çek bedelinin 600.000 US$ olduğundan bugün itibariyle çek bedelinin %15’ i 540.000 TL ettiğini ve mahkemece belirlenen 517.500 tl’lik teminat bedelinin iik 72/2’nin belirlediği asgari tutarın altında kaldığını, bu durumun mutlak suretle hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Tedbirin bu kadar düşük bir teminata istinaden verilmesinin taraflar arasındaki edimleri de dengesiz hale getirdiğini, müvekkili, 600.000 US$’ ı tahsil edemediği için yüksek finansman maliyetlerine katlanmakta ve tesisin bitirilmesi için ek yükümlülüklere girdiğini, davacının ise 600.000 us$’ı ödemekten imtina ederek haksız bir şekilde kendi açısından finansal avantaj elde ettiğini, Bu nedenlerle ve dava konusu olaydaki açık haksızlık dikkate alındığında %15 olan teminat miktarının artırılmasının talep edildiğini, ancak mahkemece bu talebinde reddedildiğini, Teminat miktarının kur artışı ve dava konusu olayın seyri değerlendirilerek %115 seviyesine çıkarılmasını, bunun reddedilmesi halinde ise hiç değilse mahkemece takdir edilecek ve tarafların hak ve edimleri arasında makul bir denge kuracak daha yüksek bir seviyeye çıkarılmasının talep edildiğini, Davacı tarafından müvekkiline, müvekkili tarafından peşin ödenen 570.000 US$ ve müvekkil tarafından verilen 190.000 TL’lik çek karşılığında herhangi bir mal verilmediğini, müvekkilin sözleşmeyi sonlandırılması ile söz konusu bedellerin müvekkile faiz, ceza ve diğer zararların tazmini ile birlikte ödenmesi gerektiğini, bu bakımdan müvekkilinin -hiç şüphesiz- alacaklı konumunda olduğunu, Davacının menfi tespit talebinin herhangi bir haklı yanı bulunmadığını, bu nedenle tedbirin reddine, eğer tedbir reddedilmeyecekse hiç değilse teminat tutarının %115 seviyesine çıkarılmasına, bu da mümkün değilse tedbirin taraflar arasındaki hak ve edimlerin dengesini ve kur risklerini de göz önüne alınarak mahkemece takdir edilecek daha yüksek bir seviyeye çıkarılmasının talep edildiğini, İleri sürerek tedbirin kaldırılmasına, kaldırılmaması halinde davacadan alınan tenminatın çek bedelinin %115’i olacak şekilde arttırılmasına bununda mümkün olmaması halinde teminat tutarının taraflar arasındaki hak ve edim dengesini ve kur hareketlerini de dikkate alan daha yüksek bir seviyeye çıkarılmasına, ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’ sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davacının edimini yerine getirmesine rağmen, davalının edimini yerine getirmediği, davacı tarafından sözleşme gereği davalıya teminat olarak verilen 30 Kasım 2019 tarihli 600.000 $ bedelli çekle ilgili olarak İİK 72 Maddesine göre açılan menfi tespit davasında İİK.nun 72.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Mahkemece, 28/11/2019 tarihli ara kararı ile; ” Davacı taraf yönünden ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile, isteme ve davaya konu … Bankası Dolayoba Girişimci Şubesine ait … Seri No.lu 30.11.2019 tarihli ve 600.000,00 USD bedelli çekin % 15’i tutarında olan 517.500- TL davacı tarafça yatırılacak nakit ya da sunulacak kesin ve süresiz nitelikte teminat mektubu niteliğindeki teminat karşılığında dava sonuna kadar; İcra takibinin dava tarihinden sonra yapılması halinde, İİK’nun 72 (2) maddesi uyarınca takibin durdurulmasına, İcra takibinin dava tarihinden önce yapılmış olması halinde ise, İİK’ nun 72 (3) maddesi uyarınca icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına, Davalı tarafça ihtiyati haciz kararı alınması halinde, ihtiyati haciz işlemlerinin durdurulmasına, ”karar verimiştir. Davalının itirazı üzerine, İlk Derece Mahkemesi 22/01/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı ara kararı ile; Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’ nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. İİK’ nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir,” hükmünü içermektedir. HMK’ nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli menfi tespit davasının icra takibinden önce açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, taraflar arasında 08/3/2019 tarihli satın alma sözleşmesi imzalandığı, satın alma sözleşmesi uyarınca 808.000 USD. Olan sözleşme bedeli karşılığında davacı satıcı tarafından 6390 adet GGIH360 W 72 hücreli güneş modülü toplamda:2300400 Watt teslim edilmesinin kararlaştırıldığı, Davacı, taraflar arasındaki sözleşme gereğince edimini yerine getirmesine rağmen, davalının edimini yerine getirmediği, sözleşme gereği davalıya teminat olarak verilen çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı olarak, davalı tarafa verilen 30 Kasım 2019 tarihli 600.000 $ bedelli çekle ilgili olarak borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin İİK.nun 72.maddesi uyarınca iş bu davanın açıldığı, Davalı vekili cevap dilekçesinde ise, taraflar arasındaki sözleşmenin 2.7. Maddesinde belirtilen peşinat kısmına tekabül etmek üzere 11/03/2019 tarihinde üç işlemde toplam:570.024 USD.ödendiği, yine sözleşmenin 2.7. Maddesine göre 08/03/2019 tarihinde 15/12/2019 vadeli 190.000,00 TL. Bedelli çekin davacıya verildiği halde davacının sözleşmenin 2.2. Maddesi uyarınca kararlaştırılan sürede panellerin teslim edilmediğini,bu nedenle müvekkili tarafından Beşiktaş … Noterliği’nden 07/05/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarın çekildiği,davacı şirketin sahibi konumundaki …’in 10/07/2019 tarihinde davalı müvekkilinin ofisine gelerek kendi el yazısı ile taahhütde bulunduğunu ancak panele ilişkin taahhütlerin müvekkili tarafından kabul edilmediği,davacı tarafından gönderilen 16/09/2019 tarihli üç adet faturanın Beyoğlu … Noterliğinden çekilen 23/09/2019 tarihli ihtarname ekinde iade edildiğini, Beyoğlu … Noterliğinden çekilen 01/10/2019 tarih ve … yevmiye nolu nolu ihtar ile satın alma sözleşmesinden dönüldüğü, peşinatın ve verilen çekin iadesi ile her türlü zararın tazmininin istendiğinin belirtildiği, Talebin İİK’ nın 72. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davasında icra takibi öncesinde ihtiyati tedbir talebi olduğu kabul edilse bile, dosyaya sunulan belgeler, çek sureti, sözleşme, taraflarca çekilen noter ihtarları ve dosya münderecatından, taraflar arasında yapılan satın alma sözleşmesi uyarınca davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüğünü tam ve zamanında yerine getirip getirmediği, davalının sözleşmeden dönmesinin yerinde olup olmadığı, sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya teminat olarak verildiği iddia olunan davaya konu çekten kaynaklı davacının davalıya borçlu olup olmadığı yargılamayı gerektirip henüz ispatlanmamıştır. Dosya içine sunulan deliller ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli olmayıp talep konusu çekin bedelsiz olup olmadığının tespiti yargılamayı gerektirmektedir.Bu nedenle davacı iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki gerekçeyle reddine karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin 22/01/2020 tarihli tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurularak davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/01/2020 tarih ve 2019/681 Esas sayılı tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurmak suretiyle; 1-Davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 28/11/2019 tarihli ara kararı ile hükmedilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden davalıya iadesine, 3-İstinaf eden davalı tarafından sarfedilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak istinaf talep eden davalıya verilmesine, 4-Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafının davacı avansından sarf edildiği anlaşılmakla; bu giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/03/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.