Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/6 E. 2020/102 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/6 Esas
KARAR NO: 2020/102 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 29/01/2019 (Ek Karar )
DOSYA NUMARASI: 2018/1551 D.İş – 2018/1550 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlunun müvekkilinden almış olduğu mallardan dolayı müvekkili tarafından borçluya faturalar kesildiğini,kesilen faturaların borçlunun babası …’a imza karşılığı teslim edildiğini,borçlunun söz konusu faturayı ve fatura içeriğindeki malları teslim alıp faturayı sevk irsaliyesini imzaladığını, fatura içeriği borçlu tarafından TTK’nın 21/2 maddesine göre geçen süre de dikkate alınarak kesin olarak kabul edildiğini, davaya konu alacak yargılamayı gerektirmeyecek kadar açık olduğunu fakat aradan geçen sürelere rağmen borçlu tarafından borç ödenmediği ve alacaklı müvekkilini oyaladığını, alacağın hiçbir teminata bağlı bulunmadığı gibi, borcunda ödenmediğini, borçlu hakkında icra takibine başlayacaklarından ve icra takibinden haberdar olunduğu takdirde mallarını kaçırmalarından endişe edildiğinden, buna mani olmak için borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına karşılık İHTİYATİ HACİZ kararı verilmesini talep ettiği, bu talep üzerine ilk derece mahkemesinin 23/11/2018 tarihli kararı ile; “…Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, 42.872,76-TL alacağın %15’ine tekabül eden 6.430,91-TL teminat karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde (Tahsilde tekerrür olmamak üzere) İHTİYATEN HACZİNE, ” karar verdiği anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz eden karşı taraf vekili 17/12/2018 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin Üsküdar/İstanbul olduğunu, yetkiye itiraz ettiklerini, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğundan kısmı ve zamana yayılan ödemeler yaptıklarını, alacaklıya borcu bulunmadığını beyan ederek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı vekili 28/12/2018 tarihli ihtiyati hacze itiraza cevap dilekçesinde özetle; borçlunun Bayrampaşa/İstanbul adresinde … ünvanıyla ticari faaliyette bulunduğunu, ihtiyati hacze konu faturaların toplam bedelinin 42.872,76 TL olduğunu, bu faturalara ilişkin ödeme yapılmadığını ileri sürerek, itirazın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 29/01/2018 tarih ve 2018/1551 D.İş Esas – 2018/1550 Karar sayılı ek kararında; “…İhtiyati hacze itiraz eden, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş olup, öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. İhtiyati hacze konu alacak faturaya dayalı olmakla birlikte aradaki akdi ilişkiye dayalı olarak fatura düzenlenmiştir. Aradaki akdi ilişki borçlu tarafından da inkar edilmemiştir. Hal böyleyken sözleşmeden doğan para borçlarının ifası için alacaklı kendi yerleşim yerinde de takip yapabileceği gibi ihtiyati haciz isteyebilir. Bu nedenle borçlunun yetki itirazı yerinde görülmemiştir. İhtiyati hacze itiraz eden, ayrıca ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz etmiş olup, bu itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. İhtiyati haciz isteyen dilekçe ekinde borçlu imzasını içeren mal teslimini yaklaşık da olsa kanıtlayan sevk irsaliyeleri sunmuş olup; alacağın varlığı ve vadesinin geldiği bu belgelere göre yaklaşık da olsa kanıtlanmıştır. Borçlu, alacağın ödendiğini beyan ederek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiş ise de ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında bulunmayan ödeme olgusunun mahkemece dikkate alınması olanaklı değildir. Buna göre, borca itiraz nedenlerinin İİK.nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz nedenleri arasında bulunmadığı, ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı kanaatine varılarak ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile; İhtiyati hacze itirazın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin adresi … Mah. … Sok. No. … ÜSKÜDAR/iSTANBUL olduğunu, genel yetki kuralları gereğince müvekkili hakkında davanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nde açılmasının gerektiğini halde mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararının öncelikle yetki yönünden kaldırılmasını talep ettiğini, İhtiyati haciz talep eden lehine verilen ihtiyati haciz kararında 05.07.2018 tarihli ve 20.07.2018 tarihli faturalara dayanıldığını, 20.07.2018 tarihli faturanın bedeli 19.07.2018 tarihli ve 20.07.2018 valörlü … Bankası aracılığı ile 3.000 Amerikan Doları havale yapılmak suretiyle ödendiğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunması sebebiyle de kısmi ve zamana yayılan ödemelerin yapıldığını, bu sebeple taraflar arasındaki borç alacak ilişkisi ancak tarafların ticari defter, belge ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, fatura muaccel bir alacağın varlığını göstermeye yeterli olmadığını, kesin delil sayılmadığını, alacağın varlığının ancak tarafların ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde sübut bulacağının açık olduğunu, Müvekkilinin söz konusu faturalara ilişkin alacaklıya borcunun bulunmadığını, mahkeme dosyasına sunulan banka dekontu ve alacaklı tarafından verilen tahsilat makbuzlarından borcu bulunmadığının aşikar olduğunu, Borcu olmadığı halde hakkında verilen ihtiyati haciz kararı gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından bankalara gönderilen ihtiyati haciz ihbarnameleri sebebiyle müvekkilinin tüm itibarının zedelendiğini, hesaplarına ihtiyati haciz konulduğunu, ticari hayatının durduğunu, Müvekkili hakkında verilmiş haksız ihtiyati haciz kararı haksız ve usule aykırı olarak verildiği ve yaptıkları itirazın da reddedildiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haczin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin ihtiyati haciz talep eden tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, fatura alacağından kaynaklı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati hacze itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Muteriz vekilinin, İlk derece mahkemesinin yetki yönünden red kararının hatalı olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 05/12/2016 tarih ve 2016/12815 Esas – 2016/92 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanunun 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Bu durumda, faturadan kaynaklanan borcun alacaklısı HMK.’nın 6. maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak HMK’ nun 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelir. İhtiyati hacizde yetkinin kamu düzenine ilişkin olmaması sebebiyle,alacaklı yetkisiz bir mahkemede de ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Yetkisiz mahkemeden ihtiyati haciz talebinde bulunulması durumunda hakim yetki hususunu re’sen nazara alamayacak ve yetkisizlik kararı veremeyecektir. Bu durumda uyuşmazlığı görmeye yetkili mahkeme İİK’nın 50. maddesinin yaptığı atıf gereği HMK’nın yetkiye ilişkin maddeleri uyarınca belirlenir. Buna göre alacaklı takibini davalı borçlunun yasal yerleşim yerinde ya da akdin ifa edildiği yer veya yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer icra müdürlüklerinde yapabilir. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin2015/12892 Esas,2016/6409 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere fatura ilişkisinden kaynaklı borcun para borcu olup 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği, TBK 89/1. maddesi hükmü uyarınca alacaklının muamele merkezinin Başakşehir/İstanbul olduğu,buna göre Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğu, muteriz borçlunun iş yeri adresinin … Mah. … Cad. … Bayrampaşa/ İSTANBUL olup HMK 6 ve 10 maddesine göre ise İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğundan, İDM.ce muteriz borçlunun yetki itirazının reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygun olup muteriz vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Muteriz vekilinin Müvekkilinin söz konusu faturalara ilişkin alacaklıya borcunun bulunmadığı, mahkeme dosyasına sunulan banka dekontu ve alacaklı tarafından verilen tahsilat makbuzlarından borcu bulunmadığının aşikar olduğuna dair esasa yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, 2004 sayılı İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) İhtiyati haciz kararına itiraz İİK 265 maddesinde düzenlenmiştir. İİK 265/1 maddesine göre borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir. Maddede öngörülen itiraz sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup maddede öngörülün sebepler dışında ihtiyati haciz kararına itiraz mümkün değildir. İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin borcun ödendiği şeklindeki itiraz ve istinaf nedenleri ileri sürülüş şekliyle yargılamayı gerektirmekte olup, İİK’ nın 265. maddesinde belirtilen hallere uymamakta, bu nedenle ihtiyati hacze itirazı inceleyen mahkeme tarafından değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden ihtiyati hacze itiraz eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL harcın ihtiyati hacze itiraz edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/01/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.