Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/596 Esas
KARAR NO : 2022/497 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2018/663 Esas 2019/1326 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete olan borcu nedeni ile davalı/borçlu aleyhinde İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davalı/borçlu yana ticari faaliyeti gereği balık ve balık ürünlerini satmakta olduğunu, davalı/borçlu şirket tarafından ödenmeyen irsaliyeli faturalara dayalı cari hesap borcunun tahsilini teminen İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu yanca icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirketin cari hesap ilişkisine istinaden alacaklı olduğu hususunun davalı/borçlu adına kesilmiş irsaliyeli faturalar ile sabit olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde cari hesap borcunu ödemeyen davalı/borçlunun işbu borç nedeni ile aleyhine İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’ nün… E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu iddia ederek icra takibine itirazın reddine, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın % 20′ siden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacıya bir borcunun olmadığını, başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, işbu davanın reddinin gerekli olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu, ticari ilişkinin sona erdiği zamanda müvekkille davacı arasında bir borç-alacak ilişkisinin bulunmadığını, taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine, davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 19/12/2019 tarih ve 2018/663 Esas – 2019/1326 Karar sayılı kararında;
“….Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan hükme ve denetime elverişli rapor içeriği ve yukarıda açıklanan gerekçeler ile tarafların karşılıklı defterleri ile vergi dairesine yapılan bildirimlerin incelenmesi sonucunda tarafların usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde davacının takip tarihi itibariyle kaydi olarak 79.206,06-TL alacağı bulunduğu davalının ise davacıya kendi defterlerine göre 57.375,11-TL borcunun bulunduğu anlaşılmış olup, davalının defterlerinde kayıtlı olmayan 4.665,60-TL faturanın teslimi davacı tarafça ispatlanamamış , 691,20-TL faturaya ilişkin sunulan fotokopi belgede mahkememizin denetimine elverişli olmaması sebebiyle hükme esas alınmamış, davalı tarafından da iade faturasına konu malların davacı tarafa teslimine ilişkin yazılı delil mahkememize sunulmadığı anlaşıldığından bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davalının davaya konu İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 73.849,26-TL asıl alacak ile asıl alacağa işleyecek takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 9,75 avans faizi oranını geçmemek koşulu ile yıllık % 9,75 ve değişecek oranlarda işleyecek avans faizi üzerinden devamına, takip tarihinden önce davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne ilişkin belge bulunmadığından işlemiş faiz talebinin reddine, davaya konu alacağın faturadan kaynaklı olması sebebiyle likit bir alacak söz konusu olduğundan hükmedilen asıl alacak tutarının %20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…..”gerekçesi ile,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
a-Davalının davaya konu İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 73.849,26-TL asıl alacak ile asıl alacağa işleyecek takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 9,75 avans faizi oranını geçmemek koşulu ile yıllık % 9,75 ve değişecek oranlarda işleyecek avans faizi üzerinden devamına,
b-Davacı tarafın fazlaya ilişkin asıl alacak ile işlemiş faiz isteminin ayrı ayrı reddine,
c-Hükmedilen asıl alacağın (73.849,26-TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Öncelikle gerekçeli karara esas teşkil eden bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacı taraf ticari defterlerine, taraflarınca iade edilen faturaları işlemediğini, bilirkişi raporunda taraflarınca iade edilen fatura tutarı 40.450,15 TL iken davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre 21.902,40 TL iade fatura olduğunun belirtildiğini, burada açıkça taraflarınca gönderilen iade faturalarının işlenmemesinden kaynaklı uyuşmazlık olduğunun görülmekte olduğunu, bu uyuşmazlık sebebiyle taraflarınca zorunlu olarak borca itiraz yapıldığını, dolayısıyla davacının başlatmış olduğu takip haksız ve kötü niyetli olduğunu,
Taraflarınca kesilen iade faturalar her zaman kargo yolu ile davacıya gönderildiğini, davacı taraf almış olduğu iade faturaların bir kısmını defterine işlemiş olmasına rağmen bir kısmını kötü niyetli olarak kayıtlarına işlemediği, bu sebeple de huzurdaki haksız davanın reddi gerekirken yerel mahkeme tarafından verilen davanın kısmen kabulü kısmen reddi kararına katılmadıklarını,
Davacının defterlerinde bulunan 5.356,80 TL tutarındaki faturalara ilişkin herhangi bir bilgileri bulunmadığını, böyle bir işlem yapılmadığı gibi taraflarına da herhangi bir şekilde ulaştırılmadığını, burada yine davacı tarafından başlatılan takibin mutabık kalınan bir tutar üzerinden açılmadığını, yine bilirkişi raporunda davacı tarafından müvekkilinin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin evrak bulunmadığının da belirtildiğini,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için yerel mahkemeye gönderilmesine veya kararın kaldırılarak duruşmalı olarak yapılacak inceleme neticesinde yeniden esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Davalının davaya konu İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 73.849,26-TL asıl alacak ile asıl alacağa işleyecek takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 9,75 avans faizi oranını geçmemek koşulu ile yıllık % 9,75 ve değişecek oranlarda işleyecek avans faizi üzerinden devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin asıl alacak ile işlemiş faiz isteminin ayrı ayrı reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece, tarafların ticari defter ve kayıtları inceletilmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış alınan bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 79.206,06-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle davacıya 57.375,11-TL borcunun bulunduğu, taraf defterleri arasında 21.830,95-TL mutabakatsızlık bulunduğu, bu mutabakatsızlığın toplam 18.547,75-TL davalı defterlerinde kayıtlı, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan davalı tarafından düzenlenen iade faturaları ile davacının kendi defterlerinde kayıtlı olmayan 02/03/2019 tarih ve 348889 nolu 2.073,60-TL fatura ile davacının kendi defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte davalı defterlerinde kayıtlı olmayan ve davalı tarafından da kabul edilmeyen 06/02/2018 tarih 34684 nolu 691,20-TL ve 15/03/2018 tarih 35006 nolu 4.665,60-TL olmak üzere toplam 5.356,80-TL tutarında faturalardan kaynaklandığı, davalının defterleri ile vergi dairesine yapmış olduğu bildirimler arasında da fark bulunduğu, tarafların defterlerinde kayıtlı olan ancak içeriği karşı tarafça kabul edilmeyen faturaların taraflarca ispat edilmesi gerektiği, tarafların kabulünde olan işlemler baz alındığında davacının takip tarihi itibariyle 73.849,26-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.Mahkemece 12/09/2019 tarihli duruşmanın ara kararı uyarınca, bilirkişi raporunda belirtilen taraf ticari defterlerinde kayıtlı olup karşı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmayan belgeleri sunmaları için taraflara iki haftalık kesin süre verildiği, davalı tarafça iade faturalarına ilişkin belge sunulmadığı, davacı tarafça iki adet irsaliye faturası sunulduğu, mahkemece, davacı tarafça ibraz edilen 4.665,60-TL.’lik faturanın teslimi davacı tarafçaispatlanamadığı, 691,20-TL.lik faturaya ilişkin sunulan fotokopi belgede mahkeme denetimine elverişli olmaması sebebiyle hükme esas alınmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan ve davacı defterlerinde kayıtlı olmayan, taraf ticari defterleri arasındaki farkın sebebini oluşturan toplam 18.547,75-TL. Lik iade faturalarının davacı tarafça kabul edilmediği ve davalı taraf iade faturalarını, dayanak belgeleri ile bu faturaların davacıya teslim edildiği yönünde belge ibraz edilmediği, buna göre davalının iade faturası düzenlemesinin yerinde olup olmadığının ispat edilemediği anlaşılmakla, davalının belgeyle doğrulanmayan defter kayıtları kendisi lehine delil olarak kabul edilemez. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı,sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı,mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin aksi yöndeki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.044,64.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan toplam (54,40.TL+1.207,00.TL=) 1.261,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.783,24.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.