Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/583 E. 2022/495 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/583 Esas
KARAR NO: 2022/495 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2019
NUMARASI: 2015/182 Esas 2019/755 Karar
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili bankaya devredilen … A.Ş. ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalının işbu GKS’yi kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlulara Kadıköy … Noterliği’nin 04/10/2000 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek 11.939.258,370 TL kredi borcunun kat edilerek ödenmesinin talep edildiğini, Beşiktaş … Noterliği’nin 17/12/2004 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de; 04/10/2000 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamedeki hakları saklı kalmak kaydıyla teminat mektubu bedellerinin ve ödemeyen komisyonların talep edildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, bu nedenle davanını kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatın hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/10/2019 tarih ve 2015/182 Esas – 2019/755 Karar sayılı kararında; “…Kök ve ek raporlardaki tespitlerin çelişkili olması ve bu raporların hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle mahkememizce resen dosya bankacı bilirkişi …’a tevdi edilerek bu bilirkişiden alınan 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı kefilin 17/12/2004 tarihinde temerrüte düştüğü, temerrüt tarihi itibariyle 6.798,33 TL asıl borcu, 26.420,38 TL işlemiş faiz, 1.484,37 TL BSMV olmak üzere toplam 34.703,08 TL borcu bulunduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %105 temerrüt faizi ve işleyecek faize %5 gider vergisi uygulanması gerektiği, dayanak GKS’de gayrinakdi krediler bakımından davalı kefilin sorumluluğu açıkça öngörülmediğinden gayrinakdi krediden kaynaklanan borcunun olmadığı tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ile bankacı bilirkişi …’dan alınan 22/04/2019 bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan, davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 6.798,33 TL asıl alacak, 26.420,38 TL işlemiş faiz ve 1.484,37 TL bakımından iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %105 temerrüt faizi ile bu faize %5 gider vergisi uygulanmasına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, İİK m.67/2 kapsamında 6.940,60 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 6.798,33 TL asıl alacak, 26.420,38 TL işlemiş faiz ve 1.484,37 TL bakımından iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %105 temerrüt faizi ile bu faize %5 gider vergisi UYGULANMASINA, Fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE, İİK m.67/2 kapsamında 6.940,60 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili bankanın 19/10/2015 tarih 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 140.maddesi ve mülga 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14.maddesinin 5/c maddesi uyarınca her türlü harçtan muaf olduğunu, Mahkeme kararının kanuna ve usule aykırı olduğunu, Bilirkişi tarafından nakit alacak yönünden terditli olarak hesaplama yapıldığı, mahkeme ilamına dayanak yapılan 1.hesaplamanın tamamen eksik ve hatalı olduğunu, Müvekkili banka icra takip rakamının tespitinde , müvekkili banka Mali İşler Birimi tarafından T.C Merkez Bankasına gönderilen 16.10.2001 tarih … referaslı yazı doğrultusunda bankaca tahsil edilecek ücret, komisyon ve masrafları ilgili tablodaki komisyon oranı ve tutarı min. 50-TL olmasına rağmen 16.05.2003 tarihinde Krediler Biriminin tüm şubelere yaptığı duyuru ile yıllık % 2 min. 30-TL uygulandığı ve bu tutarlar üzerinden ihtarname ve takip rakamları oluşturulduğunu, Sonuç olarak, müvekkili banka ile bilirkişi hesaplaması arasındaki fark, komisyon tutarlarının farklı alınmasından, oluşturulan ihtarname tutarı ve ihtar sonrası doğan komisyon tutarlarının – farklılığından kaynaklanmakta olup, bilirkişi tarafından eksik hesaplama yapıldığını, Bankanın her üç aylık dönem için ve mektup başına 30-TL Komisyon işletmesi taraflar arasındaki sözleşmelere ve hukuka uygun bulunduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinin 8/2 maddesinde “.. Yetkili Merciler tarafından saptanan sınırlar içinde olmak kaydıyla banka, faiz ve komisyonları artırabilecektir” denildiğini, Müvekkili banka tarafından uygulanan 30,00TL. komisyon alacağının dayanağı; … A.Ş. tarafından T.C. Merkez Bankası İdare Merkezi Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Gn. Md. Yatırım ve Fınansman Araçları Mud muhatap yazı 16.10.2001 tarih … sayılı olduğu, bu yazıda minimum 50.00.TL komisyon uygulanacağının belirtildiğini, hatta müvekkili banka bu bildirimin altında olarak 30,00TL. komisyon talebinde bulunduğunu, yazı 2001 tarihli olup, bilirkişi raporunda 30,00TL.’den az komisyon oranı uygulamasının kabulü mümkün olmadığını, Nitekim, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/33E. 2011/132K. ve 04.04.2011 tarihli kararında da bu talepler haklı bulunduğu ve karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, müvekkili bankanın uyguladığı minimum komisyon oranı 30,00.TL olup bunun aksine olarak bilirkişi tarafından hesaplama yapılması kanuna ve usule aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından, 22.04.2019 tarihli bilirkişi raporu mahkeme kararına dayanak yapılarak, Genel Kredi Sözleşmesinde gayrinakti krediler bakımından davalı kefilin sorumluluğu açıkça öngörülmediğinden gayrinakti krediden kaynaklanan borcunun bulumadığı sonucuna varıldığını, Bilirkişinin 22.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda, “taraflar arasında imzalanan sözleşmede kefiller yönünden teminat mektubu depo talebine ilişkin net bir ifadeye rastlanılmadığı için müvekkili bankanın davalı kefilden teminat mektubu depo talebinde bulunamayacağı görüşünü terditli olarak belirttiğini, Davalı tarafça bu yönde bir itiraz bulunmadığı gibi, daha önce dosyadan hazırlanan bilirkişi raporunda da bu yönde bir tespit bulunmamakta olup, bilirkişi raporları arasında çelişki oluştuğunu, Bilirkişi görüşünün aksine, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Kefalet” başlıklı 20 maddesi hükmü aynen; “Bu sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefil veya kefiller, Bankaya Müşterinin bu kredi sözleşmesinden ötürü veya her ne sebeple olursa olsun, gerek yalnız olarak, gerek diğer kişilerle birlikte borçlandığı ve borçlanacağı tutarları bankamnın müşteri lehine verdiği teminat mektubu veya diğer gayrinakit kredileri aşağıda imza bölümünde belirtilen miktara kadar müteselsil kefil olarak tekeffül ederler. Kefalet miktarına ana paranırı faizi , ana para ve akti faizler için hesaplanacak temerrüt faizi , komisyon, her türlü masraflar ve vekalet ücreti ilave edilecek, kefilin sorumluluğu bütün bu hususları kapsayacaktır….” 20.8 Kefil , borcun müşteri için her ne nedenle olursa olsun muaccel olması halinde kendisine herhangi bir ihbarda bulunmaksızın kefalet borcunun da muaccel olacağını kabul eder. 20.13 Kefil , Banka ile müşteri arasındaki işbu genel kredi sözleşmesinin 13’üncü maddesinin ve kefaletin niteliğine aykırı olmayan diğer maddelerinin tamamının kendi hakkında da aynen uygulanmasını bu maddelerde yer olan hususları aynen taahhüt ettiğini kabul eder. 35. Maddesinde gayrinakdi kredi açılması ve kullandırılması düzenlenmiş olup, maddenin 10. Fıkrasında; * bankanın gerek duyduğu durumlarda müşteri; … teminat mektubunu ödemeye davet edilmemiş olsa dahi; o tarihteki faiz, komisyon, gider vergisi, ve diğer masrafları ile birlikte nakden ve defaten faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmek üzere15 gün içinde bankaya depo edilmesini, istemeye yetkili olduğunu şimdiden kabul eder.” hükmünü ihtiva ettiğini, Genel kredi sözleşmesinin 37. Maddesi ise “ işbu sözleşme gereği müşteri lehine verilen ve verilecek teminat mektubu ve kontrgarantiler… için bunların iptali ve bankanın ibrasına kadar üç aylık devreler için yetkili merciler tarafından saptanan ve sonradan değiştirilecek olan hadlerin en yükseğini seçmemek koşuluyla, serbest bırakılması halinde banka tarafından saptanan ve müşteri tarafından kabul edilerek istek makbuzuna yazılacak oran üzerinden komisyon vs… ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Müşterinin bu yönde ilerde hiçbir iddia, itiraz ve şikayet hakkı olmayacaktır’ hükmünü ihtiva eder…” şeklinde olup, davalı kefilin Genel Kredi Sözleşme hükümleri çerçevesinde sorumluluğu açık olduğunu, Davalı, kefil siıfatıyla söz konusu Genel Kredi Sözleşmeleri’ni imzalamış olup, genel kredi sözleşmesi incelendiğinde görüleceği üzere davalı kefil gayrinakit kredi deposundan sorumlu olduğunu, Tüm bu nedenlerle; Genel Kredi Sözleşmesi’nin işbu açık hükümleri ve dosyaya sunulan aynı yöndeki 29.07.2017 tarihli bilirkişi raporu ve ek raporlardaki tespitler karşısında, davalı – kefil …’ın gayrinakit kredilerden sorumlu olmadığına ilişkin kararın hukuki dayanağı bulunmadığını, Bunun yanısıra dosyada mübrez bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakta olup, işbu çelişkinin giderilmeden hüküm tesis edilmesi de kanuna ve usule aykırı olduğunu, Tüm bu nedenlerle, yukarıda belirtilen ve res’en tespit edilecek nedenlerle , aleyhe tüm hususlar yönünden bilirkişi raporuna karşı itiraz ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kısmen kabule ilişkin kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı bankayla devren birleştirilen … A.Ş. Göztepe Şb ile dava dışı … LTD. ŞTİ. arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde kullandırılan teminat mektuplarından tazmin edilmiş olanın bedeli ve işlemiş komisyonlarının nakdi alacak olarak tahsili, meri teminat mektuplarının da gayri nakdi alacak olarak deposunu teminen yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 6.798,33 TL asıl alacak, 26.420,38 TL işlemiş faiz ve 1.484,37 TL bakımından iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %105 temerrüt faizi ile bu faize %5 gider vergisi uygulanmasına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı bankayla devren birleştirilen … A.Ş. ile dava dışı … LTD. ŞTİ. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan 22.599,75 TL asıl, 88.080,49 TL faiz, 4.942,55 TL BSMV olmak üzere toplam 115.622,79 TL nakdi alacağın tahsili ve teminat mektuplarından kaynaklanan 29.483,80 TL gayri nakdi alacağın deposunu teminen müteselsil kefil olan davalı ve dava dışı diğer kefiller ile asıl borçluya karşı ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan GKS. ‘nin KOMİSYON,VERGİ VE MASRAFLAR başlıklı 37 maddesinde;” İş bu sözleşme gereği müşteri lehine verilen ve verilecek teminat mektubu ve kontrgarantiler …için bunların iptali ve bankanın ibrasına kadar üç aylık devreler için yetkili merciler tarafından saptanan ve sonradan değiştirilecek olan hadlerin en yükseğini geçmemek koşuluyla serbest bırakılması halinde banka tarafından saptanan ve müşteri tarafından kabul edilerek istek makbuzuna yazılacak olan oran üzerinden komisyon vs. Ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Müşterinin bu yönde ilerde hiç bir iddia, itiraz ve şikayet hakkı olmayacaktır,” düzenlemesi yer almaktadır. Dosyaya ibraz edilen teminat mektubu metinlerinde ise….borçlunun geçen günlere ait kanuni faiziyle birlikte ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bankanın, teammüllere ve rayiçlere uygun olarak teminat mektuplarına her üç aylık dönemde %1 olmak üzere yıllık %4 oranında komisyon alması gerekirken davacı bankanın 30 TL gibi yüksek bir komisyon talep ettiği, sözleşmenin 37. Madde hükmündeki… banka tarafından saptanan ve müşteri tarafından kabul edilerek istek makbuzuna yazılacak olan oran üzerinden komisyon vs. Ödemeyi kabul ve taahhüt eder hükmü gözetildiğinde bu kadar yüksek oranda komisyon istenebilmesi için müşterinin veya komisyon ödeyecek kimsenin bunu bilmesi ve icazet vermesi gerektiği, davacı bankanın bu orandaki komisyon uygulamasıyla ilgili davalı tarafa bir bildirim yaptığına ve müşteri tarafından kabul edildiğine ilişkin bir belgenin ya da başka herhangi bir delilin bulunmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından, 30 -TL’lik komisyon uygulamasının haksız ve yerinde olmadığı, bankanın tek taraflı olarak komisyon oranını fahiş miktarda arttırma yetkisi olduğunun kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/19-689 Esas-2018/1624 Karar sayımı kararında da belirtildiği üzere depo talebinden kefilin sorumlu olabilmesi için GKS. De açık bir hüküm olması gerektiği, davaya konu sözleşmelerde depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre davacı vekilinin depo talebine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece, kök ve ek raporlardaki tespitlerin çelişkili olması ve bu raporların hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle mahkemece resen dosya bankacı bilirkişi …’a tevdi edilerek bu bilirkişiden alınan 22/04/2019 tarihli rapor doğrultusunda karar verildiği tesbit edilmiş olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce tesbit edilmiştir. HMK 282 maddesi uyarınca hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlerle birlikte diğer deliller de değerlendirilerek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı vekilinin bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu ve bu çelişki giderilmeden karar verildiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabulüne yönelik davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan istinaf harçları hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.