Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/562 E. 2022/701 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/562 Esas
KARAR NO: 2022/701 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/853 Esas – 2019/1101 Karar
TARİH: 21/11/2019
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma ve Antrepo Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin kargo ve antrepo konusunda, davalının ise uluslararası taşımacılık alanında hizmetleri alanında hizmet vermekte olduklarını, tarafların işbu faaliyetleri kapsamında anlaşmaya vardıklarını, ancak davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, müvekkilinin serbest depo alanındaki kiralama hizmeti karşılığında müvekkil ile anlaşılan bedelin ödenmediğini, cari hesap ekstresi ve sözleşme nedeniyle 22.789,64 TL’lik borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığı gibi 29.328,32 USD alacaklı olduğunu ve bu alacağın tahsili için açılan davanın derdest olduğunu savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/11/2019 tarih ve 2018/853 Esas 2019/1101 Karar sayılı Kararı ile; ” Dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; “… lojistik hizmet teklifi” başlıklı sözleşmenin imzalanması ile davacı tarafından sözleşme konusu hizmetlerin verilmesi, davalı tarafından ise ödemelerin yapılması kabul edilerek taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu, bu kapsamda davacı tarafça depo ve antrepo hizmetleri verilerek faturalar düzenlendiği anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde; her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir. Davacı şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davacı tarafça düzenlenen faturalar ve davalı tarafından yapılan ödemeler sonucu davacının bakiye alacak miktarının 59.932,59 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı kayıtlarında yapılan incelemede ise davalının 29/12/2017 tarih … nolu “Diğer Olağandışı Hasar Tazmin Giderleri – Kayıp Mal Bedeli” açıklaması ile 29.328,32 USD (111.955,00 TL) tutarındaki faturayı 29/12/2017 tarih ve … yevmiye numarası ile davacı cari hesabına borç olarak kaydettiği, yine bu fatura yönünden 1.331,51 TL kura farkı bedelini ise davacı cari hesabına alacak olarak kaydettiği, davalı defterlerine göre davacı TL cari hesabının 22.789,66 TL alacak, USD cari hesabının 110.623,49 TL borç bakiyesi verdiği, davalı tarafça düzenlenen 29/12/2017 tarih … nolu “Diğer Olağandışı Hasar Tazmin Giderleri – Kayıp Mal Bedeli” açıklaması ile 29.328,32 USD (111.955,00 TL) tutarındaki faturanın davacı kayıtlarında yer almadığı ve bu faturanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/885 Esas sayılı dosyası ile dava konusu olduğu, bu fatura dışında davacı tarafça takipte talep edilen tutarın, davalı şirket kayıtları ile uyumlu olduğu davacının davalıdan 22.789,64 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır…. ” gerekçeleri ile; “1-Davanın KABULÜ ile, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına, 2-Alacak tutarı 22.789,64 TL’nin %20 oranında hesap edilen 4.557,92 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilince açılan ve Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/885 E. sayılı dosyası üzerinden devam eden dava sonucu bekletici mesele yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, Bilirkişinin görev ve yetkisini aşarak müvekkili açılan dava hakkında kanaat belirtilerek rapor düzenlendiğini, söz konusu davada henüz delillerin dahi toplanmamış olduğunu, Bilirkişi raporunda yer alan değerlendirmelere ve henüz taraflarına tebliğ edilmemiş olan bu rapora dayanan mahkeme kararının gerekçesine katılmadıklarını belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 27/08/2018 tarihinde cari hesaba dayalı olarak 22.789,64 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafça yasal sürede borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür. Taraflar arasında bila tarihli kargo lojistik hizmetleri konulu sözleşme akdedilmiş olduğu, ticari ilişkinin bu sözleşme koşullarına göre yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Öte yandan iş bu dava açılmadan önce davalı tarafça davacı hakkında bir kısım malların taşıma sırasında zayi olması nedeniyle kendisinin hizmet verdiği firma tarafından mal bedellerinin alıcılara ödenmek zorunda kalındığı ve ödenen tutarın kendisine yansıtıldığı, bu nedenle kendisi tarafından da davacıya 29.328,32 USD bedelli faturanın kesildiği ancak davacı tarafça iade edildiği iddiasıyla ve fatura bedelinin ödenmesi talebiyle dava açılmış ve yargılaması Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/885 E. sayılı dosyası üzerinden yürütülmekte olup, UYAP sorgulamasında davanın halen derdest olduğu, duruşmasının 24/05/2022 tarihine bırakıldığı bilgisine ulaşılmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının 2017 yılı defter kayıtlarına göre davalıdan 59.932,59 TL alacaklı olduğu, davalının 2017 yılı defter kayıtlarına göre 87.833,83 TL alacaklı olduğu, davacının talep ettiği 22.789,64 TL ile davalı nezdinde tutulan davacıya ait cari hesap bakiyesinin davalının düzenlediği 29.328,32 USD bedelli fatura ve 1.331,51 TL kur farkı faturası dışında örtüştüğü, davacı cari hesap raporu ile davalının muavin defter dönem başı devir bakiyeleri olan 16.890,45 TL borç bakiyesinde de mutabık oldukları, davalının 29.328,32 USD bedelli fatura ile ilgili açtığı alacak davasının derdest olduğu, ancak davalının 29.328,32 USD fatura bedelini talep etmekte haklı olmadığı, buna göre davacının 22.789,64 TL alacak talebinde haklı olduğu belirtilmiştir. Davalı vekilince bilirkişinin kendilerince açılan alacak davasında henüz delilleri toplanmamış olan dosyadaki delillere dayanılıp görev ve yetkisi aşılarak rapor düzenlendiği, raporu kabul etmedikleri belirtilerek rapora itiraz edilmiş, mahkemece yasal sürede itiraz edilmediği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere iş bu dava cari hesaptan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde cari hesap kayıtları arasındaki farklardan birinin davalı tarafça davacı adına düzenlenen … seri sıra nolu 29/12/2017 tarihli 29.328,32 USD bedelli fatura olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça iş bu dava açılmadan önce söz konusu faturanın tahsili istemiyle açılan bir dava bulunduğuna ve derdest olduğuna göre, mahkemece davalının söz konusu faturayı düzenlemekte haklı olup olmadığının ve buna göre davacının bu davaya konu cari hesap alacağının tespit edilebilmesi için davalı tarafça açılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği açık olup, davalı tarafça bilirkişi raporuna yasal sürede itiraz edilmemiş ise de, cevap dilekçesinde yer alan söz konusu fatura ile ilgili ayrı bir dava bulunduğu yönündeki savunması ve duruşmada beyan ettiği bekletici mesele yapılması talebi dikkate alındığında mahkemece söz konusu dava dosyası bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a6 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2019 tarih ve 2018/853 Esas – 2019/1101 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.