Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/555 E. 2022/699 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/555 Esas
KARAR NO: 2022/699 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/272 Esas – 2019/1282 Karar
TARİH: 19/12/2019
DAVA: Tazminat (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında … Yetkili Bayilik Sözleşmesi akdedilmiş olup, sözleşmenin imzalandığı süreçte dava dışı … Ltd.Şti.’nin müvekkil şirketin dağıtıcı ana bayisi olarak faaliyet göstermekte olduğunu ve sözleşme içeriğinden de anlaşılacağı üzere davalının müvekkilin üretimini ve/veya ithalatını gerçekleştirdiği ürünleri …’dan satın alarak piyasaya arz edeceğini, taraflar arasındaki ilişki devam ederken dava dışı … tarafından Ankara …Noterliği 29/09/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkil ile olan ticari ilişkisinin feshedildiğine dair ihtarname gönderildiğini, …’nın bu ihtar ile birlikte aynı zamanda kendisinden mal alan müvekkil şirket alt bayilerinin de kendisi ile olan sözleşmelerini fesih ettiğini duyurduğunu, bu fesih bildirimini takiben müvekkil tarafından kendisinden … kanalı iken mal satın alan alt bayi konumundaki bayileri ile olan ticari ilişkinin devam ettiği ve de sözleşmelerinin tamamıyla yürürlükte olduğunun bildirildiğini ve 03/10/2016 tarihli duyuru maili ile de bu hususun bildirildiğini, ancak davalının müvekkil ile olan sözleşmesi yürürlükte olmasına rağmen, müvekkilin sektördeki rakibi konumunda olan … ile çalışmaya başlayan eski ana bayi … ile … bayiliği için görüşmeye başladığı ve sözleşme ile kararlaştırılan münhasırlık şartlarını ihlal ettiği bilgisinin edinildiğini, davalı adına açılmış olan “…” isimli facebook hesabında 11/10/2016 tarihinden itibaren … ile ilgili ilgili görseller ve tanıtımların paylaşılmaya başlanıldığını, yapılan paylaşımlarla … ile çalışılmaya başlandığının ilan edildiğini, ayrıca rakip firmalara ait ürünlerin satışını yaptığının da öğrenildiğini, örnek teşkil etmesi amacıyla sunulan 11/11/2016 tarihli ekteki faturadan da anlaşılacağı üzere davalının rakip firma ürün satışı gerçekleştirdiğini, ancak bu durumun sözleşmenin 7/E maddesi hükmüne aykırı olduğunu, davalıya defalarca yapılan sözlü uyarıların sonuç vermemesi üzerine Kartal … Noterliğinin 21/10/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek bayilik sözleşmesinin derhal ve haklı sebeple feshedildiğinin bildirildiğini ve sözleşme ile hüküm altına alınan cezai şart bedeli ile maliyet bedellerinin ödenmesinin ihtar edildiğini, sözleşmenin 16. maddesi İle sözleşme hükümlerine aykırılık halinde istenebilecek cezai şart miktarının kararlaştırıldığını, buna göre davalının ana bayiden mal alımı yaptığı son takvim yılına esas KDV hariç ciro tutarının % 25’i oranında ve her halükarda asgari 30.000 TL olmak üzere cezai şart bedeli düzenlendiğini, davalının sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı davranışı ve haksız feshi nedeni ile cezai şart ödemesi yapmasının zorunlu olduğunu, 30.000,00 TL’nin üstünde bir cezai şart hesaplaması gerekip gerekmediğinin ancak davalının cirosunun tespit edilmesi ile mümkün olacağından davalının 2016 yılına ilişkin gelir tablosunun ve beyannamelerinin celbi ile asıl miktarın hesaplanmasının gerekmekte olduğunu, ayrıca sözleşmenin 7/A — 6 maddesi ise uyarınca müvekkilince karşılanan konsept maliyetinin sözleşme hükümleri uyarınca %25 fazlasıyla hesaplanan 21.642,75 TL’nin de müvekkiline ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, haksız ve hukuka aykırı fesih nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.000,00 TL cezai şartın ve şimdilik 21.642,75 TL konsept maliyeti bedelinin 21/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin 3 taraflı olduğunu ve 10.2 nci maddesinin A bendinin “… ANA BAYİ, … tarafından gerçekleştirilecek ürün siparişlerini, yetkili ana bayi sıfatıyla … ile imzalamış ve/veya imzalayacak olduğu sözleşmeler ile sair evrak kapsamında ve …’un ürün alım limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” hükmünü ve 10.3 ncü maddesinin “…, ticari ilişki süresince …’un işbu sözleşme ile elde ettiği statü koşullarını sağladığını ve sözleşmeden veya … tarafından bildirilen /bildirilecek çalışma kural ve prensiplerine riayet edip etmediğini, satış fiyatını, hizmet kalitesini, bayi ve müşteri ilişkilerini her zaman denetleme, satış, depo, stok ve mali durumunu belirleyecek işletme bilgilerini ve raporlarını dilediği zaman inceleme ve talep etme hakkında sahiptir.” hükmünü haiz olduğunu, buna göre müvekkilinin mal tedariğini doğrudan ve sadece davadışı Ana Bayi …’dan yapacağını, davacının ise sadece genel olarak denetleme yetkisine sahip olacağını, müvekkilinin davacıdan doğrudan mal tedariği yapmak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, davaya esas sözleşmenin kurucu ve temel unsurlarından olan Ana Bayi …’ın Ankara …Noterliğinin 29.09.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacıyla olan tüm ticari faaliyetine son vermesi ve tüm alt bayileri ile kendi arasındaki sözleşmeleri feshetmesi sonucunda davaya konu sözleşmenin de esasen münfesih hale geldiğini, nitekim müvekkilinin 29/09/2016 tarihinden sonra davacıdan herhangi bir alımı yapmadığını, müvekkile atfı kabil bir kusur olmaksızın ortadan kalkmış bir sözleşmeye dayanılarak müvekkilinden herhangi bir talepte bulunulamayacağını, ayrıca müvekkiline alt bayilerin davacıyla ticari ilişkilerinin devam ettiğine dair bir mail gelmediğini, davacı yanca dosyaya bu yönde sunulan mailin tarihi de 18/11/2016 olup, davacı yanca bu tarihten önce müvekkiline fesih ihbarının yollandığını, ayrıca davacı tarafça bahsedilen başka bir markanın satışının yapılmasının ise 11/11/2016 olduğunu, bu nedenle davacı yanın müvekkilin sözleşmenin devamı sırasında münhasırlık yükümlülüğünü ihlal ettiği yönündeki iddiasının yersiz ve dayanaksız olduğunu, konsept maliyetinin de davacı yanca ödenmediğinin sunulan faturadan anlaşılmakta olduğunu, davacı yanca sunulan faturanın üstünde fatura bedelinin ödenmediğinin açıkça belirtildiğini, kaldı ki sunulan faturanın müvekkili şirketle ilgili olup olmadığının dahi belirsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/12/2019 tarih ve 2017/272 Esas 2019/1282 Karar sayılı Kararı ile; “…. bayilik sözleşmesindeki fesih maddesine göre ana bayi (…) tarafından sözleşmenin … ile birlikte feshedilebileceğinin düzenlendiği, Ana bayi (…) ‘nin feshinin davacı … tarafından kabul edilmesi ve bu fesihle ilgili sözleşmeye … Bayisi veya diğer ana bayiler vasıtasıyla devam etmek istenilmesi şeklinde de alt bayilere bildirimde bulunulması nedeniyle bayilik sözleşmesinin … tarafından feshedildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, tarafların ve dava dışı …Ltd. Şti.’nin katılımı ile imzalanan bayilik sözleşmesinin davalı alt bayinin kusur ve katılımı olmaksızın davacı ile ana bayi … arasındaki bir ihtilaftan dolayı sona erdiği, … Bayilik sözleşmesinin kurgusu itibariyle bu sözleşme ana bayi … tarafından feshedildikten sonra sözleşmenin üretici marka sahibi sıfatıyla imzalayan … ile alt bayi sıfatı ile imzalayan … arasında sözleşmenin mevcut hali ile yürürlükte tutulup uygulanmasının mümkün olmadığı, sözleşmenin uygulanabilmesi için ana bayiliğe ihtiyaç bulunduğu, bunun için ise yeni bir ana bayi ile yeni bir sözleşmenin imzalanması gerektiği, ancak davalının yeni bir sözleşme yapmaya zorlanamayacağı, bu nedenle ana bayinin sözleşmeyi feshettiği tarih olan 29/09/2016 tarihinin alt bayi davalı hakkında da sözleşmenin sona erdiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarihten sonra sözleşmenin ihlalinden bahsedilemeyeceği, 29/09/2016 tarihinden sonra davalının davacıdan alım yapmadığı hususunun her iki tarafında kabulünde olduğu, davacı …A.Ş.’nin ana bayi … tarafından sözleşmenin feshinden sonra 18/11/2016 tarihinde davalının da aralarında bulunduğu alt bayilere gönderdiği mailde …’nın sözleşmesini feshetmesi nedeniyle tüm işlemlerin doğrudan … Merkezli olacağının, ayrıca depoların hizmet vermeye devam edeceğinin, başka bir ana bayi ile çalışacak olan bayilerin çalışma esasları oluşturularak bilgiye sunulacağının iletildiği, bu mailin sözleşme içeriğinden başka şartları ihtiva ettiği, örneğin doğrudan alıma imkan verdiği, başka bir ana bayi ile çalışmak istemeyen bayiler için herhangi bir bilgilendirme içermediği, davacı taraf her ne kadar mailin 03/10/2016 tarihinde gönderildiğini beyan etmiş ise de, davacı tarafça sunulan mail dökümünde “bu iletiyi 18/11/2016 10:20 tarihinde ilettiniz” ibaresinin bulunduğu, mailin 03/10/2016 tarihinde gönderildiği kabul edilse dahi, gerek sözleşmenin 29/09/2016 tarihinde fesholunduğunun kabul edilmesi gerekliliği, gerekse davalı alt bayinin kabul beyanı olmadan başka bir ana bayi ile kendiliğinden sözleşmeye devam edilmesinin mümkün olmaması, gerekse de sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle sözleşmenin unsurlarında/taraflarında değişme olması nedeniyle davalının bir başka ana bayi ile sözleşme yapmaya zorlanamayacağı,…. davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ana bayi … ‘nın tek taraflı olarak bayilik sözleşmesini fesih yetkisi olmadığını beyan etmiş ise de, davacı tarafın beyan ve davranışları ile alt bayilere gönderilen mail nazara alındığında davacının feshi kabul ettiği, davacının … ile alt bayilik sözleşmesi olan bayilere ilişkin tedbirler almaya çalıştığı ve yeni bir ana bayi ile sözleşme yapılabilmesine imkan tanıdığı hususlarının davacı tarafça dayanılan mail içeriğinden anlaşıldığı, kaldı ki 6102 sy TTK.nun 121 ‘inci maddesi (Mülga 6762 sy TTK.nun 133. Md) uyarınca bayinin haklı nedenlerle her zaman fesih hakkının bulunduğu,…. dava ve aşamalarda dayanılan sözleşmenin ihlali iddiasına konu eylemlerin sözleşmenin fesih tarihi olan 29/09/2016 tarihine ilişkin olduğu, her ne kadar davacı tarafça Kadıköy … Noterliği’nin 21/10/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı ile olan … Yetkili bayilik sözleşmesinin feshedildiği bildirilmiş ise de sözleşmenin yukarıda açıklandığı üzere 29/09/2016 tarihinde sona ermiş olması nedeniyle bu ihtarnamenin herhangi bir sonuç doğurmayacağı, davacının sözleşmenin sona erdiği 29/09/2016 tarihinden öncesine ilişkin herhangi bir talebi de olmadığından ceza-i şart istemine ilişkin davanın yerinde olmadığı, …konsept bedeline ilişkin talebinde yerinde olmadığı…” gerekçeleri ile; “Davanın REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin 21/10/2016 tarihinde müvekkil tarafından yapılan ihtar ile haklı nedenle feshedildiğini, ana bayinin sözleşmesini feshetmesi ile davalı … Yapı ile müvekkil arasında olan ticari ilişkisinin otomatik olarak sona ermesinin söz konusu dahi olmadığını, zira müvekkilinin doğrudan kendisine bağlı bayileri olduğu gibi … dışında da ana bayileri olduğunu, sözleşmesinin “Sözleşmenin Sona Erme Halleri Ve Sonuçları” başlıklı düzenlemesinin “A. Sözleşme, süresinini herhangi bir döneminde haklı bir nedenle tek başına …’ın veya ANA BAYİ’nin … ile birlikte sözleşmeyi feshettiğini bildirmesi halinde sözleşme derhal sona erecektir.” şeklinde ve “ Sözleşme Haklarının Kullanılması” başlıklı düzenlemesinin “ANA BAYİ’nin …’dan talep edebileceği ceza-i şart, maliyet talepleri ve feshe bağlı haklar başta olmak üzere ve bunlarla sınırlı olmaksızın sözleşme kapsamında mevcut her nevi hakkın kullanılması …’ın yazılı onayı ile mümkündür. ANA BAYİ bunu peşinen kabul eder.” şeklinde olduğunu, buna göre ana bayinin tek başına bayilik sözleşmesini feshetme yetkisi olmadığı gibi sözleşmeden kaynaklı hakları müvekkilinin onayı olmadan tek başına kullanmasının da mümkün olmadığını, dolayısıyla ana bayinin sözleşmenin esaslı unsuru olmayacağının, ana bayinin müvekkil ile olan sözleşmesini feshetmesi nedeni ile davalının müvekkil ile olan ilişkisinin de sona ermeyeceğinin açık olduğunu, mahkemece dosyaya sunulan mütalaa ve yapılan açıklamalar değerlendirilmeden karar verildiğini, Bu konuda ayrıca bildirim yapılmasına gerek olmamasına rağmen müvekkilince ticari ilişkinin devam edeceğinin ve sözleşmenin yürürlükte olduğunun duyuru maili yoluyla iletildiğini, 03/10/2016 tarihli duyuru maili ile de tüm alt bayiler ile olan ticari faaliyetin devam ettiğinin bir kere daha ifade edildiğini, 03/10/2016 tarihinde atılan duyuru mailinin içeriğinin 18/11/2016 tarihinde bilgilendirme amaçlı olarak hukuk departmanı ile paylaşıldığını, bu nedenle mahkeme tarafından mailin fesihten sonra olduğu yönündeki kabulün hatalı olduğunu, Davalının sözleşmenin devamı sırasında münhasırlık şartını ihlal ettiğini, davalının rakip firma ile çalışmaya başladığının, sözleşmesi devam ederken rakip ile görüşme içerisinde olduğunu gösterir çok sayıda delil dosyada bulunmakta olduğunu Müvekkilimin … için yapılan masrafları ve cezai şart talep hakkı olduğunu, mahkeme tarafından verilen kararda konsept bedelinin talep edilemeyeceği, öncelikle emtianın aynen iadesinin talep edilebileceği, bunun sonuçsuz kalması halinde bedeli istenebileceği hususlarının belirtildiğini, ancak sözleşmenin 7/A – 6 maddesinin gözden kaçırıldığını, müvekkilinin davalının işyerini … statüsüne sahip olduğu için masraf yaparak özel konsept mağaza haline getirdiğini, mahkeme tarafından sözleşmenin 18. maddesine atıf yapılmışsa da aynı sözleşmenin yukarıda alıntılanan 7. maddesi gereğince davalının konsept için yapılan harcama bedelini ödemesi gerektiğini, öncelikle aynen iade talep edilmesi gerektiğini belirten bir ibarenin ise yer almadığını, mahkeme tarafından atıf yapılan maddede müvekkiline ait tabela, pano vb gibi malzemenin iade şartlarının düzenlemekte olduğunu, ancak madde içeriğinde öncelikle malzemelerin iadesinin yapılacağı, aksi halde bunlara ilişkin bedel talep edilebileceğine ilişkin bir düzenlemenin yer almadığını, sözleşmenin 16. maddesi gereğince davalının münhasırlık şartını ihlal etmiş olması nedeniyle cezai şart koşullarının oluştuğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, sözleşmenin ana bayi tarafından feshedilmesinden sonra davalı ile olan sözleşme ilişkisi devam ettiği ve bu husus davalıya bildirildiği halde davalının sözleşmede yer alan münhasırlık şartını ihlal ettiğini, bu nedenle sözleşmenin kendisi tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davalının sözleşme uyarınca cezai şart bedelini ve konsept maliyeti bedelini ödemesi gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise sözleşmenin 3 taraflı olduğunu ve kendisinin mal tedariğini doğrudan ve sadece ana bayiden yapacağını, sözleşmenin kurucu ve temel unsurlarından olan ana bayinin sözleşmeyi feshi halinde davacı ile olan sözleşmenin de kendiliğinden sona ereceğini, sözleşme süresince sözleşmeye aykırı davranışının söz konusu olmadığını savunmuştur. Davacı, davalı ve dava dışı … firması arasında akdedilen bila tarihli süresiz … A.Ş. … Alt Bayilik sözleşmesi incelendiğinde, davacının üretici, marka sahibi ve/veya distribütör sıfatıyla mamulleri satışa arz yetkisi olan firma olduğu, ana bayi olan … firmasının davacı ile arasında mevcut sözleşme kapsamında davacı ana bayi olarak faaliyet gösteren, doğrudan mal alımlarını davacıdan yapan ve … statülü alt bayinin kendisine bağlı olarak çalışacağı ana bayiyi ifade etmekte olduğu, … statüsündeki davalının ise bu sözleşme kapsamında davacı ana bayiye bağlı olarak faaliyet gösteren, mal alımlarını ana bayiden yapan orange store statülü alt bayiyi ifade etmekte olduğu, sözleşmenin konusunun davacının üretim, dağıtım ve satışı yaptığı ürünlerin sergilenmesi, pazarlama ve satışı için orange store alt bayilik statüsünün kazanılması, alt bayi yetki, sorumluluk ve faaliyet şartlarının belirlenmesi olduğu hususlarının düzenlendiği görülmüştür. Yine Sözleşmenin …’un Hak ve Yükümlülükleri üst başlıklı 10.1 m.’nin Temsil Yetkisi başlıklı A bendi uyarınca, bu sözleşme ile davalının ana bayi ile doğrudan çalışacak alt bayilik statüsü elde ettiği, ana bayi ve davacıyı temsil etme hakkı tanınmadığı, Ana Bayi’nin Hak ve Yükümlülükleri üst başlıklı 10.2m’nin Teslim Yükümlülüğü başlıklı A bendi uyarınca, ana bayinin davalı tarafından gerçekleştirilecek olan ürün siparişlerini, yetkili ana bayi sıfatıyla davacı ile imzalamış ve/veya imzalayacak olduğu sözleşmeler ile sair evraklar kapsamında ve davalının ürün alım limitleri dahilinde karşılamakla yükümlü olduğu, …’ın Hak ve Yükümlülükleri başlıklı 10.3 m. uyarınca, davacı …’ın ticari ilişki süresince davalının bu sözleşme ile elde ettiği statü koşullarını sağladığını ve sözleşmeden veya davacı tarafından bildirilen/bildirilecek çalışma kural ve prensiplerine riayet edip etmediğini, satış fiyatını, hizmet kalitesini, bayi ve müşteri ilişkilerini her zaman denetleme, satış, depo, stok ve mali durumunu belirleyecek işletme bilgilerini ve raporlarını dilediği zaman inceleme ve talep etme hakkına sahip olduğu hususları kararlaştırılmış, ayrıca Çalışma Şekli başlıklı 11.maddesinin Siparişler başlıklı D bendinde, davalının davacı tarafından tescilli marka sahibi sıfatıyla satışa arz yetkisiyle piyasaya arz edilen ürünleri ana bayiden satın alacağı, aksi davranışların akde muhalefet hükmünde olduğu ve derhal fesih nedeni olduğu düzenlenmiş, Statü Değişikliği başlıklı 12/D m. uyarınca ise ancak davalının yeni bir bayi ile çalışmak istemesi yönünde talepte bulunması ve davacı tarafından onaylanması halinde yeni ana bayi ile sözleşme imzalanacaktır. Sözleşme içeriğinden anlaşıldığı üzere sözleşme 3 taraflı bir sözleşme olup, sözleşmede açıkça davacı tarafından üretimi yapılan ve marka sahibi sıfatıyla piyasaya arz edilen ürünlerin davalı tarafından dava dışı ana bayi …’dan satın alınacağı, aksi davranışın sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği düzenlenmiş, bunun dışında davacının da doğrudan veya diğer ana bayileri aracılığıyla da davalıya mal satabileceği yönünde bir düzenlemeye rastlanılmamış, aksine sözleşmenin 10.3 m. uyarınca davacıya satış politikasını belirleme, denetleme, işletme bilgilerini ve raporlarını talep etme ve inceleme yetkisi verildiği kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte Sözleşmenin Sona Erme Halleri ve Sonuçları başlıklı 18/A m. “Sözleşme süresinin herhangi bir döneminde haklı bir nedenle tek başına …’ın veya ANA BAYİ’nin … ile birlikte sözleşmeyi feshettiğini bildirmesi halinde sözleşme derhal sona erecektir.” şeklinde düzenlenmiş olup, madde uyarınca ana bayi sözleşmeyi ancak davacı ile birlikte feshedebilecektir. Dava dışı ana bayi … tarafından davacıya gönderilen Ankara …Noterliği’nin 29/09/2016 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinde, 1993 yılından beri sürdürülen ticari ilişkide davacının haksız tutum ve davranışları nedeni ile ana bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenle stoklarındaki malların iade alınması gerektiğini, ihtarnamenin tebliği ile tüm siparişlerin iptalini talep ettiğini bildirdiği görülmüştür. Akabinde davacı tarafından 03/10/2016 tarihinde davalıya ve diğer alt bayilere gönderildiği belirtilen e-posta ile, ana bayi …’nın kendileri ile olan sözleşmesini ve alt bayilerle olan sözleşmesini haklı neden göstermeksizin feshettiği, bu durum nedeniyle alt bayilerin ticari faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesine izin verilmeyeceği, tüm tedbirlerin alındığı, davacı ile olan ticari ilişkinin sağlıklı olarak devam edeceği, ürün siparişi, mal alımı vb. konularda muhatabın doğrudan davacı merkezi olacağı, kendi depolarının kesintisiz hizmet vereceği, devamında başka bir ana bayi ile çalışacak olan alt bayiler için hızlı çalışma esaslarının oluşturulacağı hususları bildirilmiştir. Sözleşmenin 18/A m. uyarınca sözleşmenin ana bayi tarafından tek taraflı olarak feshi mümkün kılınmamış ise de, davacı tarafından davalı ve diğer alt bayilere gönderilen 03/10/2016 tarihli e-posta içeriğinden sözleşmenin ana bayi tarafından feshine onay verildiği anlaşılmaktadır. Oysa sözleşme uyarınca davacının sadece davalı ana bayiden mal satın alması kararlaştırılmış olup ana bayinin sözleşmesinin feshi halinde alt bayiden de sözleşme ilişkisine devam etmesinin beklenemeyeceği, dolayısıyla alt bayilik sözleşmesinin de kendiliğinden sona ereceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Daha sonra ise davacı tarafından davalıya gönderilen Kartal …Noterliği’nin 21/10/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamede, sözleşmenin 7/E ve 14.maddelerine aykırı olarak haksız rekabet yasağına aykırı davranıldığı, rakip firma ürünlerinin satıldığı, bundan sonra rakip firma ile iş yapılacağının açıklandığı, bu sebeple sözleşmenin derhal feshedildiği bildirilerek iş bu davaya konu taleplerde bulunulmuş ise de, davalı ile olan sözleşme ana bayinin feshine davacı tarafından 03/10/2016 tarihli e-posta ile verilen onayla sona ermiş olup, davacının bu tarih öncesine ilişkin sözleşmeye aykırılık iddiası da bulunmadığına göre sözleşmenin ihlali koşuluna bağlanan cezai şart ve konsept maliyet bedeli talepleri haklı görülmemiştir. Bu itibarla mahkemenin davanın reddi yönünde vermiş olduğu kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.