Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/536 E. 2022/431 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/536 Esas
KARAR NO: 2022/431 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2018/741 Esas 2019/1353 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkilinin cari hesap alacağının tahsili amacıyla Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlattığı takibe vaki itirazın, haksız olduğunu, taraflar arasında akdedilen inşaat malzemeleri satış sözleşmesi kapsamında 25/10/2016 keşide tarihli … çek nolu 75.000TL meblağlı çekin davalı tarafından tahsil edildiği, düzenlen faturalar dikkate alındığında toplam 3 adet mal teslimine ilişkin fatura miktarının mahsubu sonrası müvekkilini bakiye 7.316TL asıl alacağı ile 1.058,92TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 8.374,92TL borcunun bulunduğunu, ihtara rağmen borcun ödenmediğini, cevabi ihtarda başkaca firmalara kesilen faturaların bulunduğunun savunulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, takibe yönelik itirazın haklı olduğunu, takipte faizin başlangıç tarihinin gösterilmediğini, takibe dayanak yapılan cari hesap ekstresinin tek başına delil olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının ihtarına karşılık cevabı ihtarname düzenlendiğini, ihtarda 47.919TL’nin talep edilmesine karşılık takipte 7.316TL asıl alacak istendiğini, alacak nedeni olarak gösterilen nedenlerin gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/12/2019 tarih ve 2018/741 Esas – 2019/1353 Karar sayılı kararında; “….Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzerine taraflar arasında satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafında davalıya avans niteliğinde 75.000TL bedelli çek verildiği, çekin davalı tarafından tahsil edildiği sabittir. İncelenen usulüne uygun davalı defterlerine göre 4 adet fatura içeriği toplam 71.814,80TL emtia teslim edilmiş ancak davalı defterinde kayıtlı olan 4.130TL’lik faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf fatura ve sevk irsaliyesini sunmuş emtianın davacı çalışan …’e teslim edildiğini savunmuştur. Yapılan incelemede davacının bu isimde bir çalışanı veya yetklisi bulunmadığı görülmüş, davalı tarafından teklif edilen yemini davacı yetkilisi eda etmiştir. Bu durumda davacının 7.316,00TL bedelli emtiayı teslim almadığı sabit olup davalı tarafından fazladan tahsil edilen bu miktarın istirdadı gerekir. Bilirkişi raporda miktarda oluşan temerrüt ile takip tarihi arasındaki 27 gün için %9.75 oranı üzerinden 22.97TL avans faizi hesaplamış ise de takipte %9 oranında yasal faiz talep edilmesi nedeniyle mahkememizce yapılan hesaplamaya göre temerrüt tarihi olan 09/05/2018 ile takip tarihi olan 05/06/2018 tarihleri arasındaki 27 günlük süre için işlemiş faizin 20,00TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının 7.316,00TL asıl alacak 20,00TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaleni, alacak likit olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 7.316,00TL asıl alacak ve 20,00TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.336,00TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Hükmedilen alacağın %20’i olan 1.467,20TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Öncelikle mahkeme gerekçeli kararında tarafların birbirine karıştırıldığı, dosyada mevcut olmayan faturaların delil olarak gösterildiği, dava konusu hakkında farklı yorumlama yapıldığı, dosyada olmayan ve hiç alınmamış bilirkişi raporundan kesitler sunulduğu ve hatta dava konusu alacak miktarlarının farklı gösterildiğini, raporlarda usulüne uygun tutulan ve incelemeye sunulan müvekkili ticari defterlerinin hiç sunulmadığının yazıldığını, Davaya konu borcun dayanağı ve hukuki uyuşmazlık yerel mahkeme tarafından anlaşılamamış olup maddi hatalardan ibaret bir gerekçeli karar ile hukuka aykırı hüküm tesis edildiğini, Yerel mahkemece tarafların edimleri ve talepleri dahi birbirine karıştırılmış olup, kafa karışıklığına sebep olarak kendi içinde çokça çelişki barındıran hukuka aykırı bir hüküm tesis edildiğini, Davacının başlatmış olduğu takip ve itirazın iptali davasının açılmasına sebep olan icra takibindeki asıl alacak miktarı ile faiz miktarının gerekeli kararda yanlış yazıldığını, Yerel mahkemenin gerekçeli kararının 2.sayfasında davalı müvekkilinin defterlerinin incelendiği ve buna ilişkin bilirkişi raporu düzenlendiği konusunda açıklama yapılmış olmasına rağmen gerekçeli kararın 3.sayfasında davalı müvekkilinin ticari defterleri sunmadığı yönünde gerçeğe aykırı ve birbiriyle çelişkili ifadeler yer aldığını, Bu noktada dosyada mevcut kök ve ek bilirkişi raporunda davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı yönünde karar mevcutken yerel mahkemenin dosyada bulunmayan tarihli bir bilirkişi raporunu esas alarak bu defa davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğundan ve hayali meblağların bu defterlere yazılı olduğundan bahsettiğini, Davalı müvekkilinin ticari defterlerini ibraz ettiği ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da davalı müvekkilinin defterlerinin usulüne uygun ve eksiksiz olduğu yönünde tespitin 28/12/2018 tarihli kök bilirkişi raporunda bulunduğunu, Dosya içerisinde 30/09/2019 tarihli bir bilirkişi raporu bulunmadığını, Yerel mahkemede yargılama süresince 20/12/2018 tarihli kök bilirkişi raporu ile 10/05/2019 tarihli ek bilirkişi raporu alınmış olup bu iki bilirkişi raporunda da davalı müvekkilinin defterlerinin usulüne uygun tutulduğu fakat davacının ticari defterlerinin usulsüz olduğu yönünde tespit yapıldığını, Bilirkişi raporunda davalı müvekkilinin ticari defterlerinin birbiriyle uyumlu olduğu ve bu nedenle müvekkili lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği hususunun tespit edildiğini, Yerel mahkeme tarafından 75.000,00.TL bedelli çekten 4.130,00.TL bedelli faturada yazan malların davacıya teslim edilmediği yönünde karar verilmiş olup teslim edilen malların bedellerinin mahsup edilmesi sonucunda davacının 7.316,00TL bedelli emtiayı almadığı yönünde hüküm kurulduğunu, Tüm bu sunulan fatura ve sevk irsaliyelerine rağmen yerel mahkeme, sevk irsaliyesinde adı geçen ve malların teslim edildiği … isimli şahsın davacı şirketin SGK’lı çalışanı veya yetkilisi olmaması nedeniyle söz konusu faturadaki malın davacı şirkete teslim edilmediği yönünde hüküm kurulduğunu, Davalı müvekkilinin söz konusu malları faturası ile birlikte davacı şirkete teslim ederek edimini yerine getirdiğini, 27.07.2016 tarihli ve 4.130,00TL bedelli faturaya konu malların teslimi gerçekleştirilirken davalı müvekkilinin, teslim alan kişinin davacı şirkette çalışan olup olmadığını bilebilecek durumda olmayıp sadece teslim edilmesi gereken malları teslim ettiğini, sevk irsaliyesinde adı geçen kişinin davacı şirkette SGK’lı çalışan olmaması davalı müvekkilimin malı teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediği anlamına gelmediğini, Mahkemece hesaplamanın ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığını, Dosya içerisindeki kök bilirkişi raporunda da usule uygun tutulan ticari defterlerin davalı müvekkili lehine delil oluşturması nedeniyle 75.000,00TL bedelli çek tutarından davalı müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı 4 faturada yer alan bedellerin toplamının mahsup edilmesi sonucunda davacı şirketin toplam 3.208,17TL tutarında alacağı olduğu hesaplandığını, Yerel mahkeme tarafından ise davacının hukuken usulune uygun tutulmadığı için delil niteliği bulunmayan ticari defterleri dikkate alınarak hukuktan ve gerçeklerden uzak bir şekilde davacı şirketin alacağının 7.316,00TL asıl alacak ve 20,00TL işlemiş yasal faiz ile beraber toplam 7.336,00TL olduğuna hükmedilmiş olup bu hüküm mevcut duruma ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Bu noktada mahkeme bu şekilde karar verecekse müvekkilinin ticari defterlerini usulune uygun tutması ve basiretli bir tacir gibi hareket etmesinin hukuken demekki bir önemi olmadığı düşünülmekte olduğu, mahkemenin hukuka olan güveni kırdığı ve bu şekilde düşünmeye sevk ettiğini, Yerel mahkemenin gerekçeli kararında yer alan fatura tarihleri ile fatura bedelleri hatalı olduğu, deliller ve gerekçe kısmında dosya içerisinde bulunmayan faturalara ilişkin dayanak oluşturulmuş olup gerekçeli karar çelişkilerden ve hatalardan ibaret olduğunu, HMK 222.maddesine göre usulüne uygun tutulan defterlerin tacir lehine olacak şekilde delil sayılacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 7.316,00TL asıl alacak ve 20,00TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.336,00TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıdan alınacak mal karşılığı avans olarak verilip bedeli ödenen çek karşılığında davalının eksik mal teslim ettiği, yapılan fazla ödemenin iadesi için başlatılan icra takibine de itiraz ettiği belirtilerek, İİK 67 vd maddeleri uyarınca davalının itirazının iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, İsbat yükünün davacıda olup borcun varlığını ispat etmekle mükellef olduğu, ilgili ihtarnamede belirtilen hususlar gerçeği yansıtmadığından cevabi ihtarname düzenlendiğini ve böyle bir borcun olmadığı davacı ile aralarındaki iş ilişkisinden doğan faturaların neler olduğu belirtilmiş ve bu faturaların ticari defterlere de işlendiğinin vurgulandığını, söz konusu borcu kabul etmediklerini beyan etmiştir. Mahkeme gerekçeli kararının gerekçesinin bir kısmının başka karardan kaldığı, somut dava ile ilgili olmadığı tesbit edilmiştir. TBK.’nın 207/2. fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi bulunmamaktadır. Kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı firmanın muhasebe kayıtlarına göre davalı firmadan alınan faturalara karşılık 67.684,80 TL. borçlu gözüktüğü, davacı firmanın envanter defterine göre ise davalıdan 47.554,00 TL. alacaklı gözüktüğü, alacağın dayanağının kayıtlı olmadığı, davacı iddiasına göre ticari ilişkiye karşılık olarak verildiği iddia edilen 75.000,00 TL. Miktarlı çekin davacı ve davalının muhasebe kayıtlarında gözükmediği, davacının yevmiye defteri ile defteri kebir ve envanter defterinin uyumlu olmadığı, davalının ticari defterlerine göre davacıdan 71.814,80 TL. Alacaklı olduğu belirtilmiş olup, taraf defterlerinde kayıtlı olmayan ve davanın dayanağını teşkil eden çekin avans olarak verildiği, çek bedeli kadar mal teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre davacı, HMK 200 ve 201. maddeleri uyarınca davalı ile aralarındaki sözleşmeyi, sözleşmeye istinaden bu çekin avans çeki olarak verildiğini ve çek bedeli kadar mal teslim edilmediğini kesin delillerle ispatlayamamıştır. Davalının, dava konusu çek karşılığı mal teslim edildiğini savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. Buna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2473 Esas – 2019/5340 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK. 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle, davanın reddine, davacının kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğu tesbit edilemediğinden davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine yönelik karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/12/2019 tarih ve 2018/741 Esas 2019/1353 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurularak; 1-Davanın REDDİNE, 2-Davacının kötüniyetli, ağır kusurlu olduğu tesbit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL karar harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 143,03.TL harçtan mahsubu ile bakiye 62,33.TL’nin talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından sarf edilen herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 125,00.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 9-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İlk derece mahkemesince dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri davacı tarafından yatırılan gider avansından kesildiğinden giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 11-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.