Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/532 E. 2022/631 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/532 Esas
KARAR NO: 2022/631 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/789 Esas – 2019/1485 Karar
TARİH: 27/11/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi ve çek hesabı açılış sözleşmesi akdedildiğini ve diğer davalıların genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalandıklarını, sözleşme kapsamında şirkete kredi kullandırıldığını ve çek koçanları tahsis edilerek kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek düzenlenen ihtarnamenin borçlulara gönderildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, alacağın tüm davalılardan tahsili ve çek taahhüt tutarının davalı asıl borçlu tarafından depo edilmesi için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/11/2019 tarih ve 2017/789 Esas 2019/1485 Karar sayılı Kararı ile; “Tüm dosya kapsamı, yasal mevzuat, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu edilen kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıların, asıl borçlu tüzel kişiliğin şirket yetkilisi olarak Borçlar Yasasının emredici hükümlerine uygun surette kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulduğu, dosyada alınan bilirkişi raporuyla da davacı-alacaklı bankanın alacak miktarı ve oranları hesaplattırıldığından, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporu doğrultusunda, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmede çek depo bedeline ilişkin açık bir hükmün olmadığı da nazara alınarak, soyut beyanla icra takibine itirazda bulunan borçlular aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek neticede aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; “DAVANIN KABULÜNE 1-Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalılar-borçluların yaptığı itirazların KISMEN İPTALİNE, icra takibinin; 64.003,99-TL asıl alacak, 478,86-TL işlemiş faiz, 23,94-TL BSMV üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %24,24 oranında temerrüt faizi ile faizin %5’i oranında BSMV işletilerek devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, 2-Alacak tutarının %20’si üzerinden hesaplanan 12.901,35-TL icra inkar tazminatının, davalılar-borçlulardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı-alacaklıya verilmesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece çek depo taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, zira çek hesabı açılış sözleşmesinde açıkça bankanın rehin hakkının yer almakta olduğunu, buna göre bankanın ödemekle yükümlü olduğu toplam tutar kadar teminat tutarını müşteriden talep edebileceğini, ayrıca bu hususta ihtarnamenin de davalıya gönderildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesi ve çek hesabı açılış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında mevcut delillerden, davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilen 23/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin diğer davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla aynı tutarda kefalet limitli olarak imzalandığı, davalı şirketle ayrıca çek hesabı açılış sözleşmesi imzalanarak şirkete çek koçanı tahsis edildiği, kullandırılan krediye ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesabın 04/04/2017 tarihi itibariyle kat edilerek borçlulara 64.375,44 TL nakit borcun ödenmesi ve asıl borçluya 19.805,00 TL gayrinakdi borcun depo edilmesi talebiyle ihtarname gönderildiği, 24 saat ödeme süresi verildiği, ihtarnamenin asıl borçluya tebliğ edilemediği ve 06/04/2017 tarihinde iade edildiği, diğer davalılara tebliğ edildiği, 07/06/2017 tarihinde iş bu davaya konu ilamsız icra takibinin başlatıldığı görülmüştür. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, 64.003,99 TL asıl alacak, 478,86 TL işlemiş faiz, 23,94 TL gider vergisi olmak üzere toplam 64.506,79 TL nakdi borcun ödenmesi ve asıl borçlu tarafından 19.805,00 TL gayrinakdi borcun depo edilmesi talebiyle başlatılan takibin, davalıların yasal sürede borca itirazları ile durduğu görülmüştür. Taraflar arasında akdedilen 23/07/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin yanında, bir de davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 09/05/2013 tarihli Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi akdedilmiş olup, bu sözleşmenin Bankanın Yükümlü Olduğu Tutarın Ödenmesi başlıklı 5.m. “…..Müşteri, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca karşılığı bulunmayan. veya yetersiz kalan çekleri dolayısıyla Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu miktarın teminatını teşkil etmek üzere her bir çek yaprağı için Banka’da bulunan ve çek keşide ettiği hesabı Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu miktarı karşılayan bakiye kadar Banka’ya rehnetmiştir. Banka baştan bu teminatı talep etmemiş olsa dahi daha sonra Müşteri’nin tüm çek yaprakları için Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu toplam tutar kadar teminat tutarını Müşteri’den talep edebilir. …” şeklinde düzenlenmiş olup, buna göre bankanın koşullarının mevcut olması halinde asıl borçlu davalıdan teminat olarak çek sorumluluk bedellerinin depo edilmesini talep hakkı bulunmaktadır. Mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile davacı bankanın depo talebinin reddi doğru olmamıştır. Bunun yanında davalı tarafın dosya kapsamında mevcut çek yaprak durumu listesine ve 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporundaki depo talep edilebilecek miktar tespitine itirazının olmadığı ve taleple bağlılık kuralı dikkate alınarak davacı bankanın asıl borçlu davalı şirkete yönelik 19.805,00 TL depo talebinde haklı olduğu, söz konusu depo talebi yönünden de takibin devamına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b2 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2019 tarih ve 2017/789 Esas – 2019/1485 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın KABULÜ ile, Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalıların yaptığı itirazların İPTALİNE, icra takibinin aynı şartlarla devamına, Nakdi alacak tutarı 64.506,79 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Harçlar Kanunu uyarınca nakdi alacak yönünden alınması gerekli 4.406,46.TL ve gayrinakdi alacak yönünden alınması gerekli 80,70 TL olmak üzere toplam 4.487,16 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.018,28.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.468,88 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 1.018,28 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 291,60.TL posta/ tebligat gideri toplamı 1.791,60 TL ve ilk masraf 36,00 TL toplamı 1.827,60 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince nakdi alacak yönünden hesap ve takdir olunan 9.185,88 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince gayrinakdi alacak yönünden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 10-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş masrafı olmak üzere; toplam 181,10.TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve mütesesilen alınarak davacıya verilmesine, 11-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/04/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.