Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/53 Esas
KARAR NO: 2022/55 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI: 2018/13 Esas 2019/983 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete … sayılı Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi (Abonman) ve ona tekaddüm eden ICC (A) Klozu hükümleri kapsamında sigortalı … A.Ş. adına teminat altına alınan muhtelif tekstil emtiası Gaziantep’te İstanbul Merter-Esenler de faaliyette bulunan alıcılara teslim edilmek üzere davalı taşıyıcı ve sürücünün sorumluluğunda … / … plakalı araçta taşınmak üzere tam ve sağlam teslim edildiğini, emtialar yüklü araç 21.01.2017 tarihinde Yavuz sultan Selim Köprüsü bağlantı yolundan Başakşehir istikametine giderken Arnavutköy ayrımına geldiği sırada aracının arıza yaptığı iddiasıyla yol kenarına park etmiş bu esnada yanına gelen kimliği belirsiz kişiler tarafından gasp edildiği bir kısım emtialar çalındığı iddiasıyla hasar meydana geldiği bildirildiğini, sürücünün bu bayanı iddiadan öteye gitmemiş geçen süre zarfında olayın gasp olayı olduğu taşıyıcı tarafından ispat edilemediğini, hasar ihbarı sonrasında yapılan ekspertiz çalışması neticesinde muhtelif alıcılara sevk edilen toplam 913,60kg iplik emtiası çalınması sebebiyle 16.186,13 TL hasar tespit edilmiş, sigorta tazminatı 22.02.2017 tarihinde sigortalıya tediye edildiğini, meydana gelen hasardan davalı taşıyıcı ve yardımcı şahıs sürücü birlikte ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek 16.186,13TL sigorta tazminatının 22.02.2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek TCMB Avans Faizi oranında ticari faiziyle birlikte, yargılama harç ve masraflarının, dava vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile, davayı kabul etmediğini, olayda herhangi bir sorumluluğu ya da kastının, kusurunun olmadığını, olayın akabinde derhal polise haber verdiğini ve polis olay hakkında tutarak tutarak inceleme yaptığını, soruşturmanın devam ettiğini, şahitlerinin olduğunu, tüm bu olaylara göre kendisinin ya da davalı firmanın hiçbir kusurunun bulunmadığı halde yaşanılan mağduriyete kendilerinin neden olmadığını ve bu nedenle açılan bu davada mağdur olduklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket cevap dilekçesi ile, aleyhe beyanları kabul etmediklerini, araçlarının arızalandığına, tamir edildiğine ve servis çağrıldığına ve servis bilgilerine ilişkin yazı suretini sunduklarını, beyanların kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/09/2019 tarih ve 2018/13 Esas – 2019/983 Karar sayılı kararında; “…. TTK m.882/4 uyarınca Özel çekme hakkı (SDR) ile çarpımı sonucu 913,60 KGx8.33 SDR:7610,29 SDR olup 1 SDR 5,1350 Tl sından sınırlı sorumluluk üst sınırının 39.078,84 Tl olduğu görüldüğünden bu miktarın altında kalan davacının sigortalısına ödediği tazminat miktarı olan 16.186,13 Tl nin (kesilen iade faturaları miktarı kadar)22.2.2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili ciheti ile aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur. …”gerekçesi ile, Davanın KABULÜNE, 16.186,13TL tazminatın davalılardan müşterek müteselsil tahsili ile 22/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tarafından toplam 913,60 kg iplik emtiası çalınması sebebiyle emtianın , sigorta tazminatı 22.02.2017 tarihinde sigortalıya tediye edildiğinden 16.186,13TL sigorta tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili amacıyla dava açıldığını,Yapılan yargılama neticesinde ”…. malın muhafazasında önem ve özen yükümlülüğünün yerine getirilemediği yönünde mahkemece oluşan kanaat uyarınca hasar yönünden yapılan inceleme sonucunda ,913,63 kg ipliğin zayi olduğu ,alıcı firmalar tarafından çalınan mal bedeli için toplam 16.186,13 Tl iade faturaları kesildiği,TTK m.875 uyarınca eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek sürede eşyanın ziyaaından taşıyıcının sorumlu olması nedeniyle ve TTK m .879 uyarınca yardımcılarının sorumluluğu esası gereğince davalıların müşterek ve müteselsil sınırlı sorumlu oldukları” gerekçesiyle davacının sigortalısına ödediği tazminat miktarı olan 16.186,13 TL’ nin 22.02.2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline hükmedildiğini, iş bu karar eksik inceleme ürünü ve değerlendirmeden yoksun ve gerekçesiz olarak verilmiş olup kabulünün mümkün olmadığını, 6100 S.lı Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 353’de; ”Duruşma yapılmadan verilecek kararlar (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir: 1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması. 2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması. 3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması. (Mülga ibare: 5.8.2017 – 7035 m.29) 4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması. 5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, (Mülga ibare: 5.8.2017 – 7035 m.29) karar verilmiş olması. 6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması. b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir. ” hükmünü muhtevi olduğunu, Yerel mahkemece dava dosyasında 29/10/2018 tarihinde belirtilen ve ayrıca 24/05/2019 tarihinde hırsızlık olayının araçtaki arıza giderme için mecburi bekleme anında gerçekleştiğinin mecburiyetini anlamak için … Ltd. Şti. ‘ne delillerinden olan müzekkere yazılması için talepte bulunulmuşsa da mahkemece bu delil dosyaya celp edilmeksizin yahut gerekçeli olarak red edilmeksizin dosyanın karara bağlandığını, Yukarıda sunulan 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 hükmüne göre ve dosyadaki gerçeklik karşısında “Mahkemece tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde” esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesinin zorunlu olduğunu, Yerel mahkemece delil listesinde belirtildiği halde dosyaya celp edilmeyen yahut bu konuda ilgili kolluk yahut savcılığa müzekkere yazılarak akıbeti sorulmadan karar verilen bir diğer delillerinin hırsızlık gerçeği olduğunu, Zira müvekkili …’ın 21.01.2017 tarihinde meydana gelen olay için Başakşehir Polis Merkezi Amirliğinde 2017/205 olay nolu ifadesini verdiğini, bu olay nedeniyle yapılan ceza soruşturmasının akıbeti mahkemece ilgili karakola sorulmadığı gibi olayın meydana geldiği savcılık birimine de sorulmadığını, Bu işlem yapılacak olsa ve ilgili kurumlara(Karakola/savcılığa ) müzekkere yazılarak sorulacak olsa meydana gelen hırsızlık olayının ortaya çıkarılmasının ne aşamada olduğu faillerin bulunup bulunmadığının anlaşılabileceğini ve bu durumda Kesinleşmiş karar bulunmasa dahi soruşturma süresince soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerekeceğini, ancak bu işlem dahi yapılmadan karar verildiğini, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi Esas: 2017 / 942 Karar: 2017 / 1158 Karar Tarihi: 23.10.2017 sayılı ilamında ” Davacının davanın esasıyla ilgili gösterdiği deliller toplanmadan ve hiç değerlendirme yapılmadan ilk derece mahkemesince karar verildiği anlaşıldığından davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nun maddesi gereğince A. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin kararının kaldırılmasına, HMK.nun maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın A. Asliye Hukuk Mahkemesi`ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilmiştir ..” denildiğini, Yargıtay uygulaması da bu yönde olup sayın istinaf mahkemesinin bilmemesinin mümkün olmadığını, Mahkemenin ” Hasarın önlenemez bir durumdan kaynaklandığının ispatı davalı tarafta olup, arıza nedeniyle servis çağırıldığı,servisi beklerken silahlı şahıslarda zorla araçtan ipliklerin çalındığı iddiası tanık beyanlarıyla çaprazlandığında Tanık …’in yeminli ifadesinde”davalı …’nın filtreye pislik girmesi nedeniyle aracın stop haldeyken kupayı kaldırıp arızayı gidermeye çalıştığını , tırın arka tarafından kilidin kırılarak hırsızlanmaya başlandığı , minübüse yüklerken haberinin olduğunu ” söylediği tanık … ifadesi ile davalı … ifadeleri çelişkili olup, malın güvenliğinin sağlanması davalıların sorumluluğunda olmakla aracın yükleme ve muhafazasında gerekli özenin ve önemin gösterilmediği bu sebeple malın muhafazasında önem ve özen yükümlülüğünün yerine getirilemediği yönünde mahkemece oluşan kanaat uyarınca ”diyerek davacının davasını kabul ettiğini, bu kanaate varan mahkeme tanıkları ile müvekkili …’ın beyanlarındaki çelişkinin ne olduğunu açıklamadığını, Oysa ki 18.03.2019 tarihli duruşmada dinlenen tanıklar meydana gelen hırsızlık olayı hakkında müvekkillerinden…’ın yaşadığı olayı tamamlayıcıyı ve doğrulayıcı ifadeler kullandıklarını, buna rağmen yerel mahkemenin çelişki dediği noktayı değerlendirip gerekçeli karara yazmaması kararın müphemliğine sebep olduğunu, bu hususun yerine getirilmemesi kararların gerekçeli olmasını emreden hukuki düzenlemelere ve yargısal içtihatlara aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E: 2016/50 K: 2017/189 K.T.: 30.01.2017 ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/748 E. , 2014/8273 K. ilamı) Dosyanın temelini oluşturan 913,60 kg iplik emtiası çalınması olayı gerçek olup mahkemenin bu konunun aydınlatılması için gerekli araştırmayı yapmaksızın ve ceza soruşturması gibi araçtaki arızanın da gerçek olup olmadığını ispat için beyan ettikleri delillerinin celp edilip değerlendirilmeksizin hesap bilirkişi incelemesine dayanarak hüküm kurduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, rücuen tazminat davasıdır. Mahkemece; davanın kabulüne, 16.186,13TL tazminatın davalılardan müşterek müteselsil tahsili ile 22/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigorta güvencesi verdiği dava dışı sigortalıya ait emteanın, davalı şirketçe Gaziantep’den İstanbul’a kara yolu ile taşınması üstlenilmiştir. Emtea alıcısına teslim edilememiş olmakla sigorta şirketi, gönderen sigortalının zararını tazmin ederek akdi/fiili taşıyıcı davalıdan ve davalı taşıyıcı şirketin şöförü olan diğer davalıdan ödediği tutarın tazmini istemektedir. Somut olayda, davacının sigortalısı dava dışı … A.Ş. Tarafından satılan emtianın Gaziantep’den İstanbul’a kara yolu ile taşınması işinin davalı araç şoförü ..’ın çalıştığı diğer davalı …LTD. ŞTİ. tarafından üstlenildiği, emtianın 19/01/2017 tarihinde Gaziantep’den İstanbul’a sevk edilmek üzere … plakalı çekici ve buna bağlı … plakalı dorseye yüklendiği, araç şoförü davalı …’ın BAŞAKŞEHİR POLİS MERKEZİ AMİRLİĞİNDE VERDİĞİ İFADEYE GÖRE, davalı şoför emtia yüklü araç ile 21/01/2017 günü saat 07.00 sıralarında Yavuz Sultan Selim Köprüsü bağlantı yolundan Başakşehir istikametine doğru gelirken Arnavutköy ayrımına geldiği sırada aracının arıza yapması üzerine beklerken Beyaz Renkli … Marka aracın yanına yaklaştığını, yaklaşan aracın ön plakasının olmadığını, arka plakasında sadece 34 kısmının okunduğunu, daha sonra araçtan 5 şahsın indiğini ve şahıslardan 180 boylarında esmer, 85-90 kg arasında olan bir erkek şahsın siyah renkli bir silahı kendisine doğrulttuğunu ve adım atarsa vururum dediğini, korkup tepki veremediğini, diğer şahısları tam olarak göremediğini, diğer şahısların aracın dorsesinde bulunan iplikleri kendi araçlarına yükleyip ayrılıp gittiklerini, bu şahıslar gittikten sonra dorseyi kontrol ettiğinde 18 çuval ipliğin çalındığını fark ettiğini beyan etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesine davalı şöför …’ın emniyette verdiği ifade tutanağını eklediği, davalılar davaya cevap dilekçelerinde, ceza soruşturma dosyasını delil olarak bildirdikleri, davalılar vekili 24/05/2019 tarihli dilekçesi ile hırsızlık olayına dair soruşturmanın kesin sonucunun beklenmesini talep ettiği halde mahkemece, ilgili emniyet amirliğinden söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili soruşturmanın akıbeti sorulup Kolluk ve Adli Makamlarınca söz konusu hırsızlık/gasp olayıyla ilgili bir işlem yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı ve davalılar vekilinin bekletici mesele yapılması talebi konusunda olumlu/olumsuz bir karar verilmediği tesbit edilmiştir. Davalılar vekili 24/05/2019 tarihli dilekçesi ile, söz konusu hırsızlık tarihinde aracın arızalandığına dair … Ltd. Şti. ‘ne müzekkere yazılmasını talep ettiği, bu talebini 12/09/2019 tarihli duruşmada yinelediği, mahkemece duruşma ara kararı uyarınca, davalı tarafın talebinin değerlendirilmesine karar verildiği halde bu talep hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmediği tesbit edilmiştir. Mahkemece, olayın meydana geliş şekli açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu nedenle öncelikle olayın meydana geliş şeklinin bu konudaki ceza soruşturmasına ilişkin dosya da incelenerek açıklığa kavuşturulması, yapılacak inceleme sonucu (eğer zarar gasp sonucu meydana gelmiş olup, taşıyıcının alabileceği bir önlem de yoksa davalı taşıyıcı sorumlu olmayacak, ancak olayın meydana gelmesinde sürücünün kasıt ve işbirliği varsa bu durumda davalı taşıyıcı sınırsız olarak sorumlu olacak, taşıyıcının ihmali ile gerçekleşen bir hırsızlık/gasp vakası sonucu zarar meydana gelmişse bu durumda da davalılar TTK.’nın sınırlı sorumluluk hükümlerine göre sorumlu olacaklarından) tarafların hak ve sorumluluklarının tayini gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/748 Esas-2014/8273 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2006/8053 Esas – 2007/15438 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) HMK.nun (Değişik: 22/07/2020-7251/35md.) 353/1-a/6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış olması nedeniyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarih ve 2018/13 Esas 2019/983 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 276,42.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davalılara iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/01/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.