Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/52 E. 2020/697 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/52 Esas
KARAR NO : 2020/697 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI : 2019/339 Esas 2019/1409 Karar
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 25/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, şirkette çıkan yangın sebebiyle tüm ticari defterlerin, faturaların, vergiye esas belgelerin yandığından zayi olduğunu, zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/11/2019 tarih 2019/339 Esas 2019/1409 Karar sayılı kararında;”Dava dilekçesinden ve sunulan itfaiye raporlarından açıkça anlaşıldığı üzere yangının 19/05/2019 tarihinde çıktığı, yangın raporunun 23/05/2019 tarihli olduğu, 30/05/2019 tarihinde yangın raporunun aslı gibidir kaşesi ile onaylatıldığı, yangının işyerinin arka tarafında bulunan konteynırı etkilemesi sonucu burada bulunan ticari defter kayıt ve belgelerin zayi olduğu iddiası ile bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Esasen yangın tarihinde ve en geç yangın raporunun aslı gibidir kaşesi vurularak alındığı tarihte davacı ticari kayıt ve belgelerinin zayi olduğunu kesin olarak öğrenmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla basiretli bir tacir olarak TTK 82/7 maddesindeki hak düşürücü süreyi de göz önüne alarak yasal süre içerisinde zayi belgesi verilmesi ile ilgili bir dava açmamış bulunduğundan, davacının en geç 30/05/2019 tarihinde ziyadan haberdar olduğu, ancak davayı 26/06/2019 tarihinde açmış olması nedeniyle TTK 82/7 maddesinde düzenlenen 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı …”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesince takdir ve tespit edilmesi ve ayrıca delillerin toplanması hususunda ek bir karar verilmesi gerekirken tüm şartlar altında yani, sadece yangın olayının fiili gerçekleşmiş olduğu tarihi baz alarak, 15 günlük hak düşürücü sürenin geçmiş olması hususunda vermiş olduğu bu kararın hakkaniyet ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin, 800m2’lik bir alanda matbu ve basılı evrak mahiyetindeki belgelerden neyin yanıp neyin yanmadığının tespitinin zaman alacağını, geniş bir satış hacmine ve çeşitli yerlerde bir çok bayiye sahip olan, bir ticari işletmenin, faaliyet merkezinde meydana gelmiş olan böyle büyük bir yangın neticesinde, işletmenin, ziyaın öğrenildiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede zayi kararı istenebilecek olan kıymetli ve resmi evrak ve belgelerinin tespiti ve kurtarılması babında, hayatın olağan akışı kuralı çerçevesinde, yapılacak olan bir takım çalışmaları olabileceğinin, sayın yerel mahkemece, gereğince takdir edilmesi gerektiğini,İlk derece mahkemesinin söz konusu öğrenme tarihinin tespiti babında 09/07/2019 tarihli beyan dilekçeleri baz alınarak hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespiti ile belirlenmesi gerekirken mahkemece davacının en geç 30/05/2019 tarihinde ziyadan habedar olduğunun tespiti yapılarak, işbu davanın 26/06/2019 tarihinde açılmış olmasından mütevvelit 15 günlük hak düşürücü sürenin geçirilmiş olmasından bahisle süresinde açılmayan davanın reddine karar verdiğini, Ancak TTK 82/7 maddesi gereğince tacirin ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesinden kendine belge verilmesini isteyebileceğini, Yerel mahkemenin öğrenme tarihini tespit etmesi gerektiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/06/2014 tarih 2014/5660 E. 2014/11825 K. Sayılı içtihadında da bu hususların hassasiyetle vurgulandığını, TTK 82/7 maddesi lafzına aykırı olarak ticari defter ve evraklarının zıyai öğrenme tarihlerinin ayrıca öğrenme tarihlerinin ayırca tespit dahi edilmeden, esasa ilişkin hiçbir inceleme yapılmadan özensiz bir şekilde dosyadaki evraklar üzerinden karar verilmiş olduğu işbu dava dosyası içerisinde bilgi ve belgelerden de anlaşılabileceğini, En azından yerel mahkemece öğrenme tarihlerinin tespiti babında hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediği hususunda tanıklarının dinlenmesi gerektiğini, Davacı taraf olarak talepleri hakkında hiçbir hukuki değerlendirme yapılmadan, dosyadaki evraklar üzerinden bir sonuca varılması ve davanın usulden reddine karar verilmesinin hukuka, kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Mahkemece ayrıca Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun vermiş olduğu 1999/20 Esas ve 1999/453 Karar sayılı kararı mahiyetindeki kararında da görüleceği üzere yerel mahkemece müvekkilinin hiç olmazsa alış faturalarının da temin edilerek dosyaya alınması ve bu alış faturalarının mahiyeti görüldükten sonra nihai kararın kurulması cihetine gidilebileceğini, Yerel mahkemece bu şekilde bir ispat yoluna da gidilmemiş olması, bir vergi mükellefi olan müvekkilini çok mağdur ettiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/339 Esas 2019/1409 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava. TTK 82/7. Maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili şirket merkezinde 19/05/2019 tarihinde yangın çıktığını, müvekkili şirketin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter ve belgelerinin zayi olduğunu belirterek zayi belgesi verilmesini talep etmiş, mahkemece TTK 82/7. Maddesinde öngörülen 15 günlük hak düşürücü süre içinde talepte bulunulmadığından talebin reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyaya sunulan İtfaiye Dairesinin yangın raporuna göre yangın olayı 19/05/2019 tarihinde meydana gelmiş olup itfaiyece rapor 23/05/2019 tarihinde düzenlenmiştir. Buna göre dava tarihi itibarıyla TTK 82/7. Maddede öngörülen 15 günlük süre geçmiştir. Davacı vekili her ne kadar, yangın olayının meydana geldiği alanın genişliği, yangında zarar ve hasar gören emtia miktarı göz önüne alındığında müvekkilinin yangın nedeniyle zayi olan ticari defter ve belgelerini ancak tespit edebildiğini, zayi olan belgelerini tespit ettikten sonra süresinde dava açtıklarını belirtmiş ise de yangın olayının meydana geldiği 19/05/2019 tarihi ile davanını açıldığı 26/06/2019 tarihleri arasında geçen süre dikkate alındığında bu beyana itibar edilmemiş, istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/06/2020 tarihinde HMK’nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.