Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/519 E. 2022/430 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/519 Esas
KARAR NO: 2022/430 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2019
NUMARASI: 2017/787 Esas 2019/941 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davacının davalı firmadan … numaralı ve 31 Mart 2017 tarihli irsaliye ile toplam değeri 7.344-TL olan mobilya satın aldığını, alınan mobilyaların ayıplı olduğunu ve iade edilmek üzere şirket yetkilisi ile görüşüldüğünü, ancak davalı tarafın malları iade almayacağını bildirmeleri üzerine, Büyükçekmece … Noterliği’ nden 5 Nisan 2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek sözleşmeden dönme hakkını kullandıklarını ve fatura bedeli olan 7.344-TL bedelin iadesini talep ettiklerini beyan ederek; 7.344-TL ‘ nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile,davacının müvekkili şirket aleyhine ikame ettiği iş bu davada ; özetle … numaralı ve 31.03.2017 tarihli irsaliyeli faturası ile 7.344,- TL bedelli malları satın alındığını, alınan işbu malların tüketicinin korunması ile ilgili mevzuat ve borçlar kanunu anlamında ayıplı mal çıktığını, malları ayıplı olduğunun davalı müvekkil şirkete bildirildiğini ancak malların iade alınmadığından bahisle, önden bedeli iadesi talepli huzurdaki dava ikame edilmiştir. Ancak davcı tarafın iddia ve talepleri mesnetsiz , hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin, siparişi veren davalının ofis mobilyalarını 31.03.2017 tarihinde davalı şirket yetkilisi …a tam ve eksiksiz olarak teslim etmiş olup, mobilyaların eksiksiz teslim edildiği huhusu karşılıklı olarak imza altına alındığını, 31.03.2017 tarihinde davacı şirket yetkilisi … tarafından imzalanan mobilyaların eksiksiz teslim alındığına ilişkin tutanak akabinde , davacı şirket tarafından Büyükçekmece … Noterliğinin 05.04 2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi müvekkili şirkete 07.04.2017 tarihinde keşide edilerek ayıplı mal ihbarında bulunulmuş, taraflarınca bu ihtarnameye 11.04.2917 tarihinde cevap verildiğini, Beyoğlu … Noterliğinin 11.04.2017 tarihli … yevmiye numaralı, ihtarnamesi Davacı tarafın göndermiş olduğu ihtarnamede ; taraflarınca tam ve eksiksiz olarak teslim edilen mobilyaların ayıplı olduğundan bahisle satılan malı geri vermeye hazır olunduğunun ihtar edildiğini, fakat iddia edilen ayıbın ne olduğu belirtilmediğini, davacının iddiaları kapsamında; söz konusu mobilyalarda sözde ayıbın nasıl ve kime göre belirlendiği de bilinmediğini, Bunun da ötesinde ; müvekkil şirket tarafından davacıya keşide edilen karşı ihtarnamede ; sözde ayıbın nasıl meydana geldiği belirlendikten sonra müvekkil şirket tarafından kendisinden kaynaklanan her türlü ayıbın ücretsiz olarak giderileceğini” belirttiğini, Hal böyle olunca , davacı tarafça aleyhlerine ikame edilen huzurdaki davadaki talebin; müvekkili şirket için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması sonucunu doğuracağından işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, öte yandan , davacı tarafça şirketin , dava dilekçesindeki hakkaniyete ve hukuka aykırı ,iddiaların bazı whatsapp görüşmelerine dayandırmaya çalıştığı görüldüğünü, her ne kadar Whatsapp kayıtları delil niteliğine haiz olmayıp Yargıtay kararları uyarınca da delil olarak kabul edilmese de ; davalı tarafın aramaları neticesinde karşılıklı bazı görüşmeler gerçekleştirildiğini, bu görüşmelerde müşteri memnuniyetine yönelik hareket edilerek gerekli her türlü eksikliğin düzeltilebilineceği izah edildiğini ve müşteriyi kırmamaya özen gösterildiğini, davacı tarafın taleplerinin yerine getirileceği açık bir şekilde belirtildiğini ancak şirketin iyi niyetli ve çözüm odaklı yaklaşımları dikkate alınmadığını, fazlaya dair tüm beyan ,talep , dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirket aleyhine haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak ikame edilen davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/10/2019 tarih ve 2017/787 Esas – 2019/941 Karar sayılı kararında; “….Davacı tarafça keşide edilen T.C. Büyükçekmece … Noterliğinden 5 nisan 2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile dava konusu mobilyaların ayıplı mal olduğunun ihtaren bildirildiği , davalı tarafça keşide edilen T.C. Beyoğlu … Noterliğinin 11.04.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname mobilyaların eksiksiz teslim alındığını, sözde ayıbın nasıl meydana geldiği belirlendikten sonra, kerkilerinden kaynaklanan her türlü ayıbı ücretsiz gidereceklerini ihtar ve ihbar ettikleri, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davalı tarafından davacıya satılan büro malzemelerinden dolap kapaklarının ayıplı olduğu, mobilyaların davalı tarafından davacıya kurulumu gerçekleştirilmeden teslim edildiği, ambalajların sökülmemiş olduğu, mobilyaların kullanılmadığı, dolap kapaklarının ambalajlama ve üretim hatası sonucu boya imalatının açık ayıplı olduğu, davacının ayıp ihbarını noterlik kanalıyla davalıya ihbar ettiği, dolayısıyla mobilyadaki ayıplar nedeniyle davacının davalıdan almış olduğu büro mobilyalarının davalıya iade etmesi halinde taraflar arasında niza konusu olmayan davacı tarafından davalıya ödenen 7.344 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının KABULÜ ile, davacının işyerinde bulunan mobilyaların davalıya iade edilmesi şartı ile, 7.344 TL nin 31/03/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Taraflar arasında ticari satım ilişkisi çerçevesinde 31.03.2017 tarihinde davaya konu mobilyalar müvekkili şirket tarafından davacı yana teslim edildiğini, aynı tarihli … numaralı irsaliyeli faturası ile 7.344,00-TL bedelli mobilyaların tam ve eksiksiz biçimde davacı şirket yetkilisi …’a teslim edildiği karşılıklı imza altına alındığını, Teslim sonrasında davacı yan Büyükçekmece … Noterliği vasıtasıyla 05.04.2017 tarihli … Yevmiye Numaralı ihtarname keşide ederek ayıplı mal ihbarında bulunmuştur. İşbu ihtarnameye tarafımızca 11.04.2017 tarihinde cevap verildiğini, Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, (TTK 4/1 mad., 18/2, 18/3,23/c) Davacı yanın 31.03.2017 tarihinde teslim aldığı mobilyalardaki açık ayıba ilişkin ihbarını 05.04.2017 tarihinde yapmasının kabul edilemez, yasaca cevaz verilemez, mahkemece dinlenemez nitelikte olduğunu, Yerel mahkemece ihbar süresine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmadığını,Yerel mahkeme kararının objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, TTK 227/4 maddesi ile hakime seçimlik hakların kullanılmasında geniş takdir yetkisi verdiğini, takdir yetkisinin kullanılması da durumun sözleşmeden dönmeyi haklı gösterip göstermemesi ile bağlantılı olduğunu, beyanları ve bilirkişi raporu neticesinde taraflar arasındaki satışa konu emtianın hasarlı olduğu iddia edilen kısmı sözleşmeden dönmeyi haklı göstermeyecek derecede olduğunun görüldüğünü, bu nedenle yerel mahkemenin hatalı olarak verdiği sözleşmeden dönme kararının hukuka mugayip olup mahkemece ilgili karar yerine ücretsiz onarılmasına karar verilmesi gerektiğini, Yerel mahkemenin verdiği kararda hüküm gerekçesinin eksik ve hukuka aykırı olduğunu, (HMK 297 mad.) Aynı zamanda Yerel Mahkemenin vermiş olduğu kararda “davacının işyerinde bulunan mobilyaların davalıya iade edilmesi şartı ile 7.344,00 TL’ nin 31.03.2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” kararının hukuka aykırı olduğunu, kararın infazının mümkün olamayacağını, ancak mümkün olduğu kabul edilse de ilgili mobilyaların ne şekilde iade edileceği, nakliye ve montajın kim tarafından yapılacağı hükümden anlaşılmadığını, yargılama süresince geçen zamanda mobilyalardaki yıpranma payları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, işbu karar sonrasında müvekkili şirketin, hem kullanılmış bir malı kabul etmek zorunda bırakıldığı, hem de hukuka ve yasaya aykırı olarak maddi zarara uğratıldığını, kanun koyucunun bu duruma icazet vermeyeceği, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında, davalı tarafından satılan ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme sonucunda davalı firmaya ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının KABULÜ ile, davacının işyerinde bulunan mobilyaların davalıya iade edilmesi şartı ile, 7.344 TL nin 31/03/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya arasında bulunan TEKNİK OFİS MOBİLYALARI FİYAT TEKLİFİ VE SATIŞ SÖZLEŞMESİ başlıklı imzasız mail yoluyla davalı şirketin satış sorumlusu … ile davacı şirket yetkililerinden … arasında fiyat teklifinde belirtilen ofis mobilyasının satışı konusunda anlaşma sağlanarak fiyat teklifinde belirtilen ürünlerin 31/03/2017 tarihli irsaliye fatura ile davacı şirket yetkilisi …’a imza karşılığında teslim edildiği, sevk irsaliyesi üzerine herhangi bir çekinde konulmadan teslim alındığı tesbit edilmiştir. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen davacı şirket yetkilisi … ile davalı satış sorumlusu … arasında yapılan 31/03/2017 tarihli whatsap mesajlarında, teslim edilen ürünlerden ayıplı ve eksik teslim edilen ürünlerle ilgili yazışmalar yapıldığı ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünlere ait fotoğrafların dosyaya ibraz edildiği tesbit edilmiştir. Davacı tarafça Büyükçekmece … Noterliğinden çekilen 05/04/ 2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile dava konusu mobilyaların ayıplı mal olduğunun ihtaren bildirildiği, davalı tarafça keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinden çekilen 11.04.2017 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile, mobilyaların eksiksiz teslim alındığını, sözde ayıbın nasıl meydana geldiği belirlendikten sonra, kendilerinden kaynaklanan her türlü ayıbı ücretsiz gidereceklerini ihtaren bildirildiği görülmüştür. Mahkemece, taraf vekillerinde katılımıyla mimar bilirkişiye mahallinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi tarafından davaya konu ürünler incelenmek suretiyle düzenlenen kök ve ek raporda, dava konusu mobilyaların 31.03.2017 tarihinde irsaliyeli fatura ile teslim eksiksiz teslim edildiği, kurulumun gerçekleştirilmeden tesliminin yapıldığı, ambalajlarının sökülmemiş olduğu, mobilyaların kullanılmadığı , dolap kapaklarının ambalajlama ve üretim hatası sonucu lake (boya) imalatının açık ayıplı olduğu , açık ayıbın giderilebilmesi için dolap kapaklarının yeni dolap kapakları ile değiştirilerek giderilebileceği, diğer masalar, etejerler ve bölücülerin satıcı firmanın katoloğunda belirtilen şekilde kurulduktan, temizliği ve bakımı yapıldıktan sonra varsa hatalarının görülebileceği belirtilmiştir. Davalı vekili bilirkişi ek raporuna yönelik verdiği itirazlarını içerir beyan dilekçesinde, müvekkili şirketin kendisinden kaynaklanan her türlü ayıbın ücretsiz giderileceğini mükerrer kere belirttiğini, dolabın tümünün iade edilmesi yerine dolap kapaklarının yeni dolap kapakları ile değiştirilerek açık ayıbın giderilebileceğine” dair karar verilmesi talep etmiştir. Taraflar TTK 16 madde hükmünce tacir olduğundan, ayıp ihbarının TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde BK’ nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, davacının ayıp iddiasını ve ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve geçerli olarak yapıldığını kanıtlaması gereklidir. Mahkemece verilen gerekçeli kararda ayıbın açık ayıp olduğu belirtilmiş olup bu tesbitin dosya kapsamına göre uygun olduğu tesbit edilmiştir. Davalı tarafça, davacının ayıp ihbarını süresi içerisinde yapılmadığını ileri sürdüğü halde mahkemece bu yönde bir tespit ve değerlendirme yapılmamış isede, TTK m.18/3’deki tacirler arasındaki bildirim usulleri geçerlilik şartı değil ispat şartıdır. Kaldı ki ayıp ihbarı TTK 18. maddesinde sayılan işlemlerden değildir. Davacı tarafça 31/03/2017 tarihli whatsap mesajları ile ayıp ihbarında bulunulduğu ileri sürülmüş olup davalı satış sorumlusu ile davacı şirket yetkilisi arasında yapılan whatsap mesaj içeriklerine göre ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/4077 Esas- 2021/3351 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Mahkemece alınan kök ve ek raporda, dolap kapaklarının ambalajlama ve üretim hatası sonucu lake (boya) imalatının açık ayıplı olduğu , açık ayıbın giderilebilmesi için dolap kapaklarının yeni dolap kapakları ile değiştirilerek giderilebileceği, diğer masalar, etejerler ve bölücülerin satıcı firmanın katoloğunda belirtilen şekilde kurulduktan, temizliği ve bakımı yapıldıktan sonra varsa hatalarının görülebileceği belirtilmiş olup dolap kapakları dışında diğer satılan ürünlerde ayıp olduğuna dair bir tesbitin olmadığı görülmüştür. Mahkemece verilen gerekçeli kararda, davalı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı verdiği beyan dilekçesinde ki itirazlarının değerlendirilmediği, davacı tarafından davalıdan 6 parça mal satın alınmış olup bilirkişi raporlarında ayıplı olduğu tespit edilen dolap kapaklarının ambalajlama ve üretim hatası sonucu lake (boya) imalatının açık ayıplı olduğu , açık ayıbın giderilebilmesi için dolap kapaklarının yeni dolap kapakları ile değiştirilerek giderilebileceği belirtilmiş olup buna göre mahkemece, TBK. 227 Maddesindeki;” Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir,” hükmü ile TBK 230 madde hükmü uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ilgili madde hükümleri uyarınca değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. HMK’nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. Gerekçesi bulunmayan bir hususun istinaf aşamasında denetlenmesi mümkün değildir. HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.) 353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Dairemizin kabulüne göre davalı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/10/2019 tarih ve 2017/787 Esas 2019/941 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.