Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/505 E. 2020/789 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/505 Esas
KARAR NO : 2020/789 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2018/862 Esas 2019/847 Karar
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, … A.Ş.’ye … T.A.Ş. Köroğlu Şubesi tarafından genel kredi sözleşmelerine istinaden kredi hesabı açılarak kredi kullandırıldığını, davalıların da kullandırılan kredide müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kullandırılan kredi alacağının TSMF tarafından … A.Ş ye devir ve temlik edildiğini, … A.Ş.’nin …Anonim Şirketi ile birleşme hükümlerine göre bütün aktif ve pasifleri ile aynen devir almak suretiyle birleştirilmesine karar verildiğini, kullandırılan kredi ile ilgili Ankara … Noterliği 13.09.2002 tarih ve … numaralı ihtarname gönderilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak kullandırılan krediye ilişkin bedellerin bu güne kadar ödenmediğini, davalıların ödemelerde temerrüde düşmesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile davalılar aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, davalıların borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu beyanla; davanın kabulüne, davalıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, Öncelikle davacının dava açılışta harç yatırmadığını, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, işlem yapılan banka şubesinin (ifa yeri) ve sözleşmenin kurulduğu yerin (Köroğlu Şubesi) Ankara’da bulunduğunu, davalı borçluların yerleşim yerlerinin de Ankara olduğunu, İstanbul Mahkemelerinin İİK’nun 50, HMK’nun 10 ve BK’nun 89. maddeleri uyarınca yetkisiz olduğunu, esasa ilişkin olarakta; davacı yanın dayanak ihtarnamesinin tetkikinden alacağın; 21.05.1998 tarihinde düzenlenen 6.000.000.000 TL tutarlı 1 adet teminat mektubunun devre komisyonu 599.775.750 TL ve 12.03.2002 tarihinde iade edilmiş 6 adet teminat mektubunun geçmiş devre komisyonları 891.203.250 TL olmak üzere toplam 1.490.979.000 Eski TL ( Yeni TL ile 1.491,00 TL) asıl alacak ve bunun takip tarihine kadar işlemiş faizi olduğunun anlaşıldığını, öncelikle teminat mektuplarının sunulması, mahiyetinin belirlenmesinin gerektiğini, teminat mektubunun miktarının ne olduğu, süreli mi süresiz mi olduğu, süreli ise ne kadar süreli olduğu, hangi dönem devre komisyonları için alacak talep edildiğinin, dayanak teminat mektuplarının bu dönemleri kapsayıp kapsamadığının, teminat mektubunun süresi sona erdikten, teminat mektubu hükümsüz hale geldikten sonrası için mi komisyon istendiğinin davacı yanca açığa kavuşturulması gerektiğini, kredi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonraki aşamalarda, bir güven kurumu olması gereken bankanın kayıtlarını gerçeğe uygun tutmayarak sonradan bir takım hayali alacaklar yaratma yoluna gittiğini, kabul anlamına gelmemekte birlikte şayet talep edilen devre komisyonlarını kapsayan geçerli bir teminat mektubu var ise; talep edilen komisyon tutarlarının sözleşmeye ve bankaların genel uygulamasına uygun olup olmadığı, fahiş komisyon bedeli talep edilip edilmediğinin incelenmesi gerektiğini, talep edilen faiz miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 05/11/2019 tarih 2018/862 Esas 2019/847 Karar sayılı kararında;”Dava; Temlik veren ile davalılar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz etmesi üzerine açılan İİK. 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlular …A.Ş., … A.Ş., … aleyhine 1.490,98-TL asıl alacak, 9.631,60-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.122,58-TL alacağın tahsili için 27.06.2013 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlulardan … süresinde borca, faize ve yetkiye itiraz ettikleri anlaşılmaktadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 03.05.2018 tarih, 2018/555 Es. ve 2018/521 K. sayılı ilamında ” …. takibin dayanağı dosyada bulunan 11.06.1998,22.06.1998 ve 17.7.1998 tarihli kredi sözleşmelerinin İnterbank’ın Antalya Şubesi ile davalılar arasında akdedildiği, davalıların ikametgahlarının Antalya olduğu, sözleşmelerde İstanbul İcra Dairelerini ve Mahkemelerini yetkili kılan bir yetki şartı bulunmadığı, aranılacak borçlarda TBK 89.maddenin uygulanamayacağı nazara alındığında takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğinden gerekçe bu şekilde düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan dava konusu icra takibinin dayanağını oluşturan 14.11.1997 tarihli genel kredi taahhütnamesinin incelenmesi neticesinde 14.11.1997 tarihli genel kredi taahhütnamesinin dava dışı … A.Ş. ile …T.A.Ş.’in Ankara Şubesi arasında akdedilldiği, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşmede İstanbul İcra Dairelerini ve Mahkemelerini yetkili kılan bir yetki şartı bulunmadığı tespit edilmiştir. Takip talebi ve dava dilekçesinin incelenmesinde davalıların adreslerinin “Çankaya/ANKARA” olarak bildirildiği ve dava dilekçesinin bu adrese tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.İtirazın iptali davasında dava koşullarından biri yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunması ve borçluya yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ edilmiş olmasıdır.Somut olayda davalılar tarafından borçla birlikte süresinde icra dairesinin yetkisine de itirazda bulunulduğu, itirazın iptali davasında dava koşullarından biri yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunması ve borçluya yetkili icra dairesinden ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması gerekmekte olup dava konusu icra takibinin dayanağını oluşturan dosyada bulunan 14.11.1997 tarihli genel kredi taahhütnamesinin … T.A.Ş.’in Ankara Şubesi ile davalılar arasında akdedildiği, davalıların ikametgahlarının Çankaya/Ankara olduğu, sözleşmede İstanbul İcra Dairelerini ve Mahkemelerini yetkili kılan bir yetki şartı bulunmadığı, aranılacak borçlarda TBK 89.maddenin uygulanamayacağı nazara alındığında takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olduğu analaşılmakla ve yukarıda belirtilen İstinaf kararı doğrultusunda davalıların icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu yetki itirazları yasal ve yerinde olmakla takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle …”gerekçesi ile, Davalıların icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu yetki itirazları yasal ve yerinde olmakla takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davanın usulden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirket ile davalılar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi mad. 44 ile kredinin nakledildiği şube ikametgahındaki mahkemeyi yetkili kıldıklarını, Söz konusu alacak… A.Ş.’ye devir ve temlik edilmiş olup, genel kredi sözleşmesi yetkiyi düzenleyen 44/2. Mad. uyarınca … A.Ş.’nin ikametgahında bulunan mahkemelerin de yetkili kılındığını, Davalı taraf tacir olduğundan yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu, Yetki sözlemesi yapılmasa idi dahi davalıların yetki itirazının ret edilmesi gerektiğini, 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımni olarak belirlenmediği durumlarda, para alacağına dair davalarda para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklı müvekkili davacının adresi de İSTANBUL olduğundan bu yönden dahi İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Müvekkili şirketin adresi “… Cad.No: … Blok … Esentepe / İstanbul” olduğunu, ( HGK’nun 19.3.2014 tarihli 2013/11-630 Esas 2014/332 Karar sayılı kararı, 13 HD 09.03.2015 T 2015/4565 E. 2015/7007 K.)İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/862 Esas 2019/847 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, temlik eden banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalıların müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, genel kredi sözleşmesi gereğince asıl borçluya kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, davalılar hakkında yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davalıların icra dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığından bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İcra takibinde yetki İİK 50. maddede düzenlenmiş olup, İİK 50. madde icra takibinde yetki hususunda HMK’ ya gönderme yapmıştır. İİK. 50. maddesi yollaması ile uygulanacak olan HMK’ nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK’nını 10. Maddesine göre de sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.TBK’nın 89. Maddesinde Aksine bir anlaşma yoksa, Para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği düzenlenmiştir,HMK’nın 17. Maddesine göre Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. … T.A.Ş. 27 Ekim 2000 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmiştir. Dosyadaki temlik sözleşmesinden davaya ve takibe konu alacağın TMSF tarafından … yönetim şirketine temlik edildiği, davacı …. Şirketi ile … şirketinin birleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, takibe konu borcun dayanağı genel kredi sözleşmesi asıl borçlu … A.Ş. İle temlik eden … T.A.Ş. Ankara/Köroğlu şubesi arasında imzalanmıştır. Davalılar genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamışlardır. Davalılar dahil tüm borçluların yerleşim yeri adresi Ankara’dır. HMK’nın genel yetki kuralını düzenleyen 6. Maddesine göre yetkili icra dairesi Ankara icra dairesidir. HMK 10 ve TBK 89. Maddelerine göre ifa yeri icra dairelerinin de yetkili olduğu anlaşılmakla, anılan maddelere göre para borcu alacaklarında alacaklı yerleşim yeri icra dairesi de yetkili olduğundan ve söz konusu takipte genel kredi sözleşmesini temlik eden bankanın Ankara/Köroğlu şubesi imzaladığından ifa yeri bakımından da Ankara İcra daireleri yetkilidir. Taraflar arasında imzalanmış genel kredi sözleşmesinde yetkiye dair 43. Maddede yetkili mahkeme gösterilmemiş, boş bırakılmıştır. Buna göre taraflar arasında usulüne uygun düzenlenmiş bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır.Buna göre, takipte Ankara icra dairesi yetkili olduğundan, İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin taraflar arasında düzenlenmiş yetki sözleşmesi de bulunmadığından takibin yapıldığı İstanbul İcra Dairesi yetkili değildir.Davalı borçlular kendilerine tebliğ edilen ödeme emrine süresinde yaptıkları itiraz ile İstanbul İcra dairesinin yetkisine itiraz ederek Ankara icra dairesinin yetkili olduğunu belirttiklerinden ve itirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde usulüne uygun yapılmış ve süresinde itiraz ile durmuş bir takibin bulunması dava şartı olduğundan, mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.